Pazar, Mayıs 19, 2024
tr
Ana Sayfa SANATÇILAR Ünlü Sanatçı Cengiz Kurtoğlu: "Müzikte ekol herkesin bir yaşam tarzıdır

Ünlü Sanatçı Cengiz Kurtoğlu: “Müzikte ekol herkesin bir yaşam tarzıdır

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
     Türk müziğinin ünlü sanatçılarından, adam gibi adam sanatçı unvanını halkın kalbine yazdıran, söz ve davranışlarıyla halkın gönlüne taht kuran, ilkelerinden taviz vermeyen, “İnsanlar sana sahip çıktılarsa, senin kalbinden yakandan tutmuşlardır.O gerekil hayatı idamenin yaşanması gerekir, müzikte ekol herkesin bir yaşam tarzıdır.Halk sahtekarlığı sevmiyor, adam gibi durmayı istiyor” diyen. Tabiiliğini koruyan ve dik durmasını bilen ünlü sanatçımız Cengiz Kurtoğlu müzik hayatı ile ilgili yaptığımız röportajda şunları söyledi: 
Müzikte halk bizi destekledi
     “1959 Artvin-Arhavi doğumluyum.1983 yılına kadar memleketimde kaldım.1970’li yıllarda Arhavi’de bir grup kurmuştuk.Müzikle olan ilgimiz bu şekilde başladı.Yıllarca memleketimizdeki salonlarda düğünlere gittik, köylere gittik.Bu işle uğraşırken orda ayrı bir işimiz daha vardı.Uzun yıllar Arhavi Çay fabrikasında çalıştım.Bir yıl Artvin Akbank şubesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştım.Bu süre içerisinde müzikle ilişkimiz devam ediyordu.İlkokul-ortaokul-liseyi Arhavi’de okudum.İstanbul’a geldiğimde, müzikle ilgili işlerim daha düzen içindeydi.Bu işler kısmet işi.İnsanlar el ele tutuşmalıdır.Bu iş bize şans oldu. İstanbul’a geldiğimde akrabalarım dışında kimseyi tanımıyordum.Müzikte halk bizi destekledi. Bugünlere geldik. Dik durduğumuza inanıyoruz.Halka mal olmak oldukça zor bir iştir.
Önce enstrüman çalarak başladım
     1970’yıllarda önce 4-5 arkadaş olarak abim başladı Gitar çalarak orkestrada görev yapıyordu. Bize de o zaman orkestranın malzemelerini taşıttırıyorlardı. Rize-Artvin-Trabzon ilçe ve köylerine malzeme taşıyorduk. Bizde bu malzemeleri taşıya taşıya bu enstrümanları öğrendik. Önce enstrüman çalarak başladık. Sonra yorumcu olarak devam ettik.Arhavi sporda uzun yıllar top oynadım.O yıllardaki arkadaşlarım başka büyük takımlara transfer oldu. O zamanlar futbolcu olarak beni de çok istediler. Ama ben müzik dalını seçtim.O şekilde yaşımız 48 oldu. 
Müzikte ekol herkesin bir yaşam tarzıdır
      Müzikte ekol herkesin bir yaşam tarzıdır.Hemen İstanbul’a gelince kaset işi hemen olmadı. Üçbeş sene bu işlerin peşinde koştuk. Onu bunu tanıdık. Allah’ın lütfü hep doğru adamları tanımışız. Doğru adreslere gitmişiz.Bunlardan çok şey öğrendik. Konservatuar mezunu olmasam bile askerliğim döneminde İstanbul Türk Müziği salonunda çok değerli üstatlarla birlikte aynı sahneyi paylaştım. Onlardan çok şeyler öğrendim. Bunların ilmini öğrendik.Bunlar hep bize güzel fikir oldu ve yarınlara taşıdı. I983 yılında İstanbul’a geldiğimde onu bunu tanıdık. En son Özer Plakın sahibi Şahin Özer ağabimi tanıdık.Bu kısmetti, bizim işimiz. Ne Şahin’de ayakkabı vardı, ne de bizde ayakkabı vardı.Birlikte bağdaş kurarak bu işe başladık. Allah’a şükür birbirimizi bir yerlere getirdik.
Sima müzik şirketim var
