Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Amasya iline bağlı Gümüşhacıköy ilçesi ilin tarım yönünden en önemli ilçelerinden birisidir. İlçenin ekonomisi genelde tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. İstanbul’u Karadeniz Bölgesine bağlayan uluslararası devlet karayolu ilçe merkezinden geçmektedir. Daha önceki dönemlerde ilçede faaliyet gösteren Tekel Yaprak Tütün İşletme Fabrikasının özelleştirme kapsamında kapanmasıyla birlikte ilçedeki ekonomik durumdaki canlılık zamanla kaybolmuştur. Ayrıca işsizlik nedeniyle de genç nüfusun ilçe dışına göç etmesiyle birlikte ilçedeki tarım ürünleri üretiminde geçmişe bakıldığında düşüş görülmektedir.
Gümüşhacıköy Kaymakamı Yasin Özcan; daha önce görev yaptığı Erzincan-Kemaliye Kaymakamlığı görevi sırasında, sosyal içerikli projelerde elde ettiği başarılardan dolayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den yılın idarecisi ödülünü almıştır. Yılın idarecisi ödülünü alan başarılı Gümüşhacıköy Kaymakamı Yasin Özcan ilçenin ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi için büyük uğraş vererek bu konudaki projelerini hayata geçirmeye başlamıştır. Çalışkan, devlet-vatandaş işbirliğini en iyi seviyeye getiren ve devlet adamı vasfıyla Gümüşhacıköy halkının takdirini kazanan Gümüşhacıköy Kaymakamı Yasin Özcan, “Gümüşhacıköy ve başarılı idareci olmak “konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
“Gümüşhacıköy Kaymakamlığına Erzincan Kemaliye ilçesinden atandım. Yılın idarecisi ödülünü Kemaliye ilçesinde yaptığım çalışmalardan dolayı Cumhurbaşkanı takdir ederek aldım. Kemaliye ilçesinde yaptığım işler devlet-vatandaş işbirliği ile yaptığımız işler olduğu için yılın idarecisi ödülü sosyal alanda almış olduğum bir ödüldür. Türkiye’nin en büyük sosyal sorunlarından birisi göçtür. Anadolu’daki küçük şehirlerden İstanbul ve Ankara gibi sanayi bölgelerine göç vardır. Bu nedenle topraklarını ve baba ocaklarını terk edip, gidenlerden oralarda büyük paralar kazananlar daha sonra büyük bir kadirşinaslık göstererek kendi memleketlerine yeni yatırımlar yapıyorlar. Erzincan-Kemaliye ilçesinde bunun en güzel örneklerini yaşadık. Bu nedenle Kemaliye’de görev yaparken; Ankara, İstanbul, yurt dışında gezilerimiz oldu. Bunun neticesinde devlete yük getirmeden, Kemaliye’de çok büyük işler yaptık. Bunun neticesini alarak, vatandaşımızda bu durumdan memnun oldu. Ayrıca memleketlerine maddi ve manevi yönden destek olan Kemaliyeli iş adamları da mesut oldular. Bizde bu durumdan mutluluk duyduk.
Kemaliye’de yaptığım sosyal alandaki çalışmayı Gümüşhacıköy’de de yapmak istiyorum. Bu nedenle yurt içi ve yurt dışında yaşayan özelikle İstanbul ve Almanya’da ağırlıklı olarak yaşayan Gümüşhacıköylü nüfus vardır. Bu nedenle ilçenin ihtiyacı olan birçok hizmetleri çözmeyi ümit ediyoruz. Gümüşhacıköy’ün ekonomik ve toplumsal yapısına baktığımızda şu an itibariyle Gümüşhacıköy tarım toplumudur. Gümüşhacıköy’de sanayi adına hiçbir tesisimiz yoktur. Son zamanlarda depo ve ambalaj anlamında büyük bir sanayi şirketimiz kuruldu. Ancak Gümüşhacıköy’ün geçmişine baktığımızda Tekel Fabrikası ve Yaprak Tütün İşletmesi Fabrikası olarak iki adet işletmemiz var. Bu fabrikalar geçmişte ilçeye büyük bir ekonomik girdi sağlamıştır. Ayrıca bundan önce ilçemizde bulunan Kendir Fabrikası da ilçeye büyük bir ekonomik girdi sağlamıştır. Bundan başka ilçemizde taş ocakları ve Gümüş Beldemizde bulunan Gümüş madeni varmış.
