Ülkemizin turizm potansiyeli yüksek olup, her tarafı buram buram tarih kokuyor. İnsan gezdiği zaman bakmaya kıyamıyor, bir tarafta Karadeniz yaylaları, diğer taraftan Akdeniz’in, Ege’nin o muhteşem turistik denizle buluşan plajları, berrak denizleri, kültür turizmi olarak tarih kokan şehzadeler şehri Amasya, Çorum’un Hattuşaşı ,dünyada ilk barajın yapıldığı tarihi Alacahöyük, diğer taraftan Frigler’in uygarlık izleri görülen Afyonkarahisar’ın İhsangazi ilçesi, Eskişehir’in Han ilçesindeki tarihi Yazılıkaya anıtı. Daha ülkemizin birçok yerinde bulunan ismini sayamadığımız tarihi eserler zenginliği. Özellikle yayla turizmi açısından Ordu’nun Çambaşı Yaylası, Giresun Kovanlık, Paşaoğlu Konağı Yaylası, Trabzon’un Haçkalı Yaylası, Trabzon’un Uzungölü..Yüzlerce yayla. Karadeniz Bölgesinde Giresun’dan yaylalara girdiğinizde; Rize’ye kadar hep yayla. Her gittiğim yerde bu güzelim ülkemiz yerlerine neden yerli ve yabancı turistler yeteri kadar gelmiyor diye düşünüyorum. Bürokrası hep birbirinden şikayetçi, kısaca herkes birbirinden şikayetçi.
Ortada çözüm yok. Hiç unutmam belgesel çekim yaparken Trabzon- Beşikdüzü ilçesi sahilinde bir grup Alman karavan turist kafilesi ile karşılaştım.Türkçe tercümanları kanalıyla kamera kayıtlı bir söyleşi yaptım. Kafileye ilginç bir sorum oldu. Siz burayı nasıl buldunuz? Elinizde rehber tanıtım kitapçığınız var mı var? Yoksa kendiniz mi buldunuz? Diye sordum. Onlarda biz burayı tesadüfen bulduk dediler. Almanya’da basılan elimizdeki üçbin kişilik dünya karavan turizm rehberinde Türkiye’de beş yer var. Karadeniz’de hiçbir yer gösterilmiyor dediler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı onlarca tanıtım kitapçığı ve broşür bastırıyor. Bunlar bize ulaşmıyor.Türkiye yeteri kadar tanıtılmıyor.Tanıdığınıza bu formu verinde bu katalogda turizme hitap edenler yer alsınlar.Tabi bunlar anlatılınca, hayretler içerisinde kaldım. Demek ki ülkemiz yeteri kadar tanıtılmıyor. Ülkemiz turizm cenneti ama, yeteri kadar tanıtım yapamıyoruz.Japonya’dan, Çekoslovakya’dan kilometrelerce uzaklardan ülkemize gelerek Çorum’un Hattuşa’yı geziyorlar.Biz kendi ülkemizdeki tarihi zenginlikleri ve güzelliklerini göremiyoruz.Demek ki ortada bir sorun var. Sorun ekonomik mi? Yoksa alışkanlık mı? Biraz düşünmek lazım. Demek ki turizmi hep ihmal ediyoruz. Turizm gelirlerinden o yöre halkı faydalanamıyor. Kendi güzelliklerimizi ve turizm değerlerini kendi halkımıza dahi tanıtamamışız. Bu gerçekten acı bir durum. Hiç unutmam!
Niksar eski Belediye Başkanı İdris Şahin şu gerçeği ne kadar güzel söylüyor. ” Budapeşte gezisinde gördüğüm zaman yerleşim yeleri nüfusları onar milyondur. Ziyaret eden nüfus sayısı 200 milyondur. Şu anda biz 20 milyon turist geldi diye şapkayı havaya atıyoruz. Turizm konusun da bu konulara daha çok eğilip, tarihi dokuyu çok iyi korumalıyız.”İşte turizm konusunda Türkiye gerçeği. Türkiye’de turizmle ilgili görüşleri nedeniyle kamuoyunun dikkatini çeken turizmci ve Kemer İşadamları Derneği Başkanı Ali Nail Kılıç şunu söylüyor; “Turizm milli politika olarak algılanmalı diyerek, turizmde ki bürokrasi anlayışını ortaya koyuyor. Turizmde temel politikalar önemli. Temel politikaları doğru koymak lazımdır. Temel politikalardan birisi de Türkiye’nin artık turizmi milli politika olarak algılaması gerekir. Türkiye’de bakanlıklar tüm hükümet dönemlerinde paylaşılır. En son Turizm Bakanlığı düşünülür.
Halbuki turizm Türkiye için her manada önemlidir. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek, 40-50 sektörü direkt ilgilendirecek bir yapısı var. Türkiye’de hala hükümetlerin ve devletin turizm konusunda, okullarda yerli malı kutlanması gibi angarya bir yaklaşımı var. Mısır’da turizm bakanı var, adam turizmci aileden geliyor, uluslararası turizm okumuş, uluslararası turizm konjektörünü yakından takip eden birisi, rekabeti ve rekabet koşullarını biliyor. Bu işler bu şekilde yürür. Sokma akılla, birtakım insanların yönlendirilmesi ile bakanlık turizmin önünü açamaz, strateji belirleyemez. Dünya da uluslararası ekonomi anlam değişikliğinden dolayı, ekonomi çok önemli hale geldi.” Evet ülkemizin turizme bakışı böyledir. Bu nedenle kimsenin kimseye bir şey demeye ihtiyacı yok. Turizm bakış anlayışımızın değişmesi dileğiyle.