20. yüzyılın sonunda dünyada yaşanan küresel gelişmeler, özellikle Varşova Paktı’nın dağılması, “Soğuk Savaş”ın sona ermesi, Sovyetler Birliği’nin çöküşü uluslararası alanda politik ortamın ciddi şekilde değişmesine ve yeni jeopolitik durumun ortaya çıkmasına neden oldu. SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan devletlerin doğrudan uluslararası ilişkiler sistemine katılması ve kendi çıkarlarını ifade eden dış politika uygulamaya başlaması, dünyada devletlerarası ilişkilerin yeni düzeninin oluşmasına yol açtı.
Soğuk savaşın doğurduğu çatışmanın sona ermesinden sonra Avrupa’da güvenlik konularını yeni olumlu yöne yöneltmek, Avrupa’nın Doğu ve Batı ülkeleri arasındaki ilişkileri normalleştirmek, özellikle de, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin yeni kazanılmış bağımsızlıklarını pekiştirmek ve onların bölgede ve dünyada küresel güvenlik sorunlarının çözümünde tam demokratik bir ülke olarak yer almak arzusunu hayata geçirmek zorunluluğu ortaya çıkmıştı.
Avrupa’da politik değişiklikler süreci NATO’nun gelecek görevleri ile ilgili bir takım başvurular yapılmasına neden oldu. Öyle ki, NATO ülke başkanları 6 Temmuz 1990 yılında Londra’da yapılan zirvede Doğu-Batı ayrımcılığına son vererek tüm Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine yeni işbirliği teklif ettiler.
İlişkilerdeki bu temel değişiklikler NATO’nun 8 Kasım 1991 yılında devlet ve hükümet başkanlarının yüksek düzeyde yapılan Roma toplantısında ilan edilmiş ve güvenlik konularına daha geniş yaklaşımın kabul edildiği “teşkilatın yeni stratejik konsepti”nde teyit edildi. Teşkilatın yeni stratejik konseptinde 1989 yılından başlayarak Avrupa’da politik durumun değiştiği gösteriliyordu. NATO’nun geçmişte karşılaştığı sorunların yerini yenileri almıştır. Şu an itibariyle teşkilat için esas tehlike NATO üyelerinden birine saldırı tehlikesi değil, gayri istikrarın (ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntılar, etnik çatışmalar, toprak anlaşmazlıkları, kitle imha silahı ve balistik füzelerin yayılması, hayati önemli kaynakların yetmezliği, terör ve sabotaj eylemleri) belirmesi olasılığıdır.
Stratejik konsept küresel karşılıklı bağımlılığı ve teşkilatın güvenliğinin bölünmezliğini öngörmekle beraber, Avrupa’da güçler oranının dengesinin korunmasını temel görev olarak benimsemektedir. Aynı zamanda stratejik konsept Avrupa’da güvenliğin üç temel unsurunu, diyalog, işbirliği ve kolektif savunma yeteneğinin korunmasını belirlemiştir.
Roma Bildirisi NATO’nun görevlerini ve gelecek yönlerini belirler. Bildiride, yeni sorunların herhangi bir enstitü tarafından değil, Avrupa ve Kuzey Amerika devletlerini birbirine bağlayan bütün enstitüler birliği tarafından çözülebileceği onaylanıyor. Aynı zamanda deklarasyonda belirtiliyor ki, teşkilat öyle bir güvenlik sistemi üzerinde çalışıyor ki, onun çerçevesinde NATO, AGİT, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi birbirini karşılıklı olarak tamamlamalıdır. Ayrıca, deklarasyonda Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile danışma ve işbirliği sisteminin gelişmesi öngörülmüştür.
Böylelikle, 20 Aralık 1991 yılında müttefikleri ve yeni ortak-devletleri birleştirmiş Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi (KAİK), genel rahatsızlık verici konuları tartışmak için danışman kuruluşun oluşması için bir araya geldi. Konseyin görevi güvenlik alanında işbirliği ve ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine yardım etmekten ibaretti. 1992 yılının martında KAİK’in içeriği genişletildi ve Azerbaycan’la birlikte 11 BDT devleti bu kuruma kabul edildi. Böylece, Azerbaycan-NATO işbirliğinde gelişme dönemine girildi.
