Pazartesi, Ekim 14, 2024
tr
Ana Sayfa GENEL Ermenistan'ın Azerbaycan'a toprak iddaaları ve saldırganlık politikası

Ermenistan’ın Azerbaycan’a toprak iddaaları ve saldırganlık politikası

  Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin dağlık bölümüne XIX yüzyılda aktarılan Ermenilere 1923 yılı Temmuz 7’de muhtar vilayet statüsü verildi ki, bu da Sovyet Rusyasının himayesi ve desteği ile gerçekleştirildi . Bu olay sadece Azerbaycan’ın idari-toprak bölgüsünün ihlali değil, aynı zamanda Ermenilerin ülkemize karşı gelecek toprak iddiaları için bir araç oldu.

Sovyet döneminde Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin dağlık kısmında yaşayan Ermeni toplumu tüm siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel konuları içeren muhalefete sahip olsa da, Ermenistan kendi toprak iddialarını birkaç kez ortaya atmış, ancak isteğine ulaşamamıştır.

Fakat, buna karşılık 23 Aralık 1947 yılında SSCB Bakanlar Sovyeti’nin “Ermenistan SSC’den kolhozcu ve diğer Azerbaycanlı nüfusun Azerbaycan SSC’nin Kür-Aras ovasına aktarılması hakkında” kararına göre 1948-53 yıllarında Azerbaycanlıların tarihi topraklarından, özellikle de Erivan ve çevre bölgelerinden toplu sınırdışı edilmesi sonucunda 150 bine yakın soydaşımız şiddete maruz kalarak Azerbaycan’ın aran (düzlük) rayonlarına aktarılmıştır .

XX yüzyılın 80’li yıllarının ikinci yarısında Ermeniler kendilerinin yakın ve uzak yurtdışındaki hamilerinin yardımlarıyla “Büyük Ermenistan” fikrini hayata geçirmek için açıklık ve demokrasiyi kullanarak yeniden Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesine dair toprak iddiaları ileri sürdüler.

  SSCB’nin çöküşü sırasında Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan Ermenilere Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan birleşmeyin zorunluluğu fikrini yapay olarak kabul ettiren saldırgan devlet buna ulaşmak için Dağlık Karabağ’dan 50 bin Azerbaycanlını soykırım ve tecavüze maruz bırakıp göçe maruz koymuş, ayrıca Ermenistan’dan 250 bin Azerbaycanlını tarihsel yaşadığı topraklardan şiddetli bir şekilde sınırdışı etmiştir.

  Ayrıca, eski SSCB yönetiminin hamiliyi sayesinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesine dair toprak iddiasında bulunan Ermenistan Meclisin gizli talimatına göre, iki hafta içinde, 1988 yılı 22 Ekim ‘den 7 Aralığa kadar olan süre içinde Azeriler yaşayan 22 rayonda 170 sırf ve 94 karışık (Ermenilerle) yerleşim yerleri boşaltılmış, sonuçta 200 bin Azeri nüfus Azerbaycan’a kovulmuştur. Sonuçta, Ermenistan’ı Azerbaycanlılardan temizlemek talimatı  uygulanarak, 216 Azerbaycanlı vahşice katledilmiş, binlerce kadın, çocuk ve ihtiyar vücut hasarı görmüş, on binlerce ailenin emlaki yağma edilmiştir .

  Mono-etnik devlet yaratmayı başaran Ermenistan silahlı kuvvetleri ona hamilik eden devletlerin yardımından yararlanarak, Dağlık Karabağ bölgesinin (4,4 bin km ²) sınırları dışında bulunan ve onun arazisinden 4 kez büyük olan Laçin, Kelbecer, Ağdam, Füzuli, Cebrail, Kubatlı ve Zengilan bölgelerini işgal ettiler. Tüm bu bölgeler Ermeniler tarafından etnik temizlemeye maruz kalmıştır. Öyle ki, Ermenistan’ın toprak davası nesnesi olan Dağlık Karabağ’ın 120 bin kişilik Ermeni toplumunun kendi kaderini tayin etmek girişimi gibi kaleme verdiği bu süreç Azerbaycan’ın işgal altındaki bölgelerinden 1 milyondan fazla nüfusun (toplam nüfusun 15%-i) kendi toprağında göçmesine neden oldu .

