Cuma, Mayıs 17, 2024
tr
Ana Sayfa CUMHURBAŞKANLARI-BAŞBAKANLAR - BAKANLAR - MİLLETVEKİLLERİ AKP TBMM Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa: Türkiye'de siyasetin merkezine oturmuş bir partiyiz

AKP TBMM Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa: Türkiye’de siyasetin merkezine oturmuş bir partiyiz

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN 
  AKP TBMM Grrup Başkanvekili ve Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ile TBMM Başkanlık makamında ; Türkiye’deki son siyasi yapılanmalar, AK Partinin seçim çalışmaları, milletvekilliği adayları seçimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Türk siyasetinin geleceği ve halk iradesinin önemi, ayrıca Ordu Milletvekili olarak da Ordu’ya yaptığı hizmetler konusunda bir röportaj yaptık.AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa kişilik olarak partisinde ve toplumda; açık sözlü, kalbinden geldiği gibi konuşan, konuşmalarında samimi ve halka bütünleşen,  kendisine verilen görevi en iyi şekilde yapan, herkesin sevgi ve takdirini kazanmış, ülkesine hizmet etmeyi kendisine ilke edinen, seçim bölgesi ve memleketi Ordu’da halkın sevgisini kazanan, çizgisini muhafaza eden bir milletvekili olarak biliniyor. AKP TBMM Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa; Türkiye ve siyaset, seçim konulu yaptığımız röportajda şunları söyledi;
Erken seçim değil, öne alınmış bir seçimdir 
  “Türkiye’de 22 Temmuz 2007’de yapılacak seçim, erken seçim değil, öne alınmış bir seçimdir.Beşinci yasama yılı 1 Temmuz 2007’de bitiyor.Bundan sonra TBMM’nin tatil süreci başlıyor.Biz sadece tatil sürecini öne almak suretiyle seçimin 22 Temmuz 2007’de yapılması noktasında karar aldık. 22 Temmuz Genel Seçimlerinin ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlı olmasını öncelikle temenni ediyorum. Siyası partiler programlarıyla, hizmetleriyle¸ yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla kamuoyunun ve milletin terazisine çıkacaklardır. Milletimizde bütün siyasi partileri kendi hassas terazisinde tartmak suretiyle herkesle ilgili bir karar verecektir. Bu karara milli irade diyoruz. Hiçbir şekilde tartışmaya açılmayacak, saygı duyulacak bir karardır. Ben bu açıdan çok hayırlı bir netice olacağına inanıyorum. AK Parti Türkiye’de 4,5 yıldır iktidar sorumluluğunu yüklenmiş ve bu süre içerisinde de adeta Türkiye’de her şeyin bittiği, tükendiği, insanların gelecek adına bütün umutlarını tükettiği, hem içeride siyasi krizler, hem yönetim istikrarsızlığı, hem ekonomik krizler, dış dünyadaki kaybedilen itibar,komşuları- mızla olan ilişkilerimize hep baktığımız zaman AK Parti ile beraber adeta AK Parti Türkiye’nin yeniden yapılanma, değişim, dönüşüm ve demokratikleşme sürecinde bir milad olmuştur.Biz dolayısıyla milletimizin önüne 4,5 yıldır koyduğumuz hizmetlerin gururu ve heyecanıyla çıkacağız.
