Salı, Aralık 16, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 226

Küreselleşme ve Çin

0

  Günümüzde en çok gündemde olan tartışılan oluşumlardan birisi de küreselleşme olgusudur. Literatürde küreselleşme sürecinin temelinde yatan gerçekler arasında iletişim ve bilişim teknolojisi alanında ortaya çıkan gelişmelerdir. Sovyet sisteminin çöküşüyle de iki kutuplu bir dünyadan tek kutuplu bir dünyaya geçilmiştir İletişim ve bilişim devrimiyle de hız kazanan küreselleşme, tüm dünyada ulusların, ulusal ve uluslararası, ekonomi,ticareti,devletlerin ekonomik,siyasi ve kültürel kararlarını etkiliyor,biçimlendiriyor.

  Öncelikle belirtmek gerekmektedir ki, küreselleşme kavramı çok yönlü bir kavram olup, insanların ilgi alanına göre iktisadi, siyasi ve kültürel yönleriyle gündeme gelmektedir. Aslında tayin edici yönü iktisadi olduğu ve kapitalist gelişme sürecinin bir yansıması olduğu halde hemen her vesile ile sürekli küreselleşme kavramından bahsedilmesi ve onun erdemlerinin anlatılması gibi bir durum karşımızda durmaktadır.

  Küreselleşmeden etkilenmek her ülke için kaçınılmaz hale gelmiştir. Ama küreselleşmenin ülkeler üzerindeki etki düzeyi de aynı olmamıştır. Bazı ülkeler bu süreci toplumsal refahın yükselmesinde bir fırsat olarak değerlendirirken, üçüncü dünya ülkeleri başta olmak üzere bir kısım ülke tam aksine gelir dağılımında giderek artan eşitsizlik, istihdamda meydana gelen düşmeler, finansal ve sosyal krizler gibi bir çok sorun ile karşı karşıya kalmışlardır.

  Dünyada yeni bir bin yıla girilirken, yönetim bilimi çok önemli değişimler geçirmektedir. Bu değişimler hem yönetim biliminin kuramsal yapısında hem de yönetim uygulamalarında yaşanmaktadır. Dünya ekonomisinin içinde bulunduğ u koşullar ve dünya nüfusunun hızla büyümesi gerçeği, yönetim biliminin kuramsal içeriğinin ve uygulama koşullarının hızla değişmesini kaçınılmaz kılmaktadır.

  Ayrıca yaşanan küreselleşme süreci de, farklı coğrafyalarda ve kültürlerde yaşanan değişimlerden, bütün ülkelerin etkilenmesine neden olmaktadır. Bu süreçte ortaya çıkan toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmeler, yönetimi değişme ve gelişme yönünde güçlü bir baskı altına almaktadır. Günümüz iş dünyasında ise insanların en büyük sorunlarından biri, çalışanların ve kurumların dünyada meydana gelen hızlı değişimlere uyum sağlamak zorunda olmalarıdır. Dünyadaki hızlı etkileşim bireylerin ve kurumların yalnızca rasyonel (akılcı) yaklaşımlarla başa çıkamayacakları bir durum yaratmaktadır. Bu durum yönetici anlayışını da sorgulamaktadır. Artık yönetimlerde, bireylerden gelen talep ve baskılarla başa çıkabilme becerisine sahip, bilişsel olmayan çeşitli yetenek ve becerilere sahip lider yöneticiler ön plana çıkmaktadır.

  Bazı araştırmacılara göre Çin ekonomik küreselleşmeden en çok yararlanan ülkelerin başında gelmektedir.

  Çin ekonomisi benimsediği ekonomik reformlar ve uyguladığı politikalardan sonraki 30 yıl içerisinde, şaşırtıcı bir büyüme göstermiştir. Resmi istatistik rakamlarına göre
Çin 1978 yılından bu yana yıllık ortalama % 9,6’lık bir büyüme gerçekleştirerek dünyada bir ilke imza atmıştır. Bu hızlı büyümenin gerçekleşmesinde Çin’in uyguladığı reform ve dışa açılma politikası başta olmak üzere, bol ve ucuz işgücü, yüksek sermaye birikimi ve yüksek yatırım (yurt içi ve yurt dışı yabancı yatırımların piyasaya girmesi), verimlilik artışları ve ş ticaretin büyük katkısı büyük olmuştur.

  Nüfusun yüzde 95’i okuma-yazma biliyor. Çalışan nüfus 829 milyonu geçiyor. Çin’de nüfusu 1 milyonun üstünde 200 kent var. Avrupa kıtasının milyonluk kentlerinin 39 olduğunu göz önüne alırsak, Çin’in büyüklüğünü daha iyi anlayabiliriz. Çin’de gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 47’sini sanayi sektörü sağlıyor. ABD’de ve AB ülkelerinde bu oran yüzde 20 kadar.
Dünyanın ekonomik büyümesinin üçte birini Çin gerçekleştiriyor. Enflasyon sadece yüzde 3.3, işsizlik yüzde 4.4. Batı ülkelerinde işsizlik oranının yüzde 10’dan başladığını hatırlatayım.

  Çin’in yıllık (2010’da) ihracatı 1 trilyon 580 milyar dolar, ithalatı ise 1 trilyon 390 milyar dolar. 190 milyar dolar dış ticaret fazlası sağladı. ABD aynı yıl 672 milyar dolar dış ticaret açığıyla, kesintisiz 30 yıldır sattığından fazlasını almış oldu.

