Cumartesi, Aralık 27, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 142

Bilgiye kim daha çabuk ulaşırsa o kazanıyor

0
  Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Dr. Hilmi Güler’in, Ordu Üniversitesinin 2016-2017 akademik açılış yılı töreninde ülkemizin geleceğine yönelik mesaj yüklü önemli gördüğüm aşağıdaki konuşmasını sizinle paylaşmak istedim.
Türkiye fiber optik ile bir köprü durumunda
  “Türkiye; petrol ve doğalgaz boru hatları ile geçiş coğrafyasında bulunuyor. Şimdi buna demiryolu eklendi. Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattı. Şimdi de fiberde bir köprü durumunda. Yani enerjide, elektrik hatlarıyla, doğalgaz hattıyla, demiryoluyla, fiber optik ile bir köprü durumundadır. Bu yüzden şöyle bir analiz yapmak gerekiyor. Ya kaynak coğrafyası olacaksınız ya da geçiş coğrafyası. Türkiye bir geçiş coğrafyası kaldı ki kaynakları da gayet yüksektir. Örneğin Karadeniz başlı başına bir hidrat yatağı, taşlaşmış katılaşmış doğalgaz kaynağı. Yani petrol doğalgaz bitse dahi bunlar devreye girecek. Bunun dışında yenilenebilir enerji konusunda müthiş bir bölge buna rağmen Ordu’nun dağlarında bir tane rüzgar tribünü görülmüyor. Biz Rusya’dan aldığımız doğalgazın yarısını elektrik üretmede kullanıyoruz. Halbuki elektrik üretmede kullandığımız bu gazın yerine rüzgardan, güneşten, biyogazdan elektrik elde etsek o kadar gazın yarısını almamış olacağız. Dolayısıyla enerjide bağımsızlık dediğimiz şey gerçekleşmiş olacak.
Bilgiye kim daha çabuk ulaşırsa o kazanıyor
  Bilgiye hiçbir dönemde bu kadar yakın olunmamıştır. Şu anda endüstriyel 4.0 akımı diye bir akım var dünyada. Bu akımın birinci dönem dediğimiz kısmı buhar dönemiydi. Bu dönemin bitişinde elektrik dönemi başladı yani ikinci dönem, burada da üretim kütle üretimine dönüştü yani eskiden tek tek yaptığımız şey yüzlerce binlerce tamamen akıllı makineler ve üretilmeye başladı. Üçüncü dönem elektrikle birlikte bilgisayar dönemi burada da otomatik üretimler başladı. Ve şimdi internetle birlikte dördüncü dönemdeyiz.
  Bu kadar ilerlemiş bir dünyada biz hedefe çok yakınız çünkü o makinelerin programları bir kağıt kalemle yazılıyor. Yani matematik bilen bir insan kağıdın üzerine yazacağı programla bu sistemi harekete geçirebilir. Bir akıllı telefonu değerli kılan içindeki programdır. Bu programı yazmada bu üniversite çok önemli bir rol oynayabilir. Bu 4.0 dediğimiz dönemde her şey değişti.
  Dağdaki çobanla bu amfideki öğrenci aynı fırsata sahip. İstediğiniz bilgiye anında ulaşmak mümkün. Bilgiye bu kadar yaklaşılmış bir dönem yok. Bilgiye kim daha çabuk ulaşırsa o kazanıyor. Bilgi eşittir güç. Biz bu bakımdan avantaja sahibiz çünkü genç bir nüfusumuz var, geçiş coğrafyasındayız. Önümüzde parlak bir gelecek var bu geleceği birlikte sürdürmemiz lazım. Önemli olan hedef ve hedefin ölçülebilirliğidir.”

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin 50. sayısı

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da 2011 tarihinden itibaren yayın hayatına başlayan ve yayın hayatının altıncı yılına giren, Türkiye temsilciliğini de Habergünebakış Sitesinin yaptığı(www.habergünebakis.com) Karadeniz Bölgesinin Türkçe-Gürcüce dilinde onbeş günlük olarak yayınlanan tek gazetesi olan ve Gürcistan-Batum, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun’un Ordu, Samsun illerinde dağıtımı yapılan uluslararası “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi”nin 50. sayısı çıktı. Kuşe kağıda baskılı, onbeşgünlük tirajı 4.000 ve 8-4 sayfa renkli olarak yayınlanmaktadır.
 
                 
                    1-http://i.hizliresim.com/G3aa8N.jpg
                    2-http://i.hizliresim.com/MkmmO2.jpg
                    3-http://i.hizliresim.com/1Nqq9b.jpg
                    4-http://i.hizliresim.com/3AQ0Bj.jpg
 
