1988 yılının Ağustos ayında açılan Sarp Sınır Kapısı, uzun yıllar kapalı olan iki ülkenin sınırının açılması ve insanların birbirleri ile buluşmasını sağlamıştır. Sarp Sınır Kapısının açılması ülkemiz açısından 20.yüzyılın en önemli gelişmelerinden biridir. O dönemde Sovyetler Birliği adı ile devlet sınırı olan, daha sonra Birleşik Devletler Topluluğu adını alan ve günümüzde Gürcistan Cumhuriyeti adıyla şekillenen komşu ülkemizle Türkiye Cumhuriyeti arasında uzun yıllar kapalı durumda olan sınırlar böylece tüm insanlığa açılmış oldu.
1988 yılının Ağustos ayında açılışı yapılan sınır kapısının o tarihi gününü ve anısını bizzat canlı olarak yaşadım. O tarihi günde sınırın her, iki yakasında binlerce insan toplanmış durumdaydı. İnsanlar büyük bir heyecanla açılış törenini izliyordu.Açılış töreninde Bakanlar düzeyinde katılım olmuş ve protokol konuşmaları yapılırken,uzun yıllar birbirine hasret her iki ülkenin halkı sabırsızlıkla konuşmaların bitmesini bekliyordu. Nitekim konuşmalar bittiğinde insanlar güvenlik koridonunu aşarak birbirlerine sarılarak kitlesel bir şekilde bir araya gelerek tarihi bir kaynaşma yaşadı.
Bu durum karşısında yetkililer birkaç saatliğine sınırı açıp insanların Sarp Köyünün her iki yakasında birbirleri ile görüşmelerine izin verdiler. Bu birkaç saatliğine de olsa kısa sürede 70 yılı aşkın bir süredir birbirlerini göremeyen akrabalar, dostlar birbirlerini bularak, sarılarak, kucaklaşarak, ağlaşarak, sevinerek hasret gidermeye çalıştılar. Bu şekilde tarihi ve anlamlı bir günün sonucunda Sarp Sınır Kapısı resmi olarak açılmış oldu. Sarp sınır kapısının açılmasıyla gerek Türkiye gerek eski Sovyetler Birliği’ni oluşturan cumhuriyetlerdeki insanlar karşılıklı olarak ülkelere giriş yaparak, ticari, sosyal, kültürel, eğitimsel, sportif vb. etkileşimler içinde bulundular.
Gençler birbirlerini severek yeni yuvalar kurdular. Her iki taraftaki toplumda bu süreç içerisinde acı tatlı yaşantılar da oluşmaya başladı. Esas olarak sınır kapısının açılması bir takım sorunları da beraberinde getirmeye başladı. Son yıllarda uygulamaya konulan ve gayet olumlu bir adım olan kimlikle geçiş uygulaması karşısında sınır kapısındaki yığılmaları azaltıp, bıktırıcı olmadan düzenli geçişi sağlama noktasında sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu konuda her iki ülke yetkililerinin soruna çözüm bulucu düzenlemeleri ve gereken adımları atmaları çok önemli bir uygulama olacaktır.
Ayrıca ticari ve ekonomik hareketliliğinin temel dayanağı olan TIR taşımacılığında da bir çok sorunlar oluşmuş bulunmaktadır. TIR geçişlerinde sınırlama ve kota konması, TIR’ların uluslar arası yolda uzun kuyruk oluşmasına neden olmakta, kazalara davetiye çıkarmakta, yol güvenliğini tehdit etmektedir. TIR’ların günlerce kuyruk oluşturması TIR şoförlerini de olumsuz etkilemekte, kendilerini bekleyen eşinden, çocuklarından uzun bir süre ayrı kalmalarına neden olmaktadır.
Sonuç olarak Sarp Sınır Kapısında gerek araç geçişleri gerekse yaya insan geçişlerinde akılcı ve rasyonel düzenlemelerin yapılması, yığılmaların ve birikmelerin önüne geçilmesi her iki ülke insanlarının daha rahat ve düzenli geçişlerinin sağlanabilmesi için gerek Türkiye Cumhuriyeti gerekse, Gürcistan Cumhuriyeti yetkililerinin soruna kalıcı ve akılcı çözümleri bulup uygulamaya sokmaları en gerçekçi yaklaşım ve adım olacaktır.