Cumartesi, Aralık 20, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 204

İmralı süreci

0

  Terörün sonlandırılması herhalde tüm iyi niyetli insanların dileğidir. Terörden medet umanların teröristten farkı olmamalıdır. Son zamanlarda yürütülen faaliyetler hakkında insanların aklında soru işareti oluşmuyor değil. Ölüm oruçlarının olduğu zamanları ve bazı BDP milletvekillerinin teröristlerle yaptığı kucaklaşmadan sonra ilgili milletvekilleri hakkında fezleke hazırlanmış ve TBMM’ye gelmişti. O zamanki eğilim bu milletvekillerinin milletvekilliği düşürülsün idi, hatırlayalım. Sonra hükümetimiz açlık grevlerinin sonlandırılması için çaba harcamıştı bunu da hatırlayalım. Açlık grevleri terör örgütü liderinin talimatı sonrası sona ermişti. Şimdi yapılan süreçte silahların susması (silahların bırakılması değil) ve silahlı unsurlarının ülkeyi terk etmeleri yönünde bir açıklama yapıldı. Bu terör örgütünün 40.000’e yakın insanın (7.000 kadarı güvenlik görevlisi) ölümünden ve yüz milyarlarca dolar zararın oluşmasından sorumlu olduğu biliniyor.

  Bu terör örgütü lideri sanki terör örgütü lideri değil de sert muhalefet yapan bir siyasi örgütün lideri. Yani silahlarını susturması bir lütuf mu? Bir BDP vekilinin Adana’da yaptığı konuşmada güvenlik görevlilerinin boşuna öldüğünü hatta Başbakanın onların ailelerinden özür dilemesi gerektiğini söyledi. Bağımsız bir devletin içinde güvenlik görevlilerini şehit edeceksiniz sonrada bunların boşuna öldüğünü söyleyip sorumluluğunu hükümetin başına yıkacaksınız. Bu nasıl barış anlayışı? TBMM’nin uluslar arası hukukta muhatabı devlet olmalıdır bir terör örgütü değil. Şu ana kadar yapılan açıklamalar bu yönde. Tüm bu olanlar bizlerin gözü önünde cereyan eden şeyler. Perde arkasında neler oluyor? Bunu şimdi göremezsek bile tarih ileride bunu bize gösterecektir.

  Tüm ulus olarak beklenti, Başbakanımızın da belirttiği gibi tek devlet ve tek bayrak altında tek millet olarak o milletin bütün bireylerinin ayırım olmaksızın demokratik haklarına kavuştuğu hukukun üstün olduğu (12 Eylül Referandumunun ana ilkesi idi hatırlayalım) bir ülkede huzurla yaşamak olmalı.

  Değinmek istediğim diğer bir konuda bir bakanımızın “800 TL iyi para bununla geçinilir” anlamında bir açıklaması. Eğer beş kişilik ailede her birey 800 TL  kazanırsa tamam olabilir. Ama bir kişi çalışıyor diğer 4 kişi onun eline bakıyorsa nasıl olacak. Belli ki bakan bunun nasıl olacağını biliyor o zaman halka da açıklasın. Son zamanlarda gündem de olan en az 3 çocuk 3 de yetmez 4-5 çocuk yapılsın (biyolojik anlamda genç toplum oluşması için buna katılırım) denilen günlerde 800 TL ile geçinmek nasıl mümkün olabilir.

  Bu insanlar peynir ekmek zeytin dışında hiç bir şeye ihtiyaç duymuyorlar demek ki, demek ki bunlar biyolojik anlamda insan cinsinin başka bir türü. Örneğin okul masrafı olmaz mı, su içmezler mi, çocukların canı ekmek peynir zeytinden başka et, meyve, süt vb şeyleri çekmez mi, elektrik, ısınma, kira, okul gibi masrafları olmaz mı? Maliye Bakanımızda bir süre önce emeklilerimizin maaşlarının fazla (veya buna benzer bir şey) olduğunu söylememiş miydi?  Diyecek bir şey yok şimdilik seçimlere kadar.

Karadeniz Turizm Fuarında Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesine yoğun ilgi

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Ordu Karadeniz Turizm Fuarı 14-17 Şubat tarihleri arasında Ordu Kültür ve Sanat Merkezi önünde bulunan fuar alanında yapıldı. Dört gün boyunca  devam eden Turizm fuarında yoğun ziyaretçi ilgisi görüldü. Fuara; Türkiye içinden oteller ve turizm tur acenteleri, değişik iller, yurt içinden ve yurt dışından çeşitli firmalar katıldı. Gazetemiz “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin” Standı da fuarda büyük ilgi gördü. Fuarın açılışına; Ordu Valisi Orhan Düzgün, Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, Amasya Valisi Abdil Celil Öz, Sinop Valisi Dr. Ahmet Cengiz, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy katıldı. Fuar organizasyonunu Demar Uluslararası fuarcılık yaptı.