Milletimiz bizimle büyüdü, bizde milletimizle büyüdük
  Milletimize yaptıklarımızı anlatacağız.Gelecekte milletimiz ve ülkemiz için koymuş olduğumuz büyük hedefler, Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak, karnı tok sırtı pek, geleceğe güvenle bakan, bu ülkenin vatandaşı olmaktan onur ve gurur duyan,insanların yaşadığı bir ülke haline getirme noktasındaki gerek 2012, gerekse Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına tekabül eden 2023 perspektifinde Türkiye projelerimizi insanımızla paylaşacağız. Biz zaten insanımızla anlaşma,uzlaşma noktasında bir sıkıntımız yok. Milletimiz bizi anladı, biz onları anlıyoruz. Kaderimizi milletimizin kaderiyle birleştirdik.Milletimiz bizimle büyüdü, bizde milletimizle büyüdük.Dolayısıyla biz seçimlerle ilgili böyle endişesi olan, acaba yeni payandalar, yeni ilave katkılar, destekler, yeni istekler bulmak suretiyle milletimizden daha çok oy alabilir miyiz? diye siyaseten şık olmayan argümanlara da başvurmadan AK parti olarak milletimizin önüne çıkmak istiyoruz.Parti olarak zaten adımız, şanımız bu noktadadır. Milletimizin bize dolan güven ve teveccühünü görüyoruz. Bu sadece AK Parti tabanında değil, Türkiye’deki farklı siyasi oluşumlar içerisinde yer almış, etnik kökeni farklı, inancı farklı, dünya görüşü farklı,coğrafyası farklı insanlarımızın da 4,5 yıl içerisinde yaptıklarımızı da gelecek adına teminat kabul ederek partimize büyük bir teveccüh göstereceği noktasında hiçbir endişemiz ve şüphemiz yoktur. Onun rahatlığıyla millete hizmet etmiş olmanın, milletle üzülmüş,milletle sevinmiş olmanın gönül rahatlığıyla milletimizin huzuruna çıkacağız.
AK Parti siyasetin merkezindedir
  Siyasi birleşmelere gelince bunların Türkiye’ye bir hizmet noktasında bir çalışma, gayret olduğunu paylaşmadığım gibi, bunu milletimizde biliyor.AK Parti Türkiye’de siyasetin merkezindedir.Türkiye’de merkezde bir boşluk yoktur. Milletimiz 3 Kasım seçimlerinde AK Partiyi merkeze oturtmuştur. Bu nedenle merkez konumunda vermiş olduğu güven ve destekle güvenini artırmış ve güçlendirmiştir.Türkiye’de AK Partinin dışında merkezi doldurabilecek ve kamuoyunda merkez adına destek alacak bir siyasi partinin olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
DYP VE ANAP reddi miras yaptı
  Siyasi birleşmeler Türkiye’ye hizmet noktasında heyecan nedeniyle değil, Türkiye’nin meselelerini sahiplenme, Türkiye’yi daha ileri seviyelere taşıma gibi bir heyecanla bu birleşmeler yapılmıyor. Öncelikle DYP ve ANAP’nin birlikteliğine baktığımız zaman, Demokrat Partisinin çatısı altında bir araya geleceklerini kamuoyuna paylaştılar.Yukarıda 50-100 kişinin bir araya gelerek, mutabakat metni imzalaması bunun toplumsal mutabakat anlamına gelmez. Geçmişteki örnekler ortadadır. Bunlar daha çok acaba TBMM’de daha fazla sandalye elde edebilir miyiz? daha fazla yandaşımıza milletvekili imkanı sağlayabilir miyiz? Gibi kaygılardan ortaya atılmış birleşmelerdir. Dolayısıyla geçmişteki uygulamalarla bunun pratiğinin olmadığını gördük.. DYP ve ANAP’nin Demokrat Parti misyonuyla bir araya geldiklerini söylemelerine rağmen, reddi miras yaparak, Demokrat Parti misyonunu ret ederek Demokrat Parti misyonu tesis edilmez. Doğruyol Partisinin Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ortaya koymuş olduğu tavır milletimizin bilgisindedir.
