Cuma, Aralık 19, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 212

KKTC 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat: “Ekonomik kriz çözüm için motivasyon unsuru”

0

Haber: İlker ÇAKAN 

  KKTC 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bir çözüm için öncelikle Türk tarafının uğraşması gerektiğini belirtti ve Rum tarafının yaşadığı ekonomik krizin çözüm için motivasyon unsuru olabileceğini söyledi. 2’inci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Bayrak Haber’de yayınlanan Güney’in Gündemi programına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

  Rum Lider Hristofyas ile kendisinin Cumhurbaşkanı olduğu dönemde çözüm konusunda önemli ilerlemeler sağladıklarını kaydeden Talat, ancak Hristofyas’ın bunu açıklamaktan kaçındığını belirtti. Türkiye’nin AB perspektifi netleşmeden Kıbrıs sorununda ciddi bir hareketlenme beklemediğini kaydeden Talat, bunun da şartların olgunlaşmasına bağlı olduğunu anlattı.

  Talat, Rum tarafında yapılacak seçimlerin ardından küçük hareketlenmeler beklentisinde olduğunu söyledi ve dünyanın BM Parametrelerini değiştirmeye yaklaşmayacağını vurguladı.

 Kıbrıs sorununun çözümünde öncülük yapması gereken tarafının Türk tarafı olduğunu çünkü Rum tarafının çözüme ihtiyacı olmadığını belirten Talat, ancak Güney’de yaşanan ekonomik krizin Rum tarafını çözüme motive edebileceğini söyledi. Talat, hükümetin ekonomisi kötü giden Rum Yönetimi’ne yardım sözlerini de eleştirerek, bunu ciddi bulmadığını belirtti.

  Kıbrıs sorununun çözümünün her iki tarafa da fayda getireceğinin ortaya çıktığını kaydeden Talat, Kıbrıs konusunda şu anda uygulanan siyasetin ayrılık esasına yönelik olduğunu savundu.

Arif Nihat Asya

0

  Türk Edebiyat Tarihi’ne “Bayrak Şairi” olarak adını yazdıran Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904 yılında Çatalca’nın İnceğiz Köyü’nde dünyaya geldi. Babası Tokatlı Zîver Efendi, annesi Tırnovalı Fatma Hanımdır. Nihat Asya bir aylık bebek iken babasının ölümü üzerine, akrabalarının himayesinde büyümek zorunda kaldı. İlköğrenimine köyünde başladı fakat daha sonra İstanbul’a geldi. Önce Haseki Mahalle Mektebi’ne daha sonra Gülşen’i Maarif Rüştiyesi’ne devam etti. Yatılı olarak girdiği Bolu Sultanisi kapatılınca, Kastamonu Sultanisi’ne aktarıldı. Liseyi bitirdikten sonra, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu.

  Milli Mücadele Dönemi’nde Ankara’da bulundu. Bu dönem onun şiire başladığı, Türklük ve vatan aşkı ile şiirler kaleme aldığı tarihlerdir. 1828 yılında Darülmuallimin’i Aliye’den edebiyat öğretmeni olarak mezun oldu ve Adana kolej ve öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1948 yılında Edirne’ye tayin edildi. 1950-54 döneminde Adana Milletvekilliği, 1954 yılında Eskişehir milletvekilliği yaptı. 1962 yılında ise Ankara Gazi Lisesi’nden emekli oldu. 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da vefat etti.

  EdebiyatımızdaBayrak” şairi olarak tanınan Asya, Bayrak şiirini Adana’nın kurtuluş günü olan bir 05 Ocak’ın heyecanı ile yazdı. Bir çok dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Şiirlerinde hece, arûz ve serbest vezinleri kullanan Arif Nihat, nazmın her tür ve şekliyle eserler vermiştir. Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar. Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış olan Asya, son şiirlerinde biraz da mistisizme yönelmiştir. Şiirinde daima bir yenileşme çabası içinde olan şair, etkilerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli şiir dünyasını yaratmıştır.

