Cuma, Mayıs 3, 2024
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 328

Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan yılın belediye başkanı seçildi

0
Haber: İlker ÇAKAN
    Amasya ilinin Türkiye ve dünya çapında tanıtımı konusunda yoğun bir çalışma sergileyen Devlet eski Bakanı ve Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan Siyaset Dergisi tarafından yılın belediye başkanı seçildi. Merkezi Ankara’da bulunan Siyaset Dergisi tarafından; bazı bakanların ve üst düzey bürokratların katıldığı törenle;  “Yeraltı zenginliklerimizi ortaya çıkarma gayretleri ve ülkemiz ekonomisine yaptığı katkılarından dolayı Yeni Çeltek Kömür ve Madencilik A.Ş.’ye “Yılın Başarılı Ticari İşletmesi” ödülü verildi. Bu ödülü Yeni Çeltek Kömür ve Madencilik A.Ş. adına Yönetim Kurulu Başkanı ve Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan ile bu işletmenin Genel Müdürü Mehmet Kocaman aldı. Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan ile Genel Müdür Mehmet Kocaman’a ödülünü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek verdi.
    Ayrıca; aynı dergi tarafından; ” Daha önce Devlet Bakanlığı ve Milletvekilliği yaptığı için ve Amasya ilinin geçmişten gelen aydınlığını ortaya çıkarmak için uğraşan, bunu başardığı gerekçesiyle Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan’a”Yılın Belediye Başkanı” ödülü verildi. Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan’ın ödülünü Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül verdi.
 

Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü Mustafa Demirok

0
Haber: İlker ÇAKAN
    Amasya İl Emniyet Müdürü iken kısa bir süre önce İl Emniyet Müdürleri kararnamesi ile merkeze alınan Polis Başmüfettişi Mustafa Demirok; Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü Hüseyin Yılmaz’ın Polis Başmüfettişi olarak merkeze alınmasından sonra, Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne atandı. Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü Mustafa Demirok,  Amasya’da daha önce yaklaşık 5 yıl il emniyet müdürü olarak görev yapmış ve bu görevinde başarısından dolayı Amasya halkının takdir ve sevgisini kazanmıştı.

