Perşembe, Aralık 18, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 293

“Batı Karadeniz Bölümü Ekoturizm Potansiyeli” kitabı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Karabük Üniversitesi-Safranbolu Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı Öğretim Üyelerinden Yard. Doç. Dr. Nuray Türker ve Öğretim Görevlisi Adnan Çetinkaya hazırladıkları  ve yayınlanan “Batı Karadeniz Bölümü Ekoturizm Potansiyeli” adlı kitabı turizm alanında önemli kaynak kitaplardan birisidir. Batı Karadeniz Bölümü Ekoturizmi  adlı kitap toplam 630 sayfa olup, araştırılan konular resimlerle detaylanmış. Kitabın yazarlarından Yard. Doç. Dr. Nuray Türker  bu kitapla ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor:

 
                                               
                                             “Batı Karadeniz Bölümü Ekoturizm
                                                   Potansiyeli” Kitabı  Yazarı
                                                   Yard. Doç. Dr.Nuray Türker
 
  “TÜBİTAK’ın sağladığı maddi teşvik ve bilimsel katkılarla gerçekleştirilen “Batı Karadeniz Bölümü Ekoturizm  Kaynaklarının Tespit Edilmesi” konulu araştırma projesinin sonuçları üzerinde odaklanmaktadır. Batı Karadeniz Bölümü’nde yer alan; Bartın, Karabük, Zonguldak, Bolu, Düzce, Kastamonu ve Sinop il ve ilçelerinde yapılan arazi çalışmalarında Batı Karadeniz bölümü ekoturizm kaynaklarının envanteri çıkarılmış, belgelenmiş ve bu kaynakların bölgede ekoturizm amaçlı olarak kullanılması üzerinde öneriler sunulmuştur.”
 

Amasra’da yapılan Cumhurbaşkanı ve Başbakan yakma ağaç portreleri

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Bartın-Amasra ilçesi el sanatları dalında yakma ağaç insan portreleri yapımı ile ünlüdür. Şimdiye kadar birçok Cumhurbaşkanı ve başbakanlarımızın yakma ağaç portreleri yapılmıştır.
 
                                  
                                  Bartın-Amasra’da yapılan Cumhurbaşkanı ve
                                          Başbakan yakma ağaç portreleri

Safranbolu’da elektronik rehberli gezi aracı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Karabük-Safranbolu ülkemizin en önemli kültür turizmi merkezlerinden birisidir. Eski Safranbolu dediğimiz tarihi Safranbolu(Çarşı) yerleşim yeri olarak dağınık ve engebeli bir yapıya sahiptir. Burayı yürüyerek tamamını bir günde gezmek oldukça zor bir yolculuktur. Buna çözüm amacıyla Safranbolu-Çarşı’da elektronik gezi araçları faaliyete devam etmektedir. Bu gezi araçlarıyla gezerken size bu araçtan elektronik olarak size nereyi gezdiğiniz bilgisi verilmektedir.

                                 

 

Amasra’da Osmanlı motifi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Bartın-Amasra ilçesinde yapılan el sanatlarında bez üzerine işlenen Osmanlı dönemi motifleri dikkat çekmektedir. Dikdörtgen bez üzerine işlenen Osmanlı motifi bezler daha sonra ağaçtan yapılan çay tepsilerine yerleştirilerek piyasada satışa sunuluyor.

 

Safranbolu’da Ali Güllü Osmanlı macunu

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Karabük-Safranbolu ülkemizin en önemli kültür turizmi merkezlerinden olup, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmaktadır. Safranbolu-Çarşı’da çok eski yıllardan bu tarafa yöresel maket bir at arabası üzerinde Osmanlı dönemi kıyafeti ile Osmanlı macunu adında macun satan Safranbolulu Ali Güllü, Safranbolu-Çarşı’yı gezen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

 

Safranbolu’da safrantat lokum markası

0

Haber: İlker ÇAKAN
  Karabük-Safranbolu’da faaliyet gösteren Safrantat lokumlarının yapımına 1967 yılında başlanmıştır. Klasik fındıklı lokum yapılan ilk lokum olup, son 15 yıldır yeni çeşit olarak safran baharatıyla yapılan safranlı lokumludur. Safranbolu lokumunun en büyük özelliği yenirken insanın boğazını yakmamasıdır.
 
                                  
                               Safrantat Lokumları Satış Sorumluları Meryem Çelik-
                                     Hüseyin Kaya ve beş çeşit Safrantat lokumu
 

  Hijyenik ortamda üretilen Safran lokumu yapımında katkı maddesi olarak sadece toz şeker kullanılmaktadır. Bunun yanında da Safranbolu’nun şebeke suyu da lokumun kıvamının tutmasına yardımcı oluyor. Safranbolu’da 5 çeşit özel lokum üretilmektedir. Bunlar; safranlı,çifte kavrulmuş klasik fındıklı lokum, damla sakızlı lokum, güllü lokum.

