Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, “Aktif ticaret diplomasisini, en hızlı şekilde devam ettireceğiz, finansman desteği, ileri teknoloji, yeşil dönüşüm ve karbon sıfır politikasına uyum çalışmalarını hükümetimiz olarak Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bütün bakan arkadaşlarımızla iş birliği içinde yapma kararlılığındayız.” dedi.
Bakan Ömer Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 30. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uygulanan doğru ve etkili politikalarla, 2003-2022 döneminde yıllık ortalama reel olarak yüzde 5,4’lük büyüyerek küresel anlamda çok güçlü bir performans sergilendiğini söyledi. Bakan Ömer Bolat, Salgınlara, savaşlara, ham madde ve enerji krizlerine rağmen ihracatçıların, dünyanın her bir köşesinde var olma ve Türkiye’ye döviz kazandırma seferberliği ile takdire şayan bir performans gösterdiğini dile getirdi.
385 milyar dolarlık ihracat hedefini başarmak kararlılığındayız
Türkiye’nin 2002 yılında dünya ihracatından aldığı payı yüzde 0,5’ten yüzde 1,02’ye yükselttiğini belirten Bolat, “Hizmet sektörlerinde de 6 katı bir büyüklükle 2002’de 14 milyar dolar olan hizmet ihracatımızı 2022 yılında 90,5 milyar dolara ulaştırmayı başardık. Böylece 2021 yılında toplamda mal ve hizmet ihracatı olarak 287 milyar dolar, 2022 yılında da 345 milyar dolarlık büyük bir ihracat ekonomisini hep birlikte oluşturduk. İnşallah bu yıl hedefimiz olan 265 milyar dolar olan mal ihracatını, 120 milyar dolar olan hizmetler ihracatımızı toplamda da 385 milyar dolarlık bir ihracat hedefini başarmak kararlığındayız.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanlığı olarak TİM çatısı altında bulunan 61 İhracatçı birliğini ve 100 bin ihracatçıyı her vesileyle desteklemeye devam edeceklerini vurgulayan Bakan Bolat, “İhracatımızın desteklenmesi için Türk Eximbank’ın kaynaklarını artırma kararlılığındayız. Aynı zamanda ihracatçılarımıza kefalet müessesesi olarak kurmuş olduğumuz İGE AŞ ile de çok ciddi miktarda kefalet vermeyi başardık ve bunu artırarak devam ettireceğiz.” diye konuştu.
Dünyada Türkiye’mizi bir ihracat ve lojistik üssü olarak kabul ettirmek azmindeyiz
2028 yılına yönelik olarak Türkiye’nin küresel ihracattaki payını yüzde 1,2’ye, küresel hizmet ihracatındaki payını yüzde 1,5’e yükseltmeyi hedeflediklerini bildiren Bakan Bolat, şöyle devam etti: “İhracatımızda, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50’ye, KOBİ’lerin payını yüzde 40’a, e-ihracatın payını ise yüzde 10’a yükseltme hedefini benimsedik. Bu anlamda, ihracat pazarlarında geleneksel pazarlardaki konumumuzu güçlendirmek yanında aynı zamanda uzak ülkeler stratejimiz kapsamında 2028’e kadar ihracatımızı o ülkelerde 4 katı artışla 80 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz., İslam Ülkeleri İhracatı Geliştirme Stratejimiz kapsamında, başta Körfez ülkeleri olmak üzere Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkeleri olmak üzere İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatımızın payını yüzde 30’un üzerine taşımak azmindeyiz.
Ayrıca, 1 milyar dolar üzerinde ihracat gerçekleştiren il sayısını 40’a, 5 milyar dolar üzerindekileri 15’e; 10 milyar dolar üzerindekileri ise 10’a çıkarma hedefini belirledik. Aktif ticaret diplomasisini, en hızlı şekilde devam ettireceğiz, finansman desteği, ileri teknoloji, yeşil dönüşüm ve karbon sıfır politikasına uyum çalışmalarını hükümetimiz olarak Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bütün bakan arkadaşlarımızla iş birliği içinde yapma kararlılığındayız. Hedefimiz ‘made in Türkiye’, yani güçlü Türkiye malı, imajını daha da pekiştirmek ve dünyada Türkiyemizi bir ihracat ve lojistik üssü olarak kabul ettirmek azmindeyiz.”
