Mihrace!
Karanlığı bölen yıldızlar ve karanlığı boğan güneştir.
Varlığın içinde yokluğun, yokluğun içinde varlığın keşfidir aşk!..
Halilürrahman gölünde, Nemrutlaşan ruhumuza huzur aramaktır;
Ayn-ı Zeliha gibi, Hz. İbrahim’e iman etmektir aşk!..
Aşkınla yanan yüreğim ağıtlar haykırıyor, vaveylâlar koparıyor içimde. Erkeğin kemiğinden kadını yaratan Rabbim; kurtar beni bu aşk acısından. İlâhi kudretini ruhuma üfle bir kez daha. Bir kez daha çözülmez sırrına eriştir bedenimi. Dâr-ı bekâ’ya uçtuğu zaman aşkımın kudreti, elem ve keder sardı ruhumu. İşte o zaman sonsuza kadar nefesim ol Mihrace!
Ey Müezzin! Cenazem musalla taşında, yüreğim sevdiğimde kaldı. Kıldır cenâze namazımı, ruhum kavuşsun kâinatın sevgilisi yüce Rabbime. Ey Rahman ve Rahim olan Rabbim; Ölümün acısını hissettirme bana. Mahşerin sıkıntısından kurtar ruhumu. Kabrin karanlığından aydınlığa kavuştur beni. Sırattan hızla geçmeme yardım et. Aşk ateşinde yanan bu aciz kulunu cehennem azabından koru.
Tevbe güvercini kondu kalbime. Ya Rab! “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden âbdûhu ve Resûluhu” diyerek sana kavuşmayı bana nasip eyle. Bilirim Senden başka İlah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilensin. En güzel bir biçimde kusursuzca var edensin. ‘Şekil ve suret’ verensin. En güzel isimler Senindir. Göklerde ve yerde olanların tümü Seni tesbih etmektedir. Emaneti Allah (c.c) olan yüreğim aşkın kapısıdır. O kapıdan adım at, gir içeri Mihrace!
Eûzu-Besmele ile başlayan sevdam, El-hamdü li’llâh ile sol yanımda sonsuzluğa erdi. Bilir misin sevgili; beş vakit secdelerdeyim. Ellerime dualar yağıyor her secdede. Seni zikrederken âminlerde dilim, her âminde yüreğim sana ağlıyor. Sonra ”Vel Asr” diye başlayan sûre’nin hüznü çöküyor gözbebeklerime.