Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Mut,Mersin ilinin iç kesiminde kalan ve il merkezine en uzak ilçelerinden birisidir. Mersin il merkezinden yaklaşık ikibuçuk,üç saat gibi bir zaman farkıyla Mut’a varabilirsiniz.Konya ve Karaman’ı Akdeniz’e bağlayan devlet karayolu Mut ilçe merkezinden geçmektedir. İlçe merkezine yaklaştıkça yoğun kayısı bahçelerine rastlanmaktadır. Mut ilçe merkezi nüfusu 28.800’dür. İlçede kayısı ve zeytin üretimi ileri seviyededir. Mut ilçesi özellikle kayısı üretimi yönünden Malatya iline eş değerdedir. Fakat bu yönden ismi fazla duyulmadığı için herkes tarafından bilinmiyor. Diğer yönden ilçede zeytin işlemeciliği yapan küçük fabrikalar vardır. Mut ilçesinde 8 aydır görev yapan Kaymakam Mustafa Şahin ilçenin ekonomik ve soysal yönden gelişmesi için yeni projeler yapmıştır.
Mut Kaymakamı Mustafa Şahin diyor ki ilçe özellikle kayısı üretimi yönden marka şehirlerden birisi olması gerekirken yeteri kadar tanıtım yapılmamıştır. İlçenin tanıtım eksikliği var, bunun üzerinde önemle duruyorum. Bu ilçeyi tanıtmamız gerekir diyor. Kaymakam Mustafa Şahin bu düşüncesine paralel olarak ilçe merkezinde toprak üzerine işlenecek 180×120 m. ebadında Türkiye’nin en büyük bayrağını yaptırıyor. Diğer taraftan Uluslararası Paraşüt yarışmasını da Mut’ta yaptırıyor. Devletin vatandaşına kaliteli hizmet verme noktasında başarısından dolayı Mersin ilinde ilk defa Mut Kaymakamlığı ISO Hizmet Kalite belgesini almıştır. Devlete ve millete hizmet etmek noktasında yoğun gayret gösteren, çalışkan, görevine son derce bağlı Mut Kaymakamı Mustafa Şahin, “Mut ve başarılı bir mülki idare amiri” konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
“Mut ilçesinin toplam 63.000 nüfusu ve 60 köyü olan bir ilçedir. Merkez nüfusu 28.800 dür. Bir ilçeyi tanıma süreci uzun alabiliyor. Göreve başlayalı 8 ay oldu. Bugün itibariyle ilçenin tarımsal potansiyelini net olarak ortaya koymuş değiliz. İlçemiz tarım ilçesi olarak gözüküyor ama başka sektörleri ilçeye getirebilir miyiz onun arayışı içindeyiz. Tarımı zaten Anadolu’nun öz sektörüdür. Her yerde bir tarım ve hayvancılık vardır. Ama bulunduğunuz yere diğer bir sektör getirebilme uğraşı veriyoruz. Bir ilçenin yönetimi dendiği zaman bizim kaynağımız 5442 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunudur. Bu kanundaki yetki ve salahiyete göre iş yapıyoruz. Bazen şunu düşünüyorum. Biz bir yerde proje yapalım, projeyle uğraşalım derken, maddi anlamda yatırım yapalım derken 5442 sayılı kanunun korumaya çalışmış olduğu alanlar konusunda bir zaafımız oluyor mu ama ondanda endişe duyuyorum. Bizim en önemli görevimiz asayiş ve güvenliktir.