 1978 sonrası süreç, ekonomide olduğu kadar, idari yapı ve işleyişte de önemli değişimler getirmiştir. 1980’li yıllardan başlayara, Çin büyük ve tarihi değişiklikler yaşıyor. Hızlı ve genişleyen sosyal, ekonomik ve siyasi gelişmeleri takip etmek için, Çin hükümeti ekonomik kalıknma ve sosyal kalkınmayı teşvik etmek amacıyla, onun devlet yönetiminde de  bir takım önemli reformlar düzenlendi. 1980 yılından itibaren Çin hükümeti altı idari reform hayata geçirmiş ve piyasa ekonomisi sistemine adapte edebilir idari sistem kurmuştur. İlk yıllar Çin kamu yönetiminde bir çok sorunlar olmuştur. Bunlar şunlardır: kapsamlı ve ciddi planlama sisteminin sosyal ve ekonomik politkanın tüm yönleriyle kontrolü, güç yapısı çok merkezi idi, geniş ve şişirilmiş bürokratik yapı, devlet mali yükünün çok olması.

  Buna bakmayarak kısa zamanda başarılarda elde olundu. Başarıları örgütlerin ve heyetin azaltılmasında, devlet fonksiyonlarının kökünden değiştirilmesinde, yerel işletmelerin olmayan kurumsal yerelleşme tarafından stimullaştırılmasında ve toplum üzerinde devlet kontrolunun aşamalı azaltılması, makro-kontrol ve sosyal yönetimde devlet fonksiyonlarının güclendirilmesi, Devletin toplum üzerinde zayıflamış kontrolü gözlemlemek olur. Mevcut idari sistemde sorunlar halen mecuttur. Çeşitli düzeylerde mevcut hükümetler halen fonksiyonların bölüştürülmesinde totaliter toplum modeline meruz kalıyor. Devlet yönetiminde kanundan daha çok amirlerin iradesi avantajı oluşturuyor. Vatandaşların siyasi katılımı için kanallar yönetim sürecine dahil edilmemiştir.Bunlarla yanaşı Çin kamu yönetiminde yeni eğilimler müşahide olunmaktadır. Bunlar şunlardır.

  Düzenleyici devletten hizmet odaklı hükümte geçiş, totaliter hükümetten sınırlı hükümete, kişiliğin hakimiyetinden hukukun yönettiği hükümete, piramida şekilli hükümetten düz hükümete, avarçekme odaklı devlet sisteminden direksiyon odaklı devlet sistemine geçiş, piramit biçimli devlet yapısnıdan pürüzsüz devlet sistemine geçiş teşkil etmektedir.

  Çin’in ekonomik ve siyasal anlamda yükselişi sonucunda Türkiye’nin Çin’e yönelik olası politikası ve karşılıklı ilişkileri de önem kazanmaktadır.

 

Kaynakça:

  Erdal Şafak, Çin Başdöndüren Çin Sabah   Gazetesi, 21 Şubat  2012 15 Kasım 2009

  Hüseyin Yayman, “Küreselleşme Tartışmalarının Türkiye Özeline Yansımaları”, Sayıştay Dergisi, Temmuz-Eylül 1999

Artvin Valisi Necmettin Kalkan’dan Artvin Turizm Eylem Planı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin Valisi Necmettin Kalkan’ın gayretleri sonucu gerçekleştirilen   “Artvin İli Doğa Turizmi Eylem Planı”  bilgilendirme toplantısına;  Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, Artvin Vali Yardımcısı Bahadır Güneş, Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdür Vekili Mustafa Bulut, DSİ 26. Bölge Müdürü Muammer Keleş, Orman Bölge Müdürü Ömer Naci Kaya, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, daire amirleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

  Artvin Valisi Necmettin Kalkan toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Artvin’e atandığım günden beri ilimizin bir eğitim ve turizm kenti olması gerektiğini arzuladım ve bu gerçeğe vurgu yapmak istedim.  Ben buna yürekten inanıyorum. Artvin’in geleceğinin eğitim ve turizmde olduğuna inanıyorum. Bu toplantı, bu açıdan çok önemlidir. Toplantıya katılmak üzere Ankara’dan gelen Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sayın Sabri Kiriş, toplantıya ayrı bir değer katmıştır. İnanıyorum ki bu toplantının sonunda Artvin turizmi adına, Artvin ilinin turizm varlığının potansiyelinin hayata geçirilmesi adına güzel ve olumlu kararlar alınacaktır.

  Her şeyden önce bakanlıkta onay bekleyen eylem planlarımız var. Hazırlanmakta olan eylem planlarımız var. Artvin’in beklemeye tahammülü yok. Bunun il ölçeğinde değil, Ankara’da bakanlık ölçeğinde ele alınıp takip edilmesinde fayda var. Antalya bugün 15 milyon turist ağırlayan bir kent haline gelmişse, bu Antalya’daki potansiyelin Ankara’da planlanıp bir devlet politikası şeklinde yürütülmesinin sonucu olmuştur.

  Artvin, doğa turizmi açısından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Genel Müdür Yardımcımızın Artvin’de daha önce görev yapmış olması bir şanstır diye düşünüyorum. Paha biçilmez doğa güzelliklerimiz var, milli parklarımız var, tabiat koruma alanlarımız var,  biyosfer rezerv alanımız var ama bunların tanıtımı noktasında, tanıtımdan öncede buralara gelecek kişilerin konaklama noktasında, nitelikli konaklama tesisleri yok. Koruma ve kullanma dengesinde sorun yaşıyoruz.