                     
                               Haberci Gazetesi 1.sayfa           Haberci Gazetesi 2.sayfa
                  
                             
                                Haberci Gazetesi 3.sayfa            Haberci Gazetesi 4. sayfa

Azerbaycan bağımsızlık günü

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Azerbaycan Cumhuriyetinin 18 Ekim 1991 tarihinde bağımsızlığa kavuşmasının 25.yıldönümü Gürcistan-Batum Azerbaycan Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen bir programla Divan Suites Batumi Hotelde kutlandı. Düzenlenen programda; Azerbaycan Başkonsolosu Rashad İsmayilov, Gürcistan -Acara Özerk Cumhuriyeti Yüksek Şura Başkanı Avtandil Beridze ve Batum Belediye Giorgi Ermakov birer konuşma yaptılar. Azerbaycan Cumhuriyetinin bağımsızlığa kavuşmasının 25.yıldönümü kutlama törenlerine; Gürcistan -Acara Özerk Cumhuriyeti Yüksek Şura Başkanı Avtandil Beridze, Batum Belediye Başkanı Giorgi Ermakov, Türkiye Batum Başkonsolosu Yasin Temizkan, İran Batum Başkonsolosu, Gürcistan Uluslararası Yabancı Yatrımcılar Derneği Genel Sekreteri Osman Çalışkan, Batum Divan Hotel Genel Müdürü Ahmet Doğangün ve davetliler katıldılar. Divan Hotel tarafından sunulan ikramlar ve yakından ilgi gelen misafirlerin takdirini kazandı.
 
          
 
        
 
             
 
                      
 

Doğu Karadeniz Bölgesi ihracatı

0
Haber:İlker ÇAKAN
  Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan; “2016 Ocak -Eylül Dönemi 9 Aylık Doğu Karadeniz Bölgesi İhracatı” ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Genel Sekreterliğimiz yetki alanında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane illerinden 2016 yılının Ocak-Eylül döneminde 1.028.167.134 $ tutarında ihracat gerçekleşmiş olup, gerçekleşen ihracatımızda bir önceki yılın aynı dönemine (2015 yılı Ocak-Eylül dönemi ihracatı 1.198.019.460 $ olarak gerçekleşmiştir) göre % 14,2 oranında bir düşüş yaşanmıştır. 2016 yılı Ocak-Eylül döneminde Bölgemizden gerçekleşen ihracatın iller bazında dağılımı ise;Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane illerimizden 2016 yılı Ocak-Eylül dönemi ihracatının ürün sıral amasında; bir önceki yıla oranla % 6,3 düşüşle 692.723.777 USD tutarında ihracatla Fındık ve Mamulleri birinci sırayı, % 45 düşüşle 109.535.828 USD tutarındaki ihracatla Yaş Meyve Sebze Ürünleri ikinci sırayı ve % 24 düşüşle 84.325.291 USD tutarındaki ihracatla da Madencilik ürünleri üçüncü sırayı almaktadır.
  Bölgemizden 2016 yılı Ocak-Eylül döneminde 113 farklı ülkeye ihracat yapılmış olup, en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke ise sırasıyla; İtalya, Gürcistan, Fransa, Almanya ve Kanada olmuştur. En çok ihracatımızın yapıldığı bu ülkelerden de İtalya’ya % 90, Gürcistan’a % 16, ve Kanada’ya % 60 artış yaşanmasına rağmen Almanya’ya %32, Fransa’ya % 3 ve Rusya Federasyonu’na yönelik ihracatımızda % 81 düşüş yaşanmıştır.
  Bölge ihracatımızda önceki aylarda da görülen düşüşün Ocak-Eylül döneminde daha da artarak
% 14,2 oranına ulaşmasında hiç şüphesiz 9 günlük Kurban Bayram tatilinin de etkisi bulunmaktadır. Bunun yanında, Bölge ihracat hacmi içinde önemli bir yere sahip olan yaş meyve sebze ihracatımızda Rusya Federasyonu tarafından uygulanmakta olan ithalat yasağı uygulamasının halen devam etmesi ihracatımızda görülen düşüşün bir diğer nedenidir. Dünya emtia fiyatlarında görülen düşüşe bağlı gerek fındık ve gerekse madencilik ürünleri birim ihraç fiyatlarında da yaşanan düşüş yine aynı şekilde ihracatımıza olumsuz bir şekilde yansımıştır. Bunun yanında, maalesef her defasında tekrarlayıp durduğumuz, ihracatçılarımızın bürokrasi kademesinde yaşamış oldukları sorunlar ihracatçımızın şevkini kırmaktadır.
  Yaş meyve sebze sektörümüzde yoğun ihracat sezonunun başlaması ile ihracatçılarımız bir an önce Rusya Federasyonu’nun uygulamış olduğu yasaklama kararının kaldırılmasını beklemekte ve konunun en üst düzeyde ele alınarak bir an önce çözüme kavuşturulması talep edilmektedir. Bu ay içinde Ankara’da yapılacak olan Türkiye –Rusya Karma Ekonomik Toplantısında konunun ele alınarak çözüme kavuşturulacağını ummaktayız.
  Birliğimizce yürütülen çalışmalar kapsamında, ihracatçılarımızın yeni potansiyel pazarlara yönlendirilmesi 25-30 Ekim 2016 tarihleri arasında Kazakistan’ın Bölgemize yakın Bölgeleri olan Aktau ve Atırau Bölgelerine yönelik düzenleyeceğimiz sektörel ticaret heyeti programı çerçevesinde katılımcı firmalarımız sektörleri ile ilgili yapacak oldukları ikili iş görüşmeleri sonucunda önemli bağlantılar kurulmasını ummaktayız. Çünkü Gürcistan-Azerbaycan Hazar geçişli gerek karayolu ve gerekse Batum’a kadar demiryolu ile 2-3 günde ulaşabilme imkanımızın bulunduğu Kazakistan Bölge ihracatçılarımız için cazip imkanlar sunmaktadır.”