 

  თურქეთში, ქ. ორდუში ჩატარებულ შავიზღვის ტურიზმის გამოფენაზე თურქეთ–საქართველოს გაზეთმა – „ჰაბერჯი”–მ დიდი ინტერესი დაიმსახურა. ამ გამოფენაზე მრავალმა ფირმამ მიიღო მონაწილეობა.

 

                                       Ordu Karadeniz Turizm Fuarı Fotoğrafları 

 

     

    

    

    

    

    

    

      

    

    

     

    

    

    

    

               

     

      

                

     

     

              

        

         

        

       

            

       

      

       

     

           

          

       

      

            

        

     

Çalışmalarıyla Türkiye örneği kaymakam

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Artvin-Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş, Hopa Kaymakamlığı görevine başladığından bu güne kadar Hopa’da özellikle Sarp Sınır Kapısı çevre düzenlemesi ve TIR parkları uygulamasını başlatması, cesur, kararlı, halkın içinden birisi gibi bir kaymakam portresi göstermesi nedeniyle halkın takdirini kazanan kaymakamlarımızdan birisidir.

  Kamuda çalışmalarıyla Türkiye’de ilk hizmetlere imza atmış bir kaymakamdır. Gürcistan-Batum halkı tarafından da çalışmaları Batum’da örnek gösterilmektedir. Gazetemiz “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi”bu düşünceleri kamuoyunda yaptığı anketler sonucu tespit etmiştir. Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş’ın yakın bir zamanda Sarp Sınır Kapısı çevresinde Türkiye’de sadece üç büyük ilde bulunan, sistem olarak daha gelişmiş Türkiye örneği bir projeyi başlatacağı öğrenildi.

 

საქმით გამორჩეული სამაგალითო გამგებელი

  ხოფას გამგებელმა აბდულლაჰ აქდაშმა თურქეთის მხარეს სარფის გამშვები პუნქტის ტერიტორიაზე მოაწყო ინფრასტრუქტურა, ტრაილერების ავტოპარკი. ის ხალხს უყვარს, როგორც მშრომელი, პატიოსანი, ქვეყნისთვისა და ხალხისთვის თავდადებული სახელმწიფოს ღირსეული მოღვაწე.

Yeşil yol en geç üç yıl içinde tamamlanacak

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN                                     

  T.C. Kalkanıma Bakanlığı-Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı(DOKAP) Ekrem Yüce, merkezi Giresun’da bulunan “Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

  “Doğu Karadeniz  Kalkınma İdaresi Başkanlığı bilindiği üzere ülkemizde GAP idaresi uzun yıllar Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hizmet vermekteydi. Bu GAP idaresinin muadili olan DOKAP’dır. Doğu Karadeniz Kalkınma İdaresi Başkanlığı GAP İdaresinden sonra bölgemizde kurulma aşamalarını tamamlamak üzeredir.Doğu Karadeniz Kalkınma İdaresi Başkanlığının sınırları 8 ili kapsamaktadır. Artvin ilimizden Samsun ilimize kadar; Samsun, Ordu, Gümüşhane,Giresun, Bayburt, Trabzon, Rize ve Artvin illeri olmak üzere 8 ili kapsamakta ve şu an kurumsal işlemlerinin son aşamasına gelmiştir. Kurumsallaşma işlemleri ve fiziki yapı çalışmalarını sürdürürken,  bir yandan da eylem yapı çalışmalarına başladık. Şu anda 8 ilimizdeki kamu kurum ve kuruluşları ile  STK’larla ve ilgili bütün kuruluşlarla görüşmelerimizi, yazışmalarımızı tamamladık. Bilgi transferimizi ve bilgi akışını sağlamaktayız ve bu işlemlerin ön çalışmaları tamamlandı.

  Taslak Eylem Planı hazırlığını gerçekleştirdik. Şu an Detay Eylem Planı için çalışmalarımız hızlı bir şekilde sürmektedir. İnşallah Haziran ayına kadar kati eylem planlarımızı sonuçlandırmak için büyük bir gayretle hazırlığımız sürdürmekteyiz. Hem kurumsal yapımızı tamamlamaktayız. Hem de eylem planımızı tamamladık ve son aşamasına gelemsi için çalışmaları sürdürmekteyiz. Bununla beraber bölgemizde uzun yıllardan beri devam eden Turizm Mastır Planına ilişkin çalışmaları DOKAP olarak üstlendik. Şu anda Turizm Mastır Planı çerçevesinde çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bu turizm mastır planında en önemli şey yeşil yolun hayata geçmesidir. Yeşil yolla ilişkili çalışmalar valiliklerde, il özel idaresi genel sekreterlikleriyle beraber işbirliği halinde ve büyük bir ciddi koordinasyon şeklinde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