  Halihazırda Azerbaycan topraklarının 20% ‘den fazlası Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgali altındadır. İşgal sonucunda 900`e yakın yerleşim birimi, 22 müze ve 4 resim galerisi, tarihi önemi olan 9 saray, ender tarihi önemli  40 bin müze serveti ve ekspanatı, 44 tapınak ve 9 cami yıkılmış, yağmalanmış ve yakılmıştır. Ayrıca, 927 kütüphanede 4,6 milyon kitap ve değerli tarihi-elyazmalar imha edilmiştir.

  Aynı zamanda, devlet terörizmi ve soykırım politikası yürüten Ermenistan ve işgal altındaki ülkelerdeki ayrılıkçı rejim tarafından genel, çeşitli yollarla (yolcu otobüslerinde, yolcu ve yük trenlerin, Bakü metrosunda, hava ulaşımında, yolcu taşıyan deniz feribotunda, yerleşim birimlerinde, sivil ve devlet binalarında) 373 saldırılar hayata geçirilmiştir kii, sonuçta 1200 kişi ölmüş, 1705 kişi yaralanmıştır.

  Bütün dönemlerde olduğu gibi Ermenilerin gerçekleştirdiği bu işgalcilik siyaseti toplu katliamlarla beraber hayata geçmiştir. Öyle ki, 1988-1993 yıllarında Ermenistan’ın askeri saldırısı sonucunda 20. 000 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiş, 100. 000 kişiden çoğu yaralanmış, 50 000 kişi ise çeşitli derecede hasar alarak özürlü olmuştur. Çatışma döneminde 4853 kişi kayıp düşmüş, onlardan 1357si esirlikdən azad edilmiş, 783 kişi ise halen Ermenistan’da esir durumunda kalmaktadır. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nin verilerine göre 439 kişi esirlikte ölmüştür .

  XX yüzyılın sonunda ermenilerin Hocalı’da yaptıkları bu soykırımı tüm insanlığa karşı yöneltilmiş en ağır suçlardan biri olarak değerlendiriliyor. Dünya tarihinde Hocalı faciası tarihin hafızalardan hiç silinmeyen Xatın, Hiroşima, Nagazaki, Sonqmi, Ruanda, Srebrenitsa ve Xolokost gibi korkunç facialardan hiç de geri kalmıyor. Adı geçen olaylar savaşlar tarihine sivil halkın soykırımı olarak dahil olmuş ve tüm dünyada geniş yankı doğurmuştur.

  Bu soykırım sonucunda, resmi rakamlara göre, 613 kişi öldürülmüştü ki, onlardan 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i  ise yaşlılar vardı. 8 aile tamamen yok edilmişti. 76’sı çocuk olmakla 487 kişi sakat edilmişti. Ayrıca, 1275 kişi esir alınmış, 150 kişi kayıp düşmüştür .

Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu korkunç soykırımın asıl mahiyeti sadece ulusal lider Haydar Aliyev 1993 yılında siyasal iktidara yeniden döndükten sonra açıklanmış, Şubat 1994 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi Hocalı soykırımına politik-hukuki değer vermiştir. Ayrıca Azerbaycanlılara karşı zaman zaman işlenmiş soykırım ile ilgili ulusal lider Haydar Aliyev’in 26 Mart 1998’de imzaladığı kararnameyle 31 Mart Azerbaycanlıların Soykırım Günü ilan edilmiştir .

  Ayrıca, ulusal liderin “1948-1953 yıllarında Azerilerin Ermenistan SSC topraklarındaki tarihi-etnik topraklarından kitlesel biçimde çıkarılması hakkında” 18 Aralık 1997 tarihli fermanı Ermenistan SSC arazisinden Azerilerin çıkarılmasının kapsamlı araştırılması, bu cinayete hukuki-siyasi değer verilmesi ve onun uluslararası kamuoyuna ulaştırılması açısından önem arz etmektedir. Bu fermanlar sadece tarihimizin kanlı sayfalarının öğrenilmesi ve hafızalarda kazınması değil, aynı zamanda ermeni şovinizmi ve terörizminin ifşa edilmesi açısından da önemlidir.