  Güzel ve zarif benzetmelerin yanı sıra, keskin zekâsının, şakacı mizâcının mahsûlü olan nükteleri, hicivleri, kelime oyunları üslûbunu tamamlayan önemli unsurlardır. Tarihimizin şanlı sayfalarını şiirleştiren şair, Rubai türünün yeni Türk edebiyatında önemli şahsiyetlerinden kabul edilir. Bayrak ve vatan, onun mısralarında en usta anlatıcısını bulmuştur.

Şiir kitapları:

  Heykeltraş (1924), Yastığımın Rüyası (1930), Ayetler (1936), Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946), Rubaiyyat-ı Arif (1956), Enikli Kapı (1964), Kubbe-i Hadrâ (1956), Kökler ve Dallar (1964), Emzikler (1964), Dualar ve Aminler (1967), Aynalarda Kalan (1969), Kanatlar ve Gagalar (1946), Kıbrıs Rubaileri (1964), Avrupa’dan Rubailer (1971), Kova Burcu (1967).

 

Boğazımdaki iki düğüm…

0

  Her Öğretmenler gününde,iki şey canımı acıtır.1.si ağabeyimin vefatı, 6 yıl önce kendisini kalp ameliyatı sırasında damar tıkanıklığından beyin ölümünün gerçekleşmesi sonucu kaybettik. DRları bir hafta daha makineye bağlı olarak yaşatabilmişlerdi. Zaten iki kardeştik ve o benim tek abimdi….Hala boşluğunu dolduramadığım………..Hern o  kadar aynı ortamda yaşayamasak ta…..(Ben annemde,o babamın yanında büyümüştü çünkü.)Birbirimize uzak yaşamıştık onunla.Yıllarca görüşmesek te o benim ağabeyimdi işte…….2.si de bana alfabeyi ,çarpım tablosunu, resim yapmayı,şarkıları,renkleri,Türkçe, Matematik derslerini öğreten insan,ikinci annem gibi sevdiğim ilkokul öğretmenim, sevgili öğretmenim Mebrure Tanyel’in vefatını öğrendiğim gündür. O da bir öğretmenler günüydü öğrendiğimde… Yani 24 Kasım…  Yıllarca Bursa’da yaşadığım için kendisiyle sık sık görüşemiyordum son yıllarda.

  Ama  Çanakkale’ye yerleştikten sonra bir öğretmenler gününde ziyaret etmeyi düşündüm, bugün mutlaka öğretmenimi ziyaret etmeliyim dedim kendi kendime…..Ve  içinde öğretmenime yazdığım şiir de bulunan ilk kitabım (Hasretim Sana)yı, pembe çiçeklerle donanmış açelya çiçeğini, ayaklarına veya sırtına koyabileceği şalı da alarakelini öpmeye gittim. Ama kapıyı açan olmadı.Apartmandaki bütün zillere bastım.o gün mutlaka öğretmenimi görmeli ve elini öpmeliydim. Sonunda çaldığım zillerden birinden cevap geldi.Ve kapı açıldı….Merdivenlerden yukarı çıktım ki bana kapıyı açan karşıki komşusuydu ve o da çok yaşlıydı.Öğretmenime geldiğimi söyleyince….Ağlayarak; o bizi 40 gün önce terk edip gitti deyince gözyaşlarımı tutamayıp oracıkta kapının ağzında ağlamaya başladım.Hem de hıçkıra hıçkıra……Elimdekileri kendisine vererek, eve ağlayarak döndüm. İnsanız işte,bazı şeyleri hep erteleyerek geç kalıyoruz….