   Şu anda 2013 yılında da ciddi bir şekilde yeşil yolun tamamlanması için yeşil yol çalışmalarımıza hız verdik. Bununla ilgili Kalkınma Bakanlığımız ciddi manada destek vermektedir ve Turizm Bakanlığımızdan da bu konuyla ilgili desteklerini görmekteyiz. Turizm Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığımızın öncülüğünde; Valiliklerimizde İl Özel İdaresi Genel Sekreterleriyle işbirliği halinde bu çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yeşil yol yaylaları birleştiren, Samsun’dan Artvin’e kadar üst kotlardan geçen yaylaları birleştiren bir yol güzergahıdır. Şu anda ciddi manada  Yeşil yol çalışmalarımıza hız verdik. İnşallah bu yeşil yolun en geç  üç yıl içinde tamamlanması konusundaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Giresun bu bölgede merkezi konumda olduğu için DOKAP’ın bölge merkezi Giresun seçilmiştir.”

 

  აღმოსავლეთ შავიზღვისპირეთის პროექტის რეგიონის განვიტარების ადმინისტრაციის უფროსის ექრემ იუჯეს განმარტებით, სამსუნიდან ართვინში უნდა გაკეთდეს ე.წ. ახალი „მწვანე გზა”, რომელიც გაივლის მთის სოფლებში. აღნიშნული გზით ისარგებლებს სამსუნი, ორდუ, გირესუნი, ტრაპიზონი, რიზე, ართვინი, გუმუშჰანე და ბაიბირთი. აღნიშნული პროექტი ხელს შეუწყობს სამთო ტურიზმის განვითარებას.

Ünlü Sanatçı Volkan Konak’ın Trabzon konseri

0
????????????????????????????????????

Haber: İlker ÇAKAN

  Ünlü Sanatçı Volkan Konak’ın Trabzon Hayri Gür Spor Salonunda lösemili çocuklar yaranına bir konser verdi. Konsere; Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık ve eşi Sema Kızılcık, Karadeniz Lösemili Çocuk Hastalar Derneği Başkanı, KTÜ öğretim üyesi Prof Dr Erol Erduran ve dernek yöneticileri ile sanatçının binlerce hayranı katıldı.

  Vali Dr. Recep Kızılcık, lösemili çocuklar yararına böyle bir konseri verdiği için sanatçı Volkan Konak’a teşekkür konuşması yaparak, “Tüm Türkiye’de olduğu gibi bölgemizde ve Trabzon’da da çok vesilen sanatçımıza bu anlamlı konserinden dolayı tebrik ediyorum. Bu konseri organize edenlere de ayrıca şükranlarımızı sunuyorum” dedi. Vali Kızılcık’ın eşi Sema Kızılcık da konser sırasında Volkan Konak’a çiçek verirken, Konak da, Vali Kızılcık’a ve eşi bayan Kızılcık’a plaket takdim etti. Konser daha sonra Kuzeyin oğlu Volkan Konak’ın birbirinden güzel eserleriyle devam ederken, konsere katılanlar unutulmaz bir gece yaşadılar.

 

                                        

                                                                 Ünlü Sanatçı Volkan Konak

   

  თურქეთის პოპულარულმა მომღერალმა ვოლქან ქონაქმა ტრაპიზონში ჩაატარა საქველმოქმედო კონცერტი, რომლის მთლიანი შემოსავალიც გადაირიცხა ლეიკემიითა და სიმსივნით დაავადებულ ბავშვთა სასარგებლოდ. 

Sarp Sınır Kapısında yeni düzenleme

0
????????????????????????????????????

Haber: İlker ÇAKAN

  Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bazı ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Artvin’e geldi. Bakan Yazıcı, beraberindeki Artvin Valisi Necmettin Kalkan, Rize Valisi Nurullah Çakır ve AK Parti Artvin Milletvekili Dr. İsrafil Kışla ile birlikte ilk ziyaretini Borçka ilçesinin Muratlı köyüne gerçekleştirerek yapılması düşünülen yeni sınır kapısının yer alacağı askeri alanda incelemelerde bulundu.

