Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Tokat- Gaziosmanpaşa Üniversitesi-Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zafer Ulutaş, “Ülkemizde hayvancılık, hayvancılık projeleri ve Karayaka koyunu ıslahı projesi” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Sosyal riski azaltmaya yönelik projeler
“Bu bölgeler kırsal bölgelerdir. Terörün eskiden yoğun olduğu bölgelerdi. Ama bölgelerdeki terörün etkisiyle beraber, bu yetiştiriciler bu bölgeden uzaklaştılar. Bizde bunları nasıl köye geri döndürebiliriz şeklinde kendi aralarımızda konuşmalar yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de sosyal riski azaltmaya yönelik projeler yaparsak, bu yetiştiriciler bir gün kendi doğdukları yerde aynı zamanda doyacaklar prensibinden hareket ettik. Şimdi her şeyi eskiden olduğu gibi köylüye, bunu size devlet yardımı olarak veriyoruz ama bunu böyle alın bir daha hiçbir şey sormayacağız diye bir düşüncemiz yok. Bizim düşüncemiz, kendimizin vermiş olduğunun yanında, yetiştirircinin kendi katkısı da olacaktır.
Hayvan her sene doğum yapıyor
Kendini geçindirecek nispette eline almış olduğu hayvanı 5 yıl içerisinde geri verecek. Bunu birden vermeyecek. Hayvan her sene doğum yapıyor. Hayvan doğum yaptığı zaman biz bunu üçe ayırıyoruz.1- Başladığımız sürü kapasitesini artırmaya yönelik bir kısmını bunun için kullanacak. Bir kısmını kendi geçimi için harcayacak. Hayvanları satıp, değerlendirecek. 2-Bizden aldığı hayvanın karşılığında; 40 hayvan aldıysa, bunu 5 beş yılda ödeyeceğine göre yılda 8 hayvanda bize geri verecek. Biz bu 8 hayvanı geri aldığımız zaman, bunları tekrar geliri olmayan, hiçbir sağlık güvencesi olmayan, sadece kendi imkânlarıyla geçinmeye çalışan yeni fakir insanlara vereceğiz. Bu sefer biz bunu bir çarpan etkisiyle beraber daha artırmış olacağız. Diyelimki projeye 5 kişiyle başladık. Beş kişi, 5 sene sonra 11 kişiye çıkıyor. Beş kişiye 20’şer hayvandan 100 hayvan verdiğimiz zaman, bu üçlü dönüşümü sağladıktan sonra 5 sene, en az asgari bir ücretin üzerinde kendine aylık bir geliri olacak ve 57 başlıklı bir sürüsü olmuş olacaktır. Bu proje şu anda teklif aşamamsındadır.
Bu projenin bu şekilde yürütülmüş bir örneğini duymadım
Bu proje Tokat İl Genel Meclisi tarafından kabul edildikten sonra, Tokat İl Genel Meclisi ile ortak çalışılabilecek ortak bir projedir. Bu proje tamamen ben ve asistanlarım tarafından hazırlandı. Bu projenin bu şekilde yürütülmüş bir örneğini duymadım. Ben 10 yıldır Tokat’ta bulunmaktayım. Tabi 10 yıl burada bulunmakla tüm problemleri anlamış değilsiniz. Bu projeden önce benim köylerde yürütmüş olduğum ayrıca bir Karayaka koyunu ıslahı projesi var. Bu proje ile ben köylüleri tanıdım. Karayaka projesi bizim özellikle Sinop’tan başlayıp, Rize’ye kadar uzanan geniş Karadeniz Bölgesinin hakim olan bir ırkıdır. Türkiye’deki koyun popülâsyonunun yaklaşık % 3’ünü oluşturur. Karayaka koyununun bir milyon civarında sayısı vardır. Özellikle ülkemizdeki koyunculuğun çobanla hareket etmesinden dolayı son yıllarda sayısı oldukça azaldı. Hem hayvancılıktan gelirin azalması, hem köylerden kente göçün olması, bizim hayvan sayımızı azalttı. Biz bu projeyi Tarım Bakanlığına yaptık. Tarım Bakanlığının aynı şekilde desteklemiş olduğu 11 tane proje var.
