Haber: İlker ÇAKAN
Geçtiğimiz Cuma akşamı Din İşleri Başkanlığı tarafından Larnaka’daki Hala Sultan Tekkesi’nde organize edilen Kadir Gecesi kutlama programına katılmak isteyen vatandaşların Güney’e geçişinde sıkıntı yaşandı. Rum polisi, otobüslerle Metehan Sınır Kapısı’ndan Larnaka’ya gitmek isteyen yaklaşık 650 vatandaştan neredeyse yarısına, TC kökenli oldukları gerekçesiyle izin vermedi.
“1974 öncesi KKTC vatandaşı olanlar veya Kıbrıs’ta doğanlar ile eş durumundan vatandaş olanlar” haricindekilerin geçişine izin verilmemesi üzerine sınır kapısında gerginlik yaşandı.
Otobüslerin yolu tıkadığı Metehan Sınır Kapısı’nda Güney’e geçmek isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Olay yerine gelen Din İşleri Başkanı Doç Dr. Talip Atalay, yetkililerle görüşerek sorunu çözmeye çalıştı. Atalay basına yaptığı açıklamada, etnik kökeni ne olursa olsun isteyen tüm vatandaşların Hala Sultan Tekkesi’ne gidebilmesi gerektiğine işaret ederek, Rum tarafının bu konuda anlayışlı olmadığını söyledi. Din İşleri Başkanlığı olarak gerekli tüm girişimleri yaptıklarını anlatan Atalay, Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüştüklerini ancak bir sonuç alamadıklarını belirtti.
“Hala Sultan Tekkesi bizim için çok önemli, dini ibadet için müsamaha gösterilmemesi çok üzücü” şeklinde konuşan Atalay, Din İşleri Başkanlığı’nın daha önce yaptığı duyurularda TC kökenli vatandaşların Güney’e geçişinde sıkıntı olabileceğini duyurduğuna da dikkat çekti.
Vatandaşlar din olduğu için belki geçebiliriz diye ümit ederek buraya geldiler” diyen Atalay, gerginliği yaşamak ve yaşatmanın üzücü olduğunu, gelecek yıllarda bu tür sıkıntıların yaşanmaması için gerekli girişimlerin yapılmasını istedi.
KKTC Din İşleri Başkanı Doç. Dr. Talip Atalay:
” İnanç üzerinde diskiriminasyona son verilmesini bekliyoruz”
KKTC Din İşleri Başkanı Doç Dr. Talip Atalay, Rum Yönetiminin, Hala Sultan Tekkesi’nde Kadir Gecesi’ni idrak etmek için Rum tarafına geçmek isteyen Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarına izin vermemesinden üzüntü duyduklarını ifade ederek, ”İnanç üzerinden diskiriminasyona (ayrımcılık) son verilmesini bekliyoruz” dedi.
Din İşleri Başkanı Atalay, Kıbrıs Rum Yönetiminin, Larnaka’da bulunan ve Müslümanlarca kutsal sayılan Hala Sultan Tekkesi’nde Kadir Gecesi’ni geçirmek için Rum tarafına geçmek isteyen Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarına izin vermemesini AA’ya değerlendirdi.
Mübarek Kadir Gecesi’nde böyle bir olayın yaşanmasının üzücü olduğunu ifade eden Atalay, 500 yıldır Müslümanlarla yaşayan Rum tarafının Kadir Gecesi’nin anlamını çok iyi bildiğini kaydetti.
”Etnik kökeni, doğum yeri, memleketi neresi olursa olsun, insanların dini bir ibadet için, sadece dini ibadet edecekleri mekana gitmek üzere başvuru yaptıktan sonra geri çevrilmeleri son derece üzücü” diyen Atalay, bunun insani değerler, uluslararası normlar ve hukukla bağdaşmadığını kaydetti. İnsanların Rum tarafına, turistik ziyaret, eğlence ve siyasi bir aktivite için gitmediğini, oruçlu insanların, Kıbrıs’ın en kutsal yerlerinden olan, Peygamber yakınından birinin mezarı bulunan Hala Sultan Tekkesi’nde ibadet için gitmek istediğini ve bunun en doğal hakları olduğunu belirten Atalay, Larnaka’daki Hala Sultan Tekkesi’nin dünya Müslümanları için de çok özel bir yer olduğuna işaret etti.