  Yazıcı daha sonra, yapımı devam eden Cankurtaran Tüneli’ni gezerek yetkililerden bilgi aldı.Tünel ziyaretinin ardından bir açıklama yapan Bakan Yazıcı, Cankurtaran Tüneli’nin yıllardır yapımının hayal edilmiş, söylenmiş, konuşulmuş ama gerçekleştirilememiş olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “12 Haziran 2011 seçimleri öncesi bölgede bu tünelin temelinin seçim yatırımı olarak, göstermelik olarak atıldığı, inşaatın başlamadığına dair bir dedikodu kulaktan kulağa dolaştırılıyordu. Aradan 1.5 yıl geçti. Buradayım ve tünelin içinin büyük bir kısmını araçla dolaştık. Müteşebbisi, müteahhiti ile gerçekten gurur duyduğumuz bir proje. Ovit Tüneli hariç en uzun iki tüplü bir tünel. Tüplerden bir tanesi 5 bin 250 metre uzunluğunda. İki tüpün uzunluğu ise 10 bin 500 metre. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Tünel 2014 yılının ilk çeyreğinde veya ilk yarısında bitirilmiş olacak. Bu tünelin bitirilmesi ile Borçka-Hopa arasındaki mesafe 12 kilometre kadar kısalacak. Bunun zaman itibariyle sağladığı kazanım 20-22 dakika dolayında. 20-22 dakika deyip geçmeyin. Bu güzergahta seyredecek araçların tükettikleri yakıt, amortisman, harcadıkları zaman hesap edildiğinde Türkiye ekonomisine ve bu yolu kullanacak bütün hareketli insanlara ne kadar büyük bir kazanım sağlayacağı görülecektir.” Bakan Yazıcı, tünel inşaatı ziyaretinin ardından Sarp Sınır Kapısı’na geçerek, gümrük sahası içerisinde yapılan yeni ek hizmet alanlarını inceledi.

  Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Yazıcı, Sarp Sınır Kapısı’nın Türkiye’nin önemli kapılarından biri olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’de Sarp Sınır Kapısı’ndan yaya, kimlikle giriş-çıkış yapılabilmekte. 2012 yılı itibariyle bu kapıdan giriş çıkış yapan insan sayısı 5 milyon 600 bin. Bu kadar insan bir yıl içerisinde buradan yaya olarak giriş çıkış yapmış. Bu kategoriye arabalı giriş çıkışlar dahil değil. Bu hizmeti vermek için daha önce geldiğimde bir karmaşa vardı. İnsanların giriş çıkışı hizmet kalitesi bakımından çok uygun değildi. Yap işlet devret modeli ile partnerimiz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve onun işletici kuruluşu kapıyı projelendirdi.

  Yapılan çalışmalarla yayaların giriş çıkışı saha imkanları da dikkate alınarak modernize edildi. Daha çağdaş bir hizmet verilmeye başlandı. Bu kapının aktivitesi giderek artıyor. Kapının güney tarafına düşen askeri bölge var. 6 dönümlük bir alan. İlgili bakanlıklarla gerekli yazışmalar yapıldı. Askeri alanın dışında vatandaşlara ait bir kısım alanları da istimlak etmek suretiyle bir planlama çalışmamız var. Şu anda bu sahanın yerleşim alanı 36 dönüm. Buraya katmaya çalıştığımız alanların toplamı 20 dönüm. Bununla beraber yüzde 80-85 oranında bir genişleme olacak.Yazıcı, Türkiye’ye giriş çıkışta ticari araçların kullandığı bir tünel olduğunu da hatırlatarak, “Tünele giriş çıkış sorunlu oluyor. Tünel giriş çıkışa uygun değil. Buna ek olarak bir tünel daha yapmayı planlıyoruz. Karayolları’nın ilgili elemanları keşif yaptı. Bu tüneli de yaptıktan sonra bu kapı gerçekten mükemmel bir şekilde hizmete geçecek.” dedi.

  Yapımı düşünülen Muratlı Sınır Kapısı ile ilgili olarak da incelemeler yaptıklarını belirten Yazıcı, şöyle konuştu: “Yıllardır Muratlı’nın bir sınır kapısı olarak düzenlenmesi noktasında talep var. Üzerinde çalışmalar sürüyor. Komşu ülke Gürcistan ile Muratlı’da yeni bir gümrük kapısı oluşturulması konusunda anlaşma imzalandı. İç hukuk prosedürleri devam ediyor. Muratlı’nın bir gümrük kapısı olarak ilan edilmesi için Bakannlar Kurulu Kararı gerekli. Bu kararın hazırlık aşaması kapsamında gerekli yer keşifleri, yapılacak olan ünitelerin ne şekilde yer alacağına dair çalışmalar sürüyor. Orada da askeri birlik var. Orayı gümrük hizmetlerine vermek üzere terk edecekler. Tahsisi bakanlığımızca yapılacak ve orada da Gürcistan ile ikinci kapımızı hizmete sokacağız. Bir kaç ay içerisinde o kapının gümrük kapısı olarak işletilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu harekete geçer. Ardından o kapıda hizmet verecek bürokratik ünitelerimizi yapmış oluruz. İşlevselliği için de komşu ülke Gürcistan’ın o bölgedeki yolları yapması gerekir.”

