Çarşamba, Aralık 17, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 305

Taşova Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Uzun: “Bilgili adli hizmet”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Amasya-Taşova Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Uzun, kolluk kuvvetlerinin adli olaylara daha etkin bir şekilde müdahale edebilmeleri için Türkiye’de örnek alınacak bir ilk proje geliştirmiş. Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Uzun; projenin başarılı olabilmesi için, projeyi bizzat kendisi takip ediyor ve uyguluyor.

  Kurumunun en iyi şekilde hizmet vermesi için büyük gayret gösteren ve bu konuda örnek olabilecek proje geliştiren Taşova Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Uzun, “Bilgili adli hizmet” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

  “Taşova; bölgemizin en verimli, güzide şehirlerimizden birisidir. Taşova ilçesinde vatandaşlarımızın huzur ve sükunu için adli hizmetlerin etkin bir şekilde yerine getirilmesine tüm kurumlarla işbirliği içerisinde çalışıyoruz.

  Kolluk görevlilerimizin adli olaylara daha etkin bir şekilde müdahale edebilmeleri için Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer mevzuatların uygulanması konusunda haftada bir gün uygulamalarda karşılaşılan sorunlarla ilgili seminer projesini yapıyoruz.” 

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: “Tarlalar sular altında, çiftçiler sigorta yaptıramadı”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar; son günlerde gerçekleşen aşırı yağışlar Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi ve Marmara bölgesinde bazı illerimizi etkisi altına almıştır. Aşırı yağışların sebep olduğu sel tarım arazilerini sular altında bırakmış, köylerde çiftçilerimizin ev ve ahırlarına girerek, eşya ve hayvan kayıplarına sebep olmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise Adıyaman ilinde gerçekleşen don olayı da hububata ve bakliyata zarar vermiştir. Birçok ilde halen yağmurların devam etmesi ve henüz sel sularının çekilmemesi nedeniyle hasar tespit çalışmalarının tam olarak başlatılamadığını belirterek, Ziraat Odalarından alınan ilk verileri şöyle açıkladı;

  Aydın ilinin Milas İlçesinde gerçekleşen aşırı yağışlar sonucu yaklaşık 8 bin dekar alanda ekimi yapılan hububat sular altında kalmış, hayvan işletmelerini su basmıştır. Koçarlı ilçesinde 130 bin dekar, Söke ilçesinde 300 bin dekar ve İncirliova ilçesinde henüz tespit edilememiş hububat ve narenciye alanı sular altında kalmıştır. Bozdoğan ilçesinde ise, aşırı yağışlardan dolayı kanal patlamış 1.000 dekar hububat ekili alan su altında kalmıştır. Manisa’da aşırı yağışlar sonucu Nif ve Gediz nehirlerinin taşması sonucu, 4-5 bin dönüm hububat ve bağ alanları sular altında kalmıştır.

  İzmir İlinde gerçekleşen aşırı yağışlar sonucu Aliağa, Seferihisar ve Urla ilçelerinde hububat, narenciye bahçelerinde ve seralarda zararlar oluşmuştur. Bergama İlçesinde yaklaşık hububat ekili 60 bin dekar alan sular altında kalmıştır. Ayrıca, baraj kapaklarının açılması ile erozyon fazla gerçekleşmiş, toprak kaybı oluşmuştur.

  Antalya İlinin Kumluca ve Serik ilçelerinde iki barajın taşması sonucu barajlara yakın olan seraları su basmıştır. Serik ilçesinde ilk tespitlere göre 1.200 dekar sebze ve çiçek ekili seralar, toplam 30 bin dekar buğday, narenciye, nar alanı zarar görmüştür. Merkez ilçede oluşan hortum sonucunda 15-20 dekar sera, Finike ilçesinde 200-250 dekar domates ve salatalık ekili sera ile Demre ilçesinde seralar zarar görmüştür. Demre ilçesinde odun toplayan bir köylünün kayıp olduğu bildirilmiştir.