 

Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız: “Karadeniz’in en güzel noktası Amasra”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
 Bartın iline bağlı turizm cenneti ve doğa ile denizin buluştuğu, Karadeniz’in güzel gözü Amasra gerçekten insanı hayran bırakacak ülkemizin nadide turizm merkezlerinden birisidir. Ankara’ya en yakın deniz sahili Amasra’dır. Ayrıca Amasra tarihi kimliği ve coğrafi bir konumu itibariyle de önemli bir konuma sahiptir. Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız, ilçenin turizm yönünden gelişmesi için büyük gayret gösteriyor. Kaymakam Mehmet Amasra’nın turizm yönünden daha iyi bir gelmesi için proje üzerine, proje yapıyoruz diyor. Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız; çalışkan, samimi ve içten tavırları, devlet duruşu ile herkesin takdirini kazanmış kaymakamlarımızdan birisidir. Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız, “Amasra ve başarılı bir yönetici” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Eşsiz doğal güzelliği ve 3000 yıllık zengin tarihi “Amasra, eşsiz doğal güzelliği ve 3000 yıllık zengin tarihi ile sadece Batı Karadeniz’in değil, ülkemizin de çok önemli bir turizm merkezidir. Özellikle, Roma, Bizans ve Genovalılardan kalma çok önemli tarihi kalıntılara sahip Amasra, Osmanlı’nın büyük hükümdarı Fatih Sultan Mehmet tarafından “Çeşm-i Cihan” olarak nitelendirilmiştir. Amasra genel olarak yöreye özgü meşhur Amasra salatası  ve her mevsim taze balığıyla bilinen bir şehirdir.Ülkemiz tarihi açıdan dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Anadolu’nun her noktası ayrı bir tarihi ve ayrı bir medeniyeti barındırır.bu nedenle tarihi dokusu restore edilip, iyi organize edilirse, tanıtımı iyi yapılırsa ancak tarih ön plana çıkmaktadır. Amasra’da, küçük ama ciddi tarihi eserleri bünyesinde barındıran bir müzemiz mevcuttur. Amasra Kalesi, Roma-Bizans ve Genovalılardan izler taşıyan önemli bir tarihi değerdir. Restore edilmeyi bekleyen Bedesten, Genova Şatosu yine çok önemli yapıtlardan  Fatih Camii, Akropol Amaya tarihinin önemli aktörleridir. Bunları restore edebilirsek, iyi bir tanıtım yapabilirsek, Amasra tarihi ile de ön plana çıkacaktır.                               

Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız                    
Amasra’nın Ankara’ya en yakın deniz olmasıdır

  Amasra’da bu kadar tarihi değerlere, bu eşsiz tabiat güzelliği ve her şeyden öte, deniz faktörü de eklendiğinde; özellikle 3-4 saat uzaklıkta olan Ankara ve İstanbul’dan şehrimize çok yoğun bir turizm hareketi vardır. En önemli nokta Amasra’nın Ankara’ya en yakın deniz olmasıdır. Diğer faktörlerde eklenince, Amasra özellikle hafta sonu ve yaz tatilleri açısından çok yoğun bir taleple karşı karşıyadır.  Kış aylarında 7-8 bin civarında olan nüfusumuz, yaz aylarında 30-40 binlere kadar çıkmaktadır. 2500 yatak kapasitesinin yanında asıl konaklama ev pansiyonculuğu şeklinde gerçekleşmektedir. Özellikle yaz aylarında şehir alt yapısı, bu kalabalık nüfusa yeterli gelmemekte, bu ise trafik ve çöp sorunu gibi ciddi sorunlar doğurabilmektedir.

2.500 civarındaki yatak kapasitesi

  Gerek kaymakamlığımız ve gerekse belediyemiz sürekli uyguladığı yeni tedbirlerle bu sorunları en aza indirmenin gayretindedir. Örneğin trafikte otobüsleri şehrin içine kabul edemiyoruz. Bununla ilgili zaman zaman olumsuz eleştirilerde alıyoruz. Ancak bu tedbirlerin genel olarak yerinde olduğunu belirtebiliriz. Özellikle artan araç yoğunluğunu azaltmak için yeni otopark alanları yaratma çabasındayız. İlçemize gelen konuklarımızın daha rahat gezebilmesi için yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Belediyemiz, gerek araç parkı ve gerekse çalışanlarıyla büyük bir gayretin içindedir. Ev pansiyonculuğunu ayrı tutarsak, 2.500 civarındaki yatak kapasitesinin çok yeterli olmadığı rahatlıkla anlaşılabilir. Ancak 1950’li yıllardan bu yana turizmin içerisinde olan ve kendini yetiştirmiş Amasra’nın sempatik, cana yakın, güler yüzlü insanları gelen konuklar açısından büyük bir memnuniyet yaratmaktadır. Özellikle ilçemizde Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinin bulunması son yıllarda nitelikli işgücü sunumunu artırmıştır.