  Bir Uzungöl’ün elden çıktığı gibi, Borçka Karagöl’ün de bir gün elden çıkmasını ben arzu etmiyorum.  Bir Şavşat Karagöül’ün elden çıkmasını arzu etmiyorum. Kullanalım derken korumayı ihmal etmeyelim. Koruyalım derken nereye kadar kullanacağımızı da çok iyi belirlemek lazım. Dolayısıyla koruma ve kullanma dengesi çok önemlidir diye düşünüyorum. Bu açıdan bugün bu toplantıda alınacak kararlar umuyorum ki Ankara’da onay bekleyen Uzun Devreli Geliş Planlarına bir hız kazandırır. Uygulama planlarının kısa sürede hazırlanmasına bir zemin oluşturur. Gönüllü işletmeciler var.  İhaleye çıkın talip olalım, buraları yapalım diyorlar. Onlara da biz bu imkanı vermiş oluruz diye düşünüyorum.”

  Daha sonra Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdür Vekili Mustafa Bulut, slayt sunumu eşliğinde katılımcılara “Artvin İli Turizm Eylem Planı” hakkında bilgi verdi.

Doğa Turizmi Eylem Planı çalışmalarının, geleceğe yönelik faaliyetleri ayrıntılı olarak önceliklendirilerek  ulusal düzeydeki plan ve programla ilişkilendirilerek oluşturulduğunu belirten Bulut, “Doğu Karadeniz Turizm Master Planı, Artvin-Giresun-Gümüşhane-Ordu-Rize-Trabzon illerini kapsayacak şekilde hazırlanmıştır. Planın proje yönetimi kısmında “kamu eliyle öncü örnek tesis yapmak, bölgede turizm gelişinceye kadar mülkiyeti elinde tutmak, istenen gelişme seviyesine erişince satmak modeli, Karadeniz’de de başarıyla uygulanabilir. Doğu Karadeniz Turizm 2023 Stratejisinin Katılımcılık kısmında da “Bölge’de turizmin gelişimine yönelik alınacak her kararın sivil toplum örgütleri, özel sektör ve kamu kurumları tarafından ortak bir çalışma neticesinde belirlenmesi, ileriki dönemde yapılacak olan çalışmaların tutarlılığı ve sahiplenilmesi açısından önem arz etmektedir. Yerel tabiatın ve kültürün koruma-kullanma dengesi içinde ekonomiye kazandırılması amacıyla yayla ve dağ turizmi gibi eko-turizm alanları açılması özendirilmelidir.

  Ülkemizin ender kaynak değerlerinin korunarak devamlılığının sağlanması ve bu sahalarımıza olan farklı kullanım taleplerinin kontrollü ve planlı bir anlayış içerisinde karşılanabilmesi amacıyla, yaşanan sosyal problemlerin bilincinde tüm korunan alanların Uzun Devreli Gelişme Planları tamamlanmalıdır

  Sürdürülebilir turizm ve Doğa Turizmi (ekoturizm) tanımlarında; doğal ve kültürel kaynakların geleceğin düşünülerek kullanılması, turizm sermayesinin, mevcut ziyaretçilerin ve yöre halkının amaçlarının maksimum düzeyde karşılanması öne çıkarılmaktadır.

Doğa Turizmi (Ekoturizm); seyahat edilen doğal alanların,  çevrenin korunması ve yerel halkın ekonomik standartlarının gelişmesini sağlayan bir turizm anlayışıdır.

Kuşkusuz turizm söz konusu olduğunda Bölgemizde geleneksel kitle turizminden ziyade alternatif turizmi ön plana çıkarmak gerekir. Bölgemizde alternatif turizm faaliyetleri olarak yaylalarda geliştirilmesi planlanan özellikle doğa ve macera sporlarına yönelik yapılanmanın her bir yayla ve bölge için ilgili Kurumlarca ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve detaylandırılması gerekmektedir.

  Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu Türkiye Turizm 2023 Stratejisi’nde Biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynaklar açısından oldukça zengin olan bölge, yayla koridoru olarak gösterilmiştir. Samsun’dan Hopa’ya kadar olan alanda yayla turizminin geliştirilmesi ve alternatif turizm türleri ile birleştirilerek turistler için daha cazip hale getirilmesi önerilmiştir. Eylem Planı hazırlanırken faaliyetlerde yayla koridoru önceliklendirilmiştir.

  Turizmin Stratejik Amacı ise, insan sağlığını, doğal kaynakları ve estetik değerleri korumak suretiyle sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda yüksek bir çevresel koruma düzeyine erişilmesi; kentlerin temiz, güvenli ve yaşam kalitesi yüksek yerler haline getirilmesini sağlamak için artan nüfus, ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeye paralel olarak farklılaşan kentsel ve kırsal alanda alt yapı ihtiyacının giderilmesidir.

Ana amaç,  turizm olayını, çevreye, topluma, tarihsel, doğal ve kültürel varlıklara zarar vermeden, bölge ekonomisine ve toplumsal yaşantıya sürekli katkıda bulunacak biçimde geliştirmektir.

İlimizin sahip olduğu zengin flora ve faunanın, buzul gölleri, vadiler, mağaralar, vb doğal alanların keşfedilmesi, tarihsel ve arkeolojik geçmişin araştırılması, doğa turizmi (ekoturizm) faaliyetlerinin belirlenmesi, geliştirilmesi ve tanıtılmasıdır.” diye konuştu.

  Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş ise, Artvin ilinin Turizm Eylem Planı çalışması çerçevesinde 20’nin üzerinde meslek disiplini uzmanı tarafından çalışmaların aralıksız olarak sürdürüldüğünü söyledi.

