Pazar, Mayıs 19, 2024
tr
Ana Sayfa SANATÇILAR Ünlü manken ve sinema aktörü Atilla Saral: "İnsanlara örnek olmayı...

Ünlü manken ve sinema aktörü Atilla Saral: “İnsanlara örnek olmayı istiyorum”

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
  Türkiye’nin ünlü manken ve sinema aktörü Atilla Saral; örf ve adetlerine bağlılığı, yakışıklığı, efendiliği, alçak gönüllülüğü, dürüst ve ilkeli duruşu ile toplumda örnek oluşu, kısaca karizmatik kişiliği ile Türk halkının sevgi ve takdirini kazandı. Yıllarca çizgisini hiç bozmadan birçok başarının altına imza attı.1987 yılından itibaren 21 yıldır mankenlik yaparak, Türkiye’de de bir ilki başardı. Ünlü manken ve sinema sanatçısı Atilla Saral, özel yaşamına da çok dikkat ederek yanlış yapmamaya özen gösteriyor. 
   “Benim özelim, benimle kalmalıdır. Bu dünyaya bir kere geldim. Niye herkese her şeyimi anlatayım, göstereyim diye düşünüyorum. Ama, bazıları magazinsiz yaşayamayacak duruma gelmişlerdir. Örf ve adetlerimize göre yetiştik. Ben küçüklere ve büyüklere hep saygı gösteriyorum. İnsanları seviyorum. İnsanlara örnek olmayı istiyorum. Mankenlik yaparken; en iyiyi yapmaya çalışıp, arkamdan güzel konuşulmayı istemişimdir. Bu çizgimden çıkmak istemiyorum. Bunlar bana başarı getiriyor. Her gün magazinlerde olabilirim, bunlar geçici başarıdır.” Diyor. Ünlü manken ve aktör Atilla Saral; hayatı, mankenlik, oyunculuk yaşamı, dizi ve film konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Mankenlikte en üst zirveye geldim
   “İstanbul’da 1987 yılından bu tarafa mankenlik yapıyorum. Şu anda hâlâ bazı özel firmaların defilelerine çıkıp, tanıtım kataloglarını çekiyorum. TV’lerde diziler yayınlanmaya başlayınca, ilk diziyi TRT ile çekmeye başladık. Hanımın Çiftliği adlı TRT’de yayınlanan bir dizide rol aldım. Daha sonra TGRT ve diğer kanallara dizi çekmeye başladım. Yaklaşık 10 tane sinema filmim ve 10 tane TV dizim var. Bunlar isim yapmış ve seyircisi dolmuş dizilerdir. Daha sonra şöhret dizisini çektim. Bir devrim olacak dizisi 6 yıl sürdü ve 178 haftadır. Mankenlikte en üst zirveye geldim. TV dizileri maddi yönden gelir getiren bir sektördür. Haftalık diziler tutarsa, bir yıl yayınlanıyor. TV dizileri çok farklı, keyif verici bir durumdur. Dizi seri bir üretim gibi oldu. Dizide görev verildiği zaman haftanın üç günü görevinizi yapıp, memur gibi çıkıyorsunuz. Bu nedenle sınamanın havasını daha çok seviyorum. 
İnsanları çok motive ediyor, pozitif enerji veriyor
  Diziler insanların karşısına önce sunuluyor. İnsanlar beğenirse diğer kanallarda. Diğer kanallarda aynı dizileri insanlara sunuyor. Dizilere baktığınız zaman; bir yıl komedi dizileri gidiyor, diğer yıl mafya dizileri, başka bir zaman bakıyorsunuz drama dizileri başını almış gidiyor. Bir sene bakıyorsunuz Güneydoğu dizileri başını almış gidiyor. Bu sene daha çok aşk dizileri başladı. Son zamanlarda da kitaplardan romanlar TV dizilerine aktarılmaya başlandı. Bunlar; Hatırla sevgili, Yaprak dökümü gibi. Bu diziler insanları eğlendirebilmelidir. Avrupa yakası insanların keyifle izlediği bir dizidir. İnsanları çok motive ediyor, pozitif enerji veriyor. Drama dizilerini de seven insanlar da vardır. Bu diziler toplumun değişik kesimlerine hitap ediyor. Siz kendi tercihinizi yapıyorsunuz. Bu nedenle toplumumuza şu diziler verilsin diyemiyoruz. İnsan hangi konuda dizi izlemek istiyorsa o kanaldaki diziyi izliyor.
