Haber: İlker ÇAKAN
Kırklareli; Tarım İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi ve Kırklareli Ticaret Borsası tarafından” “Sorunları ve çözümleriyle Kırklareli’ de tarım” konulu konferansı yapıldı. Kırklareli Valisi Ali Haydar Öner, konferansta yaptığı konuşmada şunları söyledi;
Kırklareli’nin tarımda ne kadar fazla sorunu olduğunu bizlere hissettirdi
“Bugün çok önemli konuklarımız var. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Mehmet Atilla Aşkın’ın başkanlığında seçkin akademisyen grubu Kırklareli’ de tarımın sorunlarını bizimle paylaşacaklar. Bilgilerinden bizleri yararlandıracaklar. Toprağın bereketinin artmasına, çiftçilerimizin alın terlerinin karşılığını bulmasına önemli katkılarda bulunacaklar. Kendilerine hepiniz adına hoş geldiniz diyoruz.
Biraz önce tarım müdürümüz bazı bilgiler sundu ve Kırklareli’nin tarımda ne kadar fazla sorunu olduğunu bizlere hissettirdi. Gerçektende biz zannediyoruz ki Kırklareli’ de tarım mükemmel, fazla bir sorunu yok, toprak bereketli, çiftçi alın terinin karşılığını alıyor.
Çevrelerini kirlettiğimiz için bazen ballarımız yurt dışından geri dönüyor
40 bin kovan arımız, 100 bin kovanlık kapasitemiz var. Çiftçi 40 bin kovana karşın 50 bin kovan geliyor Kırklareli’ne her sezon. Bir de atıl kapasiteyi düşünelim. Arılar hangi ortamda çiçeklerden bal, polen topluyorlar. Biraz çevre kirliliği biraz ilaçlamadan olan sorunlarla muhteşem yaratıklar bizlere bal vermeye çalışıyorlar. Ama biz onların, güzelim çevrelerini kirlettiğimiz için bazen ballarımız yurt dışından geri dönüyor. Satılan mal eskiden geri alınmaz diye eskiden bir prensip vardı şimdi artık esnaf satılan mal geri alınır diye yazmak zorunda. Çünkü tüketici hakları ileri boyuta ulaştı.
Kirletilen alanlara ekilen ürünler zehirleniyor
Ektiğimiz buğdayı da, ayçiçeğini de satamaz duruma düşebiliriz. Çünkü Ergene gidi bir güzel akarsu, evsel atıklarla, sanayi atıklarıyla kirletiliyor. Taşkınlarla kirletilen alanlar çoğalıyor. Kirletilen alanlara ekilen ürünler zehirleniyor. Kim kirletti bu Ergene’yi? Hem doğal güzelliği çevreyi koruma sorumluluğumuz var, hem de çiftçinin hakkını gasp etmeme gibi bir duyarlılığımız olmalı. Ne sanayicimiz uyuyor, ne Trakya bölgesinde yer alan Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne buna uyuyor. Hani memlekete hizmet boynumuzun borcuydu, okullarda “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye yetişmiştik. Türk varlığı bize armağan olsun meselesine mi dönüştü.
Piknik ve mesire alanlarının hepsi kirletilmiş
Buğday ekiyoruz yer yer 350 kilonun altında hasat elde ediyoruz. 350 kilonun altında buğday alıyoruz ama bir yandan da kaba yem bitkisi açığımız çok fazla. Konya’dan ve Hatay’dan ot getiriyoruz. Otun bize olan maliyeti ne, taşıma maliyeti ne? Kırklareli’nin her tarafını dolaştım. Sadece iki ilçesine resmi ziyarette bulundum ama gayri resmi olarak her yeri dolaştım. Ne yazık ki piknik ve mesire alanlarının hepsi kirletilmiş. Temiz terk edilmemiş ve insana yakışmayan bir davranış. Aslan yattığı yerden insan da terk ettiği yerden belli olur. Kullandığı yeri temiz terk etmeyen yaratık insan vasfından uzaklaşıyor demektir.
Genç nüfus makineli tarım yapmak istiyor
Demirköy’de ormanın içinde küçücük alanlar biraz orman tahrip edilerek yaratılan alanlar hemen köy içinde de kocaman iş makineleri. 30 dönüm tarla ya var ya yok. Kocaman bir biçerdöver var. Genç nüfus makineli tarım yapmak istiyor ama üretim maliyeti ne kadar yüksek. Ya da taksi gibi kullandığımız traktörler var. Orman alanın içindeki o küçük tarlalar bahçe olarak mı daha verimli olarak kullanılabilir, bağ olarak mı daha verimli kullanılabilir kaba yem bitkisi mi daha yararlı olur yoksa buğday ekerek mi daha fazla gelir elde edebiliriz emeğimizin karşılığını alabiliriz buna uzmanlar karar verecek tavsiyelerde bulunacak çiftçimizde sağduyusuyla tartıp değerlendirecek.
Toprağın ihtiyacı olmayan gübreyi saçıyoruz, boşa harcıyoruz
Ama daha fazla bekle gör politikası içinde de olmamamız lazım. Çünkü artık anlamış olmalıyız ki toprak tahlili yaptırmadan kullandığımız gübrelerde bazen toprağın ihtiyacı olmayan gübreyi saçıyoruz, boşa harcıyoruz. Bazen ihtiyacı olan gübreyi saçmıyoruz, aldığımız ürünün miktarı kalitesi düşüyor. Bazen kullandığımız tohum nitelikli tohum değil. Az ürün elde ediyoruz. Bazen bakımını iyi yapmıyoruz, bazen mevsiminde hasat etmiyoruz hepsi birer sorun. Bugün bir yandan kar kış; Demirköy, Kofçaz, yoğun kar alan bölgelerden intikaller azaldı ama yinede şükranla karşılıyoruz.
Niye daireye gelmedin diye ne müdür bey nede ben sormam
Yeter ki ilgiler devam etsin eğitim çalışmaları sürecek. Tarım çalışanlarına da rica ediyorum, dairede kalma süresini asgariye indirip alanda çalışma süresini azamiye çıkartmamız lazım. Niye daireye gelmedin diye ne müdür bey nede ben sormam. Tarlaya, bostana, bağ-bahçeye, ahıra gitmeli arkadaşlarımız. Kravat niye takmadın diye de sormayız. İkiden fazla teknisyen dairede olmayacak. Tarlada, bostanda, bağda, bahçede, çiftçinin, üreticinin, besicinin yanında olacak. Hava kapalı yağışlı olursa köy kahvesinde köylülerde mesai saatinde köylülerle domino oynamakta serbest. Belki domino oynarken bir iki kelime tarım veya hayvancılıktan konuşulurda bilgi akışı olur.”
Kırklareli Valisi Ali Haydar Öner’in konuşmalarının ardından; Panel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Atilla Aşkın “Meyve Yetiştirme ve Islahı”, Panelistlerden Prof. Dr. Turhan Toker “Çiftlik hayvanlarının yetiştirilmesi beslenmeleri ve pratik ıslahları”, Doç Dr. Hakan Aktaş “Meyve, sebze, bağ ve süs bitkileri üretimi, ıslahı, genetik, fizyoloji, muhafaza, depolama ve pazara hazırlanması”, Yrd. Doç Dr. Mehmet Polat “Meyve yetiştirme ve ıslahı, organik tarım meyve çoğaltma teknikleri” ve son olarak Yrd. Doç. Dr. Ozan Demirözer’de “Entemoloji, zararlılar ile biyolojik mücadele zararlılar ile entegre mücadele” konuları hakkında katılımcılara görsel destekli bilgiler verdi.