  Eylem planının tamamlanarak hayata geçirilmesiyle birlikte, doğal güzelliğiyle ünlü Artvin’in turizmine ve ekonomisine büyük katkı sağlayacağını da ifade eden Kiriş, hazırlayacakları turizm eylem planını Artvin halkının onayına sunacaklarını da  kaydetti.

Yaklaşık 2 buçuk saat süren toplantı,  katılımcıların görüş ve önerilerini sunmasının ardından sona erdi.

Makedonya’da Trakya Günleri-Kırklareli

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Makedonya Cumhuriyeti’nin Üsküp, Kalkandelen, Gostivar ve İştip şehirlerinde ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla 13-15 Haziran 2012 tarihleri arasında “Makedonya’da Trakya Günleri – Kırklareli” etkinlikleri düzenleniyor. Etkinlikler 13 Haziran 2012 Çarşamba günü Makedonya’nın Üsküp şehrinde Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği’ni ziyaret ettikten sonra, açılış korteji yürüyüşü ile başladı.

  Yoğun katılımla gerçekleşen açılış kortej yürüyüşüne;  Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Edirne Valisi Gökhan Sözer, Milletvekili Şenol Gürşan, Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Mustafa Aykaç, İlçe ve Belde Belediye Başkanları, Makedonya Cumhuriyeti Yetkilileri, Kurum Amirleri, Kırklarelili İşadamları ve Makedonyalı vatandaşlar katıldı.

  Kırklareli Valisi Mustafa Yaman ve beraberindekiler daha sonra Çifte Hamam Önü ve  Aleksander Meydanı’nda Kırklareli’nin tanıtımını yapan Fotoğraf ve Resim Sergileri ile Ebru Sanatı Tanıtımı ve Uygulaması, Yöresel Kıyafetler ve El İşleri, Yöresel Yemek, Valilik Hediyelik Eşya Tanıtım Ürünleri, 8 Boyutlu Animasyon Film, standlarının  açılışını yaparak standları gezdiler. Etkinlikler çerçevesinde Sokak Müziği Ekipleri Makedonya sokaklarında Kırklareli Türkülerini çalıp söylediler. Halk Oyunları ve Kukla Tiyatro gösterileri ise Makedonyalı vatandaşlarca ilgiyle izlendi.

Bölgesel yatırım imkanları konferansı.

  Etkinlikler kapsamında Stonebridge Hotel’de Makedonya Cumhuriyeti Devlet Bakanları ve Müsteşarlarının da katılımıyla Bölgesel Yatırım İmkanları Konferansı düzenlendi. Konferansta konuşma yapan Kırklareli Valisi Mustafa Yaman ile Makedonya Cumhuriyeti Devlet Bakanları Hadi Nezir ve Bil Pavlevski, iki ülke arasındaki dostluk, dayanışma ve bölgesel yatırımları hakkında yatırım imkanlarını aktardılar.

  Konuşmaların ardından, Trakya  Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri M.Gökay Üstün, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Gültekin Hadi, Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Ziya Çetintaş, Makedonya Ticaret Müşaviri Şenol Türkyılmaz, MATTO Başkanı Tuna Eyüp Kahveci, Teknolojik Sanayi Geliştirme Bölgeleri Müdürü Edin Fakiç ve Yabancı Yatırım Ajansından Borjan Borozanov tarafından iki ülke hakkında yatırımlara dayalı bilgilendirmelerde bulunuldu. Ayrıca yatırım yapmaya ilişkin işbirliği imkanları konuşuldu.

  Kırklareli Valisi Mustafa Yaman ve beraberindeki heyet ilk olarak İştip Belediye Başkanı Zoran Aleksov’u ziyaret etti. Yoğun katılımla gerçekleşen İştip etkinliklerine, İştip Belediye Başkanı Zoran Aleksov, İştip Meclis Üyeleri ve Makedonyalı vatandaşlarda büyük ilgi gösterdi. Vali Mustafa Yaman ve beraberindeki heyet İştip etkinliklerinin startını verdikten sonra, Kırklareli’nin tanıtımını yapan Fotoğraf ve Resim Sergileri ile Ebru Sanatı Tanıtımı ve Uygulaması, Yöresel Kıyafetler ve El İşleri, Yöresel Yemek, Valilik Hediyelik Eşya Tanıtım Ürünleri, 8 Boyutlu Animasyon Film, stantlarının açılışını yaparak stantları gezdiler.Renkli görüntülerin kaydedildiği İştip etkinlerinde Sokak Müziği Ekipleri İştip sokaklarında Kırklareli Türkülerini çalıp söylerken, halk oyunları ve kukla tiyatro gösterileri görsel şovları ile Makedon vatandaşların ve soydaşlarımızın gönüllerini kazandılar.
   Ayrıca İştip’te Üniversite de okumak için bulunan Türk öğrencilere hediyeler verdiler. İştip etkinliklerine;  Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Edirne Valisi Gökhan Sözer, Milletvekili Şenol Gürşan, Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Mustafa Aykaç, İlçe ve Belde Belediye Başkanları, İştip Belediye Başkanı Zoran Aleksov, İştip Meclis Üyeleri, Kurum Amirleri, Kırklarelili İşadamları ve Makedonyalı vatandaşlar katıldı.
 