Trafiğe bağlı yoğunlukla ilgili bir asayiş sorunu var
İlçenin asayiş ve güvenliğinin sağlanması bizim en asli görevimizdir. Biz bu görevi yerine getirme konusunda zafiyet içerisinde iken öbür taraftan da ilçe ile ilgili olmak üzere maddi çalışmalar yapalım, ağaç dikelim, fidan üretelim, sanayi getirelim. Çalışmalar içerisine girince bir zaafımız olur mu onu zaman zaman düşünüyorum. Bu noktada şunu gördüm. 5442 sayılı İl idaresi kanunu çerçevesinde üç şeyi önemsedim. Yönetim anlayışı içerisinde; Devlet kurumlarının çalışması; mesai nedir? Saat sekizde başlar, kaçta biter? Saat beşte biter. Bu zaman içerisinde vatandaşlarımızın işlerinin görülmesi lazımdır. Bu bizim en önemli görevimizdir. Ben öncelikle bu görevin hakkıyla yerine getirilmesi konusunda takipçi olmaya başladım. Buranın asayişle ilgili kendine göre özellikleri var. Mersin’in bir ilçesidir. Mersin dediğimiz zaman, asayiş noktasında insanlar farklı çalışmalar meydana getiriyor. Kendi ilçemizde de asayişle ilgili bazı özel durumlar vardır. Emniyet açısından müdürlük statüsünde bir ilçedir. Dolayısıyla önemli bir ilçedir. Konya-Karaman’dan sahile giden ana yol bizim ilçemizden geçiyor. Dolayısıyla trafiğe bağlı yoğunlukla ilgili bir asayiş sorunu vardır. Burada insan ve araç sirkülasyonu var. Özellikle yaz döneminde bunlar önemlidir. Diğer bir husus ise devletin vatandaşla olan münasebetleridir. Vatandaş devlet kurumlarından kaliteli bir hizmet almak zorundadır.
ISO Kalite Bölgesini Mersin ilinde bizden önce alan yoktur
Yıpranmadan, ezmeden, küçülmeden, ezilmeden, sağlıklı bir şekilde işlerini yürütmesi gerekiyor. Buna da önem verdim. Bu kapsamda ilk yaptığım şeylerden biride ilçemize ISO Kalite Belgesi alma konusunda girişimlerde bulunmak oldu. Bu belgeleri bugün aldım. Bunun belgesini ve bayrağını astırıyorum. ISO Kalite Bölgesini Mersin ilinde bizden önce alan yoktur. Böylece Mersin’de ISO Kalite Belgesini ilk alan biz olduk. ISO Kalite Belgesini kaymakamlık ve valilik olarak il alan biziz. Bu konuda arkası gelecektir. Bu konuda çalışmış olduğunuz vali beyin yaklaşımları çok önemlidir. Çok kaliteli bir valimiz vardır. Onur ve şeref duyduğumuz bir vali olmanın ötesinde lider vasıflı bir valiyle çalışıyoruz. Her türlü yaklaşımlarından biz bir şeyler kapıyoruz. Kendileri bir toplantıda kaliteli yaşam önemlidir demişti. Kalite belgesi alınabiliyorsa alınsın şeklinde bir yaklaşımı olmuştu. Biz oradan esinlenerek derhal müracaatımızı yaptık ve bugün de sonuçlandı ve belgeleri de geldi. Vatandaşın devlete geldiği zaman kaliteli bir yönetim görmesi önemlidir.
Bunun için vatandaşın; yıpranmaması ve ezilmemesi lazımdır. İşlerin tıkır tıkır işlemesi lazımdır. Bu ISO 2008 Kalite Belgesidir. Bunu bazı kaymakam ve valilerin aldığını biliyorum. Ama bunu Mersin ilinde ilk alan biz olduk. 5442 sayılı kanununun bize söylediği bu üç ana başlıktan sonra; kurumların çalışması, asayişin sağlanması, vatandaşın devletten memnun olmasıdır. Bunu en aslı görevden sonra biz acaba misyonumuz gereği fahri anlamda bu ilçeye daha neler verebiliriz arayışına otomatik olarak girdik. Bu konuda ilk gördüğümüz şey şu oldu. Bu tarım sektörü var ama buradaki tarım sektörü çok farklıdır. Burada geldiğimde tarım alanı yapılacak tarlanın olmadığını gördüm. Genelde bahçe vardır. Halbuki şimdiye kadar tarlanın olduğu yerlerde görev yapmışım. Tarla derken; buğday, arpa, ayçiçeği gibi Anadolu’nun klasik gelirleridir. Akdeniz’e geldiğiniz zaman bitki örtüsünden dolayı mı desen değişiyor ve burada çok ciddi manada zeytin üretimi vardır.