Dış ticaret, gümrük ve iç ticaret politika ve uygulamalarımızda dinamik süreç
Bakan Bolat, Ticaret Bakanlığı olarak vizyonlarını, “sürdürülebilir ihracat artışı ve dış ticaret dengesi”, “etkin, hızlı ve güvenli bir gümrük anlayışı” ve “adil, rekabetçi ve istikrarlı bir ticaret ortamı” sağlamak üzere üç sac ayağı üzerine kurduklarını ifade ederek, “Dış ticaret, gümrük ve iç ticaret politika ve uygulamalarımızdaki dinamik bir süreç izleyeceğiz ve iç piyasada da adil ve istikrarlı bir ticaret ortamını yakalamak için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “Türkiye dünyada ihracat ve lojistik üssü olacak”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: “Demiryollarına 21 yılda 880 milyar yatırım”
Sektörün en önemli aktörlerini bir araya getiren fuarın açılış konuşmasını yapan Bakan Uraloğlu, son 21 yılda ulaşım ve iletişim alanında Türkiye’nin çehresini değiştirdiklerini belirterek, “Demiryollarını 2003 yılından itibaren başlattığımız gelişim hamleleriyle devlet politikası olarak ele aldık ve öncelikli sektör olarak belirledik. Asya ve Avrupa arasında köprü görevi gören ülkemizin coğrafi konumunun sağladığı fırsatların ekonomik ve ticari avantajlara dönüşebilmesi için demiryollarında yeni bir atılım başlattık. Demiryolu hatlarımızın limanlara, havaalanlarına, lojistik merkezlere bağlantısını sağlayarak demiryollarımızı kombine taşımacılığa uygun yeni bir anlayışla ele aldık. Projelerimizle sadece doğu-batı hattında değil, kuzey-güney kıyılarımız arasında da demiryolu ulaşımını ekonomiye katkı sağlar hâle getirmeyi planladık. 2003-2023 yılları arasında ülkemizde demiryollarında ciddi yatırımlar, iyileştirme, yenileme ve kalkınma hamleler Türkiye’nin adeta çehresini değiştirdik” dedi.
Bakan Abdulkadir Uraloğlu, “Ana yurdumuzun demir ağlarla örülmesi” vizyonuna sahip çıktıklarını da kaydederek, “Demiryollarımızın tamamını elden geçirdik ve yeniledik. Tarihi İpek Yolunun canlandırılmasını amaçlayan “Tek Yol Tek kuşak” girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattını inşa ettik. Bu proje ile birlikte Asya ile Avrupa kıtaları arasında kesintisiz demiryolu ulaşımı mümkün hale getiren Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar en güvenli, kısa ve ekonomik uluslararası demiryolu koridorunu oluşturduk” diye konuştu.
Bakan Abdulkadir Uraloğlu, “Hatlarımızın, 8 bin kilometre ile yüzde 60’nı sinyalli, yarısını elektrikli hale getirdik” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Ülkemizi yüksek hızlı tren işletmeciliği ile tanıştırdık
“Ülkemizi yarım asırlık hayalimiz olan Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık. İlk olarak 2009 yılında hizmete başlayan Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren hattını sonrasında Ankara-Konya ve Ankara-İstanbul hatları takip etti. Son olarak 26 Nisan’da Ankara -Sivas Hattının da açılmasıyla 11 ilimizi birbirine hızlı tren ağıyla bağladık. 2053 Ulaştırma ve Lojistik ana planı ve yol haritamızla, Hızlı tren hizmeti alan il sayımızı; Ankara-İzmir, Mersin-Adana-Gaziantep, Halkalı-Kapıkule gibi tüm hızlı tren projelerimizi tamamladığımızda 52’ye çıkartacağız. Demiryolu hat uzunluğumuzu da 28 bin 590 kilometreye yükselteceğiz.”
Yerlilik ve milliliği ön planda tutuyoruz
Bakan Uraloğlu, “Ülkemizde demiryolu ulaşım ağımızı geliştirirken bir diğer hedefimiz de; dünyadaki gelişmeleri takip etmek ve yeni teknolojilerle donatılmış yerli demiryolu sanayisini geliştirmektir. Bu noktada demiryolu ağımızın gelişimindeki tüm başarıları yine aynı dönemde gelişen yerli ve milli demiryolu endüstrimiz ile de adeta taçlandırdık. Devlet eliyle yapılabilecek her türlü yasal düzenlemeleri yapıp özel sektörün önünü açtık. Son 21 yılda ciddi bir ulusal demiryolu endüstrisi oluşturduk. TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ’ı, TÜRASAŞ çatısı altında birleştirerek ülkemizdeki raylı sistem üretim süreçlerinde yeni bir ivme ve sinerji yakaladık. TÜRASAŞ’ı, Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline getirdik” diye konuştu.