                                                                                                           Amasra

Türkiye’de turizm hareketinin başladığı en eski yerleşim birimi

  Amasra Türkiye’de turizm hareketinin başladığı en eski yerleşim birimlerinden bir tanesidir.Bugün ülke turizminin tek ve rakipsiz lokomotifi Antalya’da 1970’lerde başlayan turizm kültürü, Amasra ilçemizde 1950’li yıllara dayanmaktadır.Amasra her dönemde devlet adamları, sançtılar ve akademisyenlerin gözbebeği ve uğrak yeri olmuştur. Daha öncede bahsettiğim gibi, muhteşem doğal güzelliği, eşsiz damak tadı ve masmavi denizi ile Amasra yeşil ile mavinin, tarih ile doğal güzelliğin gizemli cennetidir. Özellikle kısa tatiller için en cazip tatil merkezidir. Özellikle son 10 yılda Amasra’nın marka değeri çok ciddi şekilde yükselmiş, talep inanılmaz ölçüde artmıştır.

  Bunun ilk ve önemli nedeni Amasra’da çekimleri yapılan ve bütün güzellikleri net bir şekilde ortaya koyan “Gönderilmemiş Mektuplar” filmidir. Başrollerini Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın paylaştığı bu film, Amasra turizmi açısından bir dönüm noktasıdır.

                                          

 Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız   
  lköğretim okulu öğrencisiyle

Ünlü Pop Sanatçısı Barış Akarsu’da Amasra’nın tanıtımında çok önemli bir aktör

  Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz ünlü Pop Sanatçısı Barış Akarsu’da Amasra’nın tanıtımında çok önemli bir aktör olmuştur. Amasra ekonomisinin genel olarak en büyük lokomotifi turizmdir. İlçedeki istihdamın çok büyük bir bölümü turizm sektöründedir. Ancak, özellikle köylerimizde  bölgenin genelinde olduğu gibi yoğun bir işsizlik olduğunu, yeterli tarım alanları  ve dolayısıyla  geçim kaynağı bulunmadığını, özellikle köylerimizdeki gençlerin başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlere göç etmekte olduğunu da belirtmeliyiz. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; Amasra ilçesinde yaşayan yaklaşık 15.500 nüfusun, takiben 12.500’ü sosyal güvenlik şemsiyesi altındadır.

ATİM  yaklaşık 1050 personeli ile üretim yapmaktadır

  Amasra ilçe merkezinde halen faaliyetlerini devam ettirmekte olan T.T.K’na bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi(ATİM) burada önemli bir faktördür. ATİM şu anda yaklaşık 1050 personeli ile üretim yapmaktadır. Oysa 1980’li yıllarda 6500 çalışanı ile bölgenin tek ve rakipsiz istihdam kurumu olmuştur. Bu kurumdan emekli olmuş binlerce Amasralı ilçenin gelir düzeyini yükseltmektedir. İlçenin genel gelir düzeyi Türkiye ortalamasının üzerindedir.

  Özelikle hükümetimizin 2009 yılından bu yana uygulamakta olduğu KÖY-DES  projesi sayesinde ilçemiz genelinde içme suyu olmayan ve yolu asfalt olmayan köyümüz 2010 yılı itibariyle kalmamıştır. KÖY-DES projesi kapsamında çalışmalarımız artık mevcut standartların yükselmesi yönündedir. Bu çalışmalarda başta Bartın Valimiz Sayın İsa Küçük olmak üzere, Milletvekilimiz Sayın Yılmaz Tunç’un, İl Özel İdaremiz ve önceki dönem Amasra Kaymakamlarımızın da büyük katkıları ve emekleri olduklarını belirtmeliyim. Birçok köyümüzde Kaymakamlığımız Köylere Hizmet Götürme Birliğinde kilit parke çalışması yapılmaktadır.

                                         

Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız  HEM kursiyerine belgesini verirken
Kaymakamlarımız turizm konusunda ciddi birikim ve tecrübe sahibidirler

  Bartın Valimiz Sayın İsa Küçük’de uzun yıllar Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Marmaris ilçesinde kaymakamlık yapmıştır. Tecrübelerinden gerçekten çok istifade ediyoruz. Genel olarak bütün kaymakamlarımız turizm konusunda ciddi birikim ve tecrübe sahibidirler. Ancak Antalya’lı olmanın, orada doğup, büyümüş olmanın ve turizmi uzun yıllardır tanımanın Amasra’da kaymakamlık görevinde bulunduğumuz dönemde çok ciddi avantajlar sağlayacağını değerlendirmek yanlış olmayacaktır.