  Halihazırda bu süreç Azerbaycan’ın dış politikasının temel yönlerinden biri olarak belirlenmiştir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in başarılı dış politikası sonucunda artık bir takım uluslararası kurumlar kabul ettiği bir takım belgelerde Ermenistan işgalci devlet gibi gösterilmiştir.

Uluslararası hukuka göre soykırım barış ve insanlık aleyhine yönelen ameldir ve en ağır suç olarak algılanıyor. Bu konuda BM Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 yılı tarihli 260 (III) sayılı kararı kabul edilmiş ve 1961 yılından yürürlüğe giren “Soykırım cinayetinin önlenmesi ve cezalandırılması” sözleşmede soykırım cinayetinin hukuki dayanağı tespit edilmiştir.

  Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı saldırısı sırasında bu sözleşmede tespit edilmiş soykırım suçuna giren tüm ameller Azerbaycanlılara karşı uygulanmıştır. Bu işgalci devletin yürüttüğü saldırganlık politikası 20 yıldan fazladır ki, dünya kamuoyunun gözü önünde yaşanıyor. Bu nedenle devletimiz bu sözleşmeyi gözönünde tuturak, Ermenistan Cumhuriyeti’ne karşı BM Uluslararası mahkemesinde dava kaldırmak için tüm yasal hukuklara sahiptir.

 __________________________

  1  Mahmudov Y., Şükürov K., Karabağ. Gerçek Tarih, olgular, dokümanlar. Bakü, 2005, s.77

  2 Azerbaycanlıların soykırımı ile ilgili Azerbaycan Cumhuriyyetinin Cumhur başkanının fermanı, 26 mart 1992 – Azerbaycanlıların soykırtımına dair (8 dilde). Bakü, 1998, s.8; Ermeni terörist gruplarının insanlığa karşı cinayetleri (XIX-XXI asır.).  Bakü, 2002, s.157-160.  

  3 Arzumanlı V., Mustafa N. Tarihin kara sayfaları. Sınırdışı. Soykırım. Göçgünlük. Bakü, 1998, s.68.

  4 Ermenistan devletinin Azerbaycan Cumhuriyyetine karşı saldırısı. Bakü, 1994, s.4-6.

  5 Aynı yerde, s.157

  6 Aynı yerde, s.284-286.

  7 Azerbaycanlıların soykırımı ile ilgili Azerbaycan Cumhuriyyetinin Cumhur başkanının fermanı, 26 mart 1992 – Azerbaycanlıların soykırtımına dair (8 dilde). Bakü, 1998, s..8.

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat örnek bir devlet adamı

Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat’ın çalışmalarıyla ilgili konuları haber kanallarında ve sosyal medyada devamlı takip ediyorum. Şimdiye kadar şahsıyla ve bakanlığı döneminde çalışmaları...

Acara Özerk Cumhuriyeti Hükümet Başkanı Tornike Rijvadze’nin çalışma toplantısı

Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyeti Hükümet Başkanı Tornike Rijvadze, Bakanlar ve bakanlıkların üst düzey yetkilileri ile bir çalışma toplantısı düzenledi. Hükümet Başkanı Tornike Rijvadze yaptığı açıklamada;...

Gürcistan-Acara Tanıtım Günleri

არკეტინგული კამპანია, რომლითაც აჭარის ულამაზესი ტურისტული ადგილები მილიონობით ადამიანს გავუზიარეთ. კამპანიის ფარგლებში გამოქვეყნებულ აჭარის საპოპულარიზაციო პოსტებზე წვდომები ჯამში 240 მილიონ წვდომას აღემატება ძალიან დიდი მადლობა პროექტში...

Artvin Valisi Dr. Turan Ergün

Artvin Valisi Cengiz Ünsal’ın son valiler kararnamesi ile İçişleri Bakanlığına “Vali-Mülkiye Başmüfettişi” olarak atanmasından sonra; Uşak Valisi olarak görev yaparken Artvin Valisi olarak atanan...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!