Haber: İlker ÇAKAN
Artvin’in Şavşat ilçesinde yaşayan ve Türkiye’nin en yaşlı halk ozanı olarak bilinen 94 yaşındaki Aşık İbrahim Kara 1927 yılında Şavşat’ın Dabatzrul (şimdiki adı Meşeli) köyünde doğdu. Asıl adı İbrahim Kara’dır. İlkokulu köyünde okudu. Köyüne gidip gelen aşıklardan etkilenerek aşıklık geleneğini öğrendi. Yaklaşık 14 yaşında rüyasında bade içtikten sonra şiir söylemeye ve bağlama çalmaya başlayan Aşık Kara, önceleri yöresinde öğrendiği Hodlu Şamili (1877-1918), Posoflu Zülali (1873-1956), Narmanlı Sümmani (1860-1915), Çıldırlı Şenlik (1850-1913) gibi aşıkların eserlerini de söyledi. Daha sonra kendi şiirlerini seslendirdi.
Gerçek anlamda ilk bağlama derslerini, askerliği sırasında Ürgüplü Şükrü Usta’dan aldı. Askerlik dönüşünde kendini daha da geliştirmiş olarak birçok aşıkla karşılaşıp bilgisini pekiştirme olanağı buldu. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde şenliklere katılan Aşık Kara, ziraat odaları başkanlığı, bankacılık, ambar memurluğu gibi değişik görevlerde bulundu. Şiirlerinde ülke sorunları, sevda gibi değişik konuları işleyen Aşık Kara’nın birçok yerde aktarılan şiirlerinin bir bölümü ise HAGEM tarafından “Nurlar Dökülsün” (1990) adıyla yayımlandı.
Akıl ermez zararıma karıma
Dağlar inler her gün ah u zarıma
Selamım var hasretim var yarıma
İnanmazsan rüzgarlara sor beni
Bu hayat değildir zehirden oktur
Bende huzursuzluk denizden çoktur
Ölsem başucumda ağlayan yoktur
Can dayanmaz bu çilede gör beni
Aşık Kara doğru söyler sözümü
Yar üstünde koyup geldim gözümü
Cananın hasreti aldı özümü
Böyle yakar cayır cayır nar beni