Tahsil edilen orantısız ücretler

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Türkiye Batum Başkosolosluğunun “Batum’daki bazı eğlence mekanlarında vatandaşlarımızdan tahsil edilen orantısız ücretler” konulu duyurusu şöyledir; Batum’daki bazı eğlence mekanlarında, sunulan hizmetle orantısız şekilde müşterilere kabarık hesaplar çıkarılarak haksız kazanç sağlandığına dair Başkonsolosluğumuza çok sayıda şikayet iletilmektedir. Bu yönden tanıdık, güvenilir olmayan kişi ve-veya taksilerden temin edilen bilgi ve rehberliğe itibar edilmemesi; eğlence mekanına, hakkında güvenilir tanıdık kişilerden referans alınmadan gidilmemesi olası mağduriyetlerin yaşanmaması yönünden önem arzetmektedir.
  Öte yandan, mağduriyet yaşanan işletmeler hakkında yasal işlem yapılabilmesi ancak mağdur vatandaşlarımızın ilgili Gürcü makamlarına doğrudan şikayeti üzerine mümkün olabilmektedir.
Mağduriyet yaşayan vatandaşlarımıza, Başkonsolosluğumuza zamanlıca başvurmaları halinde, izlemeleri gereken adli ve idari yollar hakkında yönlendirme yapılarak destek sağlanması mümkündür. Vatandaşlarımıza saygıyla duyurulur.”

Alişanın Batum konseri

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Türkiye’nin ünlü ve sevilen sanatçılarından Alişan geçtiğimiz günlerde Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da Hilton Hotelde-International Casinoda konser verdi. Konserde Ünlü Sanatçı Alişan hayranları istedikleri kadar eğlendiler. Alişan 1976 İstanbul-Beyoğlu doğumlu olup, asıl adı Serkan Burak Tekdaş’tır. Aslen Bingöl-Kığılı ilçesindendir. Birçok albümü olan ünlü sanatçı Alişan bazı TV dizilerinde başrol oynamış ve çeşitli TV programları yapmıştır.
 
 
        
 
        
 
        
 
        

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Meselemiz vatan, millet gerisi teferruat”

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rize’de toplu açılış törenine katılarak halka hitap etti.
Rize Valilik Binası önünde gerçekleşen toplu açılış töreni saat 13.00’de başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Rizeliler büyük bir ilgi gösterdi. Seçim mitinglerini aratmayan bir kalabalıkta hemşerilerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 10 binden fazla insan dinledi. Törende açılış konuşmasını Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap yaptı.Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada şunları söyledi;
İnlerine gireceğiz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız
  “Ne dedik, “İnlerine gireceğiz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız’ dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdikaçtıkları yerin vatandaşı olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacaklar. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika’ya sığınma. Gel buraya o zaman, gel burada yargılan. Gelemez. Niye? Korkakların şanı kaçmaktır, kaçmak. Korkaklar, zafer takı dikemez, onu yiğitler diker.
  Kusura bakmayın Musul’un ne DEAŞ terör örgütüne ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Türkiye’nin Suriye’de başlattığı operasyonu önlemek isteyenlerin, 15
Temmuz’un arkasında olmadığını söyleyenin ya dünyadan haberi yoktur ya da bizzat kendisi de bu işin içindedir. Aynı şekilde Başika’daki Türk askerinden rahatsız olanlarla ülkemizi Musul operasyonunun dışında tutmak için yırtınanlarla ’15 Temmuz’un ilgisi yok’ demek, milletin
aklıyla alay etmek demektir. Bunu biz yutmayacağız.
 
 
                  
 
5 bin kilometrekarelik arındırılmış güvenli bölge
  Cerablus’a girdik, arkadan El Rai’ye girdik. Şimdi ilerliyoruz, nereye? Dabık’a ilerliyoruz ve orada 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ama ülkemizde 3 milyon mülteci var. Onlara yer hazırlayalım, onlar topraklarına dönsünler, onları güvenli şekilde orada yaşatalım, atacağımız adım bu.
Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın
  Şu anda koalisyon güçleriyle bugün dışişleri bakanım Lozan’da teklifi yapacaklar. Biz, koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır. Duracaktır. Çünkü
Başika aynı zamanda Türkiye’ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır. Yenikapı ruhunda olsan ne yazar olmasan ne yazar. Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor bizim için o önemli. Aynı anda tüm Türkiye’de bir o kadar da ne yaptı? Ekranlardan izledi, 10
milyon. Bizim için o önemlidir.”
 
           
 
  Açılış konuşmasını gerçekleştiren Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap ise şunları söyledi; “Bu gün bizim için bayramdır. Dünya lideri Sayın Cumhurbaşkanımız birlikte ülkemizde yaşanan bunca zorluklara rağmen dik durarak milletimizle birlikte inşallah bundan sonra da daha güçlü olarak yolumuza devam edeceğiz. Bu birlik ve beraberlik içerisinde elbette Rize ve Rizeliler gereken desteği verdi, veriyor. Bizler de yerel yöneticiler olarak 15 Temmuz’dan itibaren daha anlamlı ve inançlı olarak yolumuza ve çalışmalarımıza devam ediyoruz.”   
 