Bunun için ilçemizin geçmişine baktığımızda büyük bir ekonomik güce sahip bir ilçe iken ne yazık ki göç nedeniyle ve TEKEL özelleştirildikten sonra ekonomide bir gerileme yaşanmıştır. Bunun sonucu iş bulamayan gençlerimiz başka yerlere gitmişlerdir. Şu an itibariyle de ilçe merkezi ve köylerimizi tarım toplumu olarak geçimini sağlamaktadır. Tarım ürünlerinden en çok daha önce TEKEL kapanmadan önce tütün yetiştirilirken, bugün ise en çok soğan yetiştirilmektedir.
Tarımda tersine dönen yapıyı düzeltmek için çeşitli projelerimiz var
Ayıca tarım ürünlerinden haşhaş ekimi de ağırlık kazanmıştır. Gümüşhacıköy Kaymakamlığı olarak tarımda tersine dönen yapıyı düzeltmek için çeşitli projelerimiz vardır. Bu projelerden birisi meyvecilik projesidir. Tarım toplumu olan bir topluma artık sanayiyi getirmek çok zordur. Nüfus yaşlandığı için artık büyük alanlardaki tarımı yapacak iş gücü ve emek kalmamıştır. Bunun için 80100 dönümlük büyük ölçekli tarım yerine, 23 kişinin becereceği meyve bahçeleri, fidan projeleri üretiyoruz. Bu nedenle SYD Vakfı ve Anadolu Havzalarını Geliştirme Birliği ile ortaklaşa ve Özel İdare ile yaptığımız projelerle çalışmalar yapıyoruz.
Bunun sonucu olarak elma, kiraz ve ceviz üzerine müthiş bahçeler kurduk. Şu an itibariyle de organik tarım üzerinde çalışıyoruz. İlçemizde şu an organik tarım yapan 5 tane firmamız vardır. Ayrıca bir tanede soğuk hava depomuz vardır. Bu depo sayesinde şu an elmayı yeni dalından toplamış gibi getirebiliyoruz. Çiftçiye meyveciliği teşvik ederken, kendilerini meyveciliğe yöneltmek, büyük ölçekli tarımdan, küçük ölçekli tarıma yöneltmek amacıyla ücretsiz meyve fidanı dağıttık. Ancak vatandaşın ürettiği ürünü de satabilmesi gerekir. Bunun için organize depoların yaygınlaştırılması lazımdır.
Gümüşhacıköy’e bir meyve suyu fabrikası yapmakla ilgili bir projemiz var
Sosyal riski azaltacak ve girişimciliği artırıcı projelerimiz var
Burada amaç; et sıkıntısını asgariye indirmek, hayvancılık sektörünü geliştirmek, toplumuzun ekonomik ve refah seviyesin yükseltmektir. Bunun dışında SYD Vakfından sosyal riski azaltacak ve girişimciliği artırıcı projelerimiz vardır. Bununla ilgili şu an 46 projemiz yürürlüğe geçti. Bu projelerle iş yeri açma teşebbüsü olup, müteşebbis ekonomik gücü olmayanlara verdiğimiz girişimcilik desteğidir. Bunu SYD Vakfından ve Genel Müdürlüğümüzden aldığımız kredilerle ilk dükkânların açıyoruz. Bununla yufka, berber, kilit parke, mobilyacı, kadın kuaförü, cep telefonu tamir dükkânı açtık. Bunların kredileri 8 yıl vadeli, ilk iki yıl geri ödemesiz ve sıfır faizlidir. Bu projenin tamamı kişi bazında 46 kişidir. Bu vatandaşlarımızın iş yerleri açıldıktan sonra, iş yerlerini büyüttüler. Bedesten çarşımızda çok güzel bir lokantamız vardır. Bununla ilgili bir proje yaptık. Bu lokantanın bütün masasını, sandalyesini, buzdolabını her şeyini aldık ve dükkân kirasını da biz verdik. Bu lokantada şu an 34 kişi çalışıyor. Böylece ilçemizdeki iş istihdamına katkı yapıyoruz. Halkımıza bir geçim kapısı sağlıyoruz. İlçemiz adına da olsa ülkemizdeki işsizlikle mücadeleye bir nevi katkımız oluyor. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor.