KAYAD Genel Başkanı: Memur sendikacılığı

0
   Dünyada sendikacılığın kapitalizmin hırsının ve tahribatının yıkıcı etkisini minimize etme ihtiyacından doğduğunu,  ülkemizdeki memur sendikacılığının ise, kamuda çalışan işçilerin ücret ve sosyal haklaraçısından her yönüyle memurların önüne geçmesi sonucunda oluşturulduğunu söyleyebiliriz.1982 Anayasasıyla memurlara sendikal haklar maalesef verilmemiştir. Memurlara  sendikal anlamda gerekli hakların verilmemesi sonucunda ve öteden beri işçi sınıfının  sendikasının olması  hasebiyle, işçi sınıfını sosyal haklar ve ücretler  yönüyle devletin asli ve sürekli işini yapan memurların önüne geçirmiştir. Yaşanan bu süreç, memur sınıfını  hem ücret hem de sosyal haklar yönüyle ciddi boyutta mağdur ediyordu.
    1982 Anayasasının 128.Maddesinde belirtilen, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre  yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.” hükmü, devleti yöneten sorumluluk sahibi  siyasi aktörler tarafından sadece rutin bir  memuriyet hizmeti olarak algılanıp, kamu hizmeti yapan memurların sosyal ve ekonomik hakları gün geçtikçe aşınmaya doğru giderek, bu kesimin reel gelirleri ciddi anlamda erozyona  uğramakla birlikte beraberinde  bir takım sosyal bozuklukları da getirmiştir. İşçi- memur ücret skalası o kadar bozulmuştuki kamuda işçi sınıfında çalışan bir kişi bağlı olduğu memur statüsündeki amirinden daha fazla maaş alır hale gelmişti. Daha açık bir örneklemeyle,  işçi sınıfındaki bir sekreter, sekreterliğini yaptığı Vali Yardımcısından daha fazla maaş alıyordu. Hal böyle olunca, kamu kurum ve kuruluşlarında işçi-memur sathında çalışma barışı bozulmuş, “devletin asli hizmetleri memurlar eliyle görülür” Anayasa  hükmünün memurlar açısından  ekonomik ve sosyal haklar bağlamında artık pek bir anlam ifade etmediği de görülmüş oluyordu.
    Bütün bu tartışmaların ekseninde 1982 Anayasasında 1995 yılında yapılan bir değişiklikle memurlara sendika kurma yasağı getiren hüküm kaldırılmıştır. Fakat memur sendikacılığının ülkemizde bir kültür haline henüz gelememesi nedeniyle memur sendikacılığına ilişkin yasal düzenleme 6 yıl sonra ancak çıkabilmiştir.
    2001 yılında yürürlüğe giren 4688 sayılı kanunla memurlara sendika kurma ve idareyle toplu görüşme yapma hakkı tanınmıştır. Fakat haklılık payı olmayan bazı endişelerden dolayı ilgili kanun, memurlara grevli toplu sözleşme hakkı tanımamıştır.2001 yılında çıkan bu kanun, memur sendikacılığına kısmi bir açılımın getirdiğini  de söylemek mümkündür. Memur sınıfının sendika kanalıyla idareyle toplu görüşme yapma fırsatının doğmuş olması sonucunda  kendi örgütlenmelerini oluşturarak  çeşitli kollarda sendika kurmuştur.
     4688 sayılı kanunla memur-işçi ayrımı giderilememiş, emeğiyle çalışan iki kesim  yine kendi içerisinde  ayrıma düşürülmüştür. İşçilere grevli toplu sözleşme hakkı tanınırken devletin asli ve sürekli hizmetini yapan  memur sınıfına sadece toplu görüşme hakkı tanınarak başka bir deyişle grev hakkı tanınmayarak çalışan iki kesim arasında ayrışma derinleşmiştir. 2001 tarihli 4688 sayılı kamu görevlileri sendikaları kanununda 2004 yılında yapılan bir takım değişikliklerle bazı hak ve yetkilerin verildiği doğru olmakla beraber, 4688 sayılı yasanın günümüz koşullarına ihtiyaç veremez olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Çağdaş sendikacılığa, sendikal hak ve özgürlükler ile sendikal örgütlenmenin önünde büyük bir engel olan bu yasa, Avrupa Birliği normlarına ve Türkiye’nin de taraf olduğu, başta ILO sözleşmeleri olmak üzere birçok uluslararası sözleşmeye aykırı hükümleri içermektedir.
   Avrupa’da memur sendikacılığının işleyişi ve yapısı ülkemizdeki memur sendikacılığından epeyce farklıdır. Örneğin memur sendikacılığında İngiltere, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde grev hakkı vardır. Bazı Avrupa ülkelerinde ve özellikle Almanya’da, grev hakkı verilmemekle beraber, memur ücretleri işçi ücretlerinin üzerindedir. Almanya’da kamuda çalışan toplam kişi sayısı yaklaşık olarak 6 milyon civarında olup  bunun 1 milyon 800 bini memur olarak görev yapmaktadır. Bu ülkede memurların grev hakkı olmamasına rağmen grev hakkı olan işçi sınıfından daha çok ücret alıyor olması gerçeğiyle birlikte, ayrıca Almanya’da dikkati çeken başka bir nokta ise, polis ve askerlerin bile sendikalarının olmasıdır.
   Ülkemizdeki memur sendikacılığı, çeşitli sektör ve kollarda faaliyet göstermektedir. Bunlar; büro bankacılık ve sigortacılık hizmetleri, eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri, sağlık ve sosyal hizmetler, yerel yönetim hizmetleri, basın, yayın ve iletişim hizmetleri, kültür ve sanat hizmetleri, bayındırlık, inşaat ve köy hizmetleri, ulaştırma hizmetleri, tarım ve ormancılık hizmetleri, enerji, sanayi ve madencilik hizmetleri, diyanet ve vakıf hizmetleridir.