  Çanakkale ili merkez ilçede yaklaşık 4 bin dekar hububat alanı, Bayramiç ilçesinde yaklaşık 2 bin dekar hububat alanı sular altında kalmış, ayrıca dikilen meyve fidanları yerlerinden sökülmüştür. Muğla ilinde aşırı yağışlardan dolayı arazilerin sular altında kaldığı, yağışların devam etmesi durumunda tarımsal üretime zarar verileceği bildirilmiştir. Fethiye ilçesinde 600 dekar domates serasında üretim yapan 225 çiftçinin serası sular altında kalmıştır.

  Antalya’nın 7 ilçesinde (Kaş, Demre, Kumluca, Muratpaşa, Serik, Manavgat, Finike) 42 köyde 2.025 çiftçi ailesinin, 4.462 dekar sera, 1.016 dekar meyve bahçesi, 28.500 dekarı da hububat alanı olmak üzere toplam 34.323 dekar alan zarar görmüş. Tespit çalışmaları devam etmektedir. Edirne’de aşırı yağışlar sonucu tunca nehrinin taşması sonucu yaklaşık 5 bin dönüm hububat alanı sular altında kalmıştır. Kırklareli’nde yaklaşık 6 bin dönüm hububat alanı aşırı yağışlardan zarar görmüştür.

  Suların çekilmesini takiben tarım arazilerinde oluşan zararların kesin sonuçlarının tespit edilebilmesi amacıyla, Ziraat Odalarımızın da içinde yer aldığı hasar tespit komisyonları en kısa sürede çalışmalarını tamamlamalıdır.

  Bilindiği üzere, sel ve su baskını afeti ilk defa bu yıl Tarım Sigortaları Kanunu kapsamda yer almıştır. Sel ve su baskını teminatı çoğu ürün için 1 Ocak 2010 tarihi itibariyle başlamış, narenciye ürünleri için ise Mayıs ayı itibariyle başlayacaktır. Bu yıl için çiftçilerimiz henüz sel ve su baskınına karşı sigorta yaptıramamıştır. Bu nedenle çiftçi mağduriyetlerinin önlenmesi için, 2090 sayılı Kanun’da ürün bazında görülen zararlar dikkate alınmalı, görülen zararların kısa sürede ödenebilmesi için gerekli bütçe oluşturulmalıdır.

  Zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları, Sosyal Güvenlik prim borçları faizsiz ertelenerek, ödenmesinde kolaylık sağlanmalıdır. Afetin tarımsal üretime verdiği zararların tespit edilmesine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.”

 

 

 

 

 

 

 

    

 

 

Eruh Kaymakamı Ahmet Dalkıran: “Cehaletin kalkması için eğitime önem veriyoruz”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Siirt-Eruh Kaymakamı Ahmet Dalkıran, köy okullarına ve öğrencilere yaptığı hizmetleri yerinde görmek için merkeze bağlı;Çırpılı,Kavakgölü,  Yeşilören, Çetinkol, Cintepe, Çizmeli, Demiremek ve Görendoruk köy okullarını tek tek gezip okullara yapılan onarımları ve öğrencilerin eğitim düzeylerini öğrenmek amacıyla incelemelerde bulundu Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Eruh Kaymakamı Ahmet Karatepe şunları söyledi;

Cehaletin kalkması için eğitime önem veriyoruz

  “Eruh ilçe merkezine bağlı köy okullarının tamir ve bakımlarını yaptırıp, öğrencilerin daha sağlıklı bir ortamda eğitimlerini yapmalarını istiyorum. Bölgenin kalkınması ve en büyük sorun olan cehaletin kalkması için eğitime önem veriyoruz. Bölge çocuklarının da eğitimlerini  bakımlı ve temiz okullarda yapmalarını, bu yüzden ilçemize bağlı bulunan köylerdeki okulların onarımlarına ve sınıfların modern çağdaş bir düzeyde olmalarına önem veriyoruz. Fakir ve yardıma muhtaç öğrencilerin giyimleri, okul kıyafetlerini, sağlıklı beslenmeleri için seferber olarak, bunları gidermek için büyük çaba gösterip sorunların çoğunu hallettik. Bunları yerinde görmek içinde köy okullarına tek tek gidip, inceliyorum.”