                               Makedonya’da Trakya Günleri-Kırklareli Fotoğrafları
 
       
   
       
 
       
 
       
 
       
   
       
 
       
 
      
 
       
 
      
   
       
 
                              

Trabzon Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Aslan Bursa’ya gitti

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Trabzon Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı görevinden, Bursa Bölge İdaresi Mahkemesi Başkanlığı görevine atanan Turan Aslan Trabzon’daki görevinden ayrıldı. Görev süresi içerisinde Trabzon’a verdiği hizmetlerden ötürü Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Aslan’a teşekkür eden  Trabzon Valisi Dr. Recep  Kızılcık, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Aslan’a yeni görevinde başarılar diledi.

  Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Aslan ise, “Trabzon’un bende ayrı bir yeri var. Sizleri asla unutmayacağım” dedi. Vali Recep Kızılcık, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Aslan’a Trabzon’a verdiği hizmetlerden ötürü telkariden yapılmış fincan takımı hediye etti

Trabzon’da Jandarma teşkilatının 173. kuruluş yıldönümü

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Jandarma Genel Komutanlığı’nın 173. Kuruluş Yıldönümü kapsamında Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nda tören düzenlendi.  Törenlere; Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkan Vekili Ergin Aydın, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, şehit yakınları ve gaziler katıldı.

  Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık törende yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bağrından çıkmış İçişleri Bakanlığımıza bağlı kahraman Türk jandarması, kırsalda asayiş ve güvenliğin sağlanmasının teminatıdır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de buyurduğu gibi kanun jandarması olan Türk jandarmasının titiz çalışmaları kırsalda devam etmektedir. Şehir merkezlerinde emniyet teşkilatımız, kırsalda da jandarmamız çağa uygun teknik donanımlar sayesinde ülkemizin asayiş ve güvenliğini sağlamaktadırlar. Bu asayiş ve güvenlikte gösterilen başarılara paralel olarak insani gelişmeler sağlanmaktadır. Oluşan huzurlu ortamın neticesinde ülkemiz parmakla gösterilir hale gelmiştir. Şüphesiz insan temel hak ve hürriyetler, hukukun üstünlüğü gibi evrensel ilkelere saygılı olan Türk jandarması, kırsalda asayiş ve güvenliğin sağlamasında, 21 yüzyılın güvenlik stratejisine uygun olarak, suç ve suçluyla mücadelede örnek bir başarı sergilemiştir. Bu başarının elde edilmesinde 24 saat esasına göre çalışan arkadaşlarımızın eşleri ve ebeveynlerinin ciddi katkıları olmuştur, kendilerine teşekkür ediyorum.

 

                                 
                                   Jandarma teşkilatının 173. kuruluş yıldönümü
 
  Ülkemizin dört bir köşesinde başta terörle mücadele olmak üzere, asayiş ve güvenliğin sağlanmasında, gözünü kırpmadan aileleri ile beraber giden değerli yavrularımıza da teşekkür etmek istiyorum. Terörle mücadele kapsamında hayatlarını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anarken, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Terörle mücadele asayişin sağlanmasında büyük emekleri geçen ve gazi konumuna yükselen çok değerli vatanperverlerimizi de huzurlarınızda saygı ile selamlamak istiyorum.  Türk Jandarmasının kuruluş yıldönümünü kutlarken, ebediyete intikal eden şehirlerimizi bir kere daha rahmetle anıyor, gazilerimizi saygı ile selamlıyorum”

  Jandarma Alay Komutanı Albay Dursun Ertuğrul ise, Jandarma Teşkilatı’nın 173. kuruluş yıldönümünü kutlamanın onurunu yaşadıklarını belirterek, teşkilat hakkında bilgi verdi. Akçaabat Halk Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan halk oyunları gösterisi ve narkotik köpeği tarafından yapılan gösteri büyük ilgi gördü.

Dünya çocuklarından Kırklareli’yi ziyaret

0

Haber: İlker ÇAKAN

  10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na katılmak üzere farklı ülkelerden Türkiye’ye gelen öğrenciler, Kırklareli ilinde düzenlenen kültürel etkinlikler kapsamında geldikleri kentte Kırklareli Valisi Mustafa Yaman’ı ziyaret etti. 25 ayrı ülkeden gelen 65 öğrenciyi Valilik Atatürk Toplantı Salonunda ağırlayan Vali Mustafa Yaman yaptığı konuşmada şunları söyledi; ” Bugün sizleri İlimizde ağırlamaktan mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. İnanın sizler kadar bizlerde çok heyecanlıyız. Dünyanın değişik bölgelerindeki 135 ülkeden bin beş yüz genç kardeşimiz ülkemize gelerek, ülke insanımıza büyük sevinç ve coşku yaşattınız.

Aynı kapsamda 25 ülkeden 65 genç kardeşimiz, aynı heyecanı ve coşkuyu, İlimizde düzenleyeceğiniz etkinlik ile Kırklarelili vatandaşlarımıza da yaşatacaksınız. İlimize hoş geldiniz. Sizler sayesinde bütün dünya Türkçenin dünya dili olduğunu, kardeşlik ve barış dili olduğunu öğrenmiş oldu. Bu vesile ile emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

  Milletvekili Şenol Gürşan’da yaptığı konuşmada, aynı heyecanı kendilerinin de paylaştığını belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Yapılan konuşmaların ardından, çeşitli ülkelerden gelen öğrenciler, Türkçe şarkı ve şiirleri seslendirdiler. Vali Mustafa Yaman, gelen tüm öğrencilere ziyaret anısına çeşitli hediyeler verdi.

