Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay, Gümüşhane ekonomisi konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;
Ekonomimiz tarım ve hayvancılık ve kamu yatırmalarına dayanır
“Gümüşhane ekonomisinin % 60’ı tarım ve hayvancılığa dayanır.% 20’s ise taşımacılık ve hizmet sektörüne, % 10’u kamu yatırımlarına, diğeri de ticaret, turizm, sanayi sektörüne dayanır. Sanayi sektörünün Gümüşhane ekonomisinde payına baktığımız zaman, sanayi sektörünün ekonomimizdeki payı % 1,5’dir.Bu da sanayi sektörünün Gümüşhane ilimizde yok denecek kadar az olduğunu göstermektedir. Kısaca ekonomimiz tarım ve hayvancılık ve kamu yatırmalarına dayanır. Kamu yatırımları devletimizin alt yapı yatırımları ve projelerinden doğan kaynaklardır. Devlet memuru maaşının ilimiz ekonomisinde önemli bir payı vardır.
Ülke genelinde gelişmişlik sıralamasında 71. sırada
Gümüşhane ilinde ciddi manada turizm, sanayi, ticaret sektörü yoktur. Bütün bunlar olmayınca il ekonomisi de ülke genelinde gelişmişlik sıralamasında 71. sırada bulunmaktadır. Bu başlıklar Gümüşhane ilinin Türkiye genelinde sosyo-ekonomik kültürel yönden 71. sırda olduğunu söylediğimiz zaman önümüze bir fotoğraf koymuş oluyoruz. Geçtiğimiz günlerde Gümüşhane ilinde yaptığımız çok renkli ve ilk defa yaptığımız bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda bölgemizle ilgili şu karalar alınmıştır:1-TARIM: a-Fındık politikamız yeniden ele alınıp, üretimin en az 600 bin tonunun ihraç edilmesi için, bir yol haritası çıkarılmalı b-Çay üreticisini mağduriyetten kurtaracak bir teşvik politikası c-Hayvancılık politikamız yeterli değildir.
Üretici korunmalı ve kaçakçılık önlenmeli
Üretici korunmalı ve kaçakçılık önlenmeli. d- Doğu Karadeniz’in iç kesimlerinde bulunan kuşburnu desteklenmeli 2- TURİZM: Çevreyi korumayla ilgili daha hassas davranılarak, turizmi geliştirecek bir çevre projesi yapılmalı. Yayla turizmi desteklenerek doğal tabiat güzelliklerimiz ekonomiye kazandırmalı. 3-TEŞVİK: 31.12.2008 günü sona erecek olan 5084 Sayılı Teşvik Yasasının süresi uzatılarak, iller bazında, bölgesel ve sektörel teşvik yeniden düzenlenmeli. 4-EĞİTİM: Yeni kurulan üniversitelere fizik mekanlar yapılarak katkı verilmeli.(Örnek; derslik, yurt binası, lojman).5-ULAŞIM: Doğu Karadeniz Limanlarını, İç Anadolu’ya bağlayacak demiryolu ve duble yolların yapılmasına öncelik verilmeli. Cankurtaran ve Zigana tünelleri programa alınmalı. 5. Ticaret ve Sanayi Şurasına sunulmak üzere her yıl Türkiye ve Odalar ve Borsalar Birliğinin önderliğinde Ticaret ve Sanayi Odaları ve Ticaret Borsalarının bulunduğu bölgelerde bölge toplantıları yapılır, yapılan bu bölge toplantılarında bir sözcü seçilir.
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası olarak temsilci seçildim
O bölge ile alakalı 5 sorun gündeme getirilir Bunlar daha sonra rapor halinde sözcü tarafından daha sonra belirlenen bir tarihte yapılacak olan 5.Sanayi ve Ticaret Şurasında Sayın Başbakanımıza sunulacaktır. Bu Doğu Karadeniz Bölgesindeki Ticaret ve Sanayi Odaları ve Ticaret Borsalarının her zaman Trabzon’da yapmış olduğu toplantıyı ilk defa Trabzon’un dışında Gümüşhane’de yaptık. Bu toplantıya Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunan; Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin illeri olmak üzere toplam 6 il ve ilçelerinde bulunan Ticaret ve Sanayi Odaları ile Ticaret Borsalarının başkanlarının katıldığı toplam 24 oda başkanın bulunduğu bu toplantıyı Gümüşhane’de yaptık. Gümüşhane’de ilk defa yaptığımız bu toplantıda oda ve borsa başkanlarının yapılacak olan 5. Sanayi ve Ticaret Şuarasında Sayın Başbakana sunmak için hazırlanan dosyayı sunmak üzere Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası olarak temsilci seçildim.