Eğitim olarak vali beyin başlattığı 65 bin dev öğrenci projemiz vardır. Amasya ilinde bu projenin en başarılı ilçesi vali beyin kendi ifadesiyle Gümüşhacıköy’dür. İlçemizde; Anadolu Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi, Endüstri meslek Lisesi, Gümüşhacıköy Lisesi, İmam-Hatip Lisesi, Çok Programlı Lise, Kız Meslek Lisesi vardır. Türkiye’de okul öncesi eğitimde Amasya Türkiye birincisidir. Köylerdeki çocuklarımız dahil, 45 yaşındaki çocuklarımız Amasya’da ve ilçemizde okul öncesi ana okulunda hepsi kayıtlıdır. Okullarımızdaki anaokullarımız açıktır. Taşımalı olarak faaliyet gösteren tüm anaokullarımız tam kapasitelidir. Okul öncesi eğitimde başarı oranımız % 99’dur.Dört ve beş yaşına giren her çocuğumuz anaokulunda eğitim almaya başlıyor.
KÖYDES projelerimiz tüm Türkiye’de olduğu gibi ilçemizde de devam ediyor. İlçemizdeki tarım ve hayvancılığı bir taraftan projelerle desteklerken KÖYDES’ten gelen para ile daha önce sadece yol ve su yapılırken YPK kararı ile ilk defa içme suyu ve yol yapımı yanında sulama suyu yapımına başlandı. Bu nedenle bizde bu yıl yol ve içme suyu yapımı yanına sulama suyu ekledik. Bizde YPK’nın bu kararını beklediğimiz fırsat bilerek, KÖYDES projelerimizin büyük bir çoğunluğunu sulama barajları yapımına ayırdık. Çünkü tarım ve hayvancılıkla geçinen bir ilçede, toprakları verimli olan bir ilçede tek sorun sudur. İlçemizin her tarafında sulama kanalları ve sulama göletleri vardır. Ne kadar gölet ve sulama kanalı yaparsak o kadar araziyi sulu tarıma açmış oluyoruz.
Gümüş Sulama Barajının ihalesi yapılacak
Bu nedenle vatandaşımızda özellikle meyvecilikte verdiğimiz teşvikleri hayata geçirmek şansları oluyor. Bu sene itibariyle sadece Gümüş ve Çetmi Köylerine su sağlayacak olan maliyeti 1.8 trilyon olan Gümüş Sulama Barajının ihalesi yapılacaktır. Bunun gibi irili ve ufaklı 34 tane göletimiz vardır. Bu göletlerimizde KÖYDES projesi kapsamında Kaymakamlığımız Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından ihalesi yapılacaktır. İkinci bir projemiz de gelişen teknolojilere ayak uyduracak olan damlama sulama sistemidir.
Damlama sulama sistemi kuracağız
Böylece ilçemizde damlama sulama sistemi kuracağız. Türkiye’nin doğusunu batısına bağlayan uluslararası yol ilçemizden geçmektedir. Bu yolun ilçemizden geçmesi ilçemizin büyümesi için büyük bir şanstır. İlçemiz ne yazık ki bu güzergâhtan şimdiye kadar yararlanamamıştır.