Son cellât filminde yaşanmışlık var
  ATV’ de yayınlanan Parmaklıklar ardında adlı dizi ile anlaşma yaptım. Ancak; Amasya’da çekilen Son cellât filminde Savcı Yusuf rolünde görev aldığım için, bu dizideki görevime geç başladım. Bu film çok güzel bir hikâye idi. Bizim 16–17 yaşlarında olduğumuz dönemin hikâyesiydi. Bu filmin; sinema filmi olması, o dönemin filmi olması, iyi bir kadro olması, başrol olması beni heyecanlandırdı. Bu nedenle Son cellât filminde rol aldım. Bu proje izleyiciye ulaşır. Burada birazda yaşanmışlık var. Gerçekten de bu filmde izlenilen olayların çoğu o dönemde oldu. Biz bunu yeni gelen nesile aktarmamız gerekiyorsa şayet, bu duyguları yaşatmaksa bu projenin içinde olmayı düşündüm. Bu filmdeki hikâye çok güzel ve iyi bir kadro var. Parmaklıklar ardında TV dizisindeki hikâye Sinop cezaevinde geçiyor. Orada bir grup kadın mahkûmun hayatı, yaşayacakları, yaşadıkları, hapishane yönetimi anlatılıyor.
Yapacağım iş, yaptığım işten daha iyi olmalıdır
  Güzel ve hoş bir hikâyedir. Bu dizideki görevim savcı ya da müfettiş olacaktır. Cezaevine gelen savcı ya da müfettiş olacağım. Bu dizinin iyi bir şey olacağına inanıyorum. Daha önce bu diziyi seyrettiğim zaman keyif almıştım. Oyuncu kadrosunun çok güçlü olduğunu gördüm. Yönetmeni ve kameramanı eski bir arkadaşım. Müzikleri çok güzeldir. Bunun için bu projeyi kabul ettim. Çünkü Şöhret dizisinden sonra yaklaşık 7–8 projeyi kabul etmedim. Yapacağım iş, yaptığım işten daha iyi olmalıdır. Şöhret iyi bir proje olduğu için devamlı birinci ve ikinci oldu. Şöhret’ten sonra gelen dizinin daha iyi olmasını düşündüm. Bu nedenle gelen projeleri beğenmedim ve içime sinmedi. Bu işi sadece para olarak düşünmüyorum. Her dakika göz önünde olmayı pek seven birisi değilim. Sürekli her gün bir dizide olmayı sevmiyorum. Magazin olarak da sevmiyorum. Bu nedenle yaklaşık 10 ay ara vermiştim. On ay aradan sonra tekrar başladım. İnsanlar yollarda sizi ne zaman izleyeceğiz diye soruyorlar.
  Önümüzdeki günlerde inşallah ekranların karşısına çıkacağım. Şahin Gök başarılı bir yönetmen olup, onunla çalışmaktan keyif alıyorum. Onunla “Böyle mi olacak” TV dizisinde yaklaşık iki yıl çalıştım. Son cellât filminin yapımında olmamda yönetmen Şahin Gök ağabeyin ve filmin sahibi rahmetli Ali Zebil’in büyük etkisi vardır. Bu proje onun istediği bir projeydi. Bu projede Kadir İnanır’la beraber iyi kadro vardı.
Amasya muhakkak keşfedilmesi gereken bir yerdir
  Amasya; Türkiye’de gördüğüm çok ender, enteresan güzellikte dağların arasında yerleşim kurmuş. Kızılırmak’ın geçtiği, çok keyifli, çok eski bir hikâyesi olan, çok keşfedilmemiş olan bir yerdir. Amasya muhakkak keşfedilmesi gereken bir yerdir. Amasya; sinema ve televizyoncular için hazır bir plato olup, hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur. Her yerde fotoğraf vardır. Geçen gün bir kare resim aldık, o kare resmi Amerika’da filmciler çıkaramazlar. Çünkü bu resim doğaldır, dağın içine işlenmiş bir mezarı aşağıdan ışıklandırılmış şekilde çektik. Amasya’da kömür yakılması nedeniyle hava kirliliği var. Amasya iklim yönünden değişik bir ildir. Amasya dışında metrelerce kar var iken Amasya içinde kar yoktur. Amasya’da Ferhat ile Şirin diye bir efsane yazılmıştır. Bu efsaneyi, Ferhat’ın su kanalını bütün dünya konuşuyor. Ferhat su kanalı yanında taş ocağı açılmıştır. Bu taş ocağı her şeyi öldürmüştür. 