            
 
  Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 2016-2016 akademik yılı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Musul sorunu hallolana kadar Başika’dan çıkmayacağız dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları; “14 yılda fiziki anlamda pek çok şey yaptık. Ama yaptığı helikopterlerle uçaklarla bizi öldürmeye geldiler. Mesele kafa yapısının
ve zihinleri halletmek. Asıl reformu kültürde yapmamız gerekiyor. Kültür devrimine şiddetle ihtiyacımız var. Onu hallettik mi, gerisi kolay. Meselemiz vatan, millet gerisi teferruat, biz öyle bakıyoruz.” “Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır. Bunu birbirinden ayırmamız lazım. Türkiye bölgede yaşanan çatışmada mazlumlara ve mağdurlara kucak açmış bir ülkedir”.
İlgilenmek hem görevimiz hem hakkımızdır
  “Birileri bizi Suriye ve Irakl’la neden ilgileniyorsunuz diye soruyorlar ama kimse binlerce kilometre öteden gelenlere aynı soruyu sorma cesareti gösteremiyor. Gaziantep’le Halep’i nasıl ayrı düşünebiliriz. Hatay’dan çıkın Fas’a kadar her yerde bizden izleri mutlaka görürsünüz. Bizim Irak’la da Suriye’yle de Bosna’yla da ilgilenmek hem görevimiz hem hakkımızdır.”
Kobani’nin güneyinde pistler inşaa ediyorlar
  Üç beş PKK’lı zibidiye Türkiye’yi böldürtmeyiz. 3-5 DAEŞ’liye burayı böldürtmeyiz. Bunlar Müslüman değil. Bunlar pislik. Bir de PKK’nın atağı PYD. Bunlar atık. Birileri de bunlara sahip çıkıyor. Silah indiriyorlar. Kobani’nin güneyinde pistler inşaa ediyorlar. Bunu bizimle görüşmeleri
gerekiyor terör örgütüyle değil. Bizimle NATO’da berabersin. NATO’da beraber olduğun Türkiye’yi bir kenara bırakacaksın terör örgütüyle beraber olacaksın. Eğer dost olmak için DAEŞ’le savaşmak ölçüyse o zaman El Nusra ile de dost ol, onlarda DAEŞ’le savaşıyor. 63 ülkenin gücü 15 bin DEAŞ’a yetmiyor mu? Biz bunların canına okuruz.
Musul sorunu halledilene kadar biz oradayız
  Musul halkını kendi kaderine terk edebilir miyiz soruyorum. Musul’u alıp başkalarına verme hesabı var biz Musul’da Musullular yaşamalı diyoruz. Biz Başika üssünü kurarken gelip isabetli oldu dediler. Şimdi Türkiye çıksın diyorlar. Kusura bakmasınlar bizim Başika’da çıkma niyetimiz yok. Musul sorunu halledilene kadar biz oradayız. Akademik yıl açılış töreni sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet RTEÜ İlahiyat fakültesi yeni eğitim binası açılış törenini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra RTEÜ Geliştirme Vakfı Kurucular Kurulu Toplantısına katıldı.

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi Yazarı Sadullah Kavak: “Bütünlüğümüz, renkliliğimiz bizim enerjimiz ve gücümüzdür”