Milletimiz bunları cezalandırmış ve kendi yüreğinde mahkum etmiştir
  Bunu milletimiz tasvip etmemiştir. Bundan dolayı da milletimiz bunları cezalandırmış, kendi yüreğinde mahkum etmiştir.1960’yıllarda Menderes ve Bayar’a o günkü CHP’nin reva gördüğünü, o misyonun sahibi olduğunu söyleyen Doğruyol Partisi bugün AK Partiye reva görmüştür. Dolayısıyla böyle bir misyon ortada kalmamıştır.Temsil edecekleri sosyal bir kesimde ortada kalmamıştır. Anavatan Partisine gelince; ANAP’de 1989 yılında rahmetli Özal’ın Cumhurbaşkanı seçilirken şimdiki Baykal dahil tüm CHP yöneticilerinin içinde bulunduğu o günkü Sosyal Demokrat Halkçı Partinin Özal’a reva gördüğünü ANAP’de AK Partiye, Sayın Abdullah Gül’e  reva görmüştür. Böylece misyonu tamamen terk etmişler, halktan kopup, halka rağmen siyaset, halka rağmen halkçı, toplumda kabul görmeyen anlayış ve davranışları marjinal grupların peşine takılmak suretiyle temsil ettikleri misyonlardan uzaklaşmışlardır.
Siyaset yukarıdan aşağıyla değil, tabandan merkeze doğru şekilleniyor
  Yukarıda 50 kişinin bir araya geldiği mutabakat metninin imzalanmış olması o iki partinin tabanının, zaten olmaya bir tabanın güçlendiği, büyüdüğü manasına gelmez. Tecrübeler göstermiştir ki Türkiye’de siyaset yukarıdan aşağıya, merkezden tabana doğru değil, tabandan merkeze doğru şekilleniyor. Bir garnizon disiplini içerisinde ben bir parti kurdum. Millet sizde bizi anlayın, peşimize takılın diye siyasette genel geçer, neticesi olan bir kural değildir.Konjonktüre baktığımız zaman yaşanan olayların hepsi milletimizin gözü önünde olmuştur.Bu sürecin aktörlerini milletimiz çok iyi tanıyor. Bu süreçte milli iradeden yana tavır koyanların, demokrasiden yana tavır koyanları,  parlamenter iradeden yana tavır koyanları, millet egemenliğini bütün egemenliklerin üstünde tutanları milletimiz gördü. Buna güvenmeyenleri, millet egemenliğine güvenmeyenleri, demokrasiye inanamayanları, parlamenter iradeyi zaman zaman millete rağmen yok sayılabileceğini ortaya koyanları da millet gördü. Dolayısıyla bu seçim bir noktada  milleti sayıp seven, milletin vereceği karara saygı duyanlar ile, milletin doğru karar veremeyeceği, yanlış yapacağını, milletin bu konuda yeterli donanıma, birikime sahip olmadığını iddia edenler arasında bir seçim olacaktır. Kısaca egemenliğin millete ait olduğunu inananlar ile egemenliğin egemenlere ait olduğunu inananlar arasında bir seçim olacaktır.
Türkiye’de solun oyu % 25-30’u bulmuyor
  Türkiye’de sağ ve sol bağlamda seçmen dağılımına baktığımız zaman Türkiye’deki solun oyu % 25-30’u bulmuyor. Dolayısıyla bu oyların büyük bir kısmı CHP’nin bünyesindeydi. DSP son seçimlerde % 1 oranında oy aldı.Tabelası olan, tabanı olmayan bir partidir .Bu kadar kıyameti, bu kadar gerginliği,bu kadar husumeti %1 bile olmayan bir partiyi CHP’sine monte etmek için mi yaptılar? Bu nedenle bunların tabanda çok kabul göreceği kanaatinde değilim. Siyaseten baktığımız zaman bu birleşmelerin getirdiği sıkıntılarda vardır. Bir siyasi partide sorumluluk almış, o siyasi parti çatısında gelecek düşünenler, bu beklentilerin % 50’sini kaybetmişlerdir.