Azerbaycan ile NATO arasında oluşturulan işbirliğinin temel ilkeleri
Azerbaycan’la NATO arasında ikili ilişkilerin ilk tezahürleri 1992 yılının Ekiminde kendini gösterdi. O zaman egemen devletimizin temsilci heyeti NATO üyesi ülkelerin Türkiye’de yapılan seminerinde yer alıyordu. Seminer sırasında Azerbaycan temsilcileri NATO Genel Sekreteri M. Verner ile görüşmüşlerdir. Burada karşılıklı ilgi uyandıran konular etrafında konuşulmuş, iki taraflı işbirliğinin geliştirilmesinin önemi vurgulanmıştır.
1993 yılının Şubat ayında Azerbaycan heyeti Brüksel’de Avrupa güvenliği ile ilgili sorunlar üzere Kuzey Atlantik İttifakı’nın düzenlediği konferansta yer almıştır. Konferansta temsilci heyet tarafından Azerbaycan’da yaşanan toplumsal-siyasal süreçler, Ermenistan’ın ülkemize saldırısı ve başka konular hakkında bilgi verilmiştir.
Azerbaycan için askeri-politik açıdan zor olan bu yıllarda ülkemiz NATO’nun yarattığı çeşitli forum ve yapıları kullanarak, oluşmuş bilgi ablukasını delmeye, Azerbaycan’da ve Kafkasya’da yaşanan gelişmeleri objektif şekilde dünya kamuoyuna ulaştırmaya çalışmıştır. Bu dönemde Azerbaycan’ın NATO’dan büyük beklentileri olduğu halde ülkemizde, özellikle Kafkasya’da iç istikrarsızlık ve bölge hakkında Brüksel’de objektif düşüncelerin olmaması bu beklentilerin karşılık bulamamasına sebep olmuştur.
1994 yılına kadar Azerbaycan-NATO ilişkileri neredeyse yüzeysel olarak nitelendirilmekteydi. Fakat gittikçe topraklarında ayrılıkçı güçlerin ciddi askeri operasyonlar yapması ve topraklarının yüzde 20’sinin Ermenistan birlikleri tarafından işgal edilmesi Azerbaycan’ın güçlü uluslararası örgütlerle, özellikle NATO ile işbirliğine daha büyük ihtiyaç hiss edilmekteydi.
Öncelikle, Karabağ sorununun barışçıl çözümünde, cumhuriyetimizin işgal edilmiş topraklarının kurtarılmasında, bir milyondan fazla mülteci ve zorunlu göçkünün kendi evlerine geri dönmesinde NATO gibi saygın kurumun büyük rolü olabileceği inkaredilemez bir olgudur. Kuzey Atlantik Bloğu ile kurulan ilişkilerin ve işbirliğinin bağımsız Azerbaycan devleti için diğer bir önemi de, cumhuriyetimiz “Barış İçin Ortaklık” programına katılmakla hem NATO’nun çeşitli kuruluş ve enstitüleri aracılığıyla dünyanın kolektif güvenlik sistemine girmek, kendi güvenliğini uluslararası güvenlik konularına uyarlamak, üstelik de birliğe dahil olan 26 ülke ile ayrı-ayrı ve birlikte barış ve insani eylemlere katılmak olanağı kazanmaktır.
Ayrıca, NATO ile işbirliği çerçevesinde Cumhuriyetimiz Kafkasya bölgesinde stratejik denge ve güvenlik sistemi kurmak, tartışmalı konuları uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde çözmek, Azerbaycan’ın bağımsızlık ve güvenlik sorunlarının çözümünde NATO’nun geniş nüfuzunu ve etkin mekanizmalarını kullanmak olanağı da elde ediyor.
10-11 Ocak 1994’de NATO üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının Brüksel’de yapılan zirve toplantısında ise Barış için Ortaklık faaliyetinin temeli atıldı ve her bir ülkeye kişisel olarak karşılıklı işbirliği çerçevesinde bunu hayata geçirmeye olanak sağlanıldı. “Barış İçin Ortaklık” (BİO) programı pratik işbirliği ve Kuzey Atlantik Konseyi’nin atıfta bulunduğu demokratik ilkelere sadıklığa dayanmaktadır. İstikrarın pekiştirilmesi, barış için tehlikenin azalması ve güvenlik alanında NATO ile ayrı-ayrı ortak devletler arasında sıkı ilişkilerin kurulmasını amaçlamaktadır.
Barış için ortaklığın kendine has alet ve mekanizmaları mevcuttur ki, bunlara Avrupa-Atlantik işbirliğinin İşçi Planı (WP), Bireysel Ortaklık Planı (İPP), Planlama ve Tahlil Süreci (PARP), Üyeliğin Faaliyet Planı (MAP) ve Bireysel Ortaklığın Faaliyet Planı (İPAP) dahildir.