 
                                  
                                      Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı
 
  Bakan Yazıcı, Sarp Sınır Kapısı’nın giriş çıkış ücretleri ilgili bir soru üzerine ise şunları belirtti: “Daha önce denetlemeler yaptığımızda kapıdaki giriş çıkış ücretlerinin 15 lira olması konusunu herkes ile paylaşmıştım. Bu konuyu Bakanlar Kurulu’na taşıdık. Bakan arkadaşlarımızın ve Başbakanımızın da olurunu aldık. O zaman yükseltelim denmişti. Bugün yarın meclise sevk etmek üzere olduğumuz bakanlığımızın bir kanun tasarısı var. Tasarıda bu konuyu düzenlemiş bulunuyoruz. Pasaportlu giriş çıkışlarda alınan harç gibi kimlik kartı ile giriş çıkışlarda da benzer oranda harç alınması konusuna bir düzenleme yapıyoruz. Aynı düzenleme içerisinde harcı sıfıra kadar indirme yetkisini de Bakanlar Kurulu’na veriyoruz.”

  Bakan Yazıcı, giriş çıkışlarda hafta sonu yaşanan yoğunluğun personel yetersizliğinden mi yaşandığı yönündeki bir soru üzerine ise: “Geçen sene 2 bin 500’ü aşkın yeni personel aldık. Şu sıralarda bin 700’ü aşkın yeni personel alıyoruz B kategorisinde. Bunların bin tanesi gümrük muhafızı, geriye kalanları ise diğer kadrolarda. Onların mülakat programını yapıyoruz. Sezon sonuna kadar bir miktar daha alacağız. 2014 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın gümrükler kısmının bir personel sorunu kalmayacak.” diye konuştu.

 

სიახლე თურქეთის მხარეს სარფის საბაჟო გამშვებ პუნქტზე

  თურქეთის საბაჟო და ვაჭრობის მინისტრმა ჰაიათი იაზიჯიმ საბაჟოზე შემოწება ჩაატარა. მან განაცხადა, რომ იგეგმება ახალი საბაჟო გამშვები პუნქტის გახსნა ბორჩქას რაიონის სოფ. მურათლიში. მინისტრმა საბაჟოზე არსებული დიდი რიგების პრობლემის მოგვარების მიზნით საბაჟოზე დამარებით დასაქმდება  1700 პერსონალი.

Giresun Üniversitesindeki Gürcistanlı öğrenciler

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

 Giresun Üniversitesinde eğitim gören üç Gürcistanlı öğrenci; Zaida Khutsishvili- Maia Bolkvadze- Nazibrola Markoidze ile “Türkiye’de Üniversite Eğitimi” konulu yaptığım röportajlarda şunları söylediler;

Zaida Khutsishvili –Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslar arası İlişkiler Bölümü I.Sınıf Öğrencisi:

  “Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslar arası İlişkiler Bölümü I.sınıf öğrencisiyim. Giresun’un Gürcistan’a yakın olması nedeniyle burayı tercih ettim. Türkiye’yi tercih etmemim sebebi ise bu ülkenin diplomasi ve dış politika alanındaki tecrübesidir. Bu nedenle uluslar arası ilişkiler bölümünü seçtim.

  Burada yurtta kalıyorum. Derslerim şimdilik başarılı geçiyor. Barınma, konaklama, ulaşım gibi konular açısından gayet uygun ve avantajlı bir şehir. İlk geldiğimde Türkçe bilgim az olduğu için sıkıntılarım oldu. Ancak günlük konuşma ve dersler sayesinde zamanla Türkçemi ilerlettim. Bende arkadaşlarıma zaman zaman Gürcüce kelimeler öğretiyorum. Bence karşılıklı kültür alışverişi toplumları daha da birbirine daha da yakınlaştıracaktır.”  

Maia Bolkvadze- Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslar arası İlişkiler Bölümü I.Sınıf Öğrencisi:

  Türkiye’yi özellikle Müslüman bir ülke olarak tercih ettim. Ben de Batumlu bir Müslüman aileye mensubum. Giresun’a gelmeden önce Türkçe bilgim azdı. Bu nedenle önce bir yıllığına bir eğitim kuruluşu aracılığı ile İstanbul’a gittim.

  Daha sonra Giresun Üniversitesinin sınavına katıldım. Başarılı oldum ve bu bölüme başladım. Dış politika konularına ilgi duymaktayım. Çünkü 2008 Savaşı beni bu konulara duyarlı hale getirdi. Kendimi geliştirmek ve ülkeme hizmet etmek istiyorum.”