Tarihe sadece gözle değil, elle bakmak gerekir
      Dünyanın konuştuğu efsanenin Ferhat’ın suyolu kesilmiştir. Bu da korkunç utanç verici bir durumdur. Böyle tarihi mezarların olduğu bir yerde, bir daha eşi benzeri olmayacak bir yerde Ferhat’ın getirdiği suyoluna taş ocağı kurulduğu yerde Ferhat ile Şirin efsanesi bitmiş oluyor. Bunu anlamış değilim. Bu dünyanın hiçbir yerinde olabilecek bir şey değildir. Biraz daha ileri gidiyorsunuz kiremit deposu vardır. Buralar korunması ve turist çekmesi gerekirken buraya hiçbir turisti getiremezsiniz. Aşağı iniyorum mezarlar var. Mezarın altı dolmuş ve otobüs durağı. Mezarların içinde bira kutuları var. Bunlar korunmalıdır. Tarihe bakmak gerekir. Tarihe sadece gözle değil, elle bakmak gerekir. Bunlar insanları üzüyor. Ferhat’ın suyoluna taş ocağı yapılması beni çok üzdü. Ferhat olmayı düşünürdüm. Ferhat, yaşadığı dönemde benim yaşlarımda ise Ferhat rolünü oynamayı düşünürüm.
Benim özelim, benimle kalmalıdır
  Magazin dünyası galiba bazı insanların ihtiyacı olan bir şeydir. Onlar olmazsa yaşayamayacaklarmış gibi düşünüyorlar. Bana göre ters ama olması gereken bir şeydir. Magazin; dünyanın her yerinde olup, sevilen, izlenilen bir programdır. İnsanlar merak ediyor, insanların hayatlarına. Onlarda gözler önüne seriyorlar. Ben gözler önüne sermiyorum. Kendi yaptığım işlerle önlerinde olmak istiyorum. Benim özelim, benimle kalmalıdır. Bu dünyaya bir kere geldim. Niye herkese, her şeyimi anlatayım, göstereyim diye düşünüyorum. Ama bazıları magazinsiz yaşayamayacak duruma gelmişlerdir.
İşimi yapıyorum, hayatımı kazanıyorum
  Baktığın zaman yeter artık yüzünü görmek istemiyorsun, Magazin programı izlenilen bir program olup, doğal karşılıyorum. Oraya çıkmalarını, küfür etmelerini, birbirine bağırıp çağırmalarını kavga etmelerini doğal karşılıyorum. Ama bu benim tarzım değildir. Ben bunu yapmam. Evlenmiş olsam, eşime de yaptırmam. Ailemide hiçbir zaman gündeme getirmem. Çürkü ben işimi yapıyorum, hayatımı kazanıyorum. Sabah yedide kalkıp,17 saat çalışıyorum. Biz Çerkez bir aileyiz. Örf ve adetlerimize göre yetiştik. Ben küçüklere ve büyüklere hep saygı gösteriyorum. İnsanları seviyorum. En önemlisi hayvanları çok seviyorum. Daha doğrusu doğayı, yaşamayı seviyorum. Bunları severken de paylaşmayı seviyorum. 
Çizgimden çıkmak istemiyorum
   İnsanlara örnek olmayı istiyorum. Mankenlik yaparken; en iyiyi yapmaya çalışıp, arkamdan güzel konuşulmayı istemişimdir. O yüzden de aşırı hareketler yapmadım. Genelde bunlardan kaçındım. Böyle bir hayat sürmek ve böyle anılmak benim hoşuma gidiyor. Sizin benimle ilgili şu an güzel düşünceleriniz hoşuma gidiyor. Sizin bunu bana söylemenizden dolayı iki sene sonrasına kadar gene örf ve adetlerimle, efendilikle devam etmek istiyorum. Hep böyle anılmak istiyorum. Bu çizgimden çıkmak istemiyorum. Bunlar bana başarı getiriyor. Hergün magazinlerde olabilirim, bunlar geçici başarıdır. Bir-iki yıl, her yıl magazinde olursanız. Zannedersiniz ki ben bir yerlerdeyim. Ama sizi bir anda tepetaklak bırakabilirler. Biz yavaş ve sağlam adımlarla ilerliyoruz. Küçük adımlarla ilerliyoruz ama doğru ve düzgün yerdeyiz. Bu şekilde davranmakla dostluk kazanıyoruz. Ama önemli olan işinizi yapmaktır. Konsantrasyon olmak gerekiyor. Geri döndüğümde herkes bana kapılarını açabilecektir. Böyle yaşamak güzeldir.