Karayaka koyunundaki yağ miktarının azaltılmasıdır
Bunlarda farklı illerde yürüyor. Biz bu projeye başladığımızda hedeflerimiz şunlardı. Her birimiz kasaba gidiyoruz. ve et almak istiyoruz. Diyoruz ki koyun eti alacağız ama yağlıdır diyoruz. Amaçlarımızdan bir tanesi Karayaka koyunundaki yağ miktarının azaltılmasıdır. İkincisi hayvanın kısa süre içerisinde hızlı gelişim göstermesini sağlamak. Üçüncüsü de bir doğumdaki yavru oranını artırmaya yöneliktir. Şimdi biz projenin başlangıç değerlerini verirsek, bugün ulaşmış olduğumuz değerleri çok daha rahat anlayabiliriz. Projenin başlangıcında bu hayvanların normal sürüler içindeki ikizlik doğum oranı % 4 dür. Hayvanların kendi doğum ağırlığı %
Toplam 6.300 koyunla, yaklaşık 42 tane yetiştirici ile çalışıyoruz
Bu projeye 2006 yılında başladık. Bu proje sadece Tokat ilini kapsamaktadır. Tokat ilinde; Avlunlar, Başçiftlik ve Karayaka koyununun ismini verdiği Erbaa ilçesine bağlı Karayaka beldesi olmak üzere üç bölgede toplam 6.300 koyunla, yaklaşık 42 tane yetiştirici ile çalışıyoruz. Bu beş yıllık süre içerisinde de eski parayla bir trilyon, yeni parayla bin milyon TL. Bizimle çalıştığı için, bizim dediklerimizi yaptığı için katkı veriyoruz. Bu katkı Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığının destekleriyle olmaktadır. Bu proje; Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat İl Özel İdaresi ve Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü’nün ortağıyla başlamış, şu anda destekler, Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığının Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü desteğiyle yürütülmektedir. Biz bedava hayvan dağıtıyor diye ortaya çıkarsanız, bütün herkes gelir.
Ama bizim amacımız o değildir. Bizim amacımız çekirdek bir yetiştirici kitlesi oluşturmaktır. Hayvancılığa verilen desteğin artması, köyleri boşaltıp, şehre gidenlerin geri gelmesi ve ülkemizdeki devlet politikalarının hayvancılığa desteği devam ettiği müddetçe et fiyatları normal maliyetlerine düşecektir. Bunun da piyasadaki et fiyatları üzerine muhakkak olacaktır. Ama şunu yapmamak gerekir. Dışarıdan et ithal edipte, piyasayı suni olarak belli bir dönem düşürmek yeterli değildir. Bu uzun döneme yayılması gereken bir projedir. Devlet desteğiyle kendi ülkemiz içerisinde yetiştiricilerimizi bilinçlendirip, onların hayvancılıkla uğraşmalarını artırıp, ona göre bütün önlemlerimizi almamız lazımdır. Yapılanları gidip, karalamak doğru değildir.
Kaçak et kesimi yapılan yerlerin çok iyi takip edilmesi lazım
Kaçak et kesimi yapılan yerlerin çok iyi takip edilmesi lazım. Burada yetki; Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Belediyelerindir. Bunların kesim yapılan yerleri takip etmesi gerekir. Zaten resmi hayvan kesimi yapılan yerlerde böyle bir şeyin yapılması mümkün değildir. Ancak bu kaçak hayvan kesimi yapılan yerlerde olur. Halkımızın da buna duyarlı olması lazım, mesala Tarım Bakanlığının gıda ile ilgili “Alo
Yerli hayvanlarımız verim bakımından
rakipleriyle kıyaslanacak düzeyde değildir
İkinci bir kısımda bizim sahip olduğumuz yerli hayvanlarımız verim bakımından rakipleriyle kıyaslanacak düzeyde değildir. Ama bu hayvanların suçu değildir. Burada suçu birazda kendimizde aramamız lazım. Şimdi hepimiz televizyonu açalım. Televizyona baktığımız zaman, özellikle de yurt dışından bir kayıt programı oluyorsa, hayvanları gördüğümüz zaman hepimizin hiç çekinmeden söyleyeceği şudur: “Hayvanlara bakarmısınız, adamların baktığına bak, bizlerin yaptığına bak” deriz. Bu böyle denerek olmuyor. Adamlar hayvanlarının verimlerini artırmak için, oradaki bilim insanları sürekli çalışma halindeler. O zaman suçu birazda kendimizde aramamız lazım. Bu konuda Üniveritelere bağlı Ziraat Fakültelerindeki Zootekni Bölümündeki çalışmalar kesinlikle yeterli değildir. Bu proje son yıllarda Tarım Bakanlığının desteğiyle yapılan örnek bir projedir. Halk elinde ıslah örnek bir projedir. Bu gibi projelerin hem üniversite, hem bakanlık tarafından desteklenip, direk yetiştiricilerin ayağında, bunu yetiştirenlerle yapılması lazımdır.
Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zafer Ulutaş
bir devlet politikası haline getirilmesi lazım
Daha önce izah etmiş olduğu “Karayaka Koyunu Islahı Projesi” bunlarla ilgili bir projedir. Dışarıdan hayvan ve et ithal edilmesiyle bizim problemlerimiz çözülmez. Hayvancılığın problemleri günlük yatırımlarla çözülecek problemler değildir. Hayvancılığın problemlerinin uzun döneme yayılması ve bir devlet politikası haline getirilmesi lazım. Bu hükümetten, hükümete de çözülmesi gereken bir problem değildir. Bugünkü hükümetimiz farklı, geçmiş hükümetlerimiz farklı şekillerde bakması değildir. Devlet politikası olması lazım ve buna hizmet eden bütün hükümetlerimize bizim teşekkür etmemiz lazımdır. İkinci projemiz olan “Geri Dönüşümlü Proje’nin” Türkiye’de hiçbir yerde uygulandığını duymadım. Ama bu proje bir ilk olacaktır. Geri dönüşümlü projede hedefimiz; kitle, çekirdek yetiştirici hedefi belirleyeceğiz. Bunlara kendi geçimlerini sağlayacağı miktarda hayvan tedarik edeceğiz. Bu hayvan tedarikinde hiçbir şekilde şartımız yoktur. Tek şartımız şudur: 1- Bu kişi gerçekten hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyor mu? Çobanlık yapıyor mu? Kesinlikle köyde oturacak, şehirde oturana veremeyiz.
Beş yıl içerisinde, kendisinden hiçbir şekilde para talep etmeyeceğiz
Kendi hayvanını bakabilecek düzeyde bilgiye sahip midir? Daha önceden. bu işi yapmışımıdır? Buna kendi geçimini sağlayacak miktarda 30-40 tane civarında koyun verilecek ve 5 yıl içerisinde biz bundan hiçbir şekilde verdiğimiz hayvan karşılığında kendisinden hiçbir şekilde para talep etmeyeceğiz Sadece 5 yıl içerisinde 40 hayvan verdiysek, biz bu 40 hayvanı beş yıl içerisinde geri alacağız. Ama aldığımız hayvanları da yine kendileri gibi bu hayvancılığı yapmak isteyenlere geri dönüşümlü olarak tekrar vereceğiz. Proje 5-10’la başlayacak, ama 5 yıl sonra geldiğimiz zaman, bu sefer 20-25 kişiyle devam etmiş olacağız. Bu örnek proje olacaktır. Bu proje sadece Tokat ilini kapsıyor. Diğer illerden de buna dönük, bizde böyle projelerden, uygulaması bakımından yardımcı olurmusunuz? Bize bu fikirlerinizde bizi yardımcı edermisiniz? Fikrinde istekler gelirse, onlara da yapacağımızı ve yaptıklarımız konusunda yardımcı oluruz.
Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zafer Ulutaş
Hiç kimsede umutsuzluk yoktur. Umutsuzluğu bir çözüm kapısı görmeyeceğiz. Elimiz, ayağımız tutuyorsa muhakkak üretime katkıda bulunacağız. Üretime katkıda bulunmak vatana sevgiyi de ifade eder. Bizim burada yapmış olduğumuz katkı, aynı zamanda ülkemize yapılacak olan bir katkıdır. Yapılması gereken de şudur; Hiçbir şeyim yok,ben bir şey yapamam şeklinde düşünceden ziyade kendilerine uzatılan eli tutup ortak şekilde hareket edip, kendilerini de düzlüğe çıkarmalarını tavsiye ediyorum.Üniversite personeli şunu yapmalıdır; 1-Bilimsel çalışmalarımız bizim temel amaçlarımızdır.
Aldığımız maaş karşılığında biz bu insanlara hizmet edebiliyor muyuz?
Ama Üniversite sadece bulunduğu yere bu amaçla değil, aynı zamanda uygulamalı bilimler dalında olan arkadaşlarımız, bulunduğu yöreye de hizmet etmek zorundadırlar. Bir öğretim üyesi düşünelim; hiç kimse bize öğretim üyesi oldu, profesör oldu, biz odamızda oturursak maaşımızı alır, bizi zorla kimse bir yere göndermez ama bizi zorunan gönderen vicdanımız var. Aldığımız maaş karşılığında biz bu insanlara hizmet edebiliyor muyuz? Kelimesini kendimize her zaman sormalıyız. Biz bulunduğumuz yöredeki insanların gelirine katkıda bulunuyorsak, biz kendimizi o zaman mutlu ederiz ki bizim yaptığımız bu projeler bunlara dönük projelerdir. Eğer inanıyorum diğer yürüttüğüm “Karayaka Koyunu Islahı Projesi” ile ilgili ayrıca bir röportaj yapmaya gelirseniz, benim olmadığım bir ortamda sizi arkadaşlarımızla beraber çalıştığımız yetiştiricilere göndereyim. Onlar size 5 yıl içerisinde ne yaptık, kendi dilleriyle söylesinler.”
yorum
Zafer hocam diyorsa doğrudur.
hocam iyiki varsınız
slm zafer hocam sizler gibi duyarlı insanlar olmasa inan köylerimiz boşalmıştı çok sagolun insanlar sizlerle yeniden köyüne dönmeye başladı ve hayvancılıgı yeniden canlandırıyorlar tşkler
teşekkür
78163142116