  Onun için sizler geç kalmayın lütfen……Ziyaret etmek istediklerinizi hemen, aklınıza düştüğü anda ziyaret edin. Gitmek istediğiniz yere hemen gidin.Yapmak istediğinizi hemen yapın!…..Sonraya bırakıp, keşkeler yaşamayın. Ben geç kalmıştım ve benim sevgili öğretmenim, 90 yaşında hayata gözlerini kapamış, göçüp gitmişti. Ben elini öpemeden ,onun gülyüzünü göremeden……….Kendisi, İstiklal İlkokulu ve Gazi İlkokulunun değerli öğretmenlerindendi.İkisinin de ruhları şadolsun!……Mekanları cennet olsun. Affınıza sığınarak sizlerle paylaşmak istedim….Boğazımda iki düğüm olduğunda…..Yani şu anda….Onun içindir ki Her 24 Kasımda …….O iki düğüm …… İçimi acıtır. Canımı yakar…..Önce başöğretmenimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, sonra öğretmenimin, ağabeyimin ve tüm öğretmenlerimizin ellerinden hürmetle öpüyorum…Kalın sağlık ve sevgimle…..

 

Sevgili  öğretmenim

 

Bana alfabeyi öğretensin

Elimden tutan, beni sevensin

Annemden sonra ilk gelensin

Benim sevgili öğretmenim

Beni yurduma yetiştirensin

Meslek sahibi de edensin

Sevgiyi,  saygıyı öğretensin

Benim canım öğretmenim

Yurdumu ve dünyayı öğretensin

Azmi, çalışkanlığı gösterensin

Başımın üzerinde her zaman yerin

Benim sevgili öğretmenim

Elmas kadar değerli sözlerin

Bence yakut, kalem tutan ellerin

Ellerinden saygıyla öperim

Benim sevgili öğretmenim…

İnsan ve spor bilimi

0

  “Her şey insanlar için” sözü toplumda çok sık kullanılır. Her yenilik insanlar içinde söylenebilir. Aslında çok geniş bir kavram; 360 derecelik pencereden dünya da olup bilenleri incelemek gibi. Her yöne, her şeye hakim olan bir bakış diye de tanımlayanlar olabilir.  Dünya devletlerinde olduğu gibi 1980’li yıllardan bu yana ülkemizde de her geçen gün “Bilgi Çağının” etkileri daha çok hissedilmektedir. (Bilgisayar, Elektronik Teknoloji, Dijital kayıt, Manyetik bilgi depolama, Görüntüleme Sistemleri ve Uzaydan dünyanın yüzeyi, Yeryüzünün ve Denizlerin derinliklerinin izlenmesi gibi) saymakla bitmez. Kısaca bilimin her dalında devamlı ve hızla gelişen bir teknoloji ile insanlar beraber yaşamakta. Gelişen bu teknolojinin olumlu etkilerinden:

  Sağlık ve Spor bilimleri de büyük oranda payını almaktadır. Dünyanın öbür ucunda ki bir yenilik bu teknoloji sayesinde çok kısa  bir zaman diliminde tüm devletlerin pazarlarında ihtiyaç sahiplerine sunulduğu görülür.  (İnternet pazarlama) Bu da bize gösteriyor ki üretilen bir ürünün sanayinden pazara akışı gayet hızlı olmakta.  Yukarıda açıklandığı gibi içinde yaşadığımız “Bilgi Çağı” gelmiş geçmiş olan çağların içinde en hızlı gelişme, bilgi birikimi ve bazı alanlarda değişme gösteren bir çağ olması bakımından: İnsanlar devamlı kendini yenileyen teknolojiye ve bu teknolojinin yeni ürünlerine yetişemez duruma geldiği görülür.