                                 

Amasra Kaymkamı Mehmet Yıldız halkın içinde
Yönetici ciddi ve aynı zamanda sevecen ve sağduyu içinde olmalıdır

  Kaymakamlık çok önemli ve çok güzel bir görevdir. Başarılı bir yöneticinin tanımını yapacak kadar kendimi tecrübeli hissetmiyorum. Yaklaşık 15 yıldır kaymakamlık mesleğini yapıyorum. Diğer kaymakamlarımız ve valilerimiz, büyüklerimiz bizlerden daha iyi tecrübelere sahiptirler. Yöneticilik konusunda şahsi düşüncem şöyledir; yönetici halkın içinde olmalı ve halkı iyi tanıması gerekir.Yöneticinin ulaşılabilir, devlet adabını almış olması, muhasebe gücünün yüksek olması, karşılaşılan durumlar karşısında serin kanlı olmasıdır. Yöneticiliğin kitabı olmadığı gibi iyi bir yöneticinin tanımı da yoktur. İyi bir yönetici ciddi ve aynı zamanda sevecen ve sağduyu içinde olmalıdır. Yöneticilerin bulunduğu yerleri daha iyi bir yere getirmeleri iyi olur. Programlı ve planlı yöneticilerin revaçta olduğunu düşünüyorum. Normal misyonu, vizyonu ayrıca bir hedefi olmalıdır. Bulunduğumuz yeleri daha iyi bir yere getirmemiz için şahsi planlama yapmamız gerekir. Çok iddialı olmaktan kaçınmak lazımdır. Yapılamayacak hedefleri koymamak, çalışmalarda yılmamak lazımdır. İnsanları sabırla dinlemek ve hepsinden önemlisi sonuna kadar dinlemek gerekir. Bunlar benim yöneticilik hayatında önem verdiğim hususlardır.

                                           

Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız
Amasra, marka değeri çok yüksek bir şehirdir

  Amasra, muhteşem ve doğaüstü bir şehirdir. Fatih Sultan Mehmet Amasra’ya geldiğinde Bakacak Tepesinden bakıp, Lalasına diyor ki Lala Çeşm-i Cihan bumu ola? Dünyanın gözbebeği, gözü burasımıdır? Diyor Karadeniz Bölgesinin tüm sahillerini biliyorum. Karadeniz doğal olarak çok güzeldir. Marka değeri çok yüksek bir şehirdir. Çok yoğun bir talep alan bir şehirdir. Buraya gelmeden önce, burayı ilk defa görsem daha sonra 2-3 haftada bir Amasra’ya gitmeyi düşünürdüm. Bu güzelliğin içerisinde bir yeri ayırt etmek gerekirse çok rahatlıkla söylemek gerekirse, Amasra Kaymakamı olduğum için söylemiyorum, Karadeniz’in en güzel noktası Amasra’dır. Amasra için onlarca proje geliştiriyoruz. Hemen hergün yeni bir proje düşünüyoruz dersem sanırım abartmış olmam. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Çok ama çok güzel bir ilçemiz var. Allah bize böyle bir ilçede yönetici olmayı nasip etmiş ve atabileceğimiz her yeni adım, sahip olduğumuz güzelliklere güzellik katacak. Bu durumda bize sadece çalışmak ama çok çalışmak düşüyor. Önümüzdeki dönemde çok değerli büyüklerimizin de katkıları ile Amasra’nın mevcut olan yüksek marka değerini, çok daha yukarılara çıkarmayı hedeflediğimizi belirterek sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

 

Amasya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hatay Karaman: “Esnaf ve sanatkar ekonomik olarak felç durumdadır”

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

  Amasya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hatay Karaman Birliği Başkanı Hatay Karaman, ” Amasya ve Amasya’nın ekonomik ve sosyal durumu ” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

İnsanların sorunlarını çözme noktasında duyarlı kalıyoruz

  “Dostlarımızdan bizi destekleyenlere teşekkür ediyorum. Bu bir gönül işidir. Başkanlık olarak altıncı döneme girdim ve bu görevde 17 yılı bitirdim. Burada siyasetçilik olmaz. Buraya gelen herkese kucak açacaksınız. Gönülleri feth edeceksiniz. Buraya sizi getiren insanlar sizden sorunlarını, sıkıntılarını kurum ve kuruluşlara karşı korumalarını istiyorlar. Bizde bu hassasiyet ve duyarlılıkla bu insanların sorunlarını çözme noktasında yetkili kişi ve kurumlara iletmekle mükellefiz. İnsanların sorunlarını çözme noktasında duyarlı kalıyoruz. Bundan sonraki tüm siyasi partiler, milletvekilleri, partiler seçim günü kendilerini seçerken bu halkın, toplumun önünde önlerini ilikleyerek gelirler. Milletvekili olduktan sonrada da; kendilerini seçerken bu toplum akıllı oluyor, sivil toplum örgütleri seçimlerine müdahale ederek, sivil toplum örgütleri seçimlerine karışıyorlar. Onun için diyorum ki bu seçimlere karışmasınlar.

