Leman Halilova “Azerbaijan Realities”
Günümüzde uluslararası
arenada en güncel konulardan biri enerji taşımacılığı uğruna dünya ülkelerinin
rekabetidir.Bu rekabette avantaj kazanmaya,dünyada bir ölçüde söz sahibi
olmaya, ayrıca devletlerin kendi ekonomik , siyasi , hem de askeri gücünün artmasına
etki eder. Çünkü gittikçe tükenen enerji kaynaklarına alternatif yöntemler bulunmadığı
sürece devletleri kendisinden bağımlı duruma düşürüyor.
ABD’nin Enerji Bilgi
İdaresi’nin 2013 yılındaki verilerine göre Azerbaycan’ın Hazar’da 1,5
trln.metreküp gaz, 6,8 milyar.varil petrol rezervleri vardır. Ulusal düzeyde
çok büyük servet hesap edilebilen bu rakamlar, küresel anlamda da büyük mahiyet
arz etmektedir. Bugün bölgenin en güçlü devleti olan Azerbaycan kendi enerji
ihtiyaçlarını tam olarak kendi servetleri hesabına temin etmektetir.İşte bu
yüzden de Azerbaycan’ın dünya enerji bölgesindeki yeri gittikçe artıyor ve
dünyanın bir takım nüfuzlu devletleri, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri
Azerbaycan’la enerji politikasına can atıyorlar. Güney Kafkasya’nın hidrokarbon
rezervleri ile zengin devleti olan Azerbaycan Cumhuriyeti de bağımsızlığını
kazandıktan bugüne kadar bu kaynaklarını verimli kullanarak bölgesel ve
uluslararası düzeyde dünya devletleri ile enerji alanında işbirliğine ilgi
gösteriyor.
Azerbaycan Cumhuriyeti
bağımsızlık kazandıktan sonra öne sürülmüş önceliklerinden biri doğru enerji
stratejisinin kurulması,dünyanın gelişmiş ülkeleri ile enerji alanında
karşılıklı-yararlı ilişkilerin oluşturulması ve dünya enerji mekanında yüksek
yerlerden birine ulaşılması idi.Bunun ise birkaç nedeni var:
1-Dikkate alınmalıdır ki, bağımsızlığın
ilk yıllarında her alanda Azerbaycan ciddi krizle geçiriyordu ve o zaman enerji
kaynaklarının kullanılması için teknolojik araçlara ihtiyaç duyuyordu, yabancı
devletlerle petrol – gaz projelerinin işlenmesi ve antlaşmaların imzalanması bu
sorunların kısmen çözülmesi demekti;
2-Bilindiği gibi, Azerbaycan
o dönemde Ermenistan’ın saldırısına maruz kalmış ve toprakları işgal
edilmişti.Bu nedenle yabancı devletlerin Azerbaycanın enerji ve ekonomik
ilişkilere katılımı,enerji anlaşmalarının imzalanması onun egemenliğine destek
olarak mümkündü;
3-Bugüne kadar devam eden
Ermenistan – Azerbaycan,Dağlık Karabağ sorununda Azerbaycan kendisine bu yolla
uluslararası ortaklar kazanabilirdi;
4-Ayrıca şimdi de devam eden
temel sorunlardan biri olan Hazar’ın hukuki statüsü konusunda da Azerbaycan dış
ülkelerle petrol ve gaz projeleri imzalayarak bu devletlerin desteğini kazanma
şansı elde edebilirdi;
5-Ayrıca dünyanın önde gelen
devletleri ile enerji politikasının kurulması bu devletler tarafından
Azerbaycan’ın uluslararası güvenlik ve ekonomik işbirliği sistemine
entegrasyonuna yardım göstermelerine ortam yaratma imkanı veriyordu .
İşte bu zorunluluktan ileri
gelerek Azerbaycan Cumhuriyeti’nin gerçekleştirdiği enerji stratejisi olumlu
sonucunu gösterdi. 20 Eylül 1994 yılında imzalanan ilk petrol anlaşması olan
” Yüzyılın anlaşması ” Azerbaycan’ın petrol endüstrisinin
gelişmesinde yeni dönemin temelini oluşturdu.Anlaşmanın imzalanmasından ve
projelerin yapılması ( Bakü-Tiflis-Ceyhan ana petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum gaz
ihracı kemerleri ) geçen süre zarfında Azerbaycan öne sürülen bir takım
hedeflere ulaşması ile sonuçlandı:
1- Ülkemizde uluslararası
alanda nüfuzunu önemli ölçüde yükseltti ;
2- Bu anlaşmayı imzalayarak
Azerbaycan dünya ekonomisine entegre imkanı elde etti ;
3- Elde edilen gelir halkın
refahının iyileştirilmesinde önemli bir rol oynadı;
4- Petrolden gelen gelirler
ekonominin çeşitli alanlarına yönlendirilerek gelişime zemin yarattı;
5- Azerbaycan’da barışın ve
güvenliğin sağlanmasına dış devletler tarafından destek arttı ;
6 -Ülkenin jeopolitik konumu
daha da pekişti ;
7 -Dünya ülkelerinin
Azerbaycan’a olan ilgisi daha da arttı .
