Cuma, Mayıs 17, 2024
tr
Ana Sayfa CUMHURBAŞKANLARI-BAŞBAKANLAR - BAKANLAR - MİLLETVEKİLLERİ AK Parti Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Cevdet Erdöl: "Karadeniz Türkiye'nin ve dünyanın...

AK Parti Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Cevdet Erdöl: “Karadeniz Türkiye’nin ve dünyanın parlayan yıldızı olacak

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN
  AK Parti Trabzon Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl uzun süre üniversite hastanelerinde görev yapmış ve görevde bulunduğu dönemlerde başarılı bir grafik sergilemiştir. Komisyon Başkanı olarak görev yaptığı sırada  sağlık ve sosyal hayata ait bir çok kanunun çıkarılmasında birçok projeye imza atmıştır.Sosyal ve sağlıkla ilgili insanları ilgilendiren temel kanunların hazırlanmasında büyük emeği vardır.Ülke gerçeklerini açıkça söylemekten çekinmeyen, sağlık alanında reform düzeyindeki çıkan kanunlar onun projesidir. Prof. Dr. Cevdet Erdöl Karadeniz, Trabzon,Türkiye sevdalısı bir milletvekilidir.
  Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Cevdet Erdöl diyor ki Cumhuriyetimizin  kurucusu Atatürk’ün vasiyeti Trabzon-Erzincan demiryolu yapımını muhakkak gerçekleştirmemiz gerekir. Bu Türkiye ve Karadeniz bölgesi için  çok önemli projedir diyor. Trabzon Milletvekili Prof..Dr. Cevdet Erdöl  proje ürüten bir milletvekilidir.Onun hedefi Türkiye’nin ve insanımızın refahı için neler yapılması gereklidir? Onun üzerinde çalışıyor.Trabzon Milletvekili Prof .Dr. Cevdet Erdöl  bu dönemde sağlık ve sosyal güvenlik alanında çıkarılan kanunlarla,  Karadeniz ve Türkiye , demir ipek yolu projesi konulu yaptığımız röportajda şunları söyledi.;
Hastaneleri tek bir başlık altında topladık
  “Bizim yaptığımız çok iş olduğu için şu önemli, bu önemli diyemeyiz.ki iktidara geldiğimiz zaman hastaneler çok başlı bir yapı içerisindeydi.Sigorta hizmeti yapması gereken bir kurumun hastanesi vardı. Sağlık sunumu yapıyordu. İçişleri Bakanlığı-Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Polis Hastanesi vardı.Ulaştırma Bakanlığına bağlı Devlet Demir Yolları Hastanesi vardı..PTT Hastanesi vardı.Milli Eğitim Bakanlığına bağlı hastaneler vardı. Bunlar amaç ve çalışma sistemi bakımından yeknesaklık oluşturmayan, farklı standartlarda çalışan hastanelerdi. Biz bunları Sağlık Bakanlığının kontrolüne verdik.Hastaneleri tek bir başlık altında topladık.Üniversite, askeri, belediye hastanelerini(2 tane) bunların dışında tutmak gerekir. Böylece bir yeknesaklık ve standart oluştu. Sağlık Bakanlığı hastanelerine (devlet hastanelerine) gittiğiniz zaman diğer hastanelerin farkını anlarsınız.
  Amaç yapılan hizmetlerdeki kişinin memnuniyetini belirten düzenlemeler yaptık.Kişiler hastaneye müracaat ettiklerinde hekim seçebiliyorlar.Eskiden böyle değildi. Eskiden bir hastaneye gittiğiniz zaman bir polikliniğe bir doktor bakarsa, diğer doktor bu polikliniğe bakmazdı.Dolayısıyla kişi o doktora muayene olmak zorundaydı.Günde 5-100 hasta muayene ederdi.Böylece hasta hastanede çare bulamazsa başka hastaneye gitmek zorunda kalırdı. Eski hastanelerin randevu sistemine baktığımız zaman, 23 dakikada bir randevu verirdi.Buda hastanenin şikayetlerinin öğrenilmesi mümkün değildi. Hastaneleri değiştirdiğimizde böyle bir sistemi değiştirdik. Şu anda istediğimiz her şeyi yapamadık. Her şey birbirine bağlı sitemler zinciridir.Bütün halkaları tam oturtmadıktan sonra sistemi tamamen oturtamayacağımızı biliyoruz. Şu anda hastaneleri birleştirerek önemli adım atıldı..Bu çok önemli revizyon hamlesidir
