İnsan
hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, kanunlar önünde
eşitlik, çevreye saygı, dünyanın diğer bölgelerinde ihtiyaç
sahiplerine sahip çıkma ve yardım, diğer ülkelerdeki gelişmişlik
düzeyi ile ilgilenme, Avrupa ülkelerinde dikkate değer olgulardır.
Hatta teröre karşı durma ortak tepki gösterme konusunda Avrupa
ülkeleri birlik halinde olmuş ve Avrupa dışındaki diğer batılı
ülkelerden de destek almıştır. Ama, özellikle teröre karşı
birlikte hareket etme davranışları ve özellikleri incelendiğinde
yine her zamanki çifte standart davranışlarını göstermekte
tereddüt etmemişlerdir.
Daha
öncede bahsettiğimi hatırlıyorum; Fransa’daki saldırılarda
dünya liderleri kol kola girip teröre karşı ortak tavır
göstermişlerdi. İsrail, zamanında Yahudileri fırınlarda yakan
Almanya ve günümüzde İsrail’in şiddetine maruz kalan
Filistin’in liderleri bu yürüyüşte beraberlerdi. Güzel
ülkemiz, canlı bombalar ile kan gölüne çevrilmeye çalışılırken
kınama sözleri dışında ve Azerbaycan lideri dışında hiçbir
lider Türkiye’ye adım atmadı. Hadi bırakın batıyı, her
fırsatta desteğimizi bildirdiğimiz Filistin ve Müslüman
ülkelerin liderlerinin hiç birisi Türkiye’ye destek için
gelmedi.
Batı,
terörist başının yattığı yatağın, odasının geniş olup
olmaması, rahatının yerinde olup olmaması, sağlığının iyi
olup olmadığı gibi konularda ise ziyarete gelmişti, o sıralarda,
paralel kumpası nedeniyle tutuklu olanların hiç birisinin hal ve
hatırını sormayı akıllarına getirmemişlerdi niyeyse, yani kime
dost kime dost olmadıklarını göstermişlerdi.
Batı
ile ilgili çok şey söylemeye gerek yok. Batı insan deyince sadece
kendi insanlarını insan, diğer insanları ise yok saymaya devam
ettiği sürece problem yaşayacaktır. Düşmandan dost olmaz, ancak
diplomatik ilişkiler çerçevesinde işler duygusallığa kapılmadan
yürütülmelidir.