Siyasetle gelenler, diyet borcu ile giderler

  Bu halkın, bu memleketin, bu toplum için çözülmesi gereken işlerle uğraşsınlar. Bu nedenle sivil toplum örgütleri bu konuda onlara prim vermez. Bundan dolayı da pirim alamazlar. Ancak onlar şunu istiyorlar. Buraya siyasetle gelenler, diyet borcu ile giderler. Çünkü konuşamazlar. Onun için esnafın sorunlarını burada bir yerlere aktarmazlar. Çünkü sen konuşamazsın, sen orada benim diyetimle otuyorsun derler. Ondan dolayı aracılığınızla tüm siyasi partilere tavsiyem budur ve bu işlere karışmasınlar.

Tarım sanayini unutmamız gerekir

  Amasya bölgesinin ekonomisi tarıma dayalıdır. Sanayileşme yoktur. Memur ve turizm şehri diyemiyoruz. Turizm şehri olma konusunda tüm belediye başkanları ve valilerimizde çaba gösteriyor ama devletimizin de bu konuda müteşebbis olan insanlarımıza destek ve teşvik vermesi yanında özel sektöre de görev düşmektedir. Bunun için Amasyalıları yan yana getirirsek turizmde ön plana çıkabiliriz. Tarım sanayini unutmamız gerekir. Tarımla ilgili yatırımların teşvik edilmesi gerekir. Amasya için turizm çok önemlidir. Amasya’da yetişen meyve sebzemizi yeteri kadar değerlendiremiyoruz. Ayrıca Amasya’nın her tarafında hayvancılığı geliştirmemiz lazımdır.

Esnaf ve sanatkar şu an ekonomik anlamda hakikaten felç durumdadır

  Esnaf ve sanatkar şu an ekonomik olarak hakikaten felç durumdadır. Tüm Amasya’da 9.900 esnafımız var. Şu anda 8.000 tanesi sorunludur. Esnafımızın; SSK, Bağkur,çek,senet,elektrik  gibi sorunları vardır. Bunu sadece küçük esnaf ve sanatkarlar adına söylüyorum. Özellikle devletimizin ve hükümetlerimizin bu alışveriş mağazalarını ve marketleri kesinlikle durdurmaları gerekir.

100 tane bakkal perişan olmuştur

  Şu anda Amasya’da 4 tane büyük alışveriş merkezi vardır. Bunların açılmasıyla 100 tane bakkal perişan olmuştur. Bunların ailelerini de düşündüğümüz zaman durum daha vahimdir. Devletimiz tarafından otomotiv konusunda çok güzel sanayi siteleri yapılmaktadır. Ancak bu sanayi siteleri şu an çok hızlı bir şekilde boşalıyor. Bu sanayi sitelerinin boşalmaması için Türkiye’de en az 30-35 çeşit marka araç vardır. Bunun için alt yapıya önem verilmesi gerekir. Bu nedenle Amasya’da her markadan üçer tane yetkili servis getirelim. Bu konuda günlük ve 15 günlük bakımı yapacak kapasitedeyiz. Bu nedenle ikişer ve üçer tane yetkili servis sistemini getirelim ve küçük sanayi sitelerine koyalım. Böylece işsizliğe katkı yapmış oluruz. Ancak bu yapılmadığı takdirde küçük sanayi sitelerinde boşalma devam edecektir.

Amasya’ya turist günübirlik geliyor

  Amasya’da turizm konusunda çalışmalar devam ediyor.  Amasya’ya turist günübirlik geliyor. Bu nedenle iyi otel ve pansiyonlara ihtiyacımız vardır. Turizmde alt yapı oluşturulursa, bu şehirde turizm olur. Özellikle bu konuda hizmet veren işletmelerimizi de geliştirmemiz gerekir. Amasya’da turistlere yönelik planlı ve programlı geziler düzenlenebilir. Esnafımızı; görüntüsü, hitabetiyle turizme hazırlamamamız gerekir. Bu konuda çalışmalarımız vardır. Bu hizmet sektöründe vücut dilinin karşılıklı iyi kullanılması gerekir. Amasya’da Pazar günü için pazar kararı hariç, Amasya gibi bir yerde eğlence merkezi yasaklanmıştır. Amasya’da ne eğlencesi vardır.

Taksicilerimiz açık alanda hizmet vermektedirler

  Toplumsal hizmet veren taksicilerimiz açık alanda hizmet vermektedirler. Bu durum belediye ve valiliğe iletildiğimizde kanun böyle denilmektedir. Anayasa’nın 173. Maddesinde; “Devlet küçük esnaf ve sanatkârı korur ve destekleyici tedbirleri alır.” denilmektedir. Anayasada bu kadar bir net ifade vardır. Ancak esnaf korunmuyor. Polisevi, Orduevi, Öğretmenevi gibi devletin kurumlarında kendi personelleri dışında dışarıya hizmet veriyorlar. Buralarda vergi, SSK, Bağkur kesintisi yoktur. Bizler bu durumda devletin kurumlarıyla aynı şartlarda hizmet vermemiz mümkün değildir.