  Bilhassa büyük şehirlerde yaşayan insanın günlük yaşamı sırasında meydana gelen ruhsal ve fiziksel aşırı yorgunlukların birikimi insan üzerinde sinirsel gerginliklere sebep olur. Bazı  hastalıkları da tetikler. Halk arasında buna çağın hastalığı da denilmekte. Bu itibarla yetişkin olan insanların sağlıklarını koruyabilmeleri için spor yapmaları acil ihtiyaç haline geldiği gayet açık olarak görülmekte. Bu durumda insanların önüne  zaman, mekan ve imkân engeli çıkmaktadır.  Bu da çağın gelişen şartları ile aşılması mümkün:

  Sağlıklı insan olabilmek için spor bilimi ön plana çıkmaktadır. Spor bilimine uygun araç-gereç ve modern spor aletleri ile donatılmış olan spor merkezleri, Kadın yaşam merkezleri her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Bunlardan “Yeşil Elma Spor Sanat Kültür Eğlence  Merkezi ve B-Fit Kadınlara Spor ve Yaşam Merkezi, Çukurambar Mahallesi 1458 sokak 11-17 Çankaya-Ankara”  Tel.: 0 312 287 40 42 adresinde aktif olarak faaliyet yapmaktadır.

  Tam donanımlı spor  merkezinde: alanında uzman ve deneyimli olan hoca ve antranörler eşliğinde müşterilerine danışmanlık, uygun zaman dilimlerinde, uygun şartlarda en iyi hizmet verilmekte.  Gençlerin ise fiziksel gelişmenin ve ruhsal yapısının düzenli olması, her anne ve babanın en büyük arzusudur. Bu bakımdan çocukların ve gençlerin de yaş gruplarına uygun spor yapmaları gereklidir. Gelişme çağında olan gençlerin gelişiminin düzenli olması psikolojik açıdan bakıldığında kişilik kazanması için düzenli spor yapması önem kazanmaktadır.

  Üzerinde durulması gereken önemli bir konuda, spor yapan her insan sağlıklı ve düzenli beslenmek zorunda  olduğunu bilmeli. Spor da istenilen hedefe ulaşılması için dengeli ve bilinçli beslenmenin önemi vardır. Sağlık sorunları olanlar ne tür spor yapabileceklerini Aile Hekimlerine veya tedavi gördükleri doktora sormalarında fayda görülür. Spor yapanlar fazla kilolarını attıklarında  sağlıklı yaşama kavuşacaklardır.

  Sağlıklı yaşam için yapılan spor. Görevi gereği yapılan spor ile yarışmalara katılmak için yapılan spor faaliyetleri vardır. Bunların programları birbirinden farklıdır. Yapılacak sporun türüne göre spor eğitim uzmanları tarafından gerekli olan bilgi verilir, uygulama yaptırılır ve çalışma programı spor yapacaklara verilir.  Çalışmalar düzenli ve bilinçli yapıldığında başarılı olmak her zaman mümkün olabilir.

  Ömür boyu sağlık dolu günler sizlerin olsun.

AB Kıbrıs Türk’üne verdiği sözleri tutmadı

0

  Kıbrıslı Türklerin kendi egemen devleti altında geride bıraktığı 29 yılda, Türkiye ile el ele, omuz omuza, yoktan bir devlet yaratarak, varoluş mücadelesini değişik boyutlara taşıdı. Anavatan Türkiye’nin gücü ve desteğiyle Kıbrıs Türk halkı daima güvence altında olacak, Kıbrıs Türk varlığının ve egemenliğinin simgesi KKTC yaşayacak ve bayraklarımız göklerde gururla dalgalanacaktır. Kıbrıslı Türklerin kendi egemen devleti altında geride bıraktığı 29 yılda, Anavatan Türkiye ile el ele, omuz omuza, yoktan bir devlet yaratarak, varoluş mücadelesini değişik boyutlara taşıdı.