Partimizde yeni isimler,yeni vizyonlar olacaktır 
  Şimdi alkışladıklarına bakmayın listeler açıklandığı zaman, esas kıyamet o zaman kopacaktır. Çünkü insanlar beklentilerini kaybedeceklerdir, partilerinden dışlandıklarını, hiç tanımadıkları insanların kendi yerlerine oturduklarını gördüklerinde esas kıyamet o zaman kopacaktır.Ben siyaseten diğer partilerin ne yaptığını, nasıl bir araya gelip, gelemedikleri AK parti olarak bizi ilgilendirmiyor. Bizi o partiler ilgilendirmiyor. Kararı millet verecektir. Biz milletimize yapmak istediğimiz hizmetlerin milletimizle paylaşmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu birleşmelerin ne manaya geldiğini millet nazarında hiçbir değer kaydetmediğini yakın gelecekte hep birlikte göreceğiz. AK Parti olarak biz merkez partisiyiz.Türkiye’de siyasetin merkezine oturmuş bir partiyiz. Bu millete verebileceği bir şeyi olan partimizde yeni isimler, yeni vizyonlar olacaktır.Bu hem AK Partiye güç katacak, milletimizde büyük bir sinerji oluşturacaktır.Genel Başkanımızın sorumluluk verdiği arkadaşlarımız farklı çevrelerden insanlarla temas halindeler.Bunlar Türkiye’nin tanıdığı ve itibar ettiği,  güvendiği, prim verdiği insanlardır.Bunlar siyaset farklı kulvarlarda olmuş olabilir.Dünya görüşleri farklı olabilir.Ama bizimle aynı heyecanı paylaşacağına inandığımız,Türkiye’nin demokratikleşme noktasında milli iradenin yegane egemen olduğunu kabulü noktasında zerre kadar bizden farklı düşünmeyen insanlar olabilir. Bunlar yakında kamuoyu ile paylaşılacaktır.Türkiye genelinde büyük bir sinerji oluşturacağına inanıyorum.
Siyasette müktesep hak yoktur
  Siyasette müktesep hak yoktur. Her birimizin ne olacağı çok önemli değildir. Siyaseti şahıslarımız için, şahsi ikballerimiz için yapıyorsak millete saygısızlık olur. Partimizin ve ülkemizin ne olacağı ön plandadır. Hiçbir arkadaşımız ben yoksam hiçbir şey yok mantığında değildir. Hiçbir kimse ben mantığından hareket etmiyor.Önemli olan Türkiye’nin kazanıyor olmasıdır.Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi sürecini hep birlikte izledik. TBMM Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu son kararla Cumhurbaşkanını seçemez hale getirilmiştir.TBMM bloke edilmiştir. Sistemin tıkandığı noktada yegane müracaat kaynağı halktır. Bizde bu nedenle iradenin gerçek sahibi olan milletimize bu işi götürürüz dedik. Anayasa değişikliğinin birinci turunu yaptık. Bunu Cumhurbaşkanımıza gönderdik.Bu nedenle bir yasal süre bekleniliyor.Büyük bir ihtimalle Cumhurbaşkanımız bunu imzalayabilir. Kendisinin de Cumhurbaşkanın 5+5 şeklinde halka tarafından seçilmesi noktasında görüşlerini biliyoruz. Bunu kamuoyu ile paylaştı.
Anayasa değişiklik paketimizi imzalayacağına inanıyorum
   Bu nedenle kısa zamanda Cumhurbaşkanımızın bu görüşlerini değiştirmesi mümkün değildir.Bu nedenle Anayasa değişiklik paketimizi imzalayacağına inanıyorum. Eğer geriye gönderirse Sayın Başbakanımızda bunu ifade etti.Biz bu paketi tekrar TBMM’de oylayıp, kabul etmek suretiyle tekrar köşke göndereceğiz..TBMM’nin Cumhurbaşkanlığı seçme iradesine karşı çıkanlar, halkın da Cumhurbaşkanlığı seçme iradesine de karşı çıkıyorlar. Dolayısıyla böyle bir çıkmaz demokratik olarak böyle bir kısır döngüyü anlamakta zorlanıyorum.