Böylece bu anlaşma Azerbaycan’ın kapsamlı gelişmesine
katkıda bulundu. Elde edilen bu başarılar ve “Yüzyılın anlaşması” nın
hayata geçirilmesinde özellikle Avrupa ülkeleri tarafından Azerbaycan’la
işbirliğine ilgiyi artırdı ve günümüzde gerçekleşen yeni petrol ve gaz
anlaşmalarının imzalanması ve projelerin uygulanması için önemli temel rolünü
oynadı.Bunun da esas temeli 2006 Kasım’ında Brüksel’de “Azerbaycan
Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasında enerji konularında stratejik ortaklık
dair mutabakat zaptı” nun imzalanması oldu.
Bugün Avrupa’da enerji
taşıyıcılarına talep her geçen gün artıyor ve Avrupa ülkeleri bu talebi
karşılamak için Azerbaycanla bu alanda işbirliğine can atıyor.İşte bu yüzden de
uzun yıllar Azerbaycan gazının Avrupa’ya nakli yönünde devam eden tartışmalar
en güvenli yol olan Trans Anadolu doğal gaz boru hattı ( TANAP ) güzergahının
seçilmesi ile sonuçlanmıştır.2011 yılı Ekim ayının 25-de Türkiye’nin İzmir
şehrinde “Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
arasında doğalgazın Türkiye Cumhuriyeti’ne satışı ve Azerbaycan
Cumhuriyeti’nden gelen doğalgazın Türkiye Cumhuriyeti üzerinden transiti
hakkında ve doğalgazın Türkiye Cumhuriyeti toprakları nakledilmesi için
bağımsız boru hattının yapımına ilişkin” anlaşma imzalanmıştır.2012-yılı
26 Haziran da ise İstanbul şehrinde “Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ve
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında Trans-Anadolu doğalgaz boru hattı
sistemi” anlaşmasına imza atılmış ve 2012 yılı 20 Kasım Azerbaycan
Cumhuriyeti Milli Meclisi tarafından her iki sözleşme onaylanmıştır.
TANAP projesinin imzalanmasındaki
amaç Azerbaycan’ın Şahdeniz yatağının ikinci safhasından üretilen doğalgazın
Avrupa pazarlarına naklinin sağlanmasıdır.Aynı zamanda bu proje Azerbaycan’ı
Avrupa için önemli gaz üreticisine çevirecek.
Devlet Petrol Vakfının
verilerine göre doğalgazın Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden transit geçişi
Gürcistan-Türkiye sınırından başlayarak Türkiye’nin Yunanistan ve
Bulgaristan’la sınırlarında bulunan çıkış noktalarına veya tarafların gelecekte
ikna olabilecek başka çıkış noktalarına nakil planlanıyor.Bu arada,Avrupa’nın
enerji güvenliğine önemli katkıda bulunan TANAP projesinin beş yıl içinde
gerçekleşmesi öngörülmüştür.Proje 4 aşamada gerçekleştirilecektir ve ilk aşamanın
2017 yılı sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.İlk dönemde TANAP hattı ile
nakil edilecek 16 milyar metreküp Azerbaycan gazının 10 milyar metreküpü
Avrupa’ya,6 milyar metreküpü ise Türkiye’ye satılacak.Proje 7 milyar ABD
dolarına mal olacak.Uzunluğu yaklaşık 2 bin kilometre olan boru hattının çapı
56 inç veya 1,4 metre tasarlanmıştır. Memoranduma uygun olarak projede Türk
katılımcıları 20 % ve Azerbaycan katılımcıları % 80 paya sahip.
TANAP projesinin devamı
olarak,Azerbaycan’dan ihraç edilen gazın Avrupa’ya nakli yönünde bir takım
yollar ( “NABUCCO ” , İTGİ ( Türkiye – Yunanistan – İtalya doğalgaz
boru hattı ) ve SEEP ( Güney-Doğu Avrupa boru hattı ) teklif edilsede,sonuçta
2013 yılında “Şahdeniz” Konsorsiyumu Azerbaycan gazını Avrupa’ya
taşıyacak proje gibi Trans-Adriyatik Doğal Gaz Hattı projesi ( Trans –
Adriyatik Pipeline ( TAP ) ) seçilmiştir .
Bu proje Güney Kafkasya Gaz
Hattı ( Bakü-Tiflis – Erzurum ) ve Trans-Anadolu Gaz Hattının ( TANAP ) devamı
olup , “Şahdeniz-2” yatağındaki gazın Yunanistan ve Arnavutluk
ile,Adriyatik Denizi ile İtalya’nın güneyine,oradan da Batı Avrupa’ya naklini
öngörüyor.Bilgiye göre Azerbaycan gazının bu boru hattı aracılığıyla 2019
yılında Avrupa’ya ulaştırılması planlanıyor.