 

                                        Dünya çocuklarından Kırklareli’yi ziyaret

                                                   
     

 

            

 

       

 

         

TOBB-DEİK Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu: “ABD ile ile ilişkilerin ekonomik boyutu”

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Amerikan-Türk Konseyi ile DEİK Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 31’inci Türkiye Konferansı dün Washington’da başladı. Konferansa; TOBB-DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ABD Savunma Bakanı Leon Benetta, Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Namık Tan, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone, TAİK Başkanı Haluk Dinçer, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya ilişkilerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Phil Gordon ile ABD ve Türk iş dünyasından ve hükümet çevrelerinden çok sayıda üst düzey yetkili katıldı.

  TOBB-DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konferansta yaptığı konuşmada şunları söyledi;

   “Biz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, 2001 yılından beri, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyorduk. Değişen dünya düzeninde, iktisadi ilişkiler, Türk-Amerikan ilişkilerinin en güçlü sütunu olmalıydı. Bu konuda atılacak her adım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin desteğini yanında bulacaktı.

  Bu taleplerimize ABD Başkanı Sayın Obama’nın Nisan 2009’daki Türkiye ziyaretinde bir karşılık bulduk. Bu ziyarette, Sayın Başkan ikili ilişkilerimize bakışını “model ortaklık” vizyonunu ile açıklamıştı.

  Bu tarihten sonra, başta Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un ikili ilişkilerin iktisadi boyutuna verdiği önemin, bürokrasinin her kademesinde hissedilmeye başlandı. Ekonomik ve ticari konular siyasilerin ve bürokrasinin gündeminde daha fazla yer almaya başladı. Bunun sonucu olarak da son dönemde giderek daha fazla somut adımlar atılıyor. İş dünyası atılan adımları daha fazla hissetmeye başlıyor.  Türkiye- ABD ilişkilerinin iktisadi boyutunu, karşılıklı ticaret, karşılıklı yatırım, turizm, ortak teknoloji geliştirme ve girişimcilerimiz arasında ilişkilerin artırılması ve üçüncü ülkelerde işbirliği çerçevesinde düşündüklerini, çalışmalarını da bu ana sütunlar üzerine inşa ettik.

Büyümenin arkasındaki en önemli faktör Türk özel sektörü

   Türkiye 2009-2011 sonu arasında 3,5 milyona yakın istihdam üretti. Geçen yıl, % 8,5 oranında büyüme gerçekleştirdi. Bu büyümenin arkasındaki en önemli faktör Türk özel sektörüydü. Özel sektör 2011 yılında 1,3 milyon kişiye istihdam sağladı. 100 milyar doları makine olmak üzere, 140 milyar dolar yatırım yaptı. 200 ülke’ye 20 bin çeşitten fazla mal ihracatı yapılıyor.

Yeni teşvik sistemi, Türkiye’yi yatırım açısından daha da cazip hale getirdi

 Türkiye, Çin ile İtalya arasındaki bölgede bir sanayi devi haline geldi. İyi eğitilmiş iş gücüyle, imalatta sıfır hata ile üretim yapan bir ülke oldu. Otomotivde ABD’den dışında 13 farklı markanın üretildiği tek ülke. 93 ülkede, 206 milyar dolar tutarında müteahhitlik faaliyetimiz var.

  Dolayısıyla, Türkiye-ABD ikili ticaret ilişkilerinde çok ciddi bir potansiyel ve dolayısıyla fırsatın olduğuna inanıyorum. Bu fırsatın değerlendirilmesi için, orta ve uzun vadede yapısal adımlara ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Ancak, kısa dönemde de eğitim ve farkındalık artırıcı faaliyetlerle gelişme sağlayabileceğimize inanıyorum.

  Karşılıklı yatırımlarda da ticarette olduğu gibi, ciddi fırsatlar var. Türkiye’nin başta yenilenebilir enerji, ilaç sanayi, savunma sanayi ve emlak olmak üzere, ciddi bir yatırım potansiyeli sunduğu biliniyor. Yeni teşvik sistemi, Türkiye’yi yatırım açısından daha da cazip hale getirdi. Yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından, Türkiye sürekli kendini geliştiriyor.

  Turizm alanında ise, Türkiye dünyanın en önemli 7 turizm destinasyonundan biri haline geldi. ABD’den Türkiye’ye gelen turist sayısı 2011’de yaklaşık 762 bine ulaştı. Bu rakam elbette önemlidir. Ancak, şunu vurgulamak gerekir ki, orta büyüklükte bir Avrupa ülkesinden Türkiye’ye gelen yıllık turist sayısı neredeyse ABD’den gelen turist sayısıyla aynıdır. Karşılıklı olarak turist sayısını artıracak faaliyetler için işbirliğimizi daha da yoğunlaştırmalıyız.”

Yeni başlangıçlar için Ortaklar – PNB

  Girişimcilik alanındaki işbirliğinin, ikili ilişkiler kadar, üçüncü ülkelerdeki işbirliği için de yararlı bir alan oluşturdu.Bu çerçevede, ABD Dışişleri Bakanlığının iki önemli programı olan “Yeni Başlangıçlar için Ortaklar – PNB ve Global Girişimcilik Programı – GEP”in Türkiye’deki yürütücüsüyüz.

  PNB çerçevesinde, girişimcilik, ekonomik fırsatlar, değişim ile bilim ve eğitim alanında somut projeler geliştirip uyguluyoruz. Bu çerçevede, Sayın Albright ile kurduğumuz çalışma ilişkisine, Türkiye’den geniş bir grubu dahil ettik. Projelerimizi, başarı hikâyelerimizi, ABD Başkan Yardımcısı Sayın Biden ve Dışişleri Bakanı Sayın Clinton’a sunduk. PNB kapsamındaki diğer ülkelerle de deneyimlerimizi paylaşmaya devam ediyoruz.

