Osman Bey hastane
odasında karışık duygular içinde beklerken, bir ağlama sesi geldi koridordan,
kalbi bir başka çarptı. O getirilen, o sesini duyduğu bebek Fatma ve kendisinin
bebekleri miydi? Bulunduğu odaya, yanı başına geldiler, inanamıyordu o bebek
onundu yani. Nur topu gibi bir oğlan çocuğu olmuştu. Dokunmaya, tutmaya kıyamadı, minicikti. Kendi
bile kıyamazken hemşireler ne yapıyordu ona, iğne falan Hepatit B aşısıymış,
sırası mı şimdi. Tam da sırasıydı, ilk doz Hepatit B aşısını vuruldu Kerem.
İlerde bir şekilde düşman Hepatit B ile karşılaştığında, o savaşçılarını çoktan
hazır etmiş olacaktı. 2 doz daha var
dediler; 1 ay sonra ve 6. ayda. Oh içi rahatlamıştı, 1 ay bebeğinin canı
yanmayacaktı.
Derken o da ne,
bebekleri beslendikten 48 saat sonra topuğuna bir iğne batırılacak ve topuk
kanı alınacakmış. Peki ya buna ne gerek vardı şimdi, yazık değil mi minicik
Kerem’ine. Fenilketonüri taraması için gerekliymiş. Ailevi geçişli, metabolik
bir hastalıkmış. Bu hastalarda
fenilalanin hidroksilaz isimli enzim eksikmiş. Eksik olduğu için görevini
yapamazmış. Yani proteinli gıdalarda bulunan fenilalanin isimli aminoasidi
parçalaması gerekirken parçalayamazmış ve parçalanmamış fenilalenin kanda, dokularda, beyinde birikirmiş. Çocuğun
gelişmekte olan beynini harap ederek ileri derecede zihinsel özürlü olmasına
neden olurmuş. Üzerine hayaller kurduğu okuyacak, adam olacak Kerem’in
zekasında gerilik olması Osman Beyin hiç düşünmediği ve her baba gibi hiç
istemeyeceği bir durumdu. 3 gün sonra oğlunu kendi elleriyle getirecekti tarama
için ve getirdi de.
Merak etmiyor değildi
ola ki bebeğinde bu çıkarsa, tedavisi nasıldı, ne kadar iyileşme sağlıyordu.
Kan alınmış Kerem susmuştu bile, ne de iyi etti getirmekle. Tedavinin ömür boyu
sürecek bir diyet olduğunu, hastalıktaki problemin fenilaleninin vücutta
birikmesi olduğu için, kişinin fenilalenin içeren besinleri yememesi
gerektiğini, bu besinlerin protein ağırlıklı et, süt, balık gibi besinler ile
buğday, çavdar, yulaf gibi tahıllar olduğunu, böyle hastalar için özel besinler
satıldığını ve en önemlisi de tedaviyle kişilerin sağlıklı bir yaşam
sürdüklerini de öğrenmişti.
Ne de iyi etmişti
getirmekle Kerem’ini