Milli elektrikli tren setlerimiz de hizmete başladı
Bakan Uraloğlu, “Bildiğiniz üzere Nisan ayında TCDD Taşımacılığa devrettiğimiz Milli Elektrikli Tren Setlerimiz yolcu taşımacılığına başarıyla devam ediyor. Bu tren setlerimizin işletme hızı 160 kilometre, tasarım hızı ise 176 kilometredir. İşletme ihtiyaçlarına göre 3’lü, 4’lü 5’li ve 6’lı araç konfigürasyonuna sahip. 5’li araçlı konfigürasyonunda yolcu kapasitesi 324’tür. Avrupa Birliği tarafından istenen TSI Sertifikasına yani karşılıklı işletilebilirlik için gerekli tüm şartlara da sahiptir. Şuana kadar 2 prototip ve 1 Seri set olmak üzere toplamda 3 set üretilen Milli Elektrikli Tren setlerimizden; 2024 yılına kadar 4 set, 2025 yılı sonuna kadar 15 set olmak üzere toplamda 22 set üreterek yolcu taşımacılığının önemli bir ihtiyacını karşılayacağız. 2030 yılına kadar da tren setlerinin sayısını 56’ya tamamlayacağız. Yine, işletme hızı 225 kilometre olan Milli Hızlı Tren tasarım çalışmalarımız da devam ediyor. Çalışmaları final tasarım aşamasına getirerek bu sürecin %90’ınını tamamladık. 8 araçlı tren setine sahip olacak bu milli hızlı trenimizi de 2025 yılında yolcu taşımacılığına kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.
Türkiye küresel olarak dünyaya sesini duyurmuştur
Bakan Uraloğlu, “Kendi yerli gözlem ve haberleşme uydularını üretiyor. Tersanelerinde savaş gemilerini inşa ediyor, ATAK Helikopterleriyle, Silahlı-Silahsız Hava araçlarıyla gökyüzünde hâkimiyet kuruyor, Hava savunma sanayinde Dünya güç dengelerini değiştiren, muharebe alanında çığır açan teknolojiler geliştiriyoruz. 2007’de Bayraktar Mini İHA ile başlayan serüvenimiz, 2014’te Bayraktar TB2 ve 2019’da da Akıncı ile devam etti. İlk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma gökyüzünde boy gösterdi. TOGG ile milletimizin yarım asırlık bir hayalini daha gerçeğe dönüştürdük. Bundan 60 sene önce bugünkü TÜRASAŞ’ın Eskişehir tesislerinde üretilen Devrim Otomobilini engelleyenlere çağın en gelişmiş teknolojisi ile üretilen TOGG ile cevap verdik” diye konuştu.
Raylı sistemler sektörünün en büyük fuarlarından birisi olan Eurasia Rail, sektörün en önemli aktörlerini bir araya getirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, TCDD ve TCDD Taşımacılık destekleriyle İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek olan Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler ve Lojistik Fuarı Eurasia Rail, iki gün sürecek.
Avrasya Bölgesi’nin tek ve dünyanın en büyük fuarlarından birisi olan Eurasia Rail Fuarı’na, 30 ülkeden ise 200’ün üzerinde, satın almacı katılıyor. Fuarda, sektörü bir adım öteye taşıyacak ve yeni kontakların geliştirileceği sürdürülebilirlik, Enerji, İnovasyon ve Global İş Birlikleri gibi merakla beklenen konular yer alırken, dünyaca ünlü Hyperloop Teknolojisine dair son gelişmeler de aktarılacak. Otonom robotlar, siber güvenlik, 3B baskı, simülasyon teknolojileri, BIM ve enerji verimlilik çözümleri ile sektöre damga vuran start-uplar da sektörün öncüleri bir araya gelecek.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
28 Mayıs 2023 günü ikinci turu yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından kurulan kabinede Dışişleri Bakanı olarak atanan Hakan Fidan, 1968’de Ankara Hamamönü’nde doğdu.
Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu ve Kara Kuvvetleri Dil Okulu’ndan mezun olan Fidan, akademik tahsilinin büyük kısmını Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) görevi esnasında yaptı. Yurtdışı NATO görevi sırasında University of Maryland University College’da Siyaset ve Yönetim Bilimi alanında lisansını tamamladı. Ardından Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden yüksek lisans ve doktora dereceleri aldı.TSK’daki hizmetini müteakip akademik hayata yoğunlaşan Fidan, Hacettepe ve Bilkent Üniversitelerinde uluslararası ilişkiler alanında dersler verdi.