  Türkiye’nin bulunduğu Bölge, Türkiye-ABD ilişkilerinde bilgi değişimi, empati, ortak vizyon ve yardımlaşmayı gerektiriyor. İran, Irak ve Suriye, bu ülkeler bizim komşularımız. Bu ülkelerdeki en küçük istikrarsızlık, Türk halkını genel anlamda ekonomimizi ve özellikle sınır bölgesi illerindeki ekonomilerimizi doğrudan etkiliyor. Biz, elbette nükleer silaha sahip bir komşu istemeyiz. Bunun aksi yöndeki girişimlerin, tüm diplomatik araçların kullanılarak engellenmesini isteriz.

  Suriye’de, hemen yanı başımızda akrabalarımızın katledilmesinden, insanların evlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda kalarak mülteci haline getirilmiş olmalarından rahatsızız. Ama, aynı zamanda Suriye’ye komşu bölgelerimizin ekonomilerinin darbe yemesinden de rahatsızız. Buradaki insanların işini kaybetmelerinden rahatsızız. İnsanlık dramına mevcut dünya düzeninde çözüm bulunamıyor olmasından da son derece rahatsızız. Sorunun çözümü uzadıkça, katliamlar artıyor. Düşmanlıklar derinleşiyor. Türkiye bu bölgeden kaynaklanan hareketler üzerinden istikrarsızlaştırılmak isteniyor. Uluslararası sistem harekete geçmeli, akan kana dur denmelidir. Suriye’de yaşam normale dönmelidir.

  Irak, Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biridir. Türkiye’den giden yatırımcılar, Irak’ın, özellikle Kuzeyi’nin ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Irak’ın her bölgesinde işadamlarımıza çalışıyor. Ancak, buradaki siyasi istikrarsızlıktan endişeliyiz. Biz, Irak’ın tamamının istikrarlı olmasını ve Irak halkının refahının yükselmesini istiyoruz.”

Kıbrıs’ta çözüm

  Kıbrıs sorununda çözüm bulunmalıdır. Kıbrıs Türkleri haksız ekonomik ve siyasi ambargo ile yaşamaktadır. Buna son verecek bir irade harekete geçmelidir.

  Türkiye’nin Avrupa Birliği katılım müzakerelerinde ABD’nin desteğinin etkili oluyor. Katılım sürecinin Türkiye’nin ekonomik ve siyasi dönüşüm çabaları için son derece önemli katkılar sağladığını, sürecin bugün geldiği noktada, ABD’nin desteğine her zamankinden fazla ihtiyaç var.

Türkiye’deki ekonomik dönüşüm

  Türkiye’nin son otuz yılda sessiz bir tarım ülkesinden, dinamik bir sanayi ülkesine dönüştü. Üstelik bu kapsamlı değişimi istikrarlı bir biçimde gerçekleştirdik. Ben bu kapsamlı dönüşümü memleketimizin iki temel özelliğine borçlu olduğumuzu düşünüyorum.

 Bunlardan ilki insanımızın girişimciliğidir. Biz, 1980 yılındaki politika reformları sayesinde, cumhurbaşkanı Özal sayesinde, dışa açılarak, dünyanın parçası olarak, zenginleşebileceğimizi öğrendik. Yaparak öğrendik.

  Bu kapsamlı dönüşümün ikinci temeli ise, demokrasimizin gücüdür. Biz değişimin yolunun seçim sandığı olduğunu çok iyi biliriz. Sandık başında olduğumuz an en özgür olduğumuz andır. Bu duyguyu hiç unutmadık. Hiç unutmayız. Sandık her vakit doğru işlemiş, sorun çözmüştür.”

Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencileri Trabzon’da

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde bulunan bir grup 5. sınıf öğrencisi Trabzonlu sınıf arkadaşları İrem Çamoğlu ile Betül Ayaz’ın misafiri olarak Trabzon’a gelen Edirneli Buse Kerimler, Tekirdağlı Ezgi Uluğ, İzmirli Aylin Çoban ve Kayserili İpek Birer Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ı ziyaret etti. 

  Öğrenciler sohbet eden Vali Kızılcık, ülkenin yönetiminin gelecekte gençlerin olacağını vurgulayarak, ‘Ülke yönetimi sizlere emanet edilecektir. Siz gençler bu ülkeyi bizlerden daha üst noktalara taşımalısınız. Ben size inanıyorum. Bu ülke siz gençler sayesinde emin ellerde olacaktır.”

ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’ndan Artvin Valisi Necmettin Kalkan’ı ziyaret

0

Haber: İlker ÇAKAN

  ÇAYKUR Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu, ziyarette yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Sayın Valimizle aynı zamanda Artvin bölgesindeki ÇAYKUR fabrikaları ve ÇAYKUR faaliyetleri ile ilgili çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımızı ziyaretimizde bir kez daha görüştük. Muratlı bölgemizi organik çay bahçeleri haline dönüştürmek istiyoruz. Sayın Valimizle bu konuları değerlendirdik. Birlikte yapılması gereken çalışmaları yapmanın gayreti içerisindeyiz. Daha önce organikle ilgili bir çalışma gerçekleştirilmiş ve çay fabrikasının alt yapısı hazır durumda. Bizde kolaylıkla organik çay üretme sürecine geçeceğimizi düşünüyoruz. Fabrikamızın kapasitesini o bölgeye yeterli olabilecek bir şekilde bu sene artırdık. Yaklaşık 60 ton kadar ilave bir kapasite koyduk. İnşallah bu fabrikamız bu kapasitesi ile o bölgenin çaylarını alıp işleyebilecek durumdadır ve o imkana sahiptir. İşin bir tarafında akreditasyon kuruluşları da var. Onlarla beraber yürütüyoruz, onlarla da görüştük ve  gerekli talimatları verdik. Çalışmalarını sürdürüyorlar. Büyük bir aksilik olmazsa inşallah önümüzdeki yıl itibarıyla bölgeyi organik çay havzasına dahil etmiş olacağız.’