Her şehirde yaşamanın bir kuralı ve bedeli vardır

  Amasya’da iki tane caddemiz vardır. Amasya’da park sorunu olduğu için çok sayıda araç bu iki cadde boyunca park etmektedir. Bu nedenle Amasya’da ciddi bir trafik sorunu vardır. Esnafımıza kendi işyerinin önüne arabasını koyuyor diye eleştiri yapıyorlar. Her esnafımızın bir arabası olsa 8.000 araba eder. Diğer insanlar cadde boyunca park etmesinler, esnafımızda kendi iş yerinin önüne aracını park etmez. Bunun için Amasya’ya park şarttır. Otopark yapılmadı sürece ve şehri her tarafa yaşamadığımız müddetçe Amasya’nın trafik yoğunluğunu çözmek zordur.  Amasya Belediyesi tarafından uygulamaya konulan barkomatlı otopark sistemi güzel bir uygulamadır. Her şehirde yaşamanın bir kuralı ve bedeli vardır. Toplumsal yaşamamızda kimse kimseyi rahatsız etmemelidir. Daha önce belediyenin önünde  belediye personelinin kendi özel arabalarından dolayı vatandaş park yeri bulamazken, bugün barkomat sistemi uygulamasından dolayı rahatlıkla yer bulmaktadır.
 
                                               
                                                Amasya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları
                                                      Birliği Başkanı Hatay Karaman
 
Üyelerimizin aidatlarının % 20’si alınmaktadır

  Toplu taşıma araçlarında hizmet veren personelin halkla iletişim konusunda özel kurslara tabi tutulması gerekir. Avrupa’da her mesleğin belli dönemlerde her yıl kazanç vergisi verirken belli bir eğitim ücreti vermektedirler. Bu ücretin yarısı da işletme sahibi tarafından karşılanır. Her yıl on insan eğitimi almak zorundadır. Bu eğitim meslek gruplarına göre değişmektedir. Bu eğitimler; 3-5 saatten başlayıp, 7 günlük eğitimlere kadar devam etmektedir. Bu nedenle her mesleğin ve her kurum ve kuruluşun kurumsallaşması lazımdır. Bunu hızlı bir teknoloji ile takip etmek gerekir.

Siyasiler seçim zamanı elektriği olmayan yere buzdolabı verdiler

  Bu nedenle iletişimi iyi kullanmak gerekir. Üyelerimizin aidatlarının % 20’si alınmaktadır. Aidatlar devlet tarafından otomatik kesilmemektedir. Meslek Odalarımız personellerinin maaşını vermekte sıkıntı çekiyorlar. Siyasiler seçim zamanı elektriği olmayan yere buzdolabı verdiler. Suyu olmayan yere de çamaşır makinesi verdiler. Oyu bu şekilde alanları uyarmak lazımdır.

Taksi dolmuş uygulamasını destekliyorum

  Amasya’da yerleşimin dağınık ve yerleşim yerlerinin yüksek ve mahalle aralarındaki cadde ve sokakların dar olması nedeniyle taksi dolmuş uygulamasını destekliyorum. Oradaki vatandaşı da düşünmek gerektiğini düşünüyorum.  Fakat Amasya’nın coğrafi durumu bellidir. Hangi güzergah ve trafiği rahatlatırsak o bölgelere hizmet yapabiliriz diye düşünmek gerekir. Taksi dolmuşluğu yaparken trafiği çekilmez hale getirmemek gerekir. Ben yıllardan bu tarafa söylüyorum. Marketlerin servis araçları var.

Marketler panelvan araçlarla insan taşıyorlar

  Bu marketler panelvan araçlarla insan taşıyorlar.  Yıllardan bu tarafa bunu belediyemize, valimize, yetkililerimize, trafiğe söylüyoruz ve şimdi yine söylüyorum. Bu araçlarla insanlar evlerine taşınıyor. Bu araçların insan taşıma ruhsatı yoktur. Bu marketler iş yerlerine gelen vatandaşları evlerine götürüyorlar. Bu araçlarda Allah göstermesin bir kaza olsa sonucunu siz düşünün. Piyasada bu servis araçları, halk minibüsünden daha çok geziyorlar. Bunları durdurun diyoruz. Mahalledeki bakkalı da düşünmek lazımdır. Bu nedenle dediğimiz gibi bu tedbirler alındığı zaman Amasya’nın trafiği böyle rahatlar. Bunları hep birlikte düşünerek ortak hareket etmek gerekir. Ama alternatif yolla ve trafik yoğunluğunu bozmadan Amasya’da ihtiyaç olan taksi dolmuşçuluğunu destekliyorum. Ancak aynı cadde üzerinden hizmet verildiği takdirde çok ciddi sıkıntılar olacağını düşünüyorum.

Yerli ve yabancı turizmi canlandırmamız lazımdır

  Amasya Yalıboyunda hizmet veren işletme sahibi arkadaşların çok iyi niyetli, gayretli olduklarını düşünüyoruz ama buradaki kazanç durumlarını kendilerini kurtardıklarını söyleyemem. Buradaki işletmeciliği kalıcı yapmanın tedbirlerini almak gerekir. Bu işletmelerimizden kendilerini geliştirmesi gerekenlerde vardır. Bunun için yerli ve yabancı turizmi canlandırmamız lazımdır. Her yerde olduğu gibi devletimizin rekabet yapmaması gerekir.