Aile hekimliği sistemi kurduk
  Aile hekimliği sitemi kurduk. Her kişinin sorumlusu olan bir doktor belirlenmiş oldu. Bu sistem Düzce ilinde uygulanmaya başlandı..Türkiye’de ortalama 3000 kişiye bir aile hekimi düşmektedir. Doktorların insanlara iyi davranmasın öğreten bir sistem oluşturuyoruz. Türkiye aile hekimliği 10 ilde uygulanıyor. Önümüzdeki 4 yılın sonuna kadar bunu bitirmeyi düşünüyoruz. Burada esas sorun doktor eksikliğidir.Elimizde yeterince doktor olmadığı için bir tıp öğrencisi 6-7 senede mezun oluyor.Buda uzun vadeli bir yıldır. Hekim sayısını denkleştirdiğimizde her ilde bu sisteme geçmeye çalışıyoruz
Sağlık turizmine atılan önemli bir adım
  Yurtdışından kalifiye hekim konusunda uzman hekimleri getirtmek istiyoruz. Bunları sağlık turizmi için yaptırdık.Yabancı hastaneler yabancı doktor vermekteyiz.Bu sağlık turizmine atılan önemli bir adımdır. Diğer doktorlara sevki aile hekimi yapacaktır. Her aile ferdinin danışacağı bir doktoru olacaktır. Ankara’da bir çok doktor olduğu halde bana doktor olarak birçok kişi danışmak ihtiyacı hissediyor.Aile hekimi olunca herkes ona danışacak. Sosyal güvenlik kurumu kurduk. Eskiden bağkur, emekli sandığı farklı kurumlardı bunları bir çatı altında topladık.
Genel sağlık sigortası kanununu çıkardık
  Aynı fonksiyonla yönetmeye çalıştık.Genel sağlık sigortası kanunun çıkararak 18 yaşına kadar olan herkesi sağlık güvencesine kavuşturduk. Bu 2008 Ocaktan itibaren yürürlüğe girecektir. Hukuki süreç nedeniyle kanunun uygulanması 2008’e kaldı. Bütün halkımızı sağlık güvencesine kavuşturuyoruz. Bizden önceki dönemlerde hastanede yaşanan rehin kalma dönemleri artık bitmiştir.Yeşil kartlı hastalar hastanelere ayaktan gittiklerinde ilaçlarını alamıyorlardı .Bunlara da memurlar gibi davranılmasını sağladık. Memurlar gibi her yerden ilacını alabiliyorlar. SSK kurumu mensuplarının ilaç alması bir dertti. Evinin önünde olan sağlık ocağında muayene olamazlar, evinin önünde olan eczaneden ilaç alamazlardı. Bunlar adeta ikinci sınıf vatandaş gibiydiler. Bunlara da istediği hastaneden muayene olma hakkını ve istediği eczaneden ilaç alma hakkını verdik. Böylece büyük bir rahatlık ve kolaylık getirdik. Bağkur ve sigortalılar yurt dışına gerektiğinde hastaların gönderemiyorlar. Emekli sandığı gönderiyor, onlar göndermiyorlardı.
Bizden yurt dışına hasta tedaviye değil, yurt dışından bize geliyorlar
  Bunlara da sonuna kadar kapıyı açtık..Türkiye’de hekimlik o kadar ileri ki bizden yurtdışına hasta tedaviye değil,yurt dışından, özellikle Avrupa’dan bize tedaviye geliyorlar.Bu sevindirici bir durumdur.Üniversite, özel, devlet hastanelerimiz 5 yıldızlı otel kapasitesinde hizmet veriyorlar. Böylece mükemmel sağlık hizmeti veriyorlar.Türkiye’de devlet hastaneleri özel hastanelerle yarışıyorlar. Artık koğuş sisteminde hastane yapmıyoruz. Tek yataklı, iki yataklı banyosu, wc’si olan insanımıza yaraşır hastaneler yapıyoruz.
Askeri hastaneleri % 10 oranında sivillere açtık
  Askeri hastaneleri % 10 oranında dahil olsa  da sivillere açtık. Doğudaki vatandaşlarımız askeri hastanelere çok rağbet ediyor. Böylece askeri hastanelerin kapılarını sivil vatandaşa açmış olduk.Bunları T.C. kimlik numarasına dayalı bir veri tabanına yerleştiriyoruz. Bundan sonra sağlık karnesi gibi büyük defterler taşınmasına gerek kalmayacaktır. Bu veri tabanına dayalı kartla hastaneye gittiğinizde muayenenizi olacaksınız, ilacınızı alacaksınız. Bu kartta kişinin tüm sağlık bilgileri  mevcut olacaktır. Bu kartlar kısa zaman içinde hazırlanıp, yürürlüğe girecektir. Sosyal güvenlik kurumu bunu hazırladı bitirdi.