 

                                          
                                     ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’ndan
                                          Artvin Valisi Necmettin Kalkan’ı ziyaret
 
  Artvin Valisi Necmettin Kalkan ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek yaptığı konuşmada şunları söyledi;  “Sayın Genel Müdürümüze bizleri ziyaret ettiği için teşekkür ediyorum. Kendilerinin hakikaten hem Çevre Bakanlığı döneminde, hem de Ardeşen Belediye Başkanlığı görevlerinde bölgemize çok ciddi ve önemli katkıları vardır. Şimdi de bölgenin hayati konusu olan çay sektörüne güzel çalışmaları var. İlimiz açısından en önemli konu Muratlı bölgesinin, Muratlı Çay Fabrikamızla beraber organik çay üretimine açılmasıdır. Muratlı bölgesinin organik çay tarımına açılması Artvin’in artı bir değeridir diye düşünüyorum. Sayın Genel Müdürümüze ve yönetim kurulu üyelerine ilimize bu şansı, bu imkanı verdikleri için teşekkür ediyorum. İlimizde kendilerini ağırlamaktan dolayı da mutluluk duydum.”

  Ziyaretin sonunda Vali Necmettin Kalkan, ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’na  içerisinde yöresel ürünlerin bulunduğu ahşap sandık hediye etti. Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu ise Vali Necmettin Kalkan’a  içerisinde ÇAYKUR ürünlerin bulunduğu hediye paketi verdi.

Artvin-Yusufeli-Erzurum karayolu çalışmaları

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin-Yusufeli-Erzurum devlet karayolunda çalışmalar devam ediyor. Bu yolda toplam uzunluğu 13. 355 m. olan 22 adet tünel ve toplam uzunluğu 2ç163 metre olan 13 adet köprü, viyadük ve dengeli konsol köprü bulunmaktadır. Hali hazırda Artvin-Erzurum devlet karayolunun 31. 606 metrelik kısmında sanat yapıları, köprü, viyadük, dengeli konsol köprü ve tünel imalatları tamamlanmış, yol asfalt yapım çalışmaları % 90 oranında bitirilmiş ve önümüzdeki birkaç gün içinde de asfalt imalatları tamamlanacaktır. Artvin-Erzurum devlet karayolu 3. kısım İkmal İşi kapsamında devam eden 7.468 metrelik yol da ise sanat yapıları, köprü, viyadük ve tünel imalatları devam etmekte olup, % 92 oranında fiziksel gerçekleşme mevcuttur. Şu anda yeni yapılan Artvin-Erzurum yolunun 26.397 metrelik kısmı karayolu trafiğine açılmıştır.

  Ayrıca kontrol faaliyetleri DSİ 26. Bölge Müdürlüğünce gerçekleştirilen 8.720 metre uzunluğunda Artvin-Ardanuç ve 11478 metre uzunluğunda Artvin-Ardahan yolu bulunmaktadır.  Artvin-Ardanuç yolunda 655 metre uzunluğunda 2 adet tünelden T2 Tüneli kazı ve nihai beton kaplaması tamamlanmış, T1 Tünelinde de nihai beton çalışmaları devam etmektedir. Artvin-Ardahan yolunda ise 135 metre uzunluğunda 3 adet köprü bulunmakta olup, 1 tanesi tamamlanmış diğer 2 adedinde çalışmalar sürdürülmektedir. Bu yollarda fiziki gerçekleşme % 90 civarındadır.

  Artvin – Erzurum devlet karayolu 2. kısım ikmal İnşaatı Ortaköy Viyadüğü ve Ortaköy İl yolu kapsamında 2.500 metre  uzunluğundaki Ortaköy il yolu ve 504 metre uzunluğunda 2 adet dengeli konsol köprü, 1 adet 111 metre uzunluğunda öngerme kirişli köprü ve uzunluğu 162,5 metre olan tünel imalatları tamamlanmış yol üst yapısı ve asfalt imalatları tamamen bitirilmiştir. Fiziksel gerçekleşmesi % 100’dür.

  Kontrol faaliyetleri DSİ 26. Bölge Müdürlüğünce yürütülmekte olan Karayolları Relokasyonları kapsamında 5900 metre uzunluğundaki Yusufeli ve HES Geçici Bağlantı Yolları imalatları devam etmektedir. Bu yolda 3.917 metre uzunluğunda 5 adet tünel bulunmakta olup, 1 adedinin kazısı ve nihai betonu, 2 adedinin de kazısı tamamlanmıştır. Diğer 2 adet tünelde kazı çalışmaları devam etmektedir. 270,8 metre uzunluğundaki 3 adet köprüde de fore kazık yapım çalışmaları devam etmektedir. Fiziksel gerçekleşme ise % 40 civarındadır. Öte yandan asfaltlama çalışmaları süresince söz konusu yolda gerekli olmadığı müddetçe sulama yapılmayacaktır.        

error: Content is protected !!