      Şu an kendime ait Sima Müzik şirketim var.Sima’nın anlamı sen ve ben demektir. Büyük oğlumla birlikte kendi stüdyolarım kendime aittir. Kendi kasetlerimi kendi stüdyolarımda okuyorum. İlk yıllarda çok değerli söz yazarlarıyla Ahmet Selçuk İlkan , Aşkın Tuna, Ferda Anıl Yalkın, Selami Şahin ve adını sayamadığım değerli kardeşlerimle birlikte hep bunları istişare ettik. Benim birkaç tane stüdyom var, ama bunlar kayda değer değildir.Okuduğum bütün şarkılar kendime mal oldu.Bu ekip işi, tek başına yapılacak iş değildir.Bütün şarkılarımız gençler, bizim yaşımızdakiler daha iyi anlar, o liseli yıllardaki okuduğum o şarkıları kendi yaşam tarzından dolayı böyle bir ekol seçtim.Karadeniz okuyabilirdim. Aile büyüklerimizin İstanbul’da kalmalarından dolayı şivemiz İstanbul şivesi oldu. Memleketlilerle bir araya geldiğimizde dil aksamı değişiyor.Yıllar önce Ümit Besen, Ferdi Özbeğeni dinlerdim. Onun için bu tarzı seçtim.Karadeniz türküleri,Türk halk müziği, Türk sanat müziği okuyabilirdim.Fakat ben bu çizgiyi seçtim ve bu çizgide devam ediyorum. Ben Ferdi Özbeğen’i çok dinlerdim. Bu beni sürükledi.
Şimdiye kadar 22 kaset çıkardım
     Sahnede ülkemizin en güzel icraatlarını okuyoruz. Mardin.Urfa, Diyarbakır’dan, her yerden canlı farklı tarzda okuyoruz. Şimdiye kadar 21 kaset çıkardım.12 tanesin Özer kardeşler Kasetçilik ve Plaktan çıkardım.Daha sonrakileri kendi şirketimden çıkardım.Bu sırada yorumculuğumu, şarkıcılığımı sürdürürken, bu arada yapımcılık yapıyordum.Baha’nın kasetini ben yaptım.Hakan Altun, Bülent Sertaş, Murat Göğebakan ve sayacağım birçok kardeşimin kasetini ben yaptım.Bunların kasetlerini kendi şirketimden çıkardım. Bunlar toplum arasında sevilen arkadaşlardır. Bunları yaparken meslek önce,aile birlikteliğine, topluma, vatana, cumhuriyetimize, bayrağımıza, birlik ve bütünlük olarak aile birlikteliğinde nasıl dik durmaları gerektiğine hep ders olarak çalıştık. Selamlaştığım insanlarında bu doğrultuda olmasına dikkat gösteririm.
Halk adam gibi durmayı istiyor
     Halk sahtekarlığı sevmiyor, adam gibi durmayı istiyor. İnsanlar sana sahip çıktılarsa, senin kalbinden yakandan tutmuşlardır. O gerekli hayati idamenin yaşanması gerekir. Bu yapmacık olmayacaktır. Benim üç tane çocuğum var. Onları adam gibi büyüttüm. 25 yıldır profesyonel olarak her gece sahnedeyim. Benim çocuklarım, benim ailem, beni dinlemeye, bir arkadaşlarını dinlemeye yılda bir defa giderler. Ülkede nasıl örnek evlat yetiştirileceği şeklini onlara öğretmişim.Nasıl evlat yetiştireceklerini, nasıl vatana sahip olacaklarını onlara öğretmişim. 25 yıldır çalışıyorum.Şu ekranlara hala alışamadım. Ben ekranlarda fazla göremezsiniz.Sululuğu ve şakayı pek sevmeyen bir insanım. İbrahim Tatlıses’i sanatından dolayı çok severim. Çok yakın bir abi kardeşliğimiz var.
İlkemi yaşadığım süreç içinde koruyacağım
     Büyüklerimiz karşısında saygılıyız. Bunun karşısında saygısız olanları da görüyoruz. Hep birbirlerine laf atıyorlar. Ertesi gün sarılıyorlar. Böyle kardeşlik, böyle dostluk, böyle kalbi muhabbet olmaz. Bu benim kendi öz yaşantım. Büyüklerimden, Karadeniz’de yaşadığım toplumdan gelen ciddiyetin bir ürünüdür.Ciddiyetimi İstanbul’a, gurbete geldikten sonra bir iki sene içinde satmadım.Benim o yüreğimdedir ve içimdedir. Ben bu ilkemi yaşadığım süreç içinde koruyacağım ve korumaya çalışacağım. Onun için bu benim yaşam felsefemdir. Demek ki doğru işler yaptık, hata yapmadık. Hatalarım vardır ama doğru dürüst yaşadığıma inanıyorum.
Magazin dünyası bana yaşam olarak yansımıyor