Manken olarak çok miktarda katalog çekiyorum
  Şu anda manken olarak çok miktarda katalog çekiyorum. İbrahim Tatlıses’in üç senedir koleksiyonunu çekiyorum. Satışları iyi olduğundan kataloglarını devamlı bana çektiriyorlar. Çünkü insanlar benim resimlerimi gördükleri zaman hoşlarına gidiyorlar. İçlerinden birisi olarak görüyorlar. İnsanın mütevazi olması gerekir. Ayrıca katalog çekimi için birçok firmadan teklif geliyor. Ben bu mesleğin adamıyım. Bu meslekten para kazanıyorsam neden yapmayım. Para kazanmak ve hayatımı sürdürmek için çalışıyorum. Hayatımı devam ettirmek için çalışmam gerekir. Faruk Saraç’ın baş mankenliğini yapıyorum. Bütün defilelerinde en öndeyim. Büyük bir keyifle çalışıyorum. Birçok firmanın defilelerine gidiyorum. Takım elbise kıyafetlerine gidiyorum. Spor kıyafetlerine çıkmıyorum. Bu da Türkiye’de bir ilktir. 41 yaşındayım.
Böyle bir üçlü mutlu ise, kimse mutsuz, rahatsız olmasın
  Hâlâ podyumlardayım. Her çıktığımda yoğun bir alkışla karşılanıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Firmaları ve izleyenleri de mutlu ediyor. Böyle bir üçlü mutlu ise, kimse mutsuz, rahatsız olmasın. Bu yaşımda her podyum ve sahneye çıktığımda alkış alıyorsam kendime teşekkür ediyorum. Aileme, herkese teşekkür ediyorum. Türkiye’de 41 yaşına kadar kataloglarda çalışan manken bugüne kadar olmadı. Herkes bu işi bıraktı ve bir taraflara gitti. Ben mesleğimi seviyorum. Bu mesleğimi hâlâ devam ettiriyorum, saygı duyuyorum ve kazanıyorum. Bu çok önemlidir. Bunun dünyada örnekleri vardır. Türkiye’de bunun örneğini ben oldum. 
İnsanlar mümkün olduğu kadar podyum mankenlerini örnek alsınlar,
reklâm ve medya mankenlerini örnek almasınlar
  Türkiye’de mankenlik, dünyada olduğu şekilde devam ediyor. Magazinsel ve işini yapan mankenler var. Türkiye’de moda sektörü ileri derecede aşama kaydetti. Moda haftaları çok güzel olmaya başladı. Türk modacılar kendilerini yurt dışında duyurmaya başladı. Bunlar büyük başarıdır. Türkiye’de moda ve tekstil iyi bir ilerleme yapıyor. Çok kaliteli çizimler ve modeller çıkartılabiliyoruz. Yeni stilistlerimiz ve stilist okullarımız var. Bunlar Türkiye adına güzel şeylerdir. Türkiye’de bir grup manken; medyanın takibinde ve medya mankenidir. Bir grup manken ise podyum mankenidir. Medya mankenleri olmazsa olmaz. Onlar bizlere vakit dolduruyorlar. Podyum mankenleri ise işlerini yapıyorlar. Medya mankenleri olmazsa, poydum mankenleri ikisine birden yetişemez. Onlar orayı doldursun, öbürleri efendi olarak işlerini yapsınlar. Bu dünyanın her yerinde böyledir. İnsanlar mümkün olduğu kadar podyum mankenlerini örnek alsınlar, reklâm ve medya mankenlerini örnek almasınlar. Bunu özellikle söylüyorum. Çünkü medya mankenlerinin hayatı çok renklidir. Ama madalyonun arka yüzü vardır; aslında onların hayatı renkli değildir, yalan, dolandan ibarettir. Podyum mankenlerinin hayatı ise çok sadedir ama dürüst, temiz hayattır. 