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Van’da bir araya gelen 16 ilden 181 aşiret lideri, bölgedeki terör olaylarına ve İngiltere’nin aşiretlere para dağıttığı” iddiasına ortak tepki gösterdi. Bölge nüfusunun 2 milyonunun üzerinde etkisi bulunan aşiret liderleri, Van’daki bir otelde yaptıkları ortak basın açıklamasıyla devletin yanında yer aldıklarını ve terörün karşısında olduklarının mesajını verdiler. Van’da otelde bir araya gelen aşiret temsilcileri ve kanaat önderleri, bölgede yaşanan terör saldırılarını değerlendirdi.
  Toplantı öncesi açıklama yapan Ağrılı kanaat önderlerinden Savcı Sayan şunları söyledi; “Çok onurlu ve gururluyuz. Erzurum ve Sivas kongrelerine katılan delegeler kadar heyecanlıyız. Osmanlı’ya, birlik ve beraberliğini bozarak kaybettirdiler. Ona rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulu. Ama bugün bu devleti hazmedemeyen batılı zalimlere, Müslüman coğrafyasına moral olan Türkiye’yi hazmedemeyenlere karşı birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. 500 yıl önce Yavuz Sultan Selim ve 500 yıl sonra Recep Tayyip Erdoğan ile bu millet, birlik ve beraberliğini gösterecek. Bu ülkenin bayrağı dalgalanacak, ezanı susmayacak, sınırları delinmeyecek diyoruz.
Burada Türkiye’nin her yerinden insanlar var. Sadece Kürt aşiretler yok. Türk, Arap aşiretler var. Hepsi yekvücut, bu ülkenin birlik ve beraberliğini koruma kararlılığını gösteriyor.”
  Şerefhan ve Ertuş Aşireti Lideri İskender Ertuş’un önderliğinde ve ev sahipliğinde yapılan toplantıda; terör olaylarının nedenleri ve hedefleri konulu anlamlı ve mesaj yüklü bir konuşma yapan Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi ve www.habergunebakis.com İnternet Haber Sitesi Yazarı Ekonomist-İşadamı Sadullah Kavak ise şunları söyledi;
Batılılar Kürt-Türk diye bizleri ayırmaya çalışmaktadır
  “Bulunduğumuz coğrafya üç kıtayı birbirirne bağlayan yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin bir yer. Onlarca medeniyetlere ev sahipliği yapmış Anadolu-Irak Suriye toprakları aynı zamanda düşmanlarında iştahını kabartmıştır. Son otuz yıl içinde çeşitli bahaneler ile Müslüman coğrafyaları dış müdahaleler ile kan ve gözyaşı akmaktadır. Milletler çeşitli mezheplere ayrılmakta, yetmediği yerde ırk unsuru ile parçalanmaya çalışılmaktadır. Bunun asıl amacı Batılı ülkelerin ve ABD’nin enerji kaynaklarına sahip olma unsurudur. Afrika kıtasının hali bellidir. Yüzyıllardır içsavaşlar, açlık ve sefalet eksik olmamıştır. Sebebi; petrol, elmas, kömür vb.yeraltı kaynaklarıdır. aynı oyun bölgemizde de oynanmak isteniyor. Bizi birleştiren, bizi birbirimize sıkı sıkıya bağlayan
din kardeşliğimiz vardır. Bu bağı yok edemeyen batılılar Kürt-Türk diye bizleri ayırmaya çalışmaktadır.
Parçalama amacı olan her türlü girişimden, tuzaktan uzak durmalıdır
  Yanı başımızda Irak’ta ve Suriye’de huzur ve istirar varken, şimdi; yıkım, akan kan ve gözyaşı vardır. Yüzbinlerce Müslüman kardeşimiz batlılıların oluşturduğu terör gruplarınca muhacir haline getirilmiş, yerlerinden, yurtlarından edilmiştir. Türkiye; bir Irak, Suriye değildir. Çünkü Türkiye Cumhuriyetine can veren insanlar, halklar bu oyunun farkındadır. Anadolu’da cirit atan batılı ajanların niyetide Irak ve Suriye’deki yaşananları Anadolu’da bizlere yaşatmaktır. Buna fırsat verceğiz. Müslümanları birbirine kırdırmaya çalışmalarına fırsat vermeyeceğiz. Onun için sizlerin, bölge halklarının, Anadolu halkları, birlik ve bereberliğimize zarar verecek, bizleri parçalama amacı olan her türlü girişimden, tuzaktan uzak durmalıdır.
Batıyı korkutmaya hep birlikte devam edelim
  Başta İngilizler ve ABD demokrasi ve özgürlük adına girdikleri Müslüman ülkelerde özgürlükten ve demokrasiden uzak yönetimler kurmakta halklarını köleleştirmekte yeraltı ve yerüstü kaynaklarını savaş teminatı altında götürmektedir. Bu işgallerde kadınlarımıza, kızlarımıza birlikte hareket ettikleri terör unsuları ile yapmadıklarını bırakmıyorlar. Namusumuz olan topraklarımıza, kadınlarımıza, kızlarımıza sahip çıkmak için oynan oyunun parçası olmayalım. Bütünlüğümüz, renkliliğimiz bizim enerjimiz ve gücümüzdür. Batı bu güçten korkmaktadır. Batıyı korkutmaya hep birlikte devam edelim. Bütünlüğümüz diğer İslam-Müslüman ülkelere örnektir.Türkiye varsa Müslüman var olacaktır.
  “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi ve www.habergunebakis.com İnternet Haber Sitesi Yazarı Ekonomist-İşadamı Sadullah Kavak’ın yaptığı konuşma toplantıya katılan aşiret liderlerinin takdir ve beğenisini kazandı.
 
 
             
 
             
 
             

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı: ” Yeni bir Kıbrıs yaratmak mümkün”

