Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Tokat-Niksar ilçesi; ülkemizin ilçe bazında tarih, kültür ve florası ile ünlü ender kentlerimizden birisidir. Niksar Belediye Başkanı Duran Yadigar “Niksar” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Bursa’ya yeşil Bursa, Niksar’a da yeşil Niksar diyorlar
“Tarihi başkent Niksar diye söze başlamak istiyorum. Turizmin parlayan yıldızı Niksar, yeşil Niksar bize göre; Niksar’daki envanter tarihi eserler, doğal güzellik itibariyle, Amasya ve Tokat’dan da, birçok turizmle ilgili birçok vilayetinden de daha büyük şansa ve geleceğe sahiptir. Çünkü Niksar Danişmentliler Devletine, Tacettinoğullarına başkentlik yapmış, dünyada ilk defa dikey milli su değirmenlerinin kurulduğu Amasyalı coğrafyacı Strabonun kayıtlarında M.Ö. 100 yıllarda ilk endüstri başkenti olarak da değerlendirilen bir şehirdir. Bu anlamdaki Niksar’daki tarihin varlığın zenginliğini ve derinliğini ve doğal güzelliklerle buluşmasının Türkiye’nin başka yerlerde belki Bursa’da görebilirsiniz. O yüzden Bursa’ya yeşil Bursa, Niksar’a da yeşil Niksar diyorlar.
Yağıbasan Kültürevi olarak değerlendiriyoruz
Yağıbasan Medresesi Anadolu’daki ilk Türk Üniversitesi, Tıp Medresesidir. Bu bina özellikle, 1900 yıllarda çeşitli zamanlarda restore görmüş, en son 2005-2006 yıllarında da Vakıflar Genel Müdürlüğünce de restore edilmiştir. Daha sonrada bu genel müdürlükçe son altı aydır Niksar Belediyesine devredildi. Biz burayı üniversite işlevine uygun olarak Yağıbasan Kültürevi olarak değerlendiriyoruz. Yağıbasan düşmanı basan anlamındadır. Nizamettin Yağıbasan doğduğunda, babası Merzifon bölgesinde bir saldırıda ve düşmana baskın anında olduğu için oğlunun doğumu geliyor ve o yüzden de oğluna Yağıbasan ismini veriyor.
Nizamettin Yağıbasan Danişmentli devletinin başına geçtiğinde Niksar’da bu tıp medresesi ile birlikte 7 civarında bilim merkezi olan medrese var. Denişmentlier dönemi Niksar’ın özellikle eğitim alanında en geliştiği dönem olarak tarihe geçiyor. Burada tıp eğitimi ile birlikte diğer eğitimlerde yapılıyor. O açıdan Niksar tarihte bir eğitim merkezi, tıp eğitim merkezi, insan gücünden, su gücüne geçişte bir enerji merkezide diyebiliriz. Niksar’ın içinden geçene Çanakçı ve Modur dereleri üzerinde kurulan değirmenler insanoğlunun kendi gücünün dışında yeni bir güçle tanışmasına etkendir. O açıdan Niksar enerji tarihi bakımından çok önemli bir yere sahiptir. Bu konuda İstanbul teknik Üniversitesinden Profesör Atilla Bir hocanın konuyla ilgili açıklamaları, bu konuda bilimsel etütleri vardır. Bilim dünyası Niksar’ı il endüstri başkentlerinden kabul etmektedir. Biz tarihteki kimliğimize, geçmişteki gelişmişliğimize uygun geleceğe umutla bakıyoruz. Tarihi zenginliklerimizi ve doğal güzelliklerimizi geleceğe taşımak ve çocuklarımıza miras bırakmak anlamında restore ederek, tanıtarak Niksar’ı dünya çapında bir turizm merkezi yapmayı hedefliyoruz.