Markalaşma çalışmalarına girdik
Ayrıca kaysı, erik, nar, üzüm üretimi vardır. Bütün bunlarda çalışmamız noktasında bize bir hareket tarzı veriyor. Zeytin üretimini nasıl duyuracağız? Zeytin konusunda yaklaşık 8 milyon tane fidan vardır. Buradan geçmiş kaymakamlarımıza, ağabeylerimize şükranlarımı arz ediyorum. Hepsi önderlik ve ağabeylik yapmıştır. Zeytini teşvik etmişlerdir. Önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde burada zeytin ve zeytinyağı üretimi gerçekleşecektir. Biz bu ismi dünyaya nasıl duyuracağız. Bize bu noktada düşen bu misyondur. Markalaşma çalışmalarına girdik. En önemlisi de üretici birliğinin sağlanması adına şu anda Zeytin Üreticileri Birliğini kurduruyorum. Bu konuda ilk yönetim kurulunu tespit ettik. Şu anda zeytin üreticileri birliği oluşuyor. Bir tarafta da sermayedar ve iş sahipleri var. Üretici bir tarafta, işleyici bir tarafta olmak üzere zeytin borsasını da hedefliyoruz. Amacımız kimsenin hakkı, kimse tarafından yenmesin. Burada ciddi manada kaysı üretimi vardır. Malatya’daki kaysı üretimine eş değer olacak olan bir kayısı üretimimiz var. Ama ismi duyulmamış ve hala markası bilinmiyor. Tabii ki burada da bir reklam sorunumuz vardır. Tanıtım, pazarlama, paketleme yoktur. Kayısı ihracatı 5-6 ülkeye yapılıyor ve bunu bilen yoktur. Ben bunları bu ilçeye geldikten sonra öğrendim. Demek ki bu konuda bir eksiğimiz vardır. Kayısı Malatya’yı andırdığı gibi bence Mut ve Malatya’yı andırması lazımken Mut henüz bilinen bir şey değildir. Öbür taraftan alternatif ürünler geliştirebilir miyiz diyerek de bir düşüncemiz oldu. Zeytin birim başına çok getirisi olan bir ürün değildir. Mut’ta yıllık zeytin üretimi 80-90 bin tondur. Türkiye’deki zeytin üretiminin % 3-4’ü ilçemizde yapılmaktadır. Mersin ilçesinde en çok kayısı nerede üretilir denildiği zaman biliniyorsa Mut denilecektir.
Ürün bilinmiyorsa hiçbir şey söylenmez. Mersin’de zeytin nerede üretilir denildiği zaman denilecektir. İlçede küçük çaplı zeytin fabrikaları vardır. Üretilen zeytinin işlenmesi gerekir. Zeytin paketlenmesinde hala sorunlar vardır. Şunu söylemek isterim önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde çok güzel atılımlar yapılırsa, ciddi bir sermaye girerse, iş yapmak isteyen parsına acımaz. Burada katlayarak kazanacağını düşünür. Benim bir idareci olarak gördüğüm budur. Bu ürünlerin değerlendirilmesi gerekiyor. Alternatif ürün olarak ben siyah incirle ilgili bir çalışma yaptım. Özel idare destekli olmak üzere 20-30 bin siyah incir dikimi yapacağız ve genelde ilkbahar ve sonbahar döneminde yapılmaktadır. Kanatlı hayvanlar konusunda şunu gördük. Genelde kanatlı hayvanlar tavuk olarak algılanıyor. Hindi üretimi ile ilgili olarak acaba bir girişimde bulunsak nasıl olur. Bu kapsamda da bu yıl 6.000 tane hindi yavrusu dağıtıyoruz. Bunlar yöreye ilk defa geliyor. Bunun olumlu yansımalarını da gördüm. Hindi yavruları uygun ve Şili’den gelen yumurtalardan çıkan palazlardır.