0

Haber: İlker ÇAKAN
  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ın yıllardır süren kaderini değiştirmenin, yeni bir Kıbrıs yaratmanın mümkün olduğunu kaydetti. Akıncı, “Kıbrıs sorununda bugüne kadar hep söylendi, ‘kritiktir’ denildi ama bu defa gerçekten öyle olduğunu değerlendiriyorum” dedi.
  Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, dün sabah Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da katılımıyla Kıbrıs konusunda olağanüstü toplandı. Toplantı yaklaşık 4 buçuk saat sürdü. Akıncı, toplantıyla ilgili değerlendirmesini, “Yarışmacı bir üslup değil, katılımcı bir üslupla herkes düşüncülerini aktardı” şeklinde yaptı.
 KKTC Meclis Başkanı Sibel Siber ise, yararlı geçen toplantının, müzakerelerin gizliliği nedeniyle kapalı yapıldığını söyledi. Siber, “Kıbrıs sorunu toplumsal bir sorundur, ortak sorunumuzdur, bizim sorunumuzdur, o yüzden bu tür görüş ve fikir alışverişlerinin özellikle Meclis’imizde tartışılması, yaşanması önemlidir. İlerleyen süreçlerde Kıbrıs sorununa gelinen aşamayla ilgili halkımızın bilgilendirilmesi için bir genel görüşme, açık görüşme talebimiz olacak” dedi.
  Yeni yasama yılının ilk olağanüstü toplantısı olan ve Başbakanlık önergesinin kabul edilmesiyle basına kapalı gerçekleşen toplantının tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Akıncı, saat 15.00 sıralarında Meclis’ten ayrıldı. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ayrılmadan önce basına açıklama yaparak, olağanüstü toplantı hakkında kısa bir değerlendirmede bulundu. Cumhuriyet Meclisi’nde gerçekleştirdikleri görüşmenin “verimli” ve “yararlı” olduğunu kaydeden Akıncı, “Buradan iyi bir çalışma yaptığımız düşüncesiyle ayrılıyoruz. Yarışmacı bir üslup değil, katılımcı bir üslupla herkes düşüncülerini aktardı. Milletvekillerini bilgilendirdik, düşüncelerimizi paylaştık. Onların, düşüncülerini dinledik, sorularını yanıtladık” dedi.
Zaten müzakerelerle ilgili tutanakların Meclis’e geldiğini ve okunduğunu ifade eden Akıncı, “Anlaşılmayan konularda aydınlanmak isteyen, daha fazla bilgi isteyen milletvekilleri oldu, onları bilgilendirdik” şeklinde konuştu. Meclisten ayrıldıktan sonra da çalışmalara devam edeceğini, öğleden sonra müzakere heyetiyle görüşeceğini, yarın (bugün) müzakereler kapsamında Rum liderle bir araya geleceğini kaydeden Akıncı, “Bu yoğun sureci en iyi sakilde değerlendirmek için çalışmaya gidiyoruz” dedi. Sabah saatlerinde Meclis’e girerken de bu açıklamayı yaptığını anımsatan Akıncı, “Gerçekten inanıyorum ki tarihi bir dönemeçteyiz, önemli bir kavşaktayız. Kıbrıs sorununda bugüne kadar hep söylendi, ‘kritiktir’ denildi ama bu defa gerçekten öyle olduğunu değerlendiriyorum” ifadelerine yer verdi.
  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, şöyle devam etti:”Çok söyledim, bir kere daha söylüyorum; bunun bizim kuşağın son denemesi olduğuna inanıyorum. Bu fırsat yine yitirilirse süreç yeniden, ne zaman, nasıl başlar ve ondan sonraki süreçlerde ne konuşulur artık bilmiyorum… Ama akıl işi olan, o tür senaryolar üzerine değil, bu fırsat üzerine yoğunlaşmak ve bunu gerçeğe dönüştürmek. Hem Kıbrıslı Türklerin, hem Rumların, hem Türkiye ile Yunanistan’ın hem de bölgenin yararına olacak yeni bir Kıbrıs yaratmak mümkündür. Kıbrıs’ın yıllardır süren kaderini değiştirmek mümkündür. Yeter ki bu isteklilik tek taraflı kalmasın, aynı arzu, niyet, gerçekçilik, aynı makuliyet Rum tarafınca da değerlendirilsin, aynı bakış acısıyla olaya yaklaşılsın. Çünkü biz bu şekilde yaklaşmaktayız ve bu doğrultuda da yolumuza devam edeceğiz.”
 Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ardından Meclis Başkanı Sibel Siber de basına kısa bir değerlendirmede bulundu.Meclisi bilgilendirme toplantısının yararlı olduğuna işaret eden Siber, bu tür toplantıların, yüz yüze ve soruların rahatça sorulup yanıtlarının alınabileceği görüşmeler olduğuna vurgu yaptı.Siber, milletvekillerini bilgilendirmelerin hem kirli bilgiyi ortadan kaldırdığına, hem de vekillerin soru sormalarına imkan yarattığına işaret ederek, “Kıbrıs sorunu toplumsal bir sorundur, ortak sorunumuzdur, bizim sorunumuzdur, o yüzden bu tür görüş ve fikir alışverişlerinin özellikle Meclisimizde tartışılması, yaşanması önemlidir” diye konuştu.
 KKTC Meclis Başkanı Sibel Siber, Meclis’in bugün kapalı oturum yaptığını belirterek, şöyle devam etti:”Kapalı yapmamızın nedeni; müzakerelerin gizliliği söz konusu ve bu gizliliği ihlal etmeden daha rahat soruları sorabilir, Cumhurbaşkanımıza bu konularda yanıt vermek için bir rahatlık sağlamak içindir. Ama ilerleyen süreçlerde Kıbrıs sorununa gelinen aşamayla ilgili halkımızın bilgilendirilmesi için bir genel görüşme, açık görüşme talebimiz olacaktır.
” 

KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün: “Türkiye’nin garantörlüğünü tartıştırmayız”