Niksar bu potansiyelle yıllar sonra turizm kenti olacaktır
Niksar’da bu potansiyel vardır. Bu çalışmayı hızlandırmayı ve kısa zamanda hedefe varmayı hedefliyoruz. Biz bugün çalışmasak bile Niksar bu potansiyelle yıllar sonra turizm kenti olacaktır. Ama biz bunu öne çekmeyi çalışıyoruz. Özellikle kültür turizmi, doğa sporları turizmi, su sporları turizmi gibi hatta uçuş turizmi gibi alanlarda Niksar müthiş bir potansiyel ve gizli bir bahçedir. Gerçekten Evliya Çelebi’nin dediği gibi cennetten bir köşedir. Evliya Çelebi Niksar’ı ziyaret ettiği zaman cennet Niksar’ın ya aşağısında yada yukarısında demiştir. Hatta orası Çamiçi Yaylasıdır diye arkadaşlar arasında espri yapıyoruz.
Yağıbasan Mederesenin olduğu kısım Türkiye’nin ikinci büyük kalesi olan Niksar Kalesinin batı yakasıdır. Diyarbakır kalesi 10 km. surlarla çevrili olup, Niksar kalesi de 6 km.’den fazla iç ve orta kaleden oluşan kale mahalle, kale çarşı, kale şehir buluşmasının gerçekleştiği yegane şehirlerden birisidir. Birçok şehirde kale vardır ama kale mahalle ve çarşı ile iç içedir ama burası bu ölçekte değildir. Niksar bu yönüyle de Türkiye’nin ikinci büyük kalesi olarak Türk Tarih Kurumu da bunu kabul etmektedir. Türkiye’de kale ile şehrin buluştuğu bir kent olarak korumacılığı yeterince sağlarsak; tarihi varlıkları koruma, restore etme, gelecek nesile aktarma anlamında yeterince hedefimize varırsak, şehrimiz tarihi başkent Niksar geleceğin turizm başkentlerinden birisi olacaktır diye düşünüyoruz.
Orta Karadeniz Ajansından sağlanan kaynaklar
Şu anda restorasyonu tamamlanan Yağıbasan Medresesinin türbesinin restorasyonu devam etmektedir. Türbenin restorasyonunu Vakıflar Genel Müdürlüğü yapmaktadır. Niksar Kalesinin ikinci dilim restorasyonun birinci dilimi geçen yıl, ikinci dilimini 2011 yılında tamamlayacağız. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığının mali desteğini almaktayız. Kale restorasyonun devamında arasta restorasyonunun devamı, kent meydanı restorasyonu gibi çalışmalarımız, Orta Karadeniz Ajansından sağlanan kaynaklarla sürdürülmektedir. Niksar yerel imkanlarıyla orta çarşımızda çeşitli mahallelerimizdeki 11 sokakta sokak sağlılıklaştırılması gibi mimari örneklerinin restore edilmesi çalışması 2011 yılında da sürdürülecektir. Kale, arasta, kent meydanı çalışmalara ilave 33 civarında sivil mimari örneği koruma altında sit alanı oluşturulan konaklarında restorasyonu ile Niksar’da önümüzdeki yılda büyük oranda özellikle tarihi kimliğimizin öne çıkarılması çalışmaları sonuçlandırılmış olacaktır diye düşünüyoruz. Yağıbasan Medresesi bir Kültürevi olarak restore edildi. Halkımızın hizmetine; restoran, kafe bölümüyle, Niksar sofrası ürünleriyle, çeşitli sosyal etkinlikler, müzik ve tiyatro etkinlikleriyle, seminer etkinlikleriyle, çok yönlü bir müze etkinliğiyle çok yönlü bir Yağıbasan Kültür evi olarak Karadeniz Bölgesinde halkımızın hizmetine sunulacaktır.
