Bir süredir Saadet Partisi’nde olup bitenleri anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Uzaktan bakınca, partinin “aksakallıları” Saadet Partisini kitle partisi haline getirerek iktidara alternatif olmayı hedefleyen gençlere “dur” deme gayreti içerisindelermiş gibi görünüyor. Sanki birileri, AKP’nin karşısına dikilme ihtimali olan Numan Kurtulmuş liderliğindeki Saadet Partisi’nden rahatsız oluyor.
Tartışmaların baş aktörü Fatih Erbakan, daha dünkü çocuk diyebileceğimiz, henüz askerliğini bile yapmamış, üstelik de Erbakan Hocanın mahdumu olmanın ötesinde her hangi bir özelliği ve meziyeti de olmayan sıradan bir partili. Hal böyle iken aksakallılar niçin Fatih Erbakan’ın etrafında toplanıyorlar? SP delegesi nasıl oluyor da Kurtulmuş gibi bir lideri kaybetme pahasına Erbakan Hoca’ya itaat ediyor?
Kimileri bu hikâyeyi Fazilet Partisi’nde vakti zamanında olup bitenlere kadar dayandırıyorlar. 28 Şubat sonrası yaşanan gelişmelerin ardından Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının hareketten kopuşunun Erbakan Hoca’nın bilgisi dâhilinde olduğunu iddia edenler var. Onlara göre bu zaten danışıklı dövüş bir kopuştan başka bir şey değildi. Yani Erbakan Hoca’nın AKP’ye desteği gizliden gizliye sürekli devam etti.
Üstelik Recai Kutan’ın liderliğinde SP’nin AKP’ye alternatif olması da beklenemezdi. Oysa Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığı işleri bir parça değiştirmeye başladı. Zira Numan Kurtulmuş, partinin tabanı dışında da geniş kitlelerce saygı gören ve kamuoyunda takdir edilen bir liderdi.
Numan Kurtulmuş, kendisine hiç durmadan fren yaptıran aksakallılardan kurtulmak niyetindeydi ve olağanüstü kongrede bunu başardı. İşte belki de bu durum birilerini telaşlandırdı. Belli ki Numan Kurtulmuş iktidara doğru hızla koşmayı hedefliyordu. Kurtulmuş’un yanında saf tutanlarsa bir anda hain ilan edildiler, hakarete uğradılar. Bir sosyal paylaşım sitesinde şahit olduklarım, kimi SP’lilerden duyduklarım “yok artık, bu kadarı da fazla” dedirtecek nitelikteydi.
Erbakan taraftarı bazı Saadet Partililer, Numan Kurtulmuş’a yönelik ağır bir karalama kampanyası başlattılar. Pek çoğumuzun dürüstlüğü ve samimiyeti ile tanıdığımız GİK üyesi Ali Aktaş da bu hakaret dolu yorumlardan ve haksız saldırılardan nasibini aldı. Kinlerinden iftar yemeğinde okunan Kuran-ı Kerimi bile defalarca sloganlarla kesebilecek kadar gözlerini karartan muhalifler, kamuoyunun önünde nedeni asla anlaşılamayacak bir biçimde öfke saçtılar.
Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının atanan kayyum tarafından ki davacı tarafın kayyum olarak atanması hadisesini hala anlamış değilim gerçekleştirilecek olağanüstü kongreye katılmama kararı partide paniğe neden oldu. Çünkü başta Necmettin Erbakan olmak üzere parti tabanı gayet iyi biliyor ki Numan Kurtulmuş’un partiden ayrılması, SP’nin hızlı çöküşünün başlangıcı, Kurtulmuş ve arkadaşlarının da iktidar koşusunun hızlanması anlamına gelecektir.
Numan Kurtulmuş, yakın zamanda merkez sağda yeni ve güçlü bir lider haline gelebilir. Bunun tek ön koşulu ise tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı gibi, geniş kitleleri içine alacak, radikal fikirlerden arınmış bir merkez sağ parti ile seçmenin karşısına çıkmasıdır. Bunu başarması halinde iktidara ciddi bir alternatif haline geleceği de aşikârdır.
Şimdi asıl önemli olan Numan Kurtulmuş’un kuru bir siyasi partinin başına geçeceğimi yeni bir siyasi parti kuracağımı eğer yeni bir oluşum içine girerse kendisi büyük bir kayıp olur. Çünkü seçimlere şunun şurasında bir yıldan az bir zaman kaldı Numan Kurtulmuş’un yapacağı en akıllıca iş bir sağ partinin başına geçip, seçimlere öyle girmek olacak bakalım, görelim. Numan kurtuldu
hayırlısı
sonuç ne olursa olsun önemli olan tek şey türkiyenin nereye gittigi bence yeni partiler kurulmuş erdogan gitmiş başkası gelmiş bunlar nasip işleri hayırlısı dersin binlerçe kişinin oyu var sonuçta kim başbakan olursa olsun ama türkiye için hangisi hayırlıysa o olsun bizler sonuçta aynı topraklarda yaşayan kişileriz………..