Tek hekim raporu sağlık kurulu raporu yerine geçecek
  Yen bir kanun çıkardık. Eskiden her şeye sağlık kurulu raporu gerekirdi .Örneğin tansiyon hastası 20 tane doktordan geçerek bir sağlık kurulu raporu alıyordu. Ondan sonra ilaç alacak veya alamayacak. Çıkardığımız kanunla bu konuda tek hekimin verdiği rapor sağlık kurulu raporu yerine geçecektir. Böylece vatandaşımız için büyük bir rahatlık olacaktır.
Kızılay Kan Merkezi kan ünitesini temin edecek
  Komisyonumuzda sağlıkla ilgili bütün kanunlar çıkarılırken, çok önemsenmesi gereken bir kanunda kan ve kan ürünleri ilgili kanunudur. Bundan sonra hiçbir kimseye kan reçetesi verilmeyecek, bir elinde de torbası gezip dolanmayacaktır. Kan aramayacak, ailenden 10 kişi getir kan versin denmeyecektir. Bundan sonra hastaneler otomasyona bağlandı .Kayseri’de, yakında Ankara’da, Türkiye’nin her tarafında bunu görebilirsiniz. Bütün ülkeyi bu siteme dahil edeceğiz. Hastanede kan ihtiyacı olduğu zaman, hastane bu sistemde o yerdeki Kızılay Kan merkezine talebini yapacaktır. Böylece o yerdeki Kızılay Kan Merkezi istenen kan ünitesini temin edecektir. Böylece kan aramak için dolanmayacaktır. Bundan sonra artık hastane kan düşünmeyecek,  kanı Kızılay Kan Merkezi temin edecektir. Bu konuda desteklerinden dolayı Kızılayın yetkililerini kutluyorum. Eskişehir’de bu uygulamaları yerinde gördük. Önümüzdeki dönemde kan ürünleri ile ilgili plazma fabrikası kurulacaktır.Böylece başka ülkelere verdiğimiz milyonlarca dolar cebimizde kalacaktır.
Dünyada olduğu gibi erkeklerinde hemşire olmalarına karar verdik
  Hemşirelik kanunu çıkardık.Hemşirelik kanunu bir kadın mesleği idi.Erkeklerinde aynı eğitimi almak koşulu ile bütün dünyada olduğu gibi hemşire olmalarına karar verdik.
Eskiden 112 acil sistemi ile  saatlerce  ambulans gelmedi diye söylenirdi. Şimdi dakikalarca bekledik deniliyor. Ambulans gelme olayı saatten, dakikaya düştü. Gittiğim birçok ilde bu konuda test yapıyorum. Eskişehir’de bütün kamuoyu önünde test yaptım. Ambulans 7 dakikada geldi. Gümüşhane’de 4 dakikada, Trabzon’da 6-7 dakikada geliyor. Bu uygulamaları gittiğim her yerde habersiz yapıyorum. Bu konuda çok önemli bir aşama kaydettik.Bu konuda emeği geçen herkesi kutluyorum.
Özürlülere iş verilme mecburiyeti getirdik
  Komisyonumuzun hazırladığı diğer önemli bir kanun ise Özürlüler Kanunudur. Şimdiye kadar özürlülerimiz ikinci sınıf vatandaştı. Bunlara iş verilmezdi, ayırımcılık yapılırdı .Bunları ortadan kaldırdık. Özürlülere çalışma imkanı sağlamak amacıyla onlara iş verilme mecburiyeti getirdik.Evde bakıldıklarında ailesi dahi olsa onlara para verdik Sosyal güvencesi olmayan ailede fakir sayılan asgari ücretin 2/3 ünden az geliri olan kişi başına özür durumuna göre ücret vermeye başladık. Çok önemli değişiklikler yaptık. Sağlığı ve sosyal yardımları, sigorta kurumlarını bir bütün olarak değerlendirdik.