Belirtelim ki,TAP projesinin
temel rakibi “Nabucco west” olarak görülüyordu.Fakat bu iki proje
içerisinden TAP-ın seçilmesinin bir takım siyasi ve ekonomik nedenleri vardı :
1-TAP-ın uzunluğu 870 kilometre olduğu halde
(Yunanistan ve Arnavutluk ile,Adriyatik Denizi ile İtalya’nın güneyine,oradan
da Batı Avrupa’ya) Bulgaristan,Romanya,Macaristan’dan geçerek Avusturya’ya
ulaşmalı olan “Nabucco west ” in uzunluğunun 1300 kilometreden
fazladır;
2-TAP-ın
gerçekleşmesi için ilk olarak 2,2 milyar dolarla başlama imkanı varken,
“Nabucco west” e ise 7,9 milyar dolar talep edilmesi hem zaman hemde
para açısından TAP daha karlı olarak kabul edilir;
3-
Batıyla Rusya arasında mevcut olan doğal gaz sorunları yüzünden “Nabucco
west” projesinin Rusya tarafından hiç de hoş karşılanmadığını göz önünde
bulundurursak, Azerbaycan gazının Avrupa’ya nakli için TAP projesinin seçilmesi
uluslararası politikasında da daha az risk taşımaktatır.
Ayrıca,Azerbaycan
gazının İtalya’dan Avusturya’ya,İsviçre’ye,Almanya’ya ve diğer ülkelere
ulaştırılması da tasarlanmıştır.Ayrıca Brüksel’de Adriatik- İonika Konseyi XV
toplantısının sonunda Arnavutluk,Bosna Hersek,Hırvatistan,
Yunanistan,İtalya,Karadağ,Sırbistan ve Slovenya bölgesel enerji projeleri
arasında öncelikle TAP-a özel destek vereceklerini vaat ettiler.Bu ise projenin
küresel öneminin artması demektir.
Bilindiği
gibi,17 Aralık 2013 yılında Devlet Petrol Şirketi ile BP arasında
“Şahdeniz” projesinin ikinci aşaması nihai yatırım anlaşması,ayrıca
Azerbaycan gazının Batı’ya naklini öngören transit ülkeler arasında
“Güney” gaz koridorunun hayata geçirilmesi alanında işbirliğine dair
Mutabakat Zaptı imzalandı.İmza töreninde bir konuşma yapan Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bildirmiştir ki, “Şahdeniz-2”, TANAP ve
TAP dünyanın en büyük enerji projelerindendir.O,hatta bu anlaşmaya “XXI
yüzyılın anlaşması” adını koymuştur.
Genelde
tüm bu projelerin uygulanması Azerbaycan Cumhuriyeti için sadece ekonomik
değil,aynı zamanda sosyal,siyasi,güvenlik,askeri,hatta neredeyse tüm alanlarda
özel öneme sahiptir.Kısa olarak bunları aşağıdakiler gibi açıklaya biliriz:
1-
Uzmanlara göre,Azerbaycan’ın Avrupa’ya gaz ihracatından yaklaşık 200 milyar
dolar gelir elde edilecek ki,bu gelirlerin diğer alanlara yatırılması sonucunda
öncelikle ülke ekonomisini daha da canlandırmak mümkün olacak;
2-
Ülkede nüfusun rifahının iyileştirilmesi,işsizliğin,yoksulluğun
azaltılması,ülkeye modern teknolojilerin getirilmesi,yeni iş yerlerinin
açılması, bölgelerin gelişmesine ortam yaratacak;
3-Bu
projeler Azerbaycan’ın uluslararası ekonomik ve siyasi nüfuzunun hızla
artmasını olumlu yönde etkileyecektir ;
4-
Bu projeler aracılığıyla Doğu-Batı enerji koridorunun şekillenmesinde
Azerbaycan’ın rolü artacaktır;
5-
Projenin uygulanması Kafkasya’da stratejik açıdan en uygun konumda bulunan ve
bu yüzden büyük devletlerin ilgi odağı olan Azerbaycan’ın milli
güvenliğinin,hem de onun bir parçası olan enerji güvenliğinin sağlanmasında
Avrupa devletlerinin desteğini artıracaktır;
6-
Azerbaycan gazı ile sağlanan devletlerle kurulmuş sağlam ikili işbirliği
sonucunda Dağlık Karabağ sorununda Azerbaycan’a Avrupa Birliği devletlerinin
desteğini artıracaktır.
Böylece
Azerbaycan enerji diplomasisi aracılığıyla bütün dünyanın büyük devletleri ile
iyi dostluk ilişkilerini ve bu ilişkilerin devletlerarası ilişkilerin
gelişmesine sağlam zemin oluşturacaktır.
Azerbaycan’ın modern enerji
politikasında başlıca konuma sahip olan TANAP,TAP ve “Şahdeniz-2”
enerji projelerinin temelinin atılması bugün iki kardeş ülke olan Azerbaycan ve
Türkiye’yi daha da yakınlaştırmakla birlikte,ayrıca Azerbaycan’ın Avrupa
devletleri arasında nüfuzunun yükselmesine ve Avrupa Birliği’ne entegrasyon
sürecinin hızlanmasına önemli katkı sağlayacaktır.