  Okullarında kaymakamı  görmekten ve kendileriyle yakından ilgilendiğinden dolayı öğrenciler Kaymakam Ahmet Dalkıran’ı çok sevdiklerini ve kendilerine yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ettiklerini söylediler.

 
                                        Eruh Kaymakamı Ahmet Dalkıran’ın
                                          ilçeye bağlı köy okulu ziyaretleri
                                  
                               Eruh Kaymakamı Ahmet Dalkıran’ın köy okulunda
                                  öğrencinin bilgisayar kullanmasını izlerken
 
                           
                           Eruh Kaymakamı Ahmet Dalkıran’ın köy okulu önünde
                                      okul öğretmen ve öğrencilerle birlikte
 
                           
                           Eruh Kaymakamı Ahmet Dalkıran’ın köy okulu ziyareti
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Hozat Kaymakamı Fatih Demir’e köy ziyaretlerinde vatandaş sevgisi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Tunceli-Hozat  Kaymakamı Fatih Demir, Hozat köylülerinin sorunlarını yerinde görmek amacıyla köy ziyaretlerine devam ediyor. Kaymakam Fatih Demir, köy ziyaretlerinde vatandaşlarla sohbet ederek, onların sorunlarını birebir dinliyor.Köylüler, Kaymakam Fatih Demir’in kendileriyle yakından ilgilendiklerinden dolayı  kendilerinden memnun olduklarını söylüyorlar.

 
                                               Hozat Kaymakamı Fatih Demir’in 
                                                     ilçeye bağlı köy gezileri 
                                        
                                               Hozat Kaymakamı Fatih Demir
                                        köy gezilerinde vatandaşla sohbet ederken  
 
                                      
                                     Hozat Kaymakamı Fatih Demir köy yollarında
                                    
        

Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe’den kayak eğitimine destek

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Erzurum-Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe’nin katkıları ile Tekman Atatürk İlköğretim Okulu bünyesinde, bünyesinde, kamu çalışanları ve Tekman Halkına yönelik kayak eğitimine başlanmıştır. Kayak eğitimi deneyimli öğretmenler eşliğinde ve modern kayak ekipmanları kullanılarak verilmektedir. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe şunları söyledi:

  “Bu çalışmalar, ilçemizin büyük bir eksikliği olan sosyal faaliyetlerin olmaması sıkıntısına çözüm getireceğini düşünüyorum. Bu sayede özellikle gençlerimiz kötü alışkanlıklardan uzaklaşarak, kayak dalında kendilerini geliştirecektir.” Tekman Atatürk İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Fatih Genç’de; “Okulumuz Kayak Spor Kulübü daha önceki yıllarda Kayak Milli Takım seçmelerine sporcu göndermiş ve Erzurum Bölgesinde büyük başarılara imza atmıştır. Bu gibi faaliyetlerle kayak sporu dalındaki başarılarımızın katlanarak artacağı inancını taşıyorum.” dedi.

 
                             Erzurum-Tekman ilçesinde kayak eğitimi çalışmaları
  
                  
                                             
                                           
 
 
 
 
 
 
 
                                                                          
 
           
 
 

Hozat Kaymakamı Fatih Demir’den karlı yollarda yerinde denetim

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Tunceli-Hozat Kaymakamı  Fatih Demir; yoğun kar yağışı çalışmalarını aralıksız sürdüren ekipleri yerinde denetliyor. Hozat Kaymakamı Fatih Demir yoğun kar yağışına rağmen Hozat ilçesine bağlı tüm köylerinin ulaşıma açık olduğunu söyledi.

Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe köy sorunlarını yerinde çözüyor

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Erzurum-Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe; Tekman halkının sıkıntılarına çözüm bulabilmek için bu nedenle ilçeye bağlı tüm köylerini ziyaret ederek, köylünün sorunlarını yerinde dinliyor. Kaymakam Cahit Karatepe ayrıca bu köy ziyaretleri sırasında köylerde öğretmenlerin ve öğrencilerin hangi şartlarda eğitim-öğretim hayatlarını sürdürdüklerini görmek için okulları da ziyaret ederek eksiklerini bizzat yerinde tespit ediyor.
  
                                    
Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe’nin 
                                              ilçeye bağlı  köy  ziyaretleri
                      
                                    Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe
                                             köyün sorunlarını dinlerken
 
                    
                           Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe köylülerle birlikte 
 
                    
                        Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe köy okulu ziyaretinde
 
                            
                                           Tekman Kaymakamı Cahit Karatepe
                                 köy okulunda bir sıınfta denetleme yaparken
 
 

Rıdvan Çelikel’ i kutlarken…

0

  Rıdvan Çelikel Elazığlı bir iş adamı.

  Merkezi İstanbul’da bulunan Anel Grup’un sahibi.

  İş adamı deyince akla hep zengin parası bol insanlar gelir ya.

  Rıdvan Çelikel parasından öte gönlü bol bir insan.

  Ona iş adamından öte gönül adamı diyesi geliyor insanın.

  Gerçekleştirdiği hizmetlere bakınca Çelikel’ in bunu fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum.

  Çelikel her defasında bana Mevlana’nın bir sözünü hatırlatıyor.

  “Derya gibi malın olsun ancak sen üzerinde gemi ol”

  İşte o bunlardan birisi.

  Ne güzel işte.

  2008 yılında kavak ilçemize geliyor ve kendi ismini taşıyan 360 öğrenci kapasiteli ve 16 derslikli modern sınıfları, laboratuar, kütüphane ve sosyal aktiviteleri olan aynı zamanda kendi adını taşıyan bir Anadolu Lisesi kuruyor.

  Hem de Samsunda eğitim alanında Kavak en geride kaldı diye bas bas bağırdığımız bir zamanda.

  Diğerleri gibi karanlığa sövenlerden olmuyor.

  Kalkıp bir mum yakıyor.

  Hem de gösterişten şaşaadan uzak.

  Bakmayın öyle kelli felli açılışlar yapıldığına.

  Konu Çelikel’ in dışında gelişiyor.

  O konuyu burada tekrar kaşıyacak değilim.

  Bölgenin en büyük okulunu kuruyor.

  Yetmiyor, yetinmiyor yanına bir de yatılı pansiyon inşa ediyor.

  Bu da yetmez diyor.

  Spor kompleksi kuruyor.

  Kavaklı çocuklar ilk defa modern okulla karşılaşıyor.

  Zaman zaman geliyor Kavak’a.

  Öğrencilerle aynı masaya oturuyor ve onlarla sohbet ediyor.

  Eşi de onunla birlikte geliyor ve bu mutluluğa ortak oluyor.

  Çakılan her çiviye tıpkı kendi evlerini duvarına çakılmış gibi ayrı bir hassasiyet gösteriyorlar.

  Asla bu konuda kendisine yapılacak övgüyü sevmiyor.

  Yapmışsam ülkem adına, çocuklarımız adına yaptım borcumu ödüyorum ne var bunda diyor.

  Bugünlerde başarılı öğrencileri bir araya getirmek ve öğrencilerin başarılarını artırmak adına burs vermeyi kararlaştırdığını öğreniyorum.

Bu çalışmalar şimdi Çelikel Vakfının öncülüğünde yürütülüyor.

  Çelikel Vakfı 2010 SBS sonuçlarına göre, aşağıdaki puan aralığındaki öğrencilere Kavak Rıdvan Çelik Anadolu Lisesini tercih etmeleri halinde öğrenim süresince (Eylül-Haziran arası) 10 ay boyunca burs imkânı sağlayacak.