  Kıbrıs Türk halkının 1974 öncesi oldukça karanlık yıllar yaşadığını, çok zor şartlar altında bir özgürlük mücadelesi verdiğini, baskı ve tehditle özünden koparılmak, 400 yıllık topraklarından atılmak istendi. İnanç ve kararlılıkla büyük bir direniş ortaya konularak buna geçit verilmediğini; Barış Harekatı’yla Ada’da barış ve huzur ortamı sağlandıktan sonra çizilen hudutlar içerisinde, halkın, kendi egemen devletini kurabilme başarısını gösterdi. Ambargoya maruz kalan bir devleti yaşatmanın zorluklarının bilincinde olduklarını, ancak geleceğe güçlü olarak devam edebilmenin yolunun, gençleri bilinçlendirmekten geçiyor. KKTC’nin kurulması noktasına gelene kadar Kıbrıs Türk halkının birçok mücadeleler verdi. Bu süre zarfında başta Türkiye olmak üzere dost ülkelerden destek aldık.

  Tanınma konusunda verilen desteğe teşekkür ediyoruz.Ambargoların ve izolasyonların kaldırılması için mücadele veriyoruz. Annan Planı döneminde AB’nin Kıbrıs Türk halkına bu doğrultuda birçok söz verdi, ancak verdiği sözleri tutmadı. Ambargolar  hala devam ediyor ve özellikle spor alanında KKTC’de uygulanan ambargolara anlam veremiyoruz.

 

İlesam üzerine

0

  Türkiye İlim ve Edebiyat Sahipleri Meslek Birliği Türkiye’de bu konuda en çok üyesi olan meslek birliğidir. Bugün yaklaşık 2.600 üyesi vardır. Yönetim yönünden Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlıdır. Bununla birlikte İlesam’da  yıllarca çalışan İlesam’ın vefakar Muhasibi Gazeteci-Yazar Cemal Tuzcuoğulları’nı tebrik etmek gerekir. Ayrıca İlesam Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ı da İlesam’ın tanıtımında yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik etmek gerekir. İlesam Türkiye çapında tanınır  bir meslek birliği haline geldi. Meslek birliklerinde faaliyetleri kamuoyuna tanıtmak ve tanıtılmakta önemlidir. Siz faaliyetlerinizi içe dönük yapıp, dışarıya yansıtmazsanız  faaliyetlerinizi kendi kendine yapmış olursunuz. Bu nedenle İlesam yönetiminin tanıtım yönünden aktif çalışması takdire şayandır.

  İlesam’ın diğer yönden telif hakları konusundaki kamuoyunu aydınlatıcı çalışmaları  bu konuda kamuoyunu bilinçlendirmeye sevk etti. İlesam’da bu konuda bir birim kurularak telif hakları yönünden zarara uğrayan üyelerin hukuki yönden yardımına koşmaktadır. Üyelerle işbirliği halinde olan yönetimler her zaman başarılı olmuştur. Meslek birliklerinde yönetimler üyeleri sadece kongrede Anakara’ya çağırmamaları gerekir. Bütçe imkanları çerçevesinde bölgesel toplantılar yapılarak üyelerin görüş ve önerilerinin alınmasında yarar olacağı düşüncesindeyim. Çoğunluğun iradesine dayalı yönetimler her zaman başarılı olmuştur. Belli kişilerin yönetiminde olup, sadece benim bildiğim doğrudur, diğerleri yanlış düşünür felsefesinden hareket eden görüşler her zaman yalnız kalmış ve başarısız olmuştur. Geniş bir proje yapılacağı zaman  meslek birliğinin tümünü ilgilendiren konularda genel konsensüs sağlanması anlamında konuyla ilgili  en azından üyelere mail göndererek bilgilendirmek gerekir.

  İlesam’ın kendi internet sitesinde üyelerinin haberlerinin yer alması en az kendi arkadaşları konusunda bilgi sahibi olması önemlidir. Bu konuya ağırlık verilmesi güzel bir gelişmedir.

İlesam içinde gerçekleştirilen etkinliklerde üyelerin katılımının sağlanması önemlidir. Bina yetersiz olursa bu tür etkinliklerin bölgesel anlamında dağılmasında yararlı olacağı düşüncesindeyim.   Ancak İlesam yönetimine üyelik konusunda tavsiye anlamında bir önerim olacak.