Hala Sultan kimdir?
Kabri Kıbrıs’ın Larnaka şehrindedir. Osmanlılar Kıbrıs adasını 1570 senesinde fethedince, Hala Sultan’ın kabri üzerine türbe, yanına cami yaptırdılar. Hicretin 28. yılında, Hazret-i Osman döneminde İslam Orduları ilk deniz seferini gemilerle Kıbrıs’a yaptılar. Bu ilk deniz savaşına, bazı sahabiler ve hanımları da iştirak etmiş ve “Hala Sultan” bu seferde şehit olmuştur. Peygamberimize yakınlığı sebebiyle Müslümanlar ona hep hürmet etmiştir. Birinci dünya savaşına kadar buradan geçen Osmanlı gemileri onu top atışı ile selâmlanmıştır. Kıbrıs’lı Türkler için “Hala Sultan Kabri ve Türbesi” önemli ziyaretgâhlardan biri olmuştur.
Türbe ve Camii, Güney Kıbrıs’ın liman şehri Larnaka’nın “Memleha” olarak bilinen “Tuz Gölü”nün kıyısındadır. Hala Sultan olarak bilinen Ümmü Haram gerçekte peygamberimizin halası değildir. Peygamberimize büyükannesi Selma tarafından akrabadır ve sütannesi Halime’nin kızkardeşidir. Bu nedenle kendisine teyze anlamında “halti” denilirdi, ifade zamanla Türkler arasında “hala”ya çevrilmiştir… Hala adı buradan gelmektedir..
Hazreti Osman zamanında büyük bir İslam ordusu ve gönüllüleri Trablusşam’dan Kıbrıs’a hareket ettiklerinde, yaşının hayli ileri olmasına rağmen, kocası ile birlikte Hala Sultan da bu sefere katılır. Hala Sultan’ın görevi, yaralıları tedavi etmekti. İslam ordusu Larnaka bölgesinde ilerlerken Cenevizlilerin saldırısına uğrar, Hala Sultan attan düşer ve boynu kırılarak şehit olur ve oraya defnedilir.
İslam Tarihi bu seferler hakkında şu bilgiyi vermektedir: Müslüman donanmasının ilk hedefi Kıbrıs olmuştur. Anadolu, Suriye ve Mısır için gerek ticari ve gerekse stratejik bakımdan büyük bir önem taşıyan Kıbrıs’a 649 yılında ilk sefer yapılmış ve bu sefer neticesinde adanın Müslüman hakimiyetine geçmiştir. Hala Sultan’ın kabri 1571 yılında Osmanlılar Kıbrıs’ı fethedince bulunmuş ve üzerine bir türbe inşa edilmiştir. Türbenin çevresine 1795 te şadırvan, 1816’da cami yaptırılmak suretiyle küçük bir külliye oluşmuştur. Türbenin dışında bir mezar daha vardır bu mezar Hicaz Kıralı Hüseyin’in Türk olan karısına aittir.
Hala Sultan hakkında çok yaygın olan bir efsane vardır. Hala Sultan eşi ile Filistin’e gittiklerinde, bir Yahudi’nin kapısı önünde üç taş görür ve taşları satın alır. Yahudi, “Taşları ne zaman kaldıracaksınız?” diye sorunca Hala sultan, “Lazım olduğu zaman” der. Şehit olduğu zaman bu taşlar Kıbrıs’taki kabri üzerinde görülür. Yahudi, durumu öğrenip Kıbrıs’a gider ve taşları Hala Sultan’ın kabrinde görünce Müslüman olur.
Hala Sultan Türbesi, Kıbrıs’taki İslam varlığını teşkil etmesi nedeni ile adadaki Türklerin en önemli ziyaret yeri olmuştur. 1959’da onarım geçiren ve içine bir kütüphane yapılan türbe 1963’te Rumlar tarafından tahrip edilmiştir. Yüzlerce, ziyaretçisi olan bu kutsal yer, günümüzde Rum tarafının insafına terk edilmiştir.