   Ülkemizdeki memur sendikacılığının üye profiline bakıldığında, büro bankacılık ve sigortacılık hizmetleri kolunda, Türkiye Kamu Sen’e bağlı Türk Büro Sen’in en çok üyeye ulaştığı, Türk Büro Sen’in geçen yıl 34.894 olan üye sayısının bu yıl 35.498’e çıkardığı, KESK’e bağlı BES’in üye sayısı 23.212’den 22.379’a düştüğü,  büro memur senin de üye sayısını yaklaşık olarak bin arttırdığı görülmektedir. Eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri kolunda, yine Türkiye Kamu Sen’e bağlı Türk Eğitim Sen’in  en çok üyeye ulaştığı, Türk Eğitim Sen’in üye sayısı 145.791’den 146.127’e çıktığı, Eğitim Sen’in üye sayısı ise 119.909’dan 112.366’ye düştüğü, Eğitim Bir Sen’in üye sayısı ise 95.949’den 119.046’ya çıktığı, ayrıca sağlık ve sosyal hizmetler  kolunda, yine Türkiye Kamu Sen’e bağlı Türk Sağlık Sen’in en çok üyeye ulaştığı, Türk Sağlık Sen’in üye sayısı 78.472’den 84.183’e çıktığı, KESK’e bağlı SES’in üye sayısı ise 36.419’den 38.548’e ulaştığı, Memur Sen’e bağlı Sağlık-Sen ise 45.584 üye sayısından 71.222’ye çıktığı görülmektedir. Memur Sen’in en çok üye artışı sağladığı hizmet kolu sağlık hizmetleri kolu olmuştur. Sendikaların üye dağılım profilinden veya üye sayılarının artış ve eksilişinin konjonktürel şartlardan etkindiğini söylemek pekale mümkündür. Daha açık bir ifadeyle siyasal partilere yakınlık ve uzaklık boyutunda üye sayılarının azalışını ve artışını rahatlıkla müşahade edebiliriz. Yaşan bu tablo  maalesef, ülkemizdeki sendikacılığın bağımsızlık kültürünü henüz oluşturamadıklarının temel bir göstergesidir.
   Memur sendikacılığı çeşitli kollarda örgütlenmiş olmakla beraber çok ciddi bir dağınıklık içerisindedir. Türk-Kamu Sen, Memur-Sen ve KESK gibi konfederasyona bağlı sendikal örgütlenmelerin sayısı ülkemizde epeyi fazladır. Bu konfederasyonların yapısına ve sendikal örgütlenmelerin oluşumuna bakıldığındatoplumdaki ideolojik yapının  sendikalara da yansıdığını görüyoruz. Bu ideolojik farklılıkların sendikalara yansımış olması nedeniyle de memurların ücret ve sosyal haklarını koruma noktasında memur konfederasyonları birlikte hareket edememenin güçsüzlüğünü yaşıyorlar. Başka bir deyişle sendikalarda ideolojik farklılıklar, konfederasyonları amacından uzaklaştırıp sendika yöneticilerine sıçrama noktası olarak araçsal hizmet eden kurumsal yapılar şeklinde varlığını sürdüren yapay örgütlenlenmeler olarak  kendini konumlandırmaktadır.
   Ülkemizdeki memur sendikalarının gelişmiş ülkelerdeki memur sendikalarına nazaran daha ileriye gidememesinin  pek çok nedeni vardır. Bu nedenlerin başında, memur sendikacılığı konusunda bir türlü gerekli olan kültürün oluşturulamamış olmasıdır. Başka bir neden ise, memur sendikacılığının sınırlarının nerede başlayacağı ve nerede biteceği hususunda siyasi ve bürokratik makamlarda gerekli mutabakatın sağlanamamış olmasıdır.   
   En önemli nedenlerden birisi de, memurların ülkemizdeki sendikacılığa gerçek anlamda inanmamış olmalarıdır. Yeterli inancın oluşturulamamış olması nedeniyle de devletin asli ve sürekli hizmetini gören memurlar, memur sendikacılığına tam destek vermiyorlar. Çünkü sendikaların kendilerine hizmet etme düşüncesinin ötesinde olduğunu ve sendikal ağalık sisteminin memur sendikacılığında da oluştuğunu görüp sendikaların doğrudan ya bir partinin, ya bir ideolojinin ya da bir inanışın savunucusu gibi davranış gösterdiğini gözlemlediler. Sendikaclıkta bu vesayet görünümü ve bağımsız sendikacılık kültürünün bir türlü oluşturulamamış olması, ister istemez memur sınıfını kendi sendikasından dahi soğutmuştur. Özellkle memur sendikaları,  ihtiyaç ve taleplerde orta yolu bularak kamu çalışanlarına hizmet etmelidir.
   Memur sendikaclığını sadece ücret ve sosyal haklar boyutunda  ele almamak gerekir. Memur sendikacılığına gerçek anlamda bir sivil toplum misyonu da yüklenmelidir. Ülkemizin yapısal ve işlevsel sorunlarına katkı sunmak amacıyla memur sendikalarının genel merkez yöneticilerinin hareket alanı genişletilmelidir. Ülkemizdeki memur sendikacılığını düzenleyen 4688 sayılı kanun günümüzün koşullarına uygun olarak değiştirilmelidir. Memurlara hiçbir çekinceye mahal verilmeden grev hakkı verilmelidir. Çünkü devletin asli işini yapan memur sınıfının gerek davranış gerekse de kamu hizmeti bilinci boyutunda da yeterli olgunluğa eriştiğini ifade etmek mümkündür.
   Ülkemizde memur sendikalarının henüz emekleme aşamasında olduğu bir gerçektir. İşçi sendikalarının yakalamış olduğu seviyeye ulaşmak hemen mümkün gözükmemekle bebaber, ülkemizde memur sendikacılığının kurumsallaşarak güç ve kapasitesinin artırılabilmesi için yapılması gereken başta, memur sendikalarının tek bir konfederasyon şeklinde örgütlenmesidir. Çünkü Türk-Kamu Sen, KESK ve Memur-Sen ideolojik olarak tamamen ayrışmış durumdadır. Memurların sosyal hak ve ücretlerini savunma konusunda  enerjilerini sinerjiye dönüştürmeleri için memur sendiklarının  tek bir konfederasyon çatısı altında örgütlenmeleri gerekir.
   Nihai olarak; devletin asli ve sürekli işini yapan kamu hizmeti görevlilerinin sendikal haklarını güvence altına alan 1945 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi, 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1968 tarihli Avrupa Sosyal Şartı gibi uluslar arası birçok metnin altına ülkemizin de imza attığı bir gerçektir. Bu düşünceler ışığında,  devletin yükünü çeken, kamu hizmeti noktasında her türlü sorumluluğu ve riski alan memurlara  toplu sözleşme ve grev haklarının zaman kaybedilmeden hiçbir çekinceye mahal olmadan verilmesi gerekir.