  Yazar ve şairlerin üye kabulünde bazı kriterlerin getirilmesi gerekir. Eski İlesam yönetimleri bir anlamda üyelik olma şartları getirmişti. Yorumu size ait olmak üzere, İlesam yönetimine başarı dileklerimle.

Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesinin 15. sayısı çıktı

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da 05.07.2011 tarihinde yayın hayatına başlayan ve Batumi-Georgia Network Medya Grup tarafından çıkarılan, Türkiye temsilciliğini de Habergünebakış Sitesinin yaptığı (www.habergünebakis.com) Karadeniz Bölgesinin Türkçe-Gürcüce dilinde onbeş günlük olarak yayınlanan tek gazetesi olan ve Gürcistan-Batum, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun illerinde dağıtımı yapılan uluslararası “Türkiye-Gürcistan Haberci Gazetesi”nin 15 sayısı çıktı. Kuşe kağıda baskılı, haftalık tirajı 8.000 ve 8 sayfa renkli olarak yayınlanmaktadır.

 

     2-  http://a1211.hizliresim.com/13/u/gb3rf.jpg 

     3- http://a1211.hizliresim.com/13/u/gb3t0.jpg

     4 – http://a1211.hizliresim.com/13/u/gb3ur.jpg      

     5- http://a1211.hizliresim.com/13/u/gb3wl.jpg 

     6- http://a1211.hizliresim.com/13/u/gb3y2.jpg  

     7- http://a1211.hizliresim.com/13/u/gb3zg.jpg

     8- http://c1211.hizliresim.com/13/u/gb40n.jpg

         

       Haberci Gazetesi 1. sayfa   Haberci Gazetesi 2. sayfa    Haberci Gazetesi 3. sayfa
 
       
 
       Haberci Gazetesi 4. sayfa   Haberci Gazetesi 5. sayfa      Haberci Gazetesi 6. sayfa
 
                           
                          Haberci Gazetesi 7. sayfa     Haberci Gazetesi 8. sayfa

Camiyi deniz dalgası tehlikesinden kim kurtaracak?

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin-Hopa- Sarp Köyü deniz sahilinde; 1990 yılında eski Cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal’ın talimatıyla yapılan cami,  dört yıl önce Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın  talimatı ile onarım gördü. Son dönemlerde deniz dalgasının camiye vurması sonucu caminin dış cepheleri yeniden yapıldı. Caminin deniz tarafında bulunan taş dolgunun yarıda bırakılması sonucu caminin yeni bir deniz dalgası ile meydana gelecek zararla karşı karşıyadır. Bu nedenle caminin deniz tarafında bulunan taş dolgunun tamamlanarak caminin deniz dalgası tehlikesi kurtarılması gerekmektedir.

 
                                   

11 aydır yapılamayan uluslararası devlet karayolunu kim yapacak?

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Türkiye-Batum uluslar arası devlet karayolunun Türkiye dönüşü Hopa-Sarp Köyü  Cevizdibi mevkii kısmı duvarı deniz dalgası tarafından yaklaşık 11 ay önce tahrip edilmişti. Gazetemiz  Haberci bu yolu 11 Eylül 2012 tarihli sayısında “Bu yol ne zaman yapılacak?”diye  sürmanşetten vermişti. Bu haber yayınlandıktan sonra iki ay geçti. Değişen hiçbir şey olmadı. Bu bürokrat duyarsızlığına bir anlam vermek oldukça zor.  Gazetemiz  bu sayısında da konuyla ile yetkililerin dikkatini çekmek amacıyla bu konuyu yine gündeme getirdi.  Karayolunun yıkılan bu kısmının önümüzdeki kış dönemi içinde Karadeniz’in hırçın dalgaları tarafından daha çok zarara sebebiyet vermemesi için yetkililerin acil olarak tedbir almaları gerekir.
 
                                    

Sarp Sınır kapısında vatandaş çilesi ve tepkisi?