  Üniversite hastanelerimizin bazıları bağkur hastalarına bakıyor, bir kısmı bakmıyor. Ama önce parayı vatandaşımız yatırıyor. Sonra bağkurdan alıyor. Bunu da değiştiriyoruz. Bundan sonra bağkurlular da buralara diğerleri gibi kimlikleriyle gidecekler muayene olup, dönebilecekler. Hastanelerin dışındaki tıp merkezlerini, bunlara küçük hastaneler diyebiliriz. Sosyal güvenlik kurumunun buralarla anlaşma yapıp, buralardan da halkımızın daha iyi hizmet almasını sağlamamız gerekir. Küçük değişiklerle sağlık sistemimizi çok iyi yerlere götürmemiz gerekir. Sağlığı sosyal sigortadan ve sosyal yardımlardan ayırt etmemiz mümkün değildir.
Türkiye’de 72 milyon nüfusa karşılık, 81 milyon karne sahibi var
  Bunu bir bütün olarak ele almamız gerekir. Birinci özellik vatandaşımızın dürüst olması gerekir.Türkiye’de 72 milyon nüfus var diyoruz. Elektronik ortamda yapılan nüfus sayımı ile bu oran düşecektir.Ülkemizde 81 milyon karne sahibi insan vardır. Buda mükerrerliğin çok olduğunu gösteriyor. Adam sigortalı, aynı zamanda bağkurlu, aynı zamanda yeşil kartlı böyle çok insan var.Vatandaşlık numarasına dayalı veri tabanı olan sistemde bu mükerrerlikler ortadan kalkacaktır. Böylece gerçek ihtiyaç sahiplerini belirleyeceğiz. Hak sahibi olmadan hiç kimsenin yeşil kart kullanmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu  konuda yapılacak bir revizyona ihtiyacımız var. En önemli revizyonu kalplerimizde ve beynimizde yapmamız gerekir.Bu vatan hepimizin, bu harcanan paralarda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Bu nedenle hak etmediğimiz bir şeye elimizi uzatmamız gerekir. Başka bir sağlık güvencesi olanın ilacını kendi karnemize yazdırmayacağız.Vatandaş olarak dürüst olacağız. Devletten hakkımızı talep edeceğiz. Devlette bize bakacak, sağlığımız koruyacaktır. Genel sağlık sigortası kapsamında.sağlık güvencemizi verecek. Bunda endişemiz olmayacak.
Vatandaş güçlü olacak ki devlet güçlü olacak
  Sistemi hep birlikte yürüteceğiz. Vatandaş güçlü olacak ki devlet güçlü olacaktır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi sağlıkta önemli bir prensiptir.Allah devletimize, milletimize zeval vermesin .Devletimiz güçlüdür, bütün bu sosyal güvencenin, sosyal güvenliğin, sağlık harcamalarının altından kalkacak güçteyiz.Yeter ki biz elimizden geldiği kadar bu çarpıklıkları ortadan kaldıralım.Sistemi tam rayına oturtalım. Emekli sandığı kurumunda da birçok mükerrer çıktı .Bu konuda binlerce insan mahkemelere verildi. Hem kendi emekliğini, hem annesinin  emekliğini almış mükerrerlikler var. Ben üniversitede kardiyoloji uzmanı olarak görev yapıyordum. Eskiden hasta kardiyoloji bölümüne gelerek ameliyat oluyor. Ancak sosyal güvence yok, o zaman yeşil kart çıkar diyoruz. Yeşil kart bir hafta sonra çıkıyor.Yeşil kart bu sefer ameliyattan sonrakini ödüyordu. Bu nedenle yeşil kart çıktıktan sonra 90 gün geriye doğru ödeme yapılsın diye bunu ben kanun teklifi olarak önermiştim.
Parası olmayana devlet yardım elini uzatıyor
  Bu kanunlaştı, bize çok rahatlık sağladı. Bu da bizim mesleğin içinden gelme avantajımızdandır. Eskiden doğumlarda anne taburcu oluyor, çocuk hastalık nedeniyle tabucu olamıyor. Çocuğun yeşil kartı olmadığı için sıkıntı başlıyor. İnsan zaten fakir nasıl ödeyecek. Çocuklar rehin kalıyordu.Getirdiğimiz küçük bir değişikle hiçbir insanımız hastanede rehin kalmıyor. Parası olmayana devlet yardım elini uzatıyor.Böylece sorunları çözüyoruz. Bu nedenle sizin; başarılı olmak işin içerisinden gelmek gerekir dediğiniz  doğrudur. Ben bunları daha önce görmezsem  bilemezdim.
Trabzon demiryolu kanunu 1988’de yürürlükten kaldırılmıştır