Çal Köyünü gördükten sonra ülkeyi tanıdığımı söyleyemem

  Amasya Valiliğinin “65 bin Dev Öğrenci” kampanyası çocuklara bir ruh aşılaması açısından önemlidir. Hakikaten on insanın gelişimini etkilemektedir. Bu kampanya o çocuklara ayrı bir heyecan verecektir. Sayın valimizin ayrıca bir kardeş okul projesi var. Eğitimde şu kadar mesafe aldık diyoruz. Ben bırakın şehri, ülkeyi tanıyorum diyen birisiyim. Ancak açık söylüyorum, bu projeyle şehrimi ben yeni tanıyorum. Bu proje çerçevesinde kurum olarak biz Gümüşhacıköy-Çal Köyü ilkokulunu kardeş okul seçtik. Bu okula gittik. Devletimiz şöyle yaptı, böyle yaptı. Yazık. Yetkililer tanıtım amaçlı okulların açılışlarını gelsinler burada yapsınlar. Çal Köyünü gördükten sonra ülkeyi tanıdığımı söyleyemem. Devletimizin bu konularda çok geri olduğunu gördüm.

Eğitimle ilgili verilen rakamların gerçek olmadığını gördüm

  Bu kadar derslik yaptın. Nerede yaptın kardeşim? Kim yaptı kardeşim. Bunları hep birlikte sorgulamamız lazımdır. Devlet okul yapıyor ama okullarda iyi bir eğitim verilmesi iyi bir için eğitim için gerekli alt hizmeti verilmiyor. Burada tuvaletini yapan çocuk, tuvalet kuyusuna düşçe çocuğun buradan çıkması mümkün değildir. Biz bu okulda ilk bakımı buradan başlattık. Eğitimle ilgili verilen rakamların gerçek olmadığını gördüm. Bugün Amasya il merkezinde Borsa İlköğretim Okuluna gittiğiniz zaman her şey çok güzeldir. Ama dışarıya açıldığınız zaman olay öyle değildir. Büyüklerimizin il merkezine geldiklerinde gezip ve gördükleri yerler buralardır. Şehri ve ülkeyi tanıdığımı söylerdim ama ben şehri tanımadığımı gördüm.”

 

 

 

 

 

 

Dünya çocukları Of Kaymakamlığının misafiri

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından bu yıl 8.si düzenlenen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Trabzon’a gelen Türk Cumhuriyetleri, Irak, Bosna Hersek, Filipinler, Mozambik, Nijer, Moldova, Kenya, Almanya ve Gürcistan başta olmak üzere 22 ülkeden gelen 52 öğrenci Of Kaymakamlığı’nın misafiri oldular.

 
                                       
                                         Trabzon-Of Kaymakamı Tuncay Sonel
                                                 dünya çocukları ile birlikte
                                    
  Of’ta Atatürk Bulvarında Of Kaymakamı Tuncay Sonel, daire amirleri ve Belde Belediye Başkanları tarafından çiçeklerle karşılanan öğrenciler, Atatürk Bulvarından Sahil Tesislerine kadar kortej eşliğinde yürüdü. Sahil tesislerinde geçildiğinde halkoyunları gösterisi sürprizi ile karşılanan öğrenciler daha sonra Ali Usta’da yemek yedi. Yemeğin ardından misafir öğrencilerden Filipinli Al Qayyim Mansil ve Ershad Halud burada, içinde ‘Of’ kelimesinin de geçtiği Ofluları memnun eden Hacivat Karagöz oyununu oynadı. Mozambikli Bango Yana ise ‘Ordunun dereleri’ türküsünü söylerken, Kırgız öğrencilerde kolbastı gösterisi ile izleyenleri hayran bıraktı.
 
                                                    
                                                    Dünya Çocukları kolbastı oyunu oynarken
 

  Programda konuşan Trabzon-Of Kaymakamı Tuncay Sonel, dünyanın 22 ülkesinden çocuklarla Türkçe konuşup anlaşmanın mutluluğunu ve aynı zamanda Of adına anlamlı günlerden bir gün yaşadıklarının altını çizdi. Kaymakam Sonel,” Çarşıdan buraya yürürken bir çok ülkeden değerli çocuklarımız, gençlerimizle sohbet ederek geldik. Bizler için bu gün gerçekten güzel bir gün. Çünkü dünyanın dört bir yanından siz değerli çocuklarımızı, gençlerimizi öğretmenlerimizi Of’ta görmek bizi mutlu ediyor. Kalpler ve gönüller sizlerle bir. Birde ortak lisan Türkçe olunca anlaşmak hakikaten çok güzel oluyor. Kenya’sından Nijerya’sından, Almanya’sından, Kırgizistan’dan dünyanın 22 ülkesinden kardeşlerimiz başımızın tacısınız. Ülkenize dönüşte ailenize ve arkadaşlarınıza kucak dolusu sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz. Allah’a emanet olun.”diyerek duygularını dile getirdi.

