Pazar, Mayıs 19, 2024
tr
Ana Sayfa KAYMAKAMLAR Safranbolu Kaymakamı İzzettin Küçük: "Müze kent Safranbolu"

Safranbolu Kaymakamı İzzettin Küçük: “Müze kent Safranbolu”

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN         
     Karabük iline bağlı ve UNESCO tarafından koruma altına alınan müze kent Safranbolu, Türkiye’nin markasıdır. Safranbolu Kaymakamı İzzettin Küçük; devlet yönetiminde engin tecrübeleri olan, samimi, içten davranış ve söylemleri ile devlet adamı duruşu sergileyen,  ilçenin turizm yönünden kalkınması için yaptığı çalışmalar ve bu çalışmaları turizmcilerle beraber yürüttüğü için, yöre halkının takdirini ve sevgisini kazanmıştır. Safranbolu Kaymakamı İzzetin Küçük, Safranbolu konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Osmanlı mimarisinin canlı örneği
      “Safranbolu 1995 yılında dünya mimari milat listesine girdi. UNESCO tarafından koruma altına alının bir kenttir. Türkiye’de şehir olarak korunan tek yer Safranbolu’dur. Safranbolu’da yaklaşık 1200 ev koruma altındadır. 97 çeşme, 27 cami, han, hamam, köprüleriyle bir şehir yaşıyor. 17–18. yüzyılda yapılmış Osmanlı mimarisinin günümüze taşınmış canlı örneğidir. Bu nedenle Safranbolu; koruma altına alınan diğer yörelerden çok farklıdır. Müze kent Safranbolu denmesinin nedeni budur. İlçeye girdiğiniz zaman adeta müzeye giriyorsunuz ve tarih içinde yolculuk yapıyorsunuz. Bir şehri şehir yapan tüm unsurlar yaşıyor. 2003 yılında Rodos’ta yapılan Avrupa tarihi Kentler Birliği toplantısında Avrupa’nın en iyi korunan 23 şehrinden birisi seçildi. İstanbul’da yapılan Tarihi Kentler Sempozyumunda ise  9 yerde korunan en iyi şehir Safranbolu seçildi. Kısaca Safranbolu Türkiye’nin markası olmaya adaydır.
 
                               
                                                         
 Safranbolu 
      
Safranbolu % 85 yerli turizmle ayakta duruyor
     Safranbolu % 85 yerli turizmle ayakta duruyor. Yabancı turist sayısı ise % 15’tir. Bu şu anlama geliyor. Safranbolu yabancılar tarafından çok iyi bilinmiyor. Safranbolu turizm yönünden olumsuz etkenlerden birisi de, yol itibariyle güzergâh dışı kalıyor. Çünkü İstanbul’a gelen bir turist deniz ve tarih turizmini birlikte istiyor. Bu nedenle turistler Akdeniz bölgesindeki tarihi mekânlara gidiyor. Bu sorunu aşmak için İstanbul’daki tur acenteleriyle çalışmalar yapıyoruz. Safranbolu’yu bir havuz olarak değerlendiriyoruz. Amasra, Ilgaz Dağları çerçevesinde Batı Karadeniz Bölgesinin parçası olarak düşünüyoruz. Bu şekilde bunu da aşacağımıza inanıyoruz. Safranbolu’nun tanıtımı için pek çok çalışma yapılıyor. Ankara’da 100 yere Safranbolu’yu tanıtıcı resimler astık. Bunun geri dönüşümü muhakkak olacaktır. Fuarlara katılıyoruz. Böylece Safranbolu Türkiye’nin markasıdır. Gelen turist sayısı her geçen gün artacaktır.
Tanıtım atağına devam edeceğiz
      Safranbolu yaşamında turizm ayrılmaz bir parçadır. Tarihi kent dediğimiz yerde tarihi konaklarımız var. Pek çok otelimiz, lokantalarımız var. Bunlar Safranbolu ekonomisinin % 25-30’nu teşkil ediyor. Bu rakamın daha da gelişeceğine inanıyorum. Safranbolu’da turizmin gelişmesi için hedefimiz kongre merkezi yapmaktır. İnsanlar artık toplantı ve seminerlerin tarihi mekânlarda yapılmasını istiyorlar. Bu nedenle kongre merkezine ihtiyacımız vardır. Bu yapıldığı takdirde, Safranbolu turizmine büyük katkısı olacaktır. Tanıtım atağına devam edeceğiz. Tanıtım için İstanbul’da da 200 adet billboard kiralama düşüncemiz var. Üç yıl içinde 50 çeşme, 17 cami, 30 ev restore, eski hükümet konağı, hıdırlık tepesi restore edildi. Turizmde önemli mesafeler kaydettik. Yıllık turist sayımız 400–420 bin civarındadır. Bu rakam birkaç yıl içinde bir milyonu aşacaktır.
Otantik ürünlerimizi üretmek istiyoruz
      Evrensel, globalleşen dünyada kendi farklılıklarını ortaya koyabilen ülkeler daha öne çıkacaktır. Globalleşme tek düzeleşmeyi getiriyor ama globalleşen, evrenselleşen dünyada farklı özellikleri ve nitelikleri olan yerler kendilerini ifade ettiklerinde dünya ve ülke konjonktüründe daha iyi yer edineceklerdir. Safranbolu lokumu ve el sanat ürünleri tanıtımda yeterli değildir. Türkiye’de bir gerçek var, o da Safranbolu’yu etkiliyor. Çin malı hediyelik eşyalar çok ucuz. Bunlar her yeri istila ettiği gibi, Safranbolu’yu da istila etti. Buna karşı biz kendi otantik ürünlerimizi üretmek istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız var. Safranbolu evi, Safranbolu el dokumaları, Safranbolu yemenisi, semer üretimi gibi çalışmalarımız var. Demirciler çarşımızı ayakta tutuyoruz. Türkiye tek demirciler çarşısı Safranbolu’dadır. Tarihimizden gelen hediyelik eşyaları üretmemiz hususunda gayret ettirmemiz ve artırmamız gerekiyor. Fedakârlık yaparak bize yer verdiğiniz teşekkür ederim.” 
 

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin Türkiye ziyareti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze ile düzenlediği ortak basın toplantısında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, istikrar ve...

AB’nin düşünce kuruluşu EUISS’in raporu: “Türkiye dünyada dört kritik bölgede önemli güce sahip”

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te olan Avrupa Birliği (AB) Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (EUISS), Türkiye'nin küresel ölçekte yükselen konumuna dikkati çeken "Türkiye'nin Dünyadaki Kartları" başlıklı bir...

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “KKTC ile ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova ile bir araya gelen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları...

TIR’cıların AB ülkelerinde vize sorunu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç; TIR’cıların AB(Avrupa Birliği)ülkelerinde yaşadıkları vize sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “AB ülkelerinin vize süreçlerinde adeta...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!