  Trabzon’u demiryolu ile Erzincan’a bağlama fikri Mustafa Kemal Atatürk’ündür.Bunu onun vasiyeti gibi algılamamız gerekir.Eski tarihle 10 Nisan 1340’da kanunu çıkarmışız. Bu da 1925’lere tekabül ediyor.Trabzon-Erzurum-Erzincan demiryolu ile ilgili olarak keşfinin yapılması ile ilgili olarak kanun çıkarılmıştır.Bu kanun işi bitti diye 1988’de yürürlükten kaldırılmıştır.Bizce bu kanun görevini tamamlamadı. Ancak 2003 yılında Batum-Trabzon, Trabzon-Erzincan-Erzurum-Diyarbakır hattında proje yapılmış. Daha sonra bu proje uygun olmadığı gerekçesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Atatürk’ün vasiyeti demiryolunu hayata geçirmek istiyoruz
  Biz ısrarla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği Trabzon-Erzincan-Erzurum demiryolunun mutlaka hayata geçirilmesini istiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı bunu incelettiriyor. Batum-Trabzon-Samsun, Trabzon-Erzurum-Erzincan-Diyarbakır hattını oluşturduğumuzda Trabzon’u Karadenizin doğusundaki limanı dünyaya demiryolu ile entegre etmiş oluruz. Bu bize GAP’taki zenginliğin kuzey ülkelerine, Orta Asya’ya taşımayı, oradaki zenginlikleri de Avrupa’ya ve Afrika’ya taşımayı getirir.Bu çok önemli turizm ve ticaret potansiyeli demektir. Orta Asya’yı Avrupa’ya, Afrika’ya taşıyan demir ipekyolu olarak gerçekleştirilmesidir. Bunun gerçekleşmesi için elbirliği içerisinde gayret etmeliyiz. Şu anda çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin dünyaya açılımı konusunda sigorta görevi yapacaktır.Yüzyıllardır Trabzon- Sürmene ilçesinin Çamburnu beldesinde gemiler yapılır.
Evliya Çelebi gemisini Çamburnu tesislerinde tamir ettirmiş
  Evliya Çelebi dahi gemisini orada tamir ettirmiştir .Biz orada bu sene
Yeniay mıntıkasında Yeniay-Çamburnu tersanesinin temelini attık. Şu anda yaklaşık 6 ay içerisinde1200 metre mendirek uzunluğuna ulaştık. Deniz dibinde de 1500 metreyi geçmiş durumdayız. Biz orada şimdi muazzam bir tersane yapıyoruz. Buradaki dolgu alanı Trabzon limanının dolgu alanından büyük olacaktır. Mendirek uzunluğu da aynı şekilde Trabzon limanından daha uzun olacaktır. Dolayısıyla biz orada büyük bir yatırım yapıyoruz.
Gemicilikte büyük bir sanayi getiriyoruz
  Gemicilikle, denizcilikle ilgili büyük bir sanayi getiriyoruz..Biz bunu demiryolu ile entegre etmek istiyoruz. Demiryolu yapıldığı zaman buradaki faaliyetlerin iç sulara taşınması da mümkün olacaktır.Sürmene ilçesinde Demiz Bilimleri Fakültesi vardı. Babadan kalma usulle çalışan 8-10 atölye şeklinde bir tersane işletmesi vardı. Biz dedik ki bu eğitimsiz olmaz. İlk yaptığımız iş, denizcilik meslek lisesini açmak oldu. Okulu Telekom yapıyor. Bu sene eğitime başlayacağız. Ara elaman var. Hemşehrimiz, Sürmene’mizin yetiştirdiği büyük insan rahmetli Abdullah Kanca’nın yaptırdığı, Ağustos ayında temelini attığımız Denizcilik Meslek Yüksek okulunun yapımı bitmek üzeredir. Önümüzdeki yıldan itibaren öğrenci alınacaktır.Böylece denizcilik ilgili Meslek Lisesi, denizcilikle ilgili Meslek Yüksekokulu , denizcilikli ilgili Fakülte ve modern bir tersane böylece dörtlüyü tamamlamış oluyoruz.
Büyük bir sanayi devrimi
  Bu o bölge için büyük bir sanayi devrimidir. Denizcilikte bir devrimdir, çok önemli bir hamledir. Önümüzdeki yılda orada yaklaşık 200 metre uzunluğunda gemilerin kızağa atıldığını göreceğiz .Böylece Karadeniz Türkiye’nin ve dünyanın parlayan ve yükselen bir yıldızı olacaktır.Yeni yapılan Karadeniz sahil yoluyla ortalama Ankara’dan Trabzon’a 7 saatte gidebiliyorsunuz.
Alkol Tedavi Merkezi ve Kanser Tedavi Merkezi