 
                                              
                                                   Dünya çocuklarından örnek
 
  Of Kaymakamı Tuncay Sonel, ayrıca öğrencilere yöreye özgü çay ve keşan hediye etti. Hediye keşan bandanaları takan kız öğrenciler ve keşan fularları takan erkek öğrencilerle çekilen hatıra fotoğrafının ardından program sona erdi.
 
                                              
                                                   Dünya çocuklarından örnek

 

Of’un genç müzisyenleri

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Trabzon-Of Kaymakamlığı’nca gerçekleştirilen “Yeteneklerimi Keşfediyorum, Ressam Cemal Akyıldız’lar Yetişiyor ve Engellieri Aşıyorum Ben de Yetenekliyim” projelerinin yıl sonu etkinlikleri düzenlenen muhteşem bir gece ile davetlilerin beğenisine sunuldu.İlçe genelinde Müzik ve Resim öğretmenleri tarafından okullar tek tek gezilerek tespit edilen 200 öğrencinin hünerlerini sergiledikleri gece, Resim branşında kurs gören öğrencilerin yapmış oldukları çalışmalarının sergilendiği açılışı ile başladı.

 
                                          
                                                     Ofllu genç müzisyen
 
  Aydıner Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programın ikinci bölümü olan müzik dinletisinde Engelli çocuklar ve Yetenekli öğrenciler sergiledikleri performans ile geceye katılanlara unutulmaz anlar yaşattılar. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan gecede bir konuşma yapan Of Kaymakamı Tuncay Sonel, böyle güzel bir bahar akşamında böylesine güzel bir mekanda olmanın mutluluğu ile sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Marka Of’umuzun marka hayırseverleri var. Bu Kültür Merkezini Ofumuza kazandıran Hayırseverlerimiz Turgut ve Mehmet Aydıner kardeşleri hepinizin huzurunda alkışlamak istiyorum. Kardeniz insanı bu yörenin kadınları, kızları ve çocukları gerçekten çok çalışkan. Biz devlet olarak onlara imkanları sunacağız.İşte az önce resim sergisi açtık. Ne dedik Resam Cemal Akyıldız’lar yetişiyor projesi. Resim öğretmenlerimizn tespit ettiği çocuklarımız kurslara devam ettiler ve bugün onların yaptığı eserleri gördük.Yine ne dedik yeteneklerimizi keşfediyoruz projesi. Bizim 52 köyümüz 7 beldemiz var. Buralarda arkadaşlarımız köy köy okul okul gezerek yetenekli çocuklarımızı keşfettiler.Şimdi bu çocuklarımıza imkan verildiği müddetce neler yapabildiklerini birazdan göreceğiz.
 
                                              
                                                             Oflu engelli genç yetenek
 

  Ben her zaman söylüyorum eğitim birinci önceliğimiz ve eğitime açık çek var. Sayın Miletvekilimizle, Sayın Valimizle, Sayın Belediye Başkanımız ve eğitim camiamız ile birlikte çok güzel işler yapıyoruz.Yani bu bir ekip işi arkadaşlar.Ekip bir araya geldimi güzel işler ortaya çıkar.Yine hatırlanmak bir gün değil her gün projesi ile 581 engelli ailemize ulaşmıştık. Mayıs ayı engelliler haftası, Aralık ayı özürlüler haftası. Yılda böyle bir kaç günde engellilerimizi hatırlamammız lazım. Yılın her günü Devletimizin sıcaklığını ve şefkatini onlara göstermemiz lazım. Bir yetim öksüzümüzün bir yaşlımızın bir engellimizin başını okşamazsanız devletimizin sıcaklığını onlara göstermezseniz bina da yapsanız, yol da yapmasınız hiç bir önemi olmaz. Birazdan Engellelliler Derneğimizle ortaklaşa yürütülen çalışma sonrası engelli çocuklarımız bizlere gösterilerini sunacaklar. Of ailesi olarak yapılan çalışmalarda en küçük emeği olan herkesten Allah razı olsun.  Bu projelerde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

 
                                  
                                         Of Kaymakamı Tuncay Sonel projede
                              emeği geçen öğretmenlere takdirname verirken
 
  Gösteriyi sunacak olan çocukların ailelerinin heyacanı ve duygulu anları gözlerden kaçmadı. Veliler, İnşallah çocuklarımız ileride güzel yerlere gelerek verilen bu emeklerin karşılıklarını ödeyecekler dedi.Final şarkısını tüm çocuklar sahneye çıkarak hep bir ağızdan söylemesi salonda büyük bir çoşkunun yaşanmasına neden oldu. Program sonrası Kaymakam Sonel, projede emeği geçen tüm öğretmenleri takdirname belgesi ile ödüllendirdi ve herkese teşekkür etti.
error: Content is protected !!