Amasya Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Aksunun başarısı

0
 Haber: İlker ÇAKAN 
    Türkiye’de ilk defa Amasya Cumhuriyet Başsavcılığı ile Hayat Boyu Gelişim Derneğinin ortaklaşa düzenlediği “Suçla mücadelede aile eğitiminin önemi ve Türkiye’de denetimli serbestlik uygulamaları” konulu sempozyum; Amasya’da 22–24 Mayıs 2008 tarihleri arasında yapıldı. Böyle önemli bir sempozyumun Türkiye ilk defa Amasya’da yapılması nedeniyle Amasya Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Aksu Türkiye’de bir ilke imza attı. Türkiye’deki değişik üniversite öğretim üyelerinin bu sempozyuma katılması nedeniyle; yapılan sempozyum ulusal bir sempozyum hüviyetini kazanmıştır. Sempozyum 6 oturum şeklinde Amasya, Suluova, Merzifon’da yapıldı.
    Bu sempozyuma; Sempozyum Onursal Başkanı ve Amasya Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Aksu, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve HEGEM Genel Başkanı Adem Solak, Sempozyum Genel Koordinatörü Yar. Doç. Dr. Ahmet Üstün (Amasya Üniversitesi), Prof. Dr Necmettin Tozlu (Yüzüncü Yıl Üniversitesi), Prof. Dr. Esmahan Ağaoğlu(Anadolu Üniversitesi), Prof. Dr. Levent Sevinçok(Adnan Menderes Üniversitesi), Prof. Dr. Adnan Gümüş (Çukurova Üniversitesi), Doç. Dr. Hacer Tok(Gazi Üniversitesi), Prof. Dr. Müfit Gömleksiz(Ege Üniversitesi), Prof. Dr. Cevat Celep(Kocaeli Üniversitesi), Prof. Dr. İbrahim Dönmezer(Ege Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Eşref Nural(Karadeniz Teknik Üniversitesi), Prof. Dr. Ömer Üre(Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Figen Ereş (Gazi Üniversitesi), Yard. Doç. Dr. Emine Babaoğlan( M. Akif Ersoy Üniversitesi), Yar. Doç. Dr. Salih Paşa Memişoğlu(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi), Yard. Doç. Dr. Şükrü Ada(Atatürk Üniversitesi) katıldı.
    Sempozyum Onursal Başkanı ve Amasya Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Aksu yapılan sempozyumla ilgili şunları söyledi: “Suçla mücadelede aile eğitiminin önemi, ailelerin bilinçlendirilmesinin çocukları suçtan uzaklaştıracağı hususu tartışılmıştır. Suçla mücadelede ailenin eğitimi ve denetimli serbestlik uygulamaları, düzenlemiş olduğumuz bu sempozyumda tartışılmıştır. Kısaca suçu önlemenin yolu eğitimli aileden geçer. Suçun azalmasını sağlamak istiyorsak, ailelerin bilinçlendirilmesine önem verilmelidir.”