0

Haber: İlker ÇAKAN

  Artvin-Hopa ilçesi sınırları içinde bulunan Sarp Sınır Kapısı ülkemizin önemli kara hudut kapılarından birisidir. Türkiye-Gürcistan arasındaki dostluk ilişkileri çerçevesinde 10 Aralık 2011 tarihinden itibaren karşılıklı olarak kimlikle geçiş başladı. O dönemin Sarp Mülki İdare Amiri ve Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş döneminde geçişlerdeki yoğun araç ve yaya girişine rağmen kısa bir sürede gümrük sahasında işlemler düzene girdi. Daha sonra 01.03 2012 tarihinden itibaren Sarp mülki idare amirliğinde değişiklik olduktan sonra giriş ve çıkışlarda vatandaş kuyrukları görülmeye başlandı. Gümrük Sahası içinde görev yapan personelin zaman zaman vatandaşlara sert davranışları gözlendi.  Günümüzde de Sarp Sınır Kapısında araç kuyrukları zamanla Kemalpaşa beldesine kadar uzanmakta, yaya kuyrukları ise zamanla uzun sıralar oluşturmaktadır. Gürcistan tarafındaki sistemli ve düzenli geçiş sayesinde araç ve yaya geçişleri aksamadan devam ediyor. Türkiye tarafındaki araç ve yaya kuyruklarına ve gümrük sahasında görev yapan personelin kendilerine sert davranışlar göstermesine tepki gösteren vatandaşlarımız şunları söylüyor;

  “Türkiye Sarp Gümrük Kapısı tam anlamıyla ne zaman düzene girecek. Araç kuyruklarında ve yaya kuyruklarında beklemekten bıktık. Zaman zaman bilmediğimiz bir konuyu kendilerine sorduğumuz zaman Gümrük Bakanlığı görevlileri bize yardımcı olmaktan imtina ediyorlar. Hatta zaman zaman bize tepki göstererek azarlıyorlar. Devlet görevlileri vatandaşa yardımcı olmak zorunda değil mi? Gürcistan’a girdiğimizde oranın görevlileri bize hoş geldiniz diyor. Sarp Sınır Kapısında görev yapan ülkemizin personeli ise bize güler yüzü esirgiyor. Bu durum bizim asırlık Türk kültürüne yakışır mı? Bu şikâyetimizi Sarp Sınır Kapısının en yüksek yetkilisine iletmek istedik. Oda bize vatandaşa darp olmadığı müddetçe gümrük sahası içinde görev yapan personel hakkında vatandaş şikayeti üzerine işlem yapamayız diyor. Bunun dışında şikayeti olan adliyeye başvursun diyor. Vatandaş olarak bizi bu gibi basit personel şikayeti konularında meşgul etmeyin ve rahatsız etmeyin, mesai saati dışında sakın hiç aramayın diyor.

  Gazeteniz aracılığı ile Sayın Başbakanımıza, Sayın Bakanlarımıza sesleniyoruz. Biz vatandaş olarak Sarp Sınır kapısında bir haksızlıkla karşılaştığımız zaman derdimizi hangi yetkili makama anlatacağız. Gümrük sahası içinde görev yapan personel haksız yere bizi mağdur ettiğinde  darp olduğumuz zaman mı  yetkili makamlara şikayetçi olacağız. Bunun dışında yetkili makamlara şikayetçi olmayacağız mı?  Biz böyle bir yönetim anlayışına bir anlam veremedik. Başbakanımızın ve bakanlarımızın vatandaşlarımıza iyi davranın talimatları var. Bizim vatandaş olarak araç ve yaya yaya kuyrukları mağduriyetimize kim çare olacak. Türkiye Sarp Sınır Kapısı görevlileri vatandaş olarak bize iyi bir şekilde davransınlar, bizleri hor görmesinler. Lütfen bize yardımcı olun.” 

 

                                    
error: Content is protected !!