     Magazin dünyasındaki toplum terbiyesiz bir toplumdur. Bunları izliyoruz. Bazen bu olaylar bize de yansıyor. Şarkı söylediğiniz için yansıyor.Yaşam olarak yansımıyor. Bizi tanımayan insanlar bunlarda girip, çıkıyorlar derler. Bunlardan soyutlanmak gerekir. Sahneye çıktığın zaman karşında bir kişi olur, bin kişi olur, beşyüzbin kişi olur, bir milyon kişi olur.Racon sendedir.Toplumu şarkıyla geçiştirirsin, Bazen toplum seni dinlemez, sana kulak vermez, sana göz vermez. Bu ikilemi yakalamak için psikoloji yapmak gerekir. Kendi kültürünü anlatmak için karşı tarafa bir şeyler söylemek gerekir. Kemer Karadenizliler gecesinde 6-7 şarkı söyledim. Ama 40 dakika muhabbet ettim. Çünkü memleketimizin gecesiydi. Memleketimizin sosyal dengelerinden, vatan ve millet bütünlüğünden, birazda kendimi anlatma açısından konuşmalara yer verdim.
Gençlikle paylaşacağımız çok şeyler var
      Gelecek olacak gençlikle paylaşacağımız çok şeyler var.Memeleketimizde turizm yatırımları yapan bir insan anıt diker, hemen üstüne kerndi ismin yazar.Benim bu olaylarım yıllarca gizli ve saklı yaşanmıştır.Bu konuda yatırımlarından dolayı Karadenizli iş adamlarımıza saygı duyuyorum.Bende yapım gereği yöreme bir şeyler yaptığıma inanıyorum.Ben gerekli desteği hiçbir çıkar gözetmeden yaparım.Ama hiçbir yere ismim yazmamışım.Öldükten sonra bir isim yazarlarsa çocuklarımız gurur duyarlar. Ben Karadeniz gecesine maddi değil, manevi duygularımla geldim.Yıllarca bu tarz gecelere elimden gelen her şeyi yaptım.
Önce vitrine değil, adama bakıyorum
     Fakat rahatsız olduğum gecelere hiçbir şekilde katılmam. Önce karşımdaki adamın dik durmasını gördükten sonra, önce adamı seveceğim. Ben bir yere pantolon almaya girdiğimde önce vitrine değil de, adama bakıyorum. Nasıl duruyor diye bakıyorum.Ondan sonra içeri giriyorum. Ben memleketten 1982 yılının sonunda İstanbul’a geldiğim zaman cebimde otobüs bileti parası bile yoktu. Arhavi Çaykur Fabrikasında 5.500 lira maaş alıyordum. Bu bize 5 milyar dolar gibi geliyordu.Çünkü haklı geliyordu. 9 sene süngü salladım. Fabrikanın çay imalatında çalıştım.
Eskiden çayları çay kamyonlarının üstüne yüklerdik.Çayları imalathaneye sırtımızda taşırdık.
Yöremiz sanatçıları birbirleriyle hiç konuşmuyorlar
     Karadeniz bölgesi halkı kendi sanatçılarına tepki gösteriyor. Yöremiz sanatçıları birbirleriyle hiç konuşmuyorlar. Ne işiniz var, şarkı söylüyoruz. Başka bir şey yapmıyoruz ki. Ne olacak bu duygu işidir.Hepimizin bir olması gerekir.Bütün akrabalarım Arhavi’dedir. Yılın 4-5 ayını memleketimde yaşarım. Antalya’da bir yatırım yaptım İşin başında birkaç ayı bulunuyorum diye buraya geldim.Arhavi festivaline 34 yıldan bu tarafa katıldım.Türkiye’de ne kadar sanatçı varsa sevgi karşılığında hepsini getirdim.”

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin Türkiye ziyareti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze ile düzenlediği ortak basın toplantısında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, istikrar ve...

AB’nin düşünce kuruluşu EUISS’in raporu: “Türkiye dünyada dört kritik bölgede önemli güce sahip”

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te olan Avrupa Birliği (AB) Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (EUISS), Türkiye'nin küresel ölçekte yükselen konumuna dikkati çeken "Türkiye'nin Dünyadaki Kartları" başlıklı bir...

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “KKTC ile ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova ile bir araya gelen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları...

TIR’cıların AB ülkelerinde vize sorunu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç; TIR’cıların AB(Avrupa Birliği)ülkelerinde yaşadıkları vize sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “AB ülkelerinin vize süreçlerinde adeta...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!