Mankenlik çok özel bir meslektir
  Mankenlik; çok güzel, keyifli bir meslektir, insanlara birçok şey öğretir. Mankenlik; vücut, fizik, güzellik ister. Bu herkeste olan bir şey değildir. Bu yüzden mankenlik zordur, herkes yapamaz. Manken olduğunuz zaman başarılı iseniz, bütün dünya ülkelerini, bütün Türkiye’yi gezebilirsiniz. Bu şekilde; kültürünüzü, bilginizi, dilinizi yükseltebilirsiniz. Mankenliğin getirisi fazla olduğu için iyi para kazanırsınız. Mankenlik çok özel bir meslektir, herkesin yapabileceği bir meslek değildir. İnsan bütün bu normlara uyuyorsa bu mesleği yapmalıdır. Ama doğru adreslere ve doğru yerlere gitmelidir. Bu nedenle iyi araştırmalı ve ne yapacağına iyi karar vermeli, ben ne mankeni olmalıyım diye düşünmelidir. Her gün medyaya mı çıkmalıyım? Bir sene sonra yerin dibine batıp, ailemin yüzüne bakamayacak duruma gelmemeliyim diye düşünmelidir. Yoksa adam gibi bir ajansa gidip, adam gibi işler yapıp, yıllarca bu meslekten para kazanıp güzel bir evlilik yapıp, podyumlarda temiz de bir geçmiş yapmışsan, güzel bir geçişin varsa seni dünyanın her yerinden evlenmek için isterler. Çünkü sen güzelsin, başarılısın.
İnsanlar doğru mankenleri çok kıskanır
  Öbür tarafa girersen, öbür tarafta sevgili, aşk bulursan, orada, burada dedikodu, kavga olursan hiçbir şekilde bir yerde iş yapamazsın. Bu dediğim şartlara uygun kızlarımızın mankenliği yapması gerekir. İnsanlar doğru mankenleri çok kıskanır. Bu nedenle doğru adreslere gitmeleri gerekir. İyi araştırmaları gerekir. Devletin manken sektörüne el atmasına gerek yoktur. Türkiye’de bu konu ile ilgili ajanslar var. İnsanların bu ajansları takip etmesi gerekir. Türkiye bugün Uğur Tamer Öz, Gaye Sökmen diye iyi bir ajanslar var. Bunlar; mankenlerini koruyan, onların özel hayatlarına karışan, onlarla ilgilenen ve değerli ajanslardır. Bu ajanslara gitsinler. Bu ajanslar o mankenleri kabul ediyorsa, onların bir tarafa gitmelerine gerek yoktur. Eğer kabul edilmiyorlarsa demek ki onlar manken normlarında değillerdir.
Yarışmalar sadece yapım şirketlerine ve jüri üyelerine para kazandırıyor
  Türkiye’deki mankenlik yarışmalarının bu sektöre hiçbir katkısının olduğuna inanmıyorum. O yarışmalar sadece yapım şirketlerine ve jüri üyelerine para kazandıran bir yarışmadır. Türkiye’de; bütün Türkiye’yi ayağa kaldıran; alaturka, popstar yarışmaları, Bayhan ve Abidin’in olduğu yarışmalarda ne büyük olaylar oldu. Ata ve Semra Hanım’da ne büyük aile faciaları yaşandı. Türkiye’nin bir anda zirvesi olan ve kameraların 10 gün, bir ay peşinde koştuğu Bayhan şu an nerede? Firmalar haklarını kazandı ve jüri üyeleri paralarını kazandı. Bu çocukların popolarına birer tekme atıldı ve yenileri düzenlendi. Fakat bakıyoruz ki bu yarışmalara bizim halkımız yine kuyruklar oluşturuyor. Fakat o insanların yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.
  O paraları almaları gerekiyor. Bu programları çekmeleri gerekiyor. Burada onlar değil, toplum suçludur. Görüyorsunuz ki bir önceki yarışmadan çıkanlardan birisi rahmetli olmuş, kimisinin yuvası dağılmış, birisi pavyona düşmüş. Bizde işsizlik çok ve gelecek, istikbal yoktur. Bu yüzden insanlar her yerden medet umup, yarışmalara giriyorlar. Konfetilerle uğurlanıyorlar, birinci oldun diyorlar, halkı istemiyorlar. Ertesi gün o kişiyi arayan yok. Bu yüzden onlara hiç karışmıyorum. 