4 Mayıs 1994’de Devlet Başkanı Haydar Aliyev “Barış için Ortaklık” programının çerçeve belgesini imzaladı. Bu belgenin imzalanması Azerbaycan’ın uluslararası konumlarının güçlendirilmesi yönünde önemli adımlardan biri oldu. Elbette, Cumhuriyetimize bu programa katılmakla hemen daha güçlü uluslararası askeri destek almakla ilgili teminat verilmedi. Ama “BIO” programının Azerbaycan için önemi şu ki, bu program NATO Güvenlik sistemine dahil olan Avrupa ülkeleri ve ABD ile dünya güvenlik ve uluslararası ilişkilerinin sivil kuralları çerçevesinde her türlü işbirliği yapmak olanağı vermiştir. Bu da aslında NATO askeri yapıları ile Azerbaycan ordusunun barış için işbirliği yapmak, ortak eğitim ve tatbikatlar hayata geçirmek, onların ordu yapılanması birikiminden yararlanmak, kadro hazırlığı ve başka alanda ortak hareket etmek olanağı sağlamaktadır.
Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev: “NATO karargahında “Barış İçin Ortaklık” belgesinin imzalanması Azerbaycan için çok büyük önem taşımaktadır”. Genç bağımsız devlet olan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bu programa katılımı öne sürülen amaçların gerçekleştirilmesi için elverişli bir ortam oluşturmaktadır. Bölgede askeri çatışma olduğundan Azerbaycan bu programa büyük umutlar besliyor. Bağımsız Azerbaycan’ın “Barış İçin Ortaklık” programına katılması Türkiye ve diğer NATO üyesi devletler arasında ilişkilerin genişlemesine yardımcı olacaktır.
Azerbaycan’ın “Barış İçin Ortaklık” programına katılması hem de Azerbaycan’ın uluslararası konumlarının güçlendirilmesi anlamına gelmektedir. Elbette, Cumhuriyetimizin bu programa katılması hemen güçlü uluslararası askeri-politik destek almaya teminat vermemektedir. Amaca ulaşmak için Azerbaycan’ın çok etkin düşünülmüş, amaçlı ve yüksek verimli çalışma yürütmesi gerekmektedir.
NATO ve Azerbaycan arasında karşılıklı ilişkiler 1994 yılı Haziran’ında Azerbaycan heyetinin Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi oturumunda katılımıyla bir kadar da geliştirilmiştir. Ziyaret sırasında Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısı ve onun sonuçları hakkında geniş bilgi verilmiş ve bu sorun kabul edilmiş bildirinin “Bölgesel İhtilaflar” bölümünde yer bulmuştur. Bildiride şöyle bir ilkesel hüküm ifade edilmiştir ki, bütün devletlerarası çatışmalar devletlerinin toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine uygun çözümlenmelidir.
Azerbaycan ile NATO arasında oluşturulan işbirliğinin temel ilkeleri ve yönleri “Barış İçin Ortaklık” programında ve Azerbaycan’ın sunduğu “Sunum Belgesi”nde yer almıştır. 23 Nisan 1996’da Brüksel’de Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev NATO karargah binasında bu örgütün Genel Sekreteri J. Solana ile görüşmede Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Kuzey Atlantik İttifakı ile işbirliğini onaylayan “Sunum belgesini” kendisine takdim etmiştir.
1994 ve 1996’lı yıllarda temeli atılmış ve geliştirilmiş Azerbaycan-NATO ilişkileri sonraki dönemde ilişkilerin daha da pekiştirilmesi için elverişli çekirdek rolünü oynadı. İşte o yıllarda ilişkilerin hukuki yönden düzenlenmesi ve bir takım pratik adımların atılması NATO’nun Azerbaycan ile işbirliğini geliştirmeye ilgisini arttırdı.
1-NATO Handbook. NATO office of information and press.
1110 Brussels. Belgium, 2001, p. 412.
2-NATO Handbook. NATO office of information and press.
1110 Brussels. Belgium, 2001, p. 439.
3-NATO Public Diplomacy Division. 1110 Brussels, Belgium, 2005, p. 4
4-NATO Handbook. NATO office of information and press.
1110 Brussels. Belgium, 2001, p. 446.
5-Hasanov A.M. Modern uluslararası ilişkiler və Azerbaycanın dış politikası,
Bakü, 2005, s. 207.
6-NATO Transformed. Public Diplomacy Division. 1110 Brussels, Belgium, 2005, p. 16.
7-“Halk gazetesi”, 10 mayıs 1994.