 Nazibrola Markoidze-Giresun Üniversitesi  Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi:

  “Bende Türkçe öğrenmek için bir yıl İstanbul’da kaldım ve sonra Giresun Üniversitesi sınavlarına girdim. Burada olmaktan memnunum. Gürcistan’da Türkiye’deki Üniversiteler yeterince tanınmıyor. Ben burada Eğitim Fakültesi yani öğretmenlik okuyorum. İyi bir eğitim alıyorum ve Batum’daki arkadaşlarıma tavsiye ediyorum.”

 

        

        Gürcistanlı öğrenciler; Zaida Khutsishvili- Maia Bolkvadze- Nazibrola Markoidze

 

ქართველი სტუდენტები გირესუნის უნივერსიტეტში

  გირესუნის უნივერსიტეტში სწავლობს სამი ქართველი სტუდენტი გოგო. ქართველი სტუდენტები აცხადებენ, რომ ისინი კმაყოფილი არიან გირესუნის უნივერსიტეტში სწავლით.

Güney Amerika’dan Kuzey Suriye’ye kadar değişenler

0

  Chavez sonrası Venezüella’nın ve Güney Amerika’nın geleceğinin ne olacağı okyanus ötesinden buralarda pek çoğumuzun ilgisini çekmiyor. Bazılarımız Chavez’in genç bir yaşta yaşamını yitirdiğini ve belkide bir operasyona kurban gittiğini düşünüyor. Bu konuda yeterli bilgimiz yok ama Güney Amerika’nın geleceğini tahmin etmemizin bir mahsuru da yok. Venezüella’nın anti emperyal mücadelesinin zirve noktasını Chavez’le yapmış olduğunu, devrim ve değişim rüzgârının denge durumunu korumaya çalışarak bir müddet daha süreceği bekleyebiliriz. Ayrıca Güney Amerika ülkelerinin politikalarını da belirli ölçüde etkilemeye devam edebilir. Ancak uzun vadede önceki hatalarını tekrarlamayarak dengeli ve kontrollü bir biçimde liberal ekonomiye ve serbest pazara açılması şaşırtıcı olmamalıdır. Asgari yaşam koşullarını elde eden halk kitleleri daha fazla refah ve zamanla devrim rüzgârını kaybeden merkezi denetimin hantallığından kurtulmak için liberal ekonomiye ve dış ticarete istekli olabilir. Bu değişimin kısa vadede gerçekleşmesi beklenmemelidir ancak uzun vadede yaşanabilecek bu değişimin bizleri ilgilendiren tarafı, bölgelerinde benzer misyonu yüklenmiş ülkeler olan İran ve Kuzey Kore gibi ülkelere olacak etkileridir. Şimdilik bu kehanet hakkında daha fazla ileri gitmeyelim zamanı gelince tekrar bu konuyu incelemek üzere burada noktayı koyalım.

  Bölgemizde gündemde sıcaklığını koruyan en ciddi olaylar zinciri Suriye’de yaşanmaya devam ediyor ve bir müddet daha devam edeceğe benziyor. Gelinen noktada isyancı tarafın isyan sürecini devam ettirme gücünün zayıfladığı ve ileriki süreçte radikal değişimlerin yaşanacağının işaretleri gözlenmeye başladı. Batılı devletlerin gizli saklı ve genellikle mali destekle sürdükleri yardımlar artık aleni olarak ortaya çıkmaya başladı ve bundan sonra askeri yardımların yapılacağının mesajları verildi. Bu durumun birkaç farklı açıklaması olabilir. Bunlardan birincisi Suriye devletinin mücadele gücü küçümsenmiş ve yapılan hesaplar tutmamış olabilir, isyancıların gücü abartılmış olabilir, belki de Suriye’de taraflarının kesin biçimde birbirine üstün gelemediği bir savaş durumunun bir müddet sürmesi isteniyor olabilir. Son seçenek doğruysa, Suriye’de Irak’taki gibi bir oluşumu ortaya çıkarabilir, yani bir kuzey bölgeyi, Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’yi yavaş yavaş canlandırabilir. Kuzey Irak’ı Doğu Akdeniz’le buluşturabilir. Arap Baharı ilginç bir finalle son bulabilir.

  Irak’ta neden bir işgal yaşandığı, ülkeyi oluşturan toplulukların birbirinin boğazına neden sarıldığı, neden bazılarının güçlenip zenginleştiği anlaşılabilmiş değil. Irak’ın geleceğini de kestirmek pek kolay görünmüyor. Acaba Suriye Irak benzeri bir kaosa mı sürükleniyor yoksa bu badireden yaralarını sararak çıkabilecek mi? Suriye devleti dış müdahale olmazsa durumu idare edebileceğini gösterdi ve bu durum isyancıların mücadele gücünü maddi ve manevi olarak zayıflattı. Bu şartlarda isyan hareketinin devam etmesi oldukça zor. Ancak, iki yıla yakın zamandır devam eden çatışma biçiminin Batının beklenmedik biçimdeki askeri destekleri ile dengenin isyancılar lehine değiştiğini kısa bir süre içinde görmemiz mümkün. Ardından Akdeniz’e yerleşen Rus savaş gemileri ve askeri varlığı sürpriz olmaz. Kısacası bir müddet daha Suriye halkını kolay günler beklemiyor.