Tetkik ettiğimiz bölgenin bu beş sorunu
Tetkik ettiğimiz bölgenin bu beş sorununu Ankara’da yapılacak olan toplantıda Sayın Başbakanımıza ben sunacağım. Türkiye’de bulunan Sanayi ve Ticaret Odaları başkanları hepsi gerçekten sadece vatan için, hizmet için, sadece bayrak yarışı düşüncesiyle bu görevi yapmaktadırlar. Bu raporu bütün oda başkanlarımız Sayın başbakana sunacak kabiliyet ve yetenektedirler. Bölgemizi en iyi şekilde temsil etmenin gayreti içerisinde olacağız. Bütün oda başkanlarımızın kendi bölgesinden, odasının bulunduğu bölgeden hazırlamış olduğu beş tane sorunu özet haline getirmek üzere çalışmalarımız devam ediyor. Odalar Birliği ile irtibatlı olarak çalışıyoruz. 17 Kasım’da Ankara’da yapılacak olan Sanayi ve Ticaret Şurasında bu raporu sayın başbakana sunacağız. Çözüm merkezi hükümette ve siyasi otoritededir. Burada derdimiz zengin olmaktır.
Zengin olmak bütün milletimizin fertlerinin hakkıdır
Zengin olmak bütün milletimizin fertlerinin hakkıdır. Bütün insanlarımızın yaşam standartlarının yükselmesini, zenginleşmesini istiyoruz. Milletimizin zenginleşmesi için tespit ettiğimiz sorunlar münferit olup, lokal bazda sorunlar değildir. Uygulanabirliği olan sorunlardır. Her oda başkanımız kitaplar halinde sorun yazabilir. Esas olan uygulanabirliği ve o bölgede yaşayan insanların yaşam standardına, gelir seviyesinin yükselmesine katkı sağlayacak sorunları çözmek ve ortaya koymaktır.
TOBB odalar ve borsalar yönünden
Türkiye’yi 13 bölge halinde şekillendirmiştir
Türkiye’yi 13 bölge halinde şekillendirmiştir
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği odalar ve borsalar yönünden Türkiye’yi 13 bölge halinde şekillendirmiştir. Bu toplantıda 13 bölgeden 13 tane konuşmacı ve temsilci olacaktır. Bunlar kendi sorunlarını Sayın Başbakana aksettireceklerdir. Bizde bölgenin kalkınmasında temel teşkil edecek 5 tane ana sorunu tespit ettik. Çözüm için Sayın başbakana sunulmak üzere, bölge milletvekillerimizden ve merkezi hükümetten yardım isteyeceğiz. Bu toplantılar son beş yıldır yapılan toplantılardır. Sayın Başbakanımız bizim konuşmalarımızı saatlerce yerinden kalkmadan dinliyor. Bundan önceki toplantıda Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer Aydın sözcüydü. O toplantıda Sayın Başbakanımızı 5.5 saat oturduğu yerden kalkmayarak sorunlarımızı dinledi.
Her ilimize bir üniversite teklifimiz gerçekleşmiş oldu
Bu sorunların içerisinden çözülen sorunlarımız olmuştur. Bunlardan her ilimize bir üniversite teklifimiz gerçekleşmiş oldu. Bu sorunumuz çözüldüğü için listeden çıkardık. Basın olmazsa bizim olmazlarımızın başında gelen kuruluşlardır. Mutlaka ve mutlaka bizlerin bu sorunlarımızın çözümü noktasında eğer basın bizi desteklemezse çözüme ulaşmakta zamanda kolay olmuyor. Basının gücünü kabul etmememiz mümkün değildir. Bunu herkes biliyor. Bölgemizin sorunlarının çözülmesi noktasında basınımızın daha hassasiyet göstermesini özellikle bekliyoruz. Bugün Türkiye’nin geldiğimiz noktada Türkiye’nin bağımsızlığın tartışıldığı bir noktaya geldiğimiz bugünlerde, inanıyorum ki basına ve Türkiye’de yaşayan ve Türkiye’nin misakı milli sınırları içinde bütünlüğünden yana olan herkese daha çok görev düşüyor.