0
Haber: İlker ÇAKAN
  KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini asla tartıştırmayacaklarını vurgulayarak, “Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçmez. Kamuoyu yoklamaları da bu desteğin yüzde 90’larda olduğunu gösteriyor. Rum tarafı da bunu bilecek” dedi.Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 26. Dönem 2. Yasama Yılı Açılış Töreni’ne katılan Başbakan Özgürgün, TRT Haber’in yayınına katılarak soruları yanıtladı.Kıbrıs müzakerelerinin 1968’den bu yana aralıklarla devam ettiğine ve Kıbrıs Türk tarafının anlaşma niyeti olduğunu birçok anlaşmada ortaya koyduğuna işaret eden Başbakan Özgürgün, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının bütün olumlu yaklaştığı anlaşmalara “hayır” dediğini, son olarak da Annan Planı’nı reddettiğini aktardı.
  Kıbrıs Türk tarafının olduğu kadar Kıbrıs Rum tarafının da bir çözüme ihtiyacı olduğunu, Kıbrıs’ta iki eşit ortağın, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin şart olacağı, iki halkın siyasi eşitliğine dayanan bir çözümün gerektiğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:
İki kesimlilik net olarak korunmalıdır
  “İki kesimlilik net olarak korunmalıdır. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta Rumlar kadar eşit olduğu da unutulmamalıdır. Bunu Rum tarafı kabul ederse derhal çözüm olur. Rum tarafı bunu kesinlikle kabul etmiyor. Zaten onun için 48 yıldır görüşülüyor. Tersinden bakalım, eğer biz Rum tarafının istediklerini kabul edersek de hemen çözüm olur. Onlar nedir; Türk askeri gidecek, Türkiye’nin varlığı Kıbrıs’ta sonlanacak, eşitlik olmayacak azınlığı kabul edeceksiniz. Rum tarafının göçmen dediği insanları Kuzey’e yerleştireceksiniz. İki kesimliliği ortadan kaldıracaksınız. Bunu da kabul ederseniz yarın çözüm olur. Demek ki aramızda çok farklar var. Çok ciddi problemler var, çok ciddi ayrılıklar var. Bunların hiç birinde de uzlaşılmış değil. Onun için Kıbrıs’ta görüşmeler daha sürecek. Kolay bir süreç değil. 48 yıl daha sürebilir.
Türkiye’nin garantörlüğünün en kalın kırmızı çizgileri
  Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Türkiye de bu konuda her türlü olumlu yaklaşımı gösterdi. Burada varsa bir sıkıntı her zamanki gibi güney’dedir, Avrupa Birliği’ndedir, Yunanistan’dır. Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı’nın da son dönemde yapmış olduğu açıklamalar uzlaşmadan ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor.” Başbakan Özgürgün, dönüşümlü başkanlığın Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı altında alt başlık olduğunu, Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı altındaki konularda da sıkıntılar olduğunu anlattı. Liderlerin New York’taki görüşmeleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Başbakan Özgürgün, New York’ta pek uzlaşı göremediklerini, görüşmelerin kaldığı yerden devam edeceğini ve etmesi gerektiğini söyledi. Taraflarda seçim olduğu zaman görüşmelerin sıkıntıya girdiğini belirterek, gelecek yıl Kıbrıs Rum kesiminde başkanlık seçimi olduğunu anımsatan Başbakan Özgürgün, seçim atmosferine girilmesinin görüşmeleri uzatacağını kaydetti.Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye’nin garantörlüğünün en kalın kırmızı çizgileri olduğunu ve asla tartıştırmayacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini asla tartıştırmayız
  “Ben ve hükümetim olarak söylüyorum, kesinlikle Türkiye’nin garantörlüğünü tartıştırmayız. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla taviz vermeyiz, onu konuşturmayız. Bu bizim altı çizilmesi gereken en kalın kırmızı çizgimizdir. Çünkü güvenlik konusu, bugünkü ‘çağdaş’ dünyada çok daha fazla önem arz ediyor. Çok yakın çevremizde de görüyoruz. Hiç kimse kimsenin gözünün yaşına bakmadığı gibi, kimse de kolay kolay birisine yardım edecek durumunda değil. Çok şükür ki, Anavatan Türkiye 1974’te müdahaleyi yapmasaydı 
  Kıbrıs’ta da böyle durumların yaşanacağını herkes biliyor. Onun için biz, o günleri yaşatmayacak bir çözüm peşindeyiz. Onu yapmazsak halkımıza da çok büyük zararı olur. Yarın diyelim ki böyle bir çözümden sonra Kıbrıs Türk halkı Elam gibi bir terör örgütünün, Rum tarafındaki aşırı uç unsurların insiyatifine terk edilmiş olur, sokağa çıkmayacak duruma gelir. Sokağa çıktığı zaman ‘çocuk geri dönecek mi’ endişesi yaşamaya başlar. Onun için biz Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini asla tartıştırmayız. Kıbrıs Türk halkı da anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçmez. Kamuoyu yoklamaları da bu desteğin yüzde 90’larda olduğunu gösteriyor. Rum tarafı da bunu bilecek.”
Doğal gaz adadaki iki halkın eşit hakkı