  Türkiye’nin Suriye iç savaşının başlangıcından beri taraf olması onun Ortadoğu’ya yönelik tarihi misyonuyla çelişiyor. Genellikle Arap ülkelerine karşı hami, arabulucu, korumacı bir politika çizgisinde gözlenen Ortadoğu’ya yönelik politikaları şimdi tezat biçimde iç savaşın bir tarafının yanında olmasıyla değişime uğramış görünüyor. Türkiye dış politikasının değiştiği bir müddettir dile getiriyor ancak bu değişimin yakın coğrafyasında kendisi için olumlu olup olmadığını söylemek zor görünüyor. Acaba Türkiye, Suriye’ye yönelik bu tercihinin bölgede sahip olduğunu düşündüğü yumuşak gücünü ne yönde etkileyeceği de acaba hesap ediyor mu?           

Prizren

0

  Prizren, Kosova’nın başkenti Priştine’nin gelişmesi kadar bir hızlı bir gelişme süreci yaşamamakla beraber, birçok açıdan bir yenileşme devresindedir. Çağdaş ihtiyaçları karşılamakta zorlanan şehir yolları genişletilerek yenilenmekte; idari binalar geliştirilmekte; konut ihtiyaçlarına uygun yapılar tesis edilmekte, şehir kalkınmaktadır.

   Prizren’in bugünkü durumu, yakın geçmişte olduğu gibi sosyal çeşitlilik arz etmektedir. Şehirde Arnavutlar, Türkler, Boşnaklar, Romlar, Fandalar (Katolik Arnavutlar) beraberce yaşamaktadırlar. Bu yapı içinde Osmanlı devrinden itibaren bölgenin kültür ve anlaşma dili Türkçe, bugününde de aynı güçte olmasa da özelliğini korumaktadır. Bunda Prizren Türklerinin sosyal yapıdaki baskın, etkili, aktif durumları ön plandadır. Uzun ve derin tarihî geçmişinden Prizren’in bugününe çok sayıda yapı, miras olarak kalmıştır. Şahıslara ait tarihî evler, binalar ve yapılar dışında zikredilebilecek belli başlı yapı ve bölgeler şunlardır:

  Taşköprü, Şadırvan, Prizren Kalesi, Prizren Kalealtı, Cuma Camii, Sinan Paşa Camii, Bayraklı Camii, Maraş Camii, Emin Paşa Camii, Suzi Çelebi Camii, Müderris Ali Efendi Camii, Namazgâh (Kırık Cami), Maraş, Prizren Rüştiyesi, Prizren Saat Kulesi,  Gazi Mehmed Paşa Hamamı, Şemseddin Ahmed Bey Hamamı, Aziz Arhancel Manastırı, Aziz Spas Kilisesi.

Prizren şehri, düzlüğünün güneyinde, eskiden deniz kıyısının kuzey kısmındaki bölgelerle ticaret merkezlerini Kosova ve Balkanlar’ın iç kısımlarına bağlayan yolda uzanmaktadır. Bu konumu sebebiyle tarihinde sık kullanılan bir yerleşke özelliğinde olmuştur. Şehrin ortasından Akdere geçmektedir.

  Kosova’nın ikinci büyük şehri Prizren’in koordinatları 42. 13° Kuzey, 20. 44° Doğu şeklindedir. Prizren, Kosova’nın güneybatısında, Gora bölgesinin hemen kuzeyinde yer alır. Prizren ilinin merkezidir. Genellikle engebeli olan civar arazisinde düzlükler de mevcuttur. Kentin en yüksek tepesinde bulunan Prizren Kalesi, Doğu Roma devrinden kalmıştır ve Osmanlı zamanında geliştirilerek kullanılmıştır. Kale, şehre tam tepeden bakan bir konuma sahiptir ve bugün bakımsız sayılabilecek bir hâldedir.

  Şehir, birçok yönde uzanan ulusal yol ağıyla Kosova’nın diğer bölgelerine bağlanır. Kuzeydoğusunda Priştine yolu; kuzeybatısında Yakova yolu; batısında Arnavutluk kara hududu sınır kapısına çıkan Dutluk yolu ve doğusunda, Şar Dağları’nın eteklerinde uzanan, oldukça engebeli, bol virajlı bir yol bulunur. Bu yol ilk ana nokta olarak Brezoviça tatil merkezine çıkar. Yolun devamı Ştırpçe üzerinden Priştine-Üsküp karayoluna bağlanır.