Devlet kademelerinde dış politika ve güvenlik alanlarında kritik görevlere getirildi. Sırasıyla Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) Başkanı, Başbakanlık Dış Politika ve Güvenlik Konularından Sorumlu Müsteşar Yardımcısı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi, Başbakan Özel Temsilcisi, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar Yardımcısı, MİT Müsteşarı/Başkanı ve Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi görevlerinde bulundu. 27 Mayıs 2010’da MİT Müsteşarı olarak atanan Hakan Fidan 13 yıl bu görevde kaldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: “Kurban Bayramında denetimler sıklaştırılacak”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kurban Bayramı’nda şehir içi ve şehirlerarası yollarda yolcu taşımacılığının ve trafik yoğunluğunun artacak olması nedeniyle denetimleri sıklaştıracaklarını söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 9 günlük Kurban Bayramı tatili sebebiyle alınacak tedbirlere yönelik açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, denetimlerde ana unsurun ‘fahiş fiyatlı bilet’ satışının önüne geçilmesi ve ‘yetki belgesiz taşımacılığın engellenmesi’ olacağını söyledi. Denetimlerin Kurban Bayramı tatili süresince devam edeceği belirtilen açıklamada, ‘’Bakanlık Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, 81 ildeki yolcu terminallerinde, yol kenarlarında ve karayolları denetim istasyonlarında yolcu taşımaya mahsus araçlara yönelik çalışma gerçekleştirecekler.’’ ifadeleri yer aldı.
Denetim ekiplerinin uygunsuz ve mevzuata aykırı durumlarda uygulayacağı idari para cezaları ise şöyle olacak:
– Biletsiz yolcu: 3 bin 584 TL,
– Fahiş fiyatlı bilet satışı:3 bin 584
– Yetki belgesiz taşımacılık yapan araç ve firmalar:7 bin 200 TL
– Zamanında kalkmayan otobüsler:3 bin 584 TL
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler de Kurban Bayramı tatili nedeniyle trafik yoğunluğunun artacağını göz önüne alarak, sorumluluk alanındaki otoyollar ile Devlet ve İl yollarında vatandaşlarımızın rahat ve huzur içinde seyahat edebilmelerini sağlamak, trafik kazalarını asgari seviyeye indirmek amacıyla bazı tedbirler aldı.
Sürücülere ücretsiz alo 159 hattı
-Yol yapım, bakım ve onarım çalışması yapılan kesimlerde Kurban Bayramı tatili süresince zorunlu olmadıkça çalışmalara ara verilerek, trafiğin etkilenmemesi sağlanacak.
-Yapım, bakım ve onarım çalışmalarının devam ettiği, değişik nedenlerle yolun fiziki standardının düşük olduğu kesimlerin trafik işaretlemesi yapılmış, daha önce bu esaslara göre yapılmış işaretlemeler gözden geçirilmiştir.
-Bir bölümü kapalı, diğer bölümü iki yönlü trafiğe açık olan bölünmüş yollarda, sürücülerin yanılgıya düşmemeleri için trafik işaret levhalarının belirlenen standartlara uygunluğu kontrolden geçirildi.
-Aşırı yağışlar nedeniyle oluşabilecek sel sularının taşıt yolundan aştığı sınırlı ve istisnai durumlarda, taşıt yolu kenarına su seviyesinin üzerinde olacak şekilde sık aralıklarla onarım yaklaşım levhaları konuldu.
-Değişik nedenlerle taşıt yolundaki daralmalarda, heyelan nedeniyle trafiğe elverişli olmayan kısımlarda onarım yaklaşım levhaları kullanılarak trafik yönlendirilecek.
-Ülke genelinde yol durumundaki anlık değişiklikler Karayolları Genel Müdürlüğü resmi web sitesindeki ‘Yol Durumu’ bölümünde yayınlanacak.
-Bölünmüş yol yapım çalışmalarının devam ettiği ana güzergahlarda, bu yolu daha önce kullanmamış veya çalışmalar kapsamında yolda yapılan yeni düzenlemelerden haberdar olmayan sürücülerin, bu kesimlerde yapılan yeni düzenlemeleri ve çalışma mahallindeki geçici durumları göz önünde bulundurarak seyahat etmeleri.