  İşte puana göre öğrencilere verilecek burs miktarı da şu:

  470.000 ve üstü puanı olan öğrencilere 500 TL.

  450.000–469.999 puanı olan öğrencilere 400 TL.

  430.000–449.999 puanı olan öğrencilere 300 TL.

  400.000–429.999 puanı olan öğrencilere 200 TL.

  ve burs imkânı SBS puanıyla bursa hak hak kazanmış öğrencilerin başarılarını korumaları şartıyla devam edecektir.

  Uzun söze ne hacet burs vermek Çelikel Vakfına çalışıp başarıyı sürdürmek te öğrencilere düşüyor.

  Söylenecek çok şey var fakat sözün özünü söylemek istiyorum.

  Ben bu anlayışı defalarca kutluyorum.

 

Ortadoğu denkleminde Türkiye–Lübnan ilişkileri

0

  Uzun bir arayıştan sonra, Hariri başkanlığında kurulabilen Lübnan Hükümeti, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesine öncelik verdi ve Türkiye’nin de aynı yöndeki politikası doğrultusunda yapılan bazı anlaşmaların yanında vize uygulaması karşılıklı olarak kaldırıldı.

  Suriye ile olduğu gibi coğrafi ve sosyolojik etmenler açısından yakın ancak ticari, ekonomik ve dolayısıyla genel ilişkiler açısından uzak olan Lübnan ve Türkiye yavaş yavaş yakınlaşmaya başlıyorlar. Bu yakınlaşma genel anlamda olumlu karşılanıyor, zira yakın komşuların aralarındaki geçimsizliklerin diğer güç odaklarının işine yaramış olduğunu tarih gösteriyor. Örneğin geçmişte Lübnan’ın Beka vadisinde Türkiye’de faaliyet gösteren terör örgütleri barınabilmiş ve destek görmüştür. Ayrıca ne yazık ki Ermeni soykırımını tanıyan devletlerden biri de Lübnan’dır.
  Türk kamuoyunda Suriye’den Hicaz’a kadar olan bölgede yaşayan Arap milletleri hakkındaki Birinci Dünya Savaşı’nın acı hatıraları küllenmiş olmasına rağmen hafızaların bir köşesinde halen duruyorlar. Türkülerde anılan Yemen’den, Kanal’dan, Gazze’den, Kûtülamare’den, kızgın Arap çöllerinden dönmeyen binlerce Anadolu evladının ardından, yeni kurulan Türk devleti günümüze kadar, Ortadoğu halklarını kendi başlarına bıraktı, yeri geldikçe sadece siyasi enstrümanlarını kullandı.
  Geçen yüzyılın başında bağımsızlık ateşiyle harekete geçip Osmanlıya başkaldıran Ortadoğu milletleri, müttefiklerinin himayesinde bağımsız devletler kurmayı başardıysalar da gerek emperyal güçler, gerekse totaliter yönetimleri sebebiyle özgür olamadılar. İkinci Dünya Savaşı’nın sonucunda bir oldubittiye dönen İsrail meselesiyle de başa çıkamadılar ve yüz binlerce Filistinli mülteci konumuna düştü.
  Kısacası Ortadoğu devletleri, büyük oranda aynı soydan ve dinden gelmelerine rağmen, benzerliklerini değil farklılıklarını öne çıkarmaları nedeniyle güçlü bir siyasi yapı, ortak bir politika oluşturmayı ve olaylara yön verebilecek bir güç olmayı günümüze kadar başaramadılar.
  Geçtiğimiz yüzyılda Ortadoğu’da yaşanan acıların, Türklerin bu bölgeden çekilmesinin yarattığı otorite boşluğunun doldurulamamasından kaynaklandığı halen tartışıla gelmektedir. Ne var ki bir devir kapanmış ve yeni Türk devleti Ortadoğu mirasını devralmamıştır. Kendi kaderini belirlemek isteyen milletler muradına belirli ölçüde erebilmişlerdir. Günümüzde Suriye ve Lübnan’la başlayıp Afrika ülkelerine kadar uzanmaya başlayan olumlu ilişkiler komşuluk, ticari ve ekonomik ilişkiler açısından tartışılmaz faydalar sağlayacaktır.
  Örneğin yanı başımızdaki bu ülkelerde Fransızca dili konuşulurken Türkçe Türk azınlıklar dışında pek bilinmemektedir. Bunun aksine aynı dönemlerde Osmanlı hükümranlığında bulunmuş Balkanlar’da, Kosova’da halen Türk olmadığı halde Türkçe konuşan gruplara rastlanabilmektedir. Yine de Türkiye’nin batılı ve doğulu diğer devletlere karşı Ortadoğu devletleriyle ilişki kurması ve anlaşması sahip olduğu değerler açısından daha kolaydır. 
