Cuma, Aralık 5, 2025
tr
Ana Sayfa GENEL Akil adamlar

Akil adamlar

  Yıllar öncesini, özellikle 1975-1980 yıllarında gençliğini yaşayanlar iyi hatırlar; o zaman ki deyimle sağ-sol çatışması yaygındı. Hemen hemen her gün gazete ve televizyonda onlarca gencin öldürüldüğü haberlerine rastlanıyordu. Hükümetler soruna bir türlü çare bulamıyorlardı. Çorum, Sivas ve Kahramanmaraş olayları kardeş kardeşi vurmaktan daha ileri gitmiş iç çatışma kıvılcımlarına dönüşmüştü. Güzel ülkemiz kaosa sürükleniyordu. Toplum cepheleşmişti. Çok sayıda fraksiyon vardı. Hatta zaman zaman bir görüşe ait fraksiyonlar bile birbirlerini daha az pasif olmakla suçlayıp şiddeti körüklemek istiyorlardı. Sonra birden ışıklar söndü (tiyatroda da böyle olur ya) ve tekrar yandı. Sahne değişmişti. Birbirini öldürenler gitmiş yerini başka bir sahne almıştı, ortada ne şiddet vardı ne de bir terör olayı. Önceki sahnenin oyuncuları perde arkasına alınmıştı. Sanırım herkes bu perde arkasının ağırlıklı olarak Mamak olduğunu anlayacaktır.
Tiyatronun yöneticilerinin bir kısmı bir süreliğine Zincirbozan’a tatile gitmişti! Gerçekten bunlar bir tiyatro oyunu muydu da bir gecede duruverdi. Aradan 30 yıldan fazla süre geçince bunun tiyatro olduğu anlaşılmıştı. Çünkü tiyatronun finalinde darbe yapılmıştı. Peki bundan sonraki 30 yılda ne oldu. Bu günlerde; adına süreç denilen duruma gelinmesi için yaklaşık 40 bin insanın (Türk’ü, Kürt’ü) bununda 7000 kadarının güvenlik görevlisinin şehit olduğu yüz milyarlarca doların zararın olduğu durum ortaya çıktı. Bugünün gençleri de bundan 30 yıl sonra (belki daha erken) bunun da acı bir tiyatro oyunu olduğunu söyleyecekler mi?
  Şimdi akil insanlara bakıyorum basından takip ettiğimiz kadarıyla, muhtemelen tamamına yakını muhalefet etmeyenlerden. Muhtemelen muhalif akil insanlara da teklif götürülmüş onlar da kabul etmemiş olabilirler. Her ne şekilde olursa olsun tek sesli akil adamlar topluluğu, şimdiye kadar ne söylediyse bundan sonrada farklı bir şey söylemeyecektir. Şunu da not düşelim. Terör bitmeli, kesin bitmeli bunda şüphe yok, bu ortak paydadır. Kesirin pay kısmında fırtına kopuyor. Terör devletin istediği gibi mi yoksa terör örgütünün istediği gibi mi sona erecek bu önemli. Önceleri bir parti terör sorunun çözülmesi için İmralı’daki terör örgütü liderinin dikkate alınmasını söylemişti. Şimdide çözümün olması için statü ve özerkliğin şart olduğu ileri sürüyorlar. Hatta bu görüşleri dile getiren partinin başkanı çekilme sürecinde güvenlik güçleri devreye girerse sürecin biteceğini söyledi. Şimdi akil adamlar neyi anlatıyorlar. Onlara sormak istiyorum. Bir ülkenin içinde (ki O ülke TÜRKİYE) ağır silahları olduğunu belirten terör örgütünün katlettiği sivil insanları ve şehit edilen güvenlik görevlileri için nasıl bir açıklama yapıyorlar.
  Hakkınızı terör örgütüne helal edin bundan sonra terör olmasın mı diyorlar. Bu milletin ana unsuru olan Türk kelimesinin çağrıştırdığı her şeyi görmezden gelin mi diyorlar. Tekrar söylüyorum, terörden medet umanların teröristten farkı yoktur. Darbeden medet umanların darbeciden farkı yoktur. Ama illaki adalet lazım. Son dört aydır şehit haberleri gelmiyor diye haber yapılıyor, sadece bu değil güvenlik güçlerimizin de yaptığı bir operasyon ve buna bağlı olarak can kayıbı da yok, bu elbette özlenen, arzu edilen bir durumdur. Dikkat edilirse şehit deniyor, kim şehit oluyordu bu vatan uğruna toprağa düşenler, kimler şehit ediyordu ülkemizin içinde ağır silahları olduğunu kendi ağızları ile söyleyen teröristler. Kısaca yapan yaptığı ile mi kalacak.  Görünüm hangisini ön plana çıkarıyor siz karar verin. Bu ülkede yaşayan tüm insanlar gerçekten insan haklarına kavuşacak bir düzenlemeyi görürse, eğitim, sağlık, güvenlik altyapı ve ekonomik şartları eşit hale gelirse kürt meselesi ya da diğer insanların meselesi çözülmüş olmaz mı?
  Son olarak; uzun yıllar Batı’nın çifte standardından şikâyet ederdik. Terörist, teröristtir ama batı onları gerilla olarak görür ve himaye ederdi. Şimdi onlara aktivist diyeceklermiş. Bizde hayıflanırdık kızardık değil mi? Bizde durum nasıl, bir terör örgütü lideri, sağlığı düzenli kontrol ediliyor, beslenmesine, sporuna son derece dikkat ediliyor, gazete, radyo, televizyon izleme imkanları veriliyor. Çünkü o meşhur batı insan hakları temsilcileri hapishane şartlarını kontrol etmek için sadece İmralı’ya gidiyor, diğer hapishanedekilerin insan olmadığı varsayılsa gerek ki onların şartlarını kontrol etmeyi düşünmüyorlar. Ayrıca, diğer hapiste yatan, terörist olduğu iddia edilenlerin (hüküm giyene kadar) böyle imkanları var mı? Burada işte tam da burada kişilerin değil hukukun üstünlüğü aranıyor. Bir mahkuma tanınan bu koşullar benzer durumdaki diğerlerine tanınıyor mu? Akil adamlar bunları da anlatsınlar. Bir vatandaş olarak beklediğim, huzur ve güven ortamının sağlanması, adaletin yerine getirilmesi ve her türlü kimliğin üstünde insan olma onuruna yaraşır kimliğe herkesin sahip olmasıdır.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat:”Türkiye ekonomisi büyüyor”

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat “Kasım ayı dış ticaret verileri” ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “ Küresel ekonomik büyümenin zayıf seyrettiği, korumacılık...

Amasya Emniyet Müdürlüğü’nden göçmen kaçakçılığı operasyonu

Amasya İl Emniyet Müdürlüğü-Amasya Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda 13 düzensiz göçmen yakalandı. Amasya Valiliği’nin konuya ilişkin açıklaması...

Milli Savunma Bakanlığı- Bakan Yardımcısı Salih Ayhan

29 Kasım 2025 tarihli ve 33092 sayılı resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı’nın 2025/452 sayılı kararına göre Sivas ve Şanlıurfa eski Valisi, Vali-Mülkiye Başmüfettişi Salih Ayhan...

Ticaret Bakanlığı’ndan piyasa değeri 94 milyon TL olan başarılı kaçak sigara operasyonu

Ticaret Bakanlığı-İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin başarılı operasyonu sonucu İstanbul Ambarlı Gümrük Kapısında piyasasa değeri 94 milyon TL olan 394 bin...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!