Şu anda Niksar’da proje aşamasında bulunan öncelikle etnografik eserlerin olduğu Yağıbasan Müzesi, eski hükümet binasında Kent Belleği Müzesi, kalenin batı yakasında Niksar Anadolu Medeniyetleri Taş Eserleri Açıkhava Müzesidir. Bunlarla ilgili eserler köy ve kasabalarımızdan getirilerek şehir merkezinde toplanmaya başlandı. İslam Medeniyetleri Taş Eserleri Müzesi Danişmentliler Devletinin kurucusu Melik Ahmet Gazinin türbesinin olduğu alanda gerçekleşecektir. Bunlara ilave Cahit Kulebi Müzesi tasarlıyoruz. Cahit Kulebi’nin çocukluğu Niksar’da geçmiştir ve Niksar’la ilgili şiirleri vardır. Cahit Kulebi’nin mezarını geçen yıl Ankara’dan Niksar’a taşıyarak Cahit Kulebi anıt mezarı yapılmasını sağladık. Cahit Kulebi’nin oğlu Ali Kulebi’nin desteği ve isteği ile gerçekleştirdik.
Cahit Kulebi’nin anıt mezarı Şair Emrah’ın türbesinin bulunduğu alandadır. Cahit Kulebi’nin adına da bir müze yaparsak, Cahit Kulebi Türkiye çapında ölümsüzleştirmeyi amaçlıyoruz. Niksar tarihi ve doğal güzellik zenginliğiyle müthiş bir turizm potansiyeli olan bir şehirdir. Bu konuda eksikliğimiz tanıtımdır. Biz bu anlamda 2011 yılını Niksar turizm-tanıtım seferberliği yılı olarak ilan ettik. Bu yıl 3-16 Ocak 2011 tarihleri arasında düzenlenen Trabzon turizm fuarına, Şubat ayında düzenlenen İstanbul EMİTT fuarına katıldık. Ankara’da 20-24 Nisan 2011 tarihleri arasında düzenlenecek turizm fuar alanında olacağız. Ayrıca Antalya ve İzmir’de düzenlenecek fuarlara katılacağız. Böylece Niksar, turizm fuarlarında mevcut potansiyelini; fuarcılık, tanıtım, medya çalışmaları ile hedefine vardıracaktır. Bu konuda fuarlardan olağanüstü faydalanıyoruz.
25 turizm yatırımcısı ve işletmecisi Niksar’a gelecek
Son EMİTT fuarında faydalandık ve önümüzdeki günlerde 13-15 Mayıs 2011 tarihleri arasında TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy’la beraber 25 turizm yatırımcısı ve işletmecisi Niksar’a gelecek ve böylece Niksar’ı görücüye çıkaracağız. Bu ne demektir? Niksar artık turizm dünyasında bir turizm ve bir fırsat şehridir. Turizmciler Niksar’a erken yatırım yaparlarsa karlı çıkarlar diyorum. Niksar Sokak Atölyeleri Projesi, Niksar Kadın Üreticileri Projesi, Niksarlı Engelliler tarafından üretilen 15 tane Sokak Atölyesinde Niksar Hediyelik Ürünleri markasını yaratmaya çalışıyoruz.
Binlerce çeşit ürün; Niksarlı zeki, çalışkan ve üretken kadınların tasarladığı, ürettiği, satış ve sipariş gibi üretimini, eğitimini verdiği, eşit pazarlama gibi aktiveleri yaptığı atölyelerde artık kadınlar; Almanya, Amerika’ya, Avrupa’nın çeşitli ülkelerine Niksar’ın bu hediyelik ürünlerini satar hale geldi. Niksarlı kadınlar sokak atölyelerinde kendi ürettikleri ürünleri kendileri pazar bulup satar hale geldi. Bun anlamda Niksar’daki kadınlar el işini paraya dönüştürerek, üreterek mutlu olmaya, mutlu olan kadınlarda etmeye dolayısıyla mutlu bir Niksar yaratmayı hedefleyen bir üretim projesidir. Üreten insan gerçekten mutlu olur. Niksar’da biz halkımızın varsa hangi alanda üretim çalışmasına katkı sağlamaktır. Hediyelik ürünlerde bu anlamda bir çalışmadır.”