 

Zonguldak-Devrek’li 34 yıllık muhtar Suat Dankazın 34 yıllık muhtarlık sırrı

0
Haber: İlker ÇAKAN
    Zonguldak iline bağlı Devrek ilçesinde Eski Mahalle Muhtarı Suat Dankaz;  aralıksız olarak 34 yıldır muhtarlık görevini sürdürüyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Muhtar Suat Dankaz şunları söyledi; ” Yedi belediye başkanı ile çalıştım. Mahallemizin birlik ve düzeni için çalışmalara katkı yapıyorum. Halen muhtarlığımı devam ettirmekteyim. Halkımızın refah ve mutluluğu için çalışan merkezi ve yerel yöneticilere yasalar gereği yardımcı olmaya devam ediyorum. 34 yıllık muhtarlık yapmamın sırrı taşıdığım bu bastondadır. Ancak bu sırrı herkese vermem. Ancak, 34 yıllık muhtarlığa talip olacak varsa, beni bulsun.”

Kastamonu Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden nargile keyfi

0
 Haber: İlker ÇAKAN
   Kastamonu il merkezinde bulunan Münire Medresesinde yöresel el sanatları sergilenmektedir. Burada bulunan nargile salonunda stresten sıkılan vatandaşlar nargile içerek stres atıyorlar. Konuyla ilgili görüşleri açıklayan Kastamonu Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç.Dr. Aybaba Hançerlioğulları ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özgür Öztürk şunları söyledi; ” Yoğun iş temposundan sonra günün stresini bu nostaljik mekanda nargile ile atıyoruz ve bundan mutluluk duyuyoruz.”
 
 
 
 
 

Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: arda, 24.11.2008 21:54:34:
nargile gibisi var mı hocam

Kastamonu Valisi Nurullah Çakır halkın içinde

0
Haber: İlker ÇAKAN
   Kastamonu Valisi Nurullah Çakır, mesai saatleri dışında esnafın ve halkın yanına giderek onların devlet hizmeti ile ilgili duygu ve düşüncelerini alıyor. Bu davranıştan memnun kalan ve kendilerinin görüşlerini alan Kastamonu Münire Medresesi yöresel el sanatları esnafı, Vali Nurullah Çakır’a  şükran ifadesi olarak yöresel el sanatı ürünü olan Kastamonu fotoğraflı tablo hediye verdiler.

Polonya Halk Dansları Topluluğu

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Amasya Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Etkinlikleri programı gereği Amasya’ya gelen Polonya Halk Dansları Topluluğu Amasya il merkezinde hafta boyunca değişik gösterilerde bulundular.

 
                                 

                               Polonya Halk Dansları Topluluğu

 

                             

                                             Polonya Halk Dansları Topluluğu

 

Kırım Halk Dansları Topluluğu

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Amasya Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Etkinlikleri programı gereği Amasya’ya gelen Kırım Halk Dansları Topluluğu Amasya il merkezinde hafta boyunca değişik gösterilerde bulundular. Kırım Halk Dansları Topluluğu oynadığı yöresel oyunlarıyla beğeni topladı.

 
                             
                                             Kırım Halk Dansları Topluluğu
 
                                                     
                                          Kırım Halk Dansları Topluluğu
 
 

Yakutistan Halk Dansları Topluluğu

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amasya Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Etkinlikleri programı gereği Amasya’ya gelen Yakutistan Halk Dansları Topluluğu Amasya il merkezinde hafta boyunca değişik gösterilerde bulundular. Yakutistan  Halk Dansları topluğu grubunun sempatik ve sevecen tavırlarıyla yöresel oyunlarını sergilemeleri dikkat çekti.

 
    
                                                               Yakutistan Halk Dansları Topluluğu  
 
                                                
                                          Yakutistan Halk Dansları Topluluğu
 
     
Yakutistan Halk Dansları Topluluğu-                        Yakutistan Halk Dansları Topluluğu-
Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir                 Amasya P.Eğt. Tugay Komutanı
                                                                                             Tuğg. Mustafa Canatan
 
                               
                                                 Yakutistan Halk Dansları Topluluğu
 
 
error: Content is protected !!