İnsanlar medyaya çıkmayan insanları seviyor
  Onlar böylece önümüzden akıp gidecekler. Bu yarışmalarda bitecek. 1987 yılından itibaren 21 yıldır mankenlik yapıyorum. Toplam 10 film ve 15 tane dizim var. Sarıkaya’lıyım. İnsanlar medyaya çıkmayan insanları seviyor. Biz şimdi medyaya çıkmıyoruz diye açmıyız? Ama medyaya çıkanlardan daha tokuz. Maddi olarak olmasa bile manevi olarak onlardan daha çok zenginiz. Görsel bir sanatçı olarak insanlara güzel şeyler vermeye çaba sarf etmeliyiz. Güzel projeler içinde yer alalım. Kötü projeler içine girmeyelim. O projeler gündeme gelmesin. Çünkü iki veya üç bölüm sonra yayından kaldırılıyor. Bu projelerde olmamak gerekiyor. Adını ve kimliğini bilmediğimiz insanlar firmalar kurup, filmler çekmeye başladı. Bunlar kim, ne olduğu bilinmiyor. Topluma güzel mesajlar verebilecek projelerin içinde olalım. Kötüleri eleyelim. Televizyon dizilerindeki kötü dönemeçten bu işi döndürelim ve yerine oturtalım. Diziler; güzel, kaliteli ve seviyeli olsun. Seçici olalım. Herkes her işi maddiyata dökmüş. Bir diziden sonra, başka bir dizi teklifi geliyor. Bunları bilmeden olur demeyelim. Kötü projeler sunmayalım. Kötü projeler, iyi projeleri de götürüyor.
Yatırımlarım tamamen arazi ve arsa, turizm üzerine
  Benim yatırımlarım tamamen arazi ve arsa, turizm üzerine yatırımlardır. Şu andaki yatırımlarım Kaz Dağları’ndadır. Assos tarafındadır. Babamızdan gelen bir söz vardır;”Ne alırsan al toprak al.”Yer, toprak her zaman değerlidir. Ayrıca Face Food zinciri kuracağız. İstanbul’da bir dürüm işine girdik. İstanbul’un değişik yerlerine şubeler açacağım. İlk şubem bir hafta sonra açılacak. Bu gıda işine girmem anlamına geliyor. Bu saatten sonra bu işlere de girmek gerekir. İstanbul-Kemerburgaz-Göktürk’te şirketimi kurdum, dekorasyonu bitti, dükkânım hazır. Çok profesyonel bir dürüm dükkânı açıyorum. Bütün ustaları memleketinden getirdim. İnsanlara lezzet vereceğiz ve buradan da para kazanacağız.”
 
 
Takım elbise kıyafetlerine gidiyorum. Spor kıyafetlerine çıkmıyorum. … Bu yaşımda her podyum ve sahneye çıktığımda alkış alıyorsam kendime teşekkür ediyorum. … Öbür tarafa girersen, öbür tarafta sevgili, aşk bulursan, orada, burada dedikodu, … Bunlar; mankenlerini koruyan, onların özel hayatlarına karışan,
https://habergunebakis.com/haberdetay/163-unlu-manken-ve-sinema-aktoru-Atilla-Saral:—%E2%80%9C%C4%B0nsanlara-ornek-olmay%C4%B1-istiyorum%E2%80%9D.html
 

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin Türkiye ziyareti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze ile düzenlediği ortak basın toplantısında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, istikrar ve...

AB’nin düşünce kuruluşu EUISS’in raporu: “Türkiye dünyada dört kritik bölgede önemli güce sahip”

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te olan Avrupa Birliği (AB) Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (EUISS), Türkiye'nin küresel ölçekte yükselen konumuna dikkati çeken "Türkiye'nin Dünyadaki Kartları" başlıklı bir...

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “KKTC ile ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova ile bir araya gelen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları...

TIR’cıların AB ülkelerinde vize sorunu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç; TIR’cıların AB(Avrupa Birliği)ülkelerinde yaşadıkları vize sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “AB ülkelerinin vize süreçlerinde adeta...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!