Karayolunun iki tarafına satış stantları kurulması projesi
Projelerimizin birisi de bu ürettiğimiz organik ürünlerin yolun iki tarafına kurulacak satış stantlarında satılmasıdır. Belediyemizin de bununla ilgili büyük bir projesi var ve onunda ihalesi yapılacaktır. Bu nedenle yolun iki tarafına dinlenme tesisi ve 40’ar tane bunglow ağaç tipinde satış yerleri yapılacaktır. Yapılan bu yerler ücretsiz olarak vatandaşımıza dağılacaktır. Vatandaşımızın organik olarak ürettiği meyvesini, yaptığı kuşburnu marmelatını burada satarak, ülkemiz ekonomisinin canlanmasına katkı yapacaktır.Şu anda yol kenarında 2-3 tane küçük tesis yapılmıştır.Buralarda kurulan stantlarda elma ve kuru soğan satışı yapılmaya başlanmıştır.Meyvenin her türlüsü üretiyor ama organik meyve üretmek daha önemlidir. İlçemizde 5 tane firma şu anda organik tarım başarı ile yapmaktadır. Bu firmaların ürettiği mallar İstanbul’daki organik pazara gidiyor. Bunu gören diğer vatandaşlarımızda organik tarıma yönelmektedir.
Kaymakamlık mesleği; Türkiye’ye has bir özellik olup, Türkiye’nin geçmişinden gelen, Osmanlı’dan devir alınmış, Cumhuriyet tarihimizde ve Atatürk’ün emriyle de mülki amirlik sistemi devam etmiştir. Farklı ilçelerde görev yapmamıza rağmen gittiğimiz ilçede başarılı olmanın birinci sebebi idarecilerin, mülki amirlerin yetiştirilme tarzıdır. Koltuğumuza oturmadan 3,54 aldığımız bir eğitim vardır. Bunun neticesinde de tecrübe, Türk vatandaşını ve Türk halkını anlamadır. Gittiğimiz ilçelerde ilçenin sosyo ekonomik, kültürel yapısını çözmek ve ilçe vatandaşını tanımaktır. Bu durum altı aylık süreyi alıyor. Ondan sonra hiç vakit kaybetmeden, o ilçenin sorunlarını onarmak, ilçenin yapısını çözmektir. Sorunları masa başında çözmek ve Ankara’dan gelen emirleri uygulamak yapılan iş değildir. Artık bizler sahaya indik ve köylerimizi geziyoruz. Tüm yapılan çalışmaları yerinde görüyoruz. Yardıma muhtaç vatandaşlarımızın durumlarını yerinde görüyoruz. Yardıma vatandaşlarımıza gerekli yardımları yapıyoruz.
Memurlarımızı çalışma arkadaşımızı olduğumuzu, onlarla ortak hareket ettiğimizi ve aynı zamanda amirleri olduğumuz söylüyoruz. Sevgi ve hoşgörü içerisinde vatandaşa hizmet odaklı anlayış felsefesinde hizmet ettiğimiz zaman ve vatandaşta bunu gördüğü zaman bütün işler ve sorunlar otomatikman kendiliğinden çözülüyor. Böylece vatandaşımız devletin sıcak yüzünü ve güler yüzlü hizmetini görüyor ve onların duasını alıyor. Biz hizmet olarak devletimizden maaş olarak karşılığını alıyoruz ama vatandaşın hayır duası, onların bize gönülden teşekkür etmesi bizim için her şeyden önemlidir. Anadolu’nun tozlu taşra yollarında kendi gençliğimizi heba ediyoruz. Vatandaşlarımızın hayır duasını almak için bu mesleği seçtik. Bu meslekteki başarının sırrı; Türk halkını, Türkiye’yi sevmek, Türk halkına hizmet etmenin vazife olduğunun farkına varmaktır.”