  Kıbrıs Rum tarafının “Ben tanınan devletim, AB üyesiyim, Kıbrıslı Türkler azınlıktır, onlarla azınlık haklarını görüşüyorum” yaklaşımında ve felsefesinde olduğuna işaret eden Başbakan Özgürgün, Rumlar bu yaklaşımda olduğu için adadaki doğal kaynaklar konusuna da, her şeyin kendisinin olduğu ve “azınlıklarla bunu görüşmem” mantığıyla baktığını söyledi. Başbakan Özgürgün, “Bu zihniyetle neyi anlaşacaksınız ki?” diye sordu. Doğal gazın Ada’daki iki halkın eşit hakkı olduğunu vurgulayan Başbakan Özgürgün, “Hiçbir zaman Rum tarafının tek başına hakkı değildir. Onu da oldu bittiye getirme gayretleri var. Öyle bir şey olursa da gereken tedbir alınır. Kıbrıs Türk tarafının haklarını da yedirmemek lazım” dedi. Kıbrıs Rum kesiminde 3 bin uzman asker alımı konusundaki bir soru üzerine Başbakan Özgürgün, bunun, Türk askerinin Kıbrıs’taki fiili varlığının ne kadar önemli olduğu anlamına geldiğini vurguladı.
1974’den sonra Kıbrıs’ta ne oldu ki sen tedbir alıyorsun
  Başbakan Özgürgün, “Bir taraftan, ‘Türk askeri gitsin, Türk unsurlar gitsin’, bir taraftan da yaklaşık 30 bin kişilik bir ordu besliyorsunuz. Sen önce bunları kaldır, onu görelim. Ondan sonra bunu söylemeye hakkın olur” dedi. Rum tarafının, Türk askerini “tehdit” olarak gördüğü iddiasıyla tedbir aldığını söylediğini, Türk askerinin tehdit olmadığını kaydeden Başbakan Özgürgün, “1974’den sonra Kıbrıs’ta ne oldu ki sen tedbir alıyorsun. 1974’den önce Türk askeri yokken oldu olanlar. Binlerce insan öldü, kayboldu. Daha bir ay önce katledilmiş 33 kayıp Türkün cenazesini Kuzey’de gömdük. Bunlar daha yeni bulundu. O zaman Türk askeri yoktu. Türk askeri olduktan sonra Ada’ya barış geldi. Ada’ya barışı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) getirdi. Hala daha onu tehdit görüyorsan bunun arkasında başka niyet ararım. Güney’e geçtiği zaman aşırı uçların saldırısına uğramış birçok Kıbrıslı Türk var. Asker alımları süratli bir şekilde Güney’de devam ederken TSK’nın ve Güvenlik Kuvvetleri’nin güçlü olması çok önemli” dedi.
21 Temmuz’da FETÖ’yü KKTC’de terör örgütü olarak kabul etti
  Konuşmasında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’deki konuşmasını da değerlendiren Başbakan Özgürgün, “Sayın Cumhurbaşkanımız çok kapsamlı bir konuşma yaptı, her konuya değindi. 15 Temmuz’dan sonra Meclis ilk defa açılıyor. Önemli bir açılış. O süreci de değerlendirdi. AB ile ilişkilerden, terör olaylarına kadar her türlü konuya kapsamlı bir şekilde değindi. Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis’ten beklentilerini de dile getirdi” dedi. Cumhuriyet Meclisi’nin de 3 Ekim Pazartesi günü açılacağını belirten Başbakan Özgürgün, TBMM’nin yeni yasama yılının açılışına katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu kaydetti. Başbakan Özgürgün, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili bir soruya karşılık, hükümetin 21 Temmuz’da FETÖ’yü KKTC’de terör örgütü olarak kabul ettiğini, 7 Ağustos’ta da Yenikapı Mitingi’ne katıldığını anımsatarak, “O anlamda yoğun bir işbirliğimiz var. KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler her açıdan çok yoğun ve çok üst düzeyde.
Türkiye’nin güçlü ve sağlıklı olmasını istiyoruz
  Biz Kıbrıs’ta da bu anlamda gereken bütün tedbirleri almış bulunuyoruz ve Anavatan Türkiye ile işbirliği içerisindeyiz. Türkiye ne kadar güçlü ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde biz de o kadar güçlüyüz. Biz, Türkiye’nin güçlü ve sağlıklı olmasını istiyoruz. Türkiye, bu tip belalardan kurtulduğu zaman çok daha güçlü olacaktır, mutlaka da kurtulacaktır, böyle bir gücü var” dedi.
  Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, yurt dışından gösterilen bazı yaklaşımları hayretle izlediğini, yaşanılan olayların Kıbrıs Türk halkını derinden yaraladığını ve gereken adımları attıklarını ifade eden Başbakan Özgürgün, en basit ifade ile Türkiye’ye haksızlık yapıldığını söyledi. Türkiye’ye yapılanların samimiyetsizlik olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, AB’nin aynı tutumu Kıbrıs’ta da yaptığını belirtti.
Ekonomik güç, askeri güç birleştiğinde süper güç olunuyor
  Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de Başbakan Özgürgün, ekonominin zayıflatılması ile her şeyin zayıflatılmasının hedeflendiğini ifade ederek, “Ekonomik güç, askeri güç birleştiğinde süper güç olunuyor. Askeri gücün zayıflatılması operasyonları yapıldı. Sonra ekonomik gücü zayıflatma, bence şimdi onun ikinci perdesi oynanıyor. Türkiye bunları aşacak kadar çok büyük bir ülke. Türkiye’nin ekonomik gücü dünyadaki en büyük ekonomik güçlerden biri. Bunu çökertmek kolay değil, bu şekilde imkanı yok, onlar görülecek. Kısa süreli aldatma olur ancak, gelir geçer. Biz, Kıbrıs’a gelen yatırımlardan da o gücü görüyoruz. Türkiye’nin hem ekonomik gücü, hem askeri gücü, ikisi de zaafiyete uğratılacak güç değil. Bunu deneyenler bana göre hayal peşinde koşuyor” diye konuştu.
Türkiye’den suyun gelmesi ile ülkede ciddi proje ve yatırımlar
  Ankara’da, Türkiye hükümet yetkilileri ile üst düzey görüşmeler de yaptığını, KKTC ve Türkiye hükümetlerinin çok yoğun ve yakın işbirliği içerisinde olduğunu da aktaran Başbakan Özgürgün, özellikle Türkiye’den suyun gelmesi ile ülkede ciddi proje ve yatırımlar olduğunu, bunları da görüşme fırsatı bulduklarını söyledi.

error: Content is protected !!