  Trabzon’da önemli sağlık yatırımları yaptık. Üniversitemizin mavi oval ek binasını18,5 milyon dolar parayla A’dan Z’ye tefriş ettik.Diş Hekimliği Fakültesi açtık.Eczalık Fakültesinin temelleri atılıyor..Yomra –Kaşüstü’nde 580 yatak kapasiteli bir eğitim hastanesi yapıyoruz.Akçaabat’ta 28 Haziranda 250 yatak kapasiteli hastanenin temelini atıyoruz.Vakfıkebir’deki hastanemizi büyütüyoruz. Sürmene Hastanesine ek bina yaptık.Of Hastanesine ek bina yaptık.Hayrat ve Maçka’da sağlık ocağı yapıyoruz. Trabzon’da bölgeye hitap eden Alkol Tedavi Merkezi,  Kanser Tedavi Merkezi   yapmayı düşünüyoruz .
Trabzon’da tüm hastaneler modernize edildi
  Kardiyoloji hastanesini bitirdik.Önümüzdeki aylarda hizmete açılacaktır..Trabzon’daki tüm hastaneler modernize edildi. Fatih Devlet Hastanemizin Voleybol Takımı 3.ligden birinci lige kadar çıktı.Türkiye ve Trabzon’da bu ilk oldu.Burada tutunamadı tekrar ikinci lige düştü. Sürmene bıçak sanayi şu anda Türkiye’nin en iyi bıçakların üretiyor.Bunların tıbbi alanda da lisansları vardır.Biz onların tıbbi alanda makas gibi tıbbi alet yapmalarını arzu ettik .Ancak bunlar bu işe girmediler.Ancak bu konuda biz destek olmaya gayretliyiz.Bu sanayiyi gerçekleştirsinler.Yaptığı bıçakların tüm dünyaya pazarlanmasını arzu ediyoruz. Bu konuda çok önemli yüksek teknoloji kullanıyorlar. Türkiye’de taklit edilen bir bıçaksanayisine sahibiz.Sürmene bıçakların kalitesi tartışılamıyor.
Sürmene el bıçak yapımında marka oldu
  Başka yerler taklit ediyorlar. Sürmene el yapımı bıçak yapımında marka oldu.Turizm alanında Uzungöl önemli bir merkezdir.Uzungöl daha iyi olacaktır.Turizmde yayla turizmini çok iyi kullanmamız gerekir .Bu nedenle turizmi çeşitlendirmemiz gerekir. Günde sıcaktan bunalan insanları Karadenizin serinliğine davet etmemiz gerekir.Turizmde yol önemlidir.Önce yol yapılması gerekir.Gidemediğin yer senin değildir. Bu nedenle sahil yolu çok önemli ölçüde canlandıracaktır. Sahilden iç kesimde Giresun’unun yaylalarından sahile inmeden Trabzon’un yaylalarına gidilebilmelidir. İç yolu yapıp, mezbahaneler kurulmalıdır. Hayvancılığı geliştirmemiz gerekir. Hayvancılığın gelişmesi ile turizm potansiyeli de artacaktır. Bunu entegre olarak tümü ile birlikte düşünmek gerekir.”
        

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

SON HABERLER

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin Türkiye ziyareti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze ile düzenlediği ortak basın toplantısında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, istikrar ve...

AB’nin düşünce kuruluşu EUISS’in raporu: “Türkiye dünyada dört kritik bölgede önemli güce sahip”

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te olan Avrupa Birliği (AB) Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (EUISS), Türkiye'nin küresel ölçekte yükselen konumuna dikkati çeken "Türkiye'nin Dünyadaki Kartları" başlıklı bir...

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “KKTC ile ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova ile bir araya gelen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları...

TIR’cıların AB ülkelerinde vize sorunu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç; TIR’cıların AB(Avrupa Birliği)ülkelerinde yaşadıkları vize sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi; “AB ülkelerinin vize süreçlerinde adeta...

SON YORUMLAR

error: Content is protected !!