Parlamenter iradeye ve halk iradesine karşısınız. Siz bu ülkeden ne istiyorsunuz?  
  Parlamenter iradeye karşısınız. Halk iradesine karşısınız. Siz bu ülkeden ne istiyorsunuz? Eğer seçkinci elit dediğimiz kesim parlamenter ve millet iradesinden rahatsızsalar ve orada kendileri için bir şey bulamıyorlarsa, o zaman kalplerindekini, içinden geçirdiklerini açık yüreklilikle söylesinler.Biz parlamenter iradeye inanmıyoruz desinler. Biz seçkinci elit kesim ülkenin, milletin talepleriyle ilgili kararları biz veririz. Milletimize uygun olanı biz karar veririz. Millet bunu bilmez, anlamaz.Bu konuda yanlış yapar. En doğrusunu biz yaparız desinler. Bu erdemliliği ortaya koysunlar. Ancak bunu söyleyemiyorlar. İki camii arasında kalmış binamaz gibi ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini, milletle neyi paylaşacaklarını ortaya koyamıyorlar. Şaşkın ördek gibi ne yapacaklarını bilmiyorlar. Zannediyorlar ki millet olup, bitenlerden çok memnun. Antidemokratik karar almalarından, millet iradesini yok saymaktan millet memnun. Milletin sinesi ve sillesi de bizim içindir. Millet 22 Temmuz’da AK Partiyi sinesine basacak, bu süreç içerisinde millet iradesini ret edenler, parlamenter iradeyi bloke edenler, demokrasiden yana tavır koymayanları sillesiyle cezalandıracaktır. 22 Temmuz 2007’de gece 21’den itibaren herkes bunu görecektir.
Türkiye’de olduğu gibi Ordu’da büyük bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanmıştır
  AK parti ile beraber bütün Türkiye’de olduğu gibi Ordu’da da büyük bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanmıştır.Bunlar alt yapıdan ulaşıma, denizcilik sektöründen turizme, eğitimden sağlığa kadar ve sanayi yatırımlarına kadar, turizm yatırımlarına kadar ve özellikle köylerimize yönelik, Cumhuriyet tarihinin en büyük imar hareketi  ile Ordu’da 4-5 sene önceye kadar her şeyin bütün Türkiye’de olduğu çok değiştiğini rahatlıkla söyleyebilirim.Bu hizmetlerden faydalanan vatandaşlarımız zaten bunların şahididir. Bu hizmetlerin kamuoyu tarafından, Ordu’lu hemşerilerimiz tarafından ne kadar kabul gördüğünün ölçüsü de 22 Temmuz 2007 seçimleri olacaktır.Ordu’lu hemşehrilerimiz olup bitenlerin farkındadır. 22 Temmuz 2007 seçimlerinde parti olarak bütün Türkiye’de olduğu gibi Ordu’lu hemşehrilerimizin huzuruna da hizmet etmiş olmanın haklı gururu ile ve mutluluğu ile gönül rahatlığı ile çıkacağız. Milletimiz zaten bunu biliyor.” (21 Mayıs 2007)

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin Türkiye ziyareti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze ile düzenlediği ortak basın toplantısında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, istikrar ve...

AB’nin düşünce kuruluşu EUISS’in raporu: “Türkiye dünyada dört kritik bölgede önemli güce sahip”

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te olan Avrupa Birliği (AB) Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (EUISS), Türkiye'nin küresel ölçekte yükselen konumuna dikkati çeken "Türkiye'nin Dünyadaki Kartları" başlıklı bir...

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “KKTC ile ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova ile bir araya gelen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları...

TIR’cıların AB ülkelerinde vize sorunu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç; TIR’cıların AB(Avrupa Birliği)ülkelerinde yaşadıkları vize sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “AB ülkelerinin vize süreçlerinde adeta...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!