Daha dinamik olmamız gerekiyor
Daha çok hassasiyet düşüyor. Daha dinamik olmamız gerekiyor. Bütün dünya milletleri ve devletleri tek bir şey için çalışıyor. O da zenginleşmektir. Bu bir realitedir ve inkar edemeyiz. Zaman zaman imtina ettiğimiz dönemlerde yanlış yaptığımıza inanıyorum. Herkes zengin olmak istiyor. Her şahıs zengin olmak istiyor. Her şehir zengin olmak istiyor.Her devlet zengin olmak istiyor.Zengin olmanın bana göre iki önemli ayağı vardır. Bunlar; 1- Huzur olmalı 2-Çalışma olmalıdır. Huzur olmazsa, çalışma olmaz. Çalışma olmazsa, zenginlik olmaz. Napolyon Bonapart para para demiş de. Parayı bulmak için ne yapmak gerekir. Önce huzuru bulmak gerekir. Huzuru bulursak bu millet çalışmaya hazırdır. Huzur ve çalışmak eşittir zenginliktir. Huzur içinde bu toprağa, bu bayrağa kayıtsız ve şartsız sadakat ve itaat gerekir. Gümüşhane’ye kadar gelerek bizleri bulunduğumuz yerlerde ziyaret ettiniz. Sizinle tanışmak, bizim için büyük bir keyif oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Küresel krizden en az zararla kurtulacak bir ülkeyiz
Küresel krizden en az zararla kurtulacak bir ülkeyiz.1994 ve 2001 krizleri bizim için önemli tecrübe kaynakları olmuştur. O dönemlerde biz bugünkü dünyanın yaşadığı sıkıntıları yaşadığımız için birçok tedbiri aldık. Özellikle mali sektörde çok önemli tedbirler alınmıştır. Şu an o alınan tedbirlerin faydasını görüyoruz. Ciddi manada etkilenme olmasa da önemli ölçüde etkileneceğiz. Dünyada kopan gürültü ve dünyanın etkilendiği ölçüde değilde, daha az ölçüde etkileniriz diye düşünüyorum. Biraz daha kurumsal yapıya sahip olan, ayakları yere basan firmalarımız küçük sarsıntılar geçirseler dahi yıkılması mümkün değildir. Kurumsallaşmış ulusal ve uluslar arası firmalarımız gerçekten takdire şayan başarılar elde ediyorlar .% 69 büyüme hızımız bu firmalarımız sayesinde olmuştur. Küresel esintiyi fazla zarar almadan atlatacağımıza inanıyorum.
Ürüne destek verildiği zaman, üretmek zorundasınız
Tüketici toplumu olmaya yönlendiriliyoruz. Bence bu merkezi hükümetin yanlış uygulamalarından kaynaklanıyor. Bu yanlış uygulamalardan biri doğrudan gelir desteği adı altında çiftçimize verilen nakit paradır. Bu merkezi hükümetin çok iyi niyetlerle çıkarmış olduğu, ancak sonradan amacından sapan, uzaklaşan ve kaynak olarak verilen bir para haline gelmiştir. Bu çok yanlış uygulamadır. Ben inanıyorum ki hükümetimiz bu yanlış uygulamayı fark etti. Edindiğimiz bilgilere göre bu doğrudan gelir desteği artık kuru araziye verilmeyecektir. Tamamen ürüne verilecektir. Destek verilmeli ama ancak ürüne verilmelidir. Ürüne destek verildiği zaman insanlar çalışacaktır. Ortaya mal konulacaktır. Buna destek verilsin. Köylümüz ve çiftçimiz tarlam var, bana destek ver diyor. Bu şekilde verilen para karşılıksız paradır. Bu yanlış bir uygulamadır. Bu desteğin ürüne verilmesi gerekir.Ürüne destek verildiği zaman, üreten toplum olacağız.Ürüne destek verildiği zaman, üretmek zorundasınız.Üretici kesimin çoğaltılması gerekir.Mutlaka daha çok üretmemiz lazımdır.”