Alahan Manastırı dediğimiz çok meşhur bir yerleşim yeri vardır
Amacımız burada birkaç tane arkadaşımızın sözleşmeli hindicilik yapmak suretiyle bunun kesiminin yapılması, paketlenmesi, poşetlenmesi ve belki akabinde ihracat edilmesidir. Böyle bir sektörün ilçeye gelmesi için çalışıyoruz. Tarım potansiyelimizin dışında acaba ilçenin ismini hangi sektörlerle duyururuz dediğimiz zaman karışımıza turizm çıktı. Turizm derken elimizdeki değerlere baktık. Burada Alahan Manastırı dediğimiz çok meşhur bir yerleşim yeri vardır. Alahan Manastırı dünya miras listesine aday yerlerden bir tanesidir. Ama şunu gördük ki burada çok ciddi sorunlar vardır. Buranın çevre planı ve restorasyonu henüz yapılmamıştır. Bunun yapılması gerektiğini gördük. Şu anda çevre düzenlemesi ile ilgili olarak bir girişimde bulunduk. Bu teklifimiz valilik tarafından kabul edildi ve üniversite ile beraber bir çevre düzeni planı gerçekleştiriliyor. Oraya turistleri çekmeyi arzuluyoruz. İlçemizin şöyle bir konumu var. Kuzeyimizde hemen Konya dediğimiz Mevlana’nın şehri vardır. Çok ciddi manada oraya turist geliyor. Konya’da Mevlana’nın çektiği bir turist vardır. Hemen 70-80 km. güneyde sahil var. Mersin dediğimiz Taşucu’na kadar bir sahil turizmi vardır. Biz bu iki çizgi arasındayız. İnsan sirkülasyonuna çok müsaittir. Bu insan sirkülasyonu içerisinde birkaç tane görselliğimizi sunabilirsek, onları birkaç gün burada tutabilirsek önemli manada bir girdi olacağını düşündük ve şu anda onun çalışmaları devam ediyor. Alahan’ı yapmaya çalışıyoruz. Bu arada birkaç tane turizm firması ile görüştük.
Birinci Uluslararası Mut Yamaç Paraşütü yarışmasını yaptıracağız
Konya’ya gelenleri buraya getirme noktasında onlarda olumlu bakıyorlar. Burada bu manada bir çalışma devam ediyor. Eş zamanlı olarak da şunu uygun gördük. İlçenin ismini başka konularda duyurabilir miyiz diye düşündük. Bunun için şu anda yamaç paraşütünü ilçeye getirmeye çalışıyoruz. Birinci uluslar arası Mut yamaç paraşütünü yaptıracağız. Bu yamaç paraşütü yarışması Haziran ayı sonu ve Temmuz başında yapılacaktır. Şu anda bununla ilgili uçuşlar yapılmaktadır. Pistlerimizi hazırladık. Şu ana kadar uçuşlarla ilgili bir problem çıkmadı. Biz bunun yerleşmesini arzuluyoruz. Mut’un uluslar arası yamaç paraşütü merkezlerinden birisi olmasını arzuluyoruz. Yapılan iş profesyonel bir iş olup, amatör bir iş değildir. Dünya ve Türkiye rekorunu burada kırdırmak için uğraşacağız. Onu da sağlayabilirsek, dünyada burası da bilinecektir. Öbür yandan sembolik de olsa ilk ismimizi duyurmak adına neler yapabiliriz çalışması içindeyiz.
İlçemizde çok yakın bir arazi var. Sarıtaş Mevkiine şu an Türkiye’nin en büyük bayrağını araziye işliyoruz. Burası Türkiye’nin en büyük bayrağı olacaktır. Bu bayrağın ebatı 180×120 m. olacaktır. Bu konuda 2011 yılı itibariyle bizden başka büyük bayrak yapan olmayacağını düşünüyorum. Bu bayrak Mut’un karşı tarafında gözükmemektedir. Şu anda bununla ilgili arazi düzenleme çalışması yapıldı. Eminim 2-3 hafta içinde bu çalışma bitecektir. Böylece yapılacak olan bu Türkiye’nin en büyük bayrağı ve yapılacak uluslar arası yamaç paraşütü yarışması ile Mut’ta ilkleri gerçekleştirmiş olacağımı. Böylece ilçemizin ismi ülke gündemine gelir.Yamaç paraşütü yarışmasını geçen yıl Karaman yaptı. Biz Karaman’la beraber yapıyoruz. Onlarda bu çalışmalara yeni başladılar ve onlarında iddialı olduğu yerler var. Bizimde iddialı olduğumuz yerimiz ve pistimiz var. Bu bir nasip işidir. Türkiye ve dünya rekorunun nerede kırılacağı belli değildir.
