Mihrace!
Şehitlerin efendisi H.z Hamza (r.a) gibi savaşmaktır aşk!..
Sifu’l-Bahr’a da nefes alabilmek,
“Ben Allah’ın Arslanıyım” diyerek kılıç sallamaktır aşk!..
Dualarla, Tahiyyât’larla can bulan ruhum, hiçliğin zerresinde aşkınla kavruluyor. Gecemi gündüze, gündüzümü geceye çeviren kadın; al kalbim senindir. Titreyen yüreğim Eyyub’un (a.s.) sabrını yüklenerek sana geldi. Aşkının büyüsü sardı tüm benliğimi. Ne yana baksam sen varsın gözlerimde. Sanki esirin oldu kalbim ve sensiz bir ölüyüm. Reddediyorsun ya beni; ruhum hasta, ben hasta sevdiğim. Hz. Eyyub’un (a.s) sabrını taşıyor gözlerim ve gözlerimden sen sarkıyorsun. Sonra O’nun duası dökülüyor dudaklarımdan; “Ey Rabbim! Halim sana mâlûmdur. Adını anamayacak kadar hastayım! Ey Şifa Veren! Şifana muhtacım ”
Meryem misali örtünen ruhun, bedenimde can buldu. Benim tek korkum canânımı canımda kaybetme korkusudur. Öyle ki hicran düştü sevdama, bırakıp gitme beni, istemem. Ben bir geceyim, sen bir ay’sın. Senin aydınlığındır geceye ışığını veren. Sen gülsün, bense gülün dikeni. Gül sayesinde yanmaktan kurtulan dikene bak. Sen yüreğime düşen aşk sultanımsın benim. Aldığım nefesim, tek duamsın. Aşkınla yazdığım masalım, hep özlediğim rüyamsın…
Aşk’ın minberinde buseler bırakır gözlerin. Ayrılık sırrı mıdır metanetin ardındaki tebessümün? Ya da Sevr dağının kalbi midir bana sunduğun? Hayallerim iki dudağının arasında yetim şimdi. Çalsam kapını boynu bükük mahzun bir bakışla, yağmur mu yağdırırsın yüreğime, yoksa hüzün ve gam mı bahşedersin kalbime? Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın (c.c) izni ile sana aşkımı sunuyorum. Rabbimin özüne güzellik, ruhuna temizlik katarak yarattığı Mihrace’m! al kalbim senin esirindir.
“Yeri göğü bağrına basan ey! Ey gökyüzünü kudreti ile sürmeleyen! Rahmetini esirgeme taş tutmuş kalplere ey! Sanadır münacatım, yalnız sanadır dualarım ey! Boş çevirme ellerimi, kararan yüreklere aşk lütfeyle ey! Nur katreleriyle selam olsun sevdiğimin yüreğine. Selâm olsun, ömür seccadesini gönül dergâhına serenlere ”