  Komşularımızla iyi ilişkiler içerisinde olmak, birbirimize her konuda destek olmak, gerektiğinde insani yardımlarda bulunmak, ticaret yapmak onlar ve kendi adımıza yapılacak en yararlı işlerdendir. Ancak bundan daha fazla bir beklenti içinde olmak: içinde bulunulan şartlar, sahip olunan imkânlar ve tarihsel birikimimiz açısından dikkatle süzgeçten geçirilmelidir. Bu bağlamda bakıldığında, sınır komşumuz olmasa da oldukça yakın bir ülke olan Lübnan ile Türkiye’nin iyi ilişkiler geliştirmekten faydalanacağı açıktır.     
  Ortadoğu’nun etnik ve dini olarak en parçalı devleti sayılan Lübnan, diğer Ortadoğu devletleri gibi petrol gelirine sahip değildir. Ekonomisi büyük oranda tarım ve turizme dayanmaktadır. Döviz girdisinde Türkiye’deki tabiri ile yurt dışında çalışan gurbetçilerinin büyük payı bulunmaktadır. Türkiye dışında bölgedeki ikinci laik devlet olmasının çevre ülkelerden gelen turistlerin rahat hareket etmelerini sağladığı ve Beyrut’taki eğlence sektörünün oldukça gelişmiş olmasının turizm açısından cazibeyi artırdığı söylenebilir. Ancak gelişmiş sanayiden ve teknolojiden yoksun ekonomi dolayısıyla kısıtlı bir bütçe, başta güvenlik olmak çeşitli alanlardaki devlet hizmetlerinde yetersizliklere yol açmaktadır. 
  Bunun yanında etnik ve dini olarak paylaşılmış devlet yönetimi sebebiyle, mevcut kaynakların ülkenin genel menfaatleri yönünde kullanıldığını söylemek oldukça güçtür.
  Kısıtlı kaynaklarını güvenlik üretmek yönünde etkili olarak kullanamayan, bunun yanında gelişmiş ülkelerden en ciddi tehdidi İsrail’e karşı askeri destek göremeyen Lübnan’ın askeri durumu oldukça zayıftır. Bunun yanında 1982’de İsrail işgali karşısında varlık gösteremeyen ve İsrail askeri gücüne karşı denge oluşturamayan Lübnan ordusunun işlevini gönüllü olarak yerine getirmek üzere kurulan Hizbullah’ın aradan geçen otuz yıl sonunda başarılı olduğu söylenebilir.
  Konvansiyonel bir muharebede üstün teknolojiye sahip İsrail kuvvetleri karşısında imhası muhtemel olan Lübnan ordusuna karşılık Hizbullah: intihar eylemleri, roket saldırıları ve gerilla taktiklerini kullanarak boy göstermiştir ve bu şartlar altında Lübnan ordusuna göre daha caydırıcı görünmektedir. Lübnan devletinin ülkede yaşanan iç savaş sonrasında tüm silahlı grupları silahsızlandırırken Hizbullah’ı bunu dışında tutması da muhtemelen benzer bir değerlendirmeye dayanmaktadır.
  Kesin sonuçlu olmayan İsrail işgal harekâtları ve geri çekilmeleri sonunda gelinen noktada, Lübnan sınırı iki yer dışında eski halindedir. Uluslararası baskılar dışında, organize silahlı bir direnişin İsrail işgallerinin sonlanmasında etkisi yadsınamaz. Diğer yandan, Suriye’nin de Hizbullah’ı desteklemesinin ardında İsrail’e karşı yetersiz gördüğü askeri gücünü tamamlayacak ve denge oluşturabilecek bir güç arayışı olabileceği göz ardı edilmemelidir.     
   Lübnan’ın ayrı bir devlet olarak kurulmasındaki tarihi rolünün etkisini sürdürmeye çalışan Fransa’nın yanında, İtalya ve İspanya gibi AB ülkelerinin doğu Akdeniz’in Ortadoğu’ya açılan kapısı konumundaki bu bölgede nüfuslarını artırma gayretleri içinde oldukları gözlenmektedir. AB, Iraktan sonra Ortadoğu’dan vazgeçmiş görünmemektedir. Bunun yanında İsrail’in arkasındaki destekleri aşikâr olan ABD ve İngiltere’nin bölge halkına açıktan faaliyetlerde bulunmamaları dikkat çekicidir.
  ABD’nin yumuşak gücü günümüz itibariyle bölgede etkili değil, aksine itici bulunmaktadır. Ancak Obama sonrası dönem dikkatle izlenmektedir. İsrail, koşulsuz en büyük destekçisini kaybetmiş görünmektedir. Bu durumun sürmesi ve İsrail’in yalnız kalması, saldırgan tutumundan döndürüp komşularıyla barış görüşmelerine zorlayabilir. İsrail’in bundan böyle sınırlarını genişletmesi değil belki de barış uğruna küçülmesi beklenebilir. Örneğin Suriye’yi memnun edecek kadar Golan’dan çekilebilir, Şabaa Çiftliklerini ve Gajar’ı Lübnan’a bırakabilir.
  Bu gibi gelişmelerin olması Ortadoğu devletleri arasında İsrail’in ortak düşman olmaktan çıktığını ve muhtemelen başka bir hasmın belirlenmiş olduğunun işaretleri sayılabileceğinden bölgenin tarihi açısından oldukça anlamlı olacaktır.      

Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına Şair Başkan Bolat Ünsal seçildi

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Antalya-Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi başkanlığı seçimleri 07.02.2010 Pazar günü yapıldı. Kemer Esnaf Odaları Başkanlık seçimine; Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Bolat Ünsa ile Kemer Sanayi Kooperatifi Başkanı Mehmet Akın katıldı. Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odasının yaklaşık 1.050 üyesi bulunmaktadır.  Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlık seçiminde; Mehmet Akın 175, Bolat Ünsal 372 oy aldı. Böylece yapılan seçim  sonucunda; Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına, Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifinin Şair-Yazar Başkanı Bolat Ünsal seçildi. Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına seçilen Şair-Yazar Bolat Ünsal; sevecen, sosyal zenginliği ile Kemer esnafının sevgisini ve takdirini kazanmış bir şair başkan olarak bilinmektedir. 

   Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına seçilen Bolat Ünsal; Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı seçimi öncesi adaylık sırasında yaptığım röportajda şunları söylemişti;

Türkiye’ye örnek olabilecek bir projedir

   “Farklı platformlarda hizmet ettim. Projelerimle esnafın karşısına çıkacağım. Esnaf ve sanatkarı büyük alışveriş merkezleri ile rekabet edilebilir konuma getireceğiz. Bu proje Türkiye’ye örnek olabilecek bir projedir. Başka bir deyişle bir sürü küçük balıktan, büyük balık yapacağız. Esnaf Odasını sadece aidat toplayan bir kurum olmaktan çıkarıp, esnaflara hizmet götüren bir kurum modeline sokacağız.” (www.habergunebakis.com- Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Adayı Bolat Ünsal: “Esnaflara hizmet götüren bir kurum modeli”)

 

 

 

 

 

error: Content is protected !!