Ağaca önem verdiğiniz kadar, insana da önem vermek zorundasınız
Karaman iddialı olabilir ama bizde o konuda iddialıyız. Bu bir hava işidir. Uçuş yapacak pilotun kapasite işidir. Ama bizim şu andaki kurmuş olduğumuz pisti yaparken; Avrupa’nın en iddialı pistini yapıyoruz demiştik. Gayet büyük bir pist yaptık ve 1802 rakamlı bir yerde ilçeye e direkt uçuşu 15. ici km.’de diyebilirim. Göreve başladığım 8 ay içinde ilçenin isminin tanıtılması noktasında, bunun sağlanması konusunda elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Etim çalışmalarımız bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Ağaca önem verdiğiniz kadar, insana da önem vermek zorundasınız. Burada 5 tane lisemiz vardır.
Okullaşma konusunda fazla bir sıkıntı yoktur. Üniversite imtihanlarında daha fazla başarı elde edebiliriz mi düşüncesi içerisindeyiz. “100 Mutlu yüz” başlığı ile bir proje yaptık. Bu projede amacımız şuydu; ekonomik nedenlerden üniversite imtihanlarına hazırlanma noktasında dershaneye gidemeyen çocuklarımızı dershane ile buluşturmaktır. Burada Milli Eğitimi ve dershaneleri aynı potaya getirebildik.. Bununla ilgili aylık değerlendirme SBS ve üniversite imtihanlarında hangi noktadayız diye toplantısı yapıyoruz. Bu toplantılar bazen ilde yapılıyor. Bizi bu konuda sayın valimizin bizi yönlendirmesi çok önemlidir. Onunda ışığı altında bizde benzer çalışmaları ilçemizde yapıyoruz. Çok olumlu sonuçlara alacağımızı düşünüyoruz. Haziran ayındaki imtihan da bütün çocuklara başarılar diliyorum. Bu sene ilk yıl olduğu için hatalarımız olmuş olabilir. Bundan sonraki yıllarda daha başarılı olacağımızı düşünüyorum.
Meslekte öğrenen pozisyonunu hala devam ettirmek lazımdır
Bizim çok iyi bir mülki idare amiri olmamız gerekiyor ki geçmiş olduğumuz yollardan yola çıkmak üzere birilerine de bir şeyler anlatalım. Bu noktada zaman insana her gün bir şeyler öğretiyor. Ben hizmetin 12.ci yılındayım. Oniki yılda çok şeyler gördüm. Eğer ömrüm varsa, bundan sonraki zamanımda da çok yaşayacağıma inanıyorum. Çok kaliteli mülki idare amirlerimiz var. Mersin üzerinde şunu söyleyebilirim. Sayın valimiz, vali yardımcısı ağabeylerimiz, kaymakam ağabeylerimiz hepsi mesleğin zirvesinde insanlardır. Biz onların yanında hala bir şeyler öğrenme gayreti içerisindeyiz. Buradan söyleyeceğim şu vardır. Meslekte öğrenen pozisyonunu hala devam ettirmek lazımdır. Hala ben öğrenmek zorundayım mantığını devam ettirmek gerekir.
Kararımı veririm ve ondan sonrada yoluma devam ederim
Eğer siz ben her şeyi biliyorum, ben her şeyi bilirim deyip diğer insanlara karşı gözünüzü kapatıyorsanız, karanlık bir yolda gidiyorsunuz anlamına gelir. Ben her zaman şunu önemsedim. Herkes den bir şey görme ve öğrenmedir. Meslekteki yol önemlidir. Mesleğe yeni girmiş ve yeni başlamıştır ama mesleğe bizim bilmediğimiz bir şeyle başlamıştır.Onu ondan alabilmek veya meslekte emekliliği gelmiş ağabeylerden bir şeyler alabilmektir. Daima öğrenmek ve öğrenmeye hazır olmaktır. Ondan sonra kararlı bir şeklide yola devam etmektir: Öğrendikten ve değerlendirdikten sonra ben herkese her şeyi sorarım derseniz, her şeyimi herkese açtığım anlamına gelmez. Tek başıma da karar vermeyi de pek sevmem, O konunun taraf olabileceği arkadaşlara unvanı önemli olmadan sorarım. Onların da önünden bir geçerim. Bir değerlendirmelerini arzularım. Kararımı veririm ve ondan sonrada yoluma devam ederim. Bu bizi başarıya götürdü mü, götürmedi mi bilemiyorum ama şu an itibariyle de bir sıkıntı yaşamadık. İdarecilik noktasında onu söyleyebilirim.”