  Prizren Belediyesinin toplam nüfusu 220.776’dır.. Özellikle, 1998-1999 Kosova Savaşı ardından Prizren şehir merkezine, civardaki Arnavut köylerinden çok sayıda Arnavut köylüsü göç etmiştir. Bu göç dalgası da Prizren’deki demografik ve sosyal yapıda ciddi değişikliklere sebep olmuştur.  Şehir merkezinde 110.000 civarındaki nüfusun yaklaşık % 61’lik kısmı Arnavutlardan, % 20 kadar bir kısmı Türklerden, % 9 Boşnaklardan (Goralı, Torbeş gibi alt adlarla), % 9’u, Romlar, Fandalar (Katolik Arnavutlar) gibi halklardan oluşmaktadır. Prizren şehir merkezinde Sırp nüfusu % 1’in bile altına inmiştir

  Prizren’de trafik levhaları, tabelalar ve şehir bilgi panoları Arnavutça, Sırpça, Türkçe olmak üzere 3 dildedir. Aynı durum şehirdeki iş yerlerinde, dükkânlarda da görülür.

  Şehirde 35.000 civarında Türk’ün yaşadığı düşünülmektedir. Osmanlı Devleti devrinde Kosova Vilayeti’ne bağlı bir sancak olan Prizren  Balkan Savaşı sırasında Sırpların eline geçti. Bu dönemle beraber, Balkan Türklüğü aleyhine gelişen göçlerin neticesinde Prizren’de bugün, söz konusu Türk nüfus oranından bahsedilmektedir. Günümüzde, bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin başkenti Priştine’den sonra Prizren, ikinci büyük şehirdir.

Türkiye-Gürcistan ilişkileri ve Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi

0

  Gürcistan-Acar Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da 05.07.2011 tarihinde yayın hayatına başlayan ve Batumi-Georgia Network Medya Grubu tarafından çıkarılan ve yaklaşık üç yıldır yayın hayatına devam eden,Türkiye temsilciliğini de Habergünebakış sitesinin yaptığı Karadeniz bölgesinin Türkçe-Gürcüce dilinde onbeş günlük olarak yayımlanan tek gazetesi olan ve Gürcistan-Batum,Artvin,Rize,Trabzon,Giresun,Ordu,Samsun illerine dağıtımı yapılan uluslar arası “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi” gerçekten ilgi ile  okunacak bir yayın olarak karşımıza çıkmaktadır.

  Uzun yıllar basın çalışmalarında emeği geçen ve iki ülkeye hitap eden bir gazeteyi okur sofrasına sunan İlker ÇAKAN beyi kutlamak gerek. İlker bey son yıllarda iyi komşuluk ilişkilerinin geliştiği Türkiye ile Gürcistan devletleri arasında  bir dostluk köprüsü inşa etmede basın kanalı ile fazlasıyla emek ortaya koymuş bulunmaktadır. Her iki ülke arasında gerek  her iki ülkede  birbirleri ile akrabalık durumu olan insanların,gerek ticari faaliyet gösteren çevrelerin, gerekse kültürel ve sosyal iletişim sağlama açısından ortaya konan bu güzel  çalışma ve  bu çabanın sonucu yayımlanan “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi” takdir edilecek bir çalışmanın bir ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır.Uluslararası düzeyde hem Türkiye hem de Gürcistan ile ilgili haberleri son derece  güzel bir şekilde haberleştirilerek okur sofrasında verilen bu haberleri takip edebilmek gerçekten güzel bir çaba ve çalışma olarak kendini göstermektedir.Böyle bir gazetenin çıkarılışında katkılarını esirgemeyen Hopa Kaymakamı  Sayın Abdullah AKDAŞ’ı da kutlamak gerek. Mülki amir olarak böyle bir çalışmaya gerekli desteği vermekle her iki ülke ilişkilerine olumlu katkılar sağlamış bulunmaktadır.

  İki ülkeye hitap eden ve Türkçe- Gürcüce dillerinde büyük özveri ile yayımlanan bu nadide gazete içinde neler yok ki? Öncelikle gazete Latin ve  Gürcü alfabesi ile iki ayrı alfabe kullanılarak yayımlanmaktadır. Haber içeriğinde iki ülkenin sportif, yerel,kültürel, eğitimsel, ticari v.b gelişmelere sıcağı sıcağına tanıtıcı bir şekilde yer vermektedir. Böyle geniş boyutlu olarak tasarlanıp yayım  hayatını sürdüren bu nadide gazeteyi çıkaran İlker ÇAKAN beyi ve ekibini en içten duygularımla kutlarım. Böyle güzel çaba ve  çalışma basın tarihimizin önemli bir mihenk taşını teşkil eden bir çalışma olarak kalplerimizde yer edinmiş bulunmaktadır.
error: Content is protected !!