-Sürücülerimizin gerek asfalt sathi kaplama yapımı ve gerekse yol yapım, bakım ve onarımının yapıldığı yol kesimlerindeki uyarı levha ve işaret ile işaretçilere uymaları, belirtilen hız limitini aşmamaları
-Tatile gidiş ve dönüş günlerinde sürücülerin aynı gün ve saatte yola çıkmaları, belli güzergahlarda yol kapasitesinin üzerinde trafik yoğunluğu oluşturacağından, seyahatlerini gün içinde uygun saatlere yayarak aceleci ve telaşlı davranışlardan kaçınmaları
-Herhangi bir nedenle trafiğin durması halinde, bulunulan şeritte kalınması, özellikle emniyet şeridi ve karşı yöne ait şeridin ihlal edilmemesi
-Araç kapasitesinin üstünde yük ve yolcu almamaları,
Yola çıkan tüm sürücülerin hava, yol, araç ve psikolojik durumlarını dikkate almaları, yorgun ve uykusuz yola çıkmamaları, cep telefonu ve sigara gibi dikkati dağıtacak öğelerden kaçınmaları, yolculuk sırasında mutlaka emniyet kemeri takmaları.
-Sürücülerimizin yola çıkmadan önce yol durumu hakkında, Karayolları Yol Danışma Biriminin 0 312 449 91 99 Nolu telefonundan veya ücretsiz Alo 159 hattından bilgi almaları; KGM’nin internet sitesi www.kgm.gov.tr adresinde hizmete giren “Güzergah Analizi” programı ile; yol kullanıcılarının en uygun güzergah ve alternatiflerini, kapalı ve çalışma yapılan yolları, yol ve hava durumunu, önemli yerleri internetten görsel olarak sorgulamaları mümkün olabilecek.
Ayrıca aynı bilgileri “KGM Türkiye Trafik” mobil uygulaması ile cep telefonlarından da takip edebilirler.
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “İkinci el fiyatları sıfır araç fiyatını geçemeyecek”
Otomotivde 6 ay 6 bin kilometre düzenlemesinin süresi 1 Ocak 2024 tarihine kadar uzatıldı. Uygulamaya bireysel satışlar da dahil oldu. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ikinci el fiyatlarının sıfır araç fiyatını geçemeyeceğini belirterek gerekirse tedbirler alınacağının sinyalini verdi.
Ticaret Bakanlığı, sektöre ilişkin yeni kararları açıkladı. 6 ay 6 bin kilometre’ kısıtlamasına ilişkin düzenlemenin süresi 6 ay daha uzatıldı. Düzenleme 1 Ocak 2024 tarihine kadar uygulanacak.Ticaret Bakanı Ömer Bolat da ikinci el araçlarının sıfır araçlardan pahalı olmasına ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Otomobilde ikinci el fiyatları sıfır araç fiyatını geçemeyecek. Bu konuya ilişkin tüm çevrimiçi satış siteleri ile görüşüldü. Etkisini görmeniz çok sürmeyecek. Temmuz ya da ağustos gibi fiyatlarda dengelenmeyi göreceğiz. Gerekirse ilave tedbirler de alırız.”
“6 bin kilometre 6 ay kısıtlaması” bireysel satışlarda da geçerli olacakSon 9 aydır yürürlükte olan uygulama daha önce sadece galeri ve araç kiralama şirketlerini kapsıyordu.
Yeni düzenlemeyle, kapsam genişletildi. Buna göre, 6 bin kilometre 6 ay kısıtlaması ticari faaliyet olarak değerlendirilen bireysel satışlarda da geçerli olacak.
Satışlar, Bakanlık tarafından düzenli olarak denetlenecek. Mevzuata aykırılık halinde bu satıcılar hakkında idari para cezası uygulanacak. Satışlara ilişkin kayıtlar ile denetim sonuçları Hazine ve Maliye Bakanlığı ile düzenli olarak paylaşılacak. Böylece kayıt dışı kazancın vergilendirilmesi sağlanacak.
İnternet satışları da mercek altında. İlanlardaki fahiş fiyatların önüne geçebilmek için tedbirler artırılacak. Ticaret Bakanlığı yetkili bayi, oto galeri ve bireysel satıcılar kapsamında denetimlerini sürdürecek. bugüne kadar, pazarlama ve satış kısıtlamasına aykırı işlem yapan işletmelere 35 milyon 110 bin lira para cezası verildi. Ayrıca, stokçuluk denetimleri sonucunda bugüne kadar 75 milyon 171 bin lira para cezası uygulandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: “Doğu-Batı ticaretinin artışına olumlu katkı sağlayacaktır”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Zengezur Koridoru’nun Azerbaycan ile Nahçıvan’ı birleştireceğini ve Türkiye ile yeni ulaşım bağlantısını sağlayacağını söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan ziyaretinde mevkidaşı Azerbaycan Cumhuriyeti Dijital Gelişim ve Ulaşım Bakanı Reşat Nebiyev ile yaptığı görüşmelerde öne çıkan başlıklardan biri de Zengezur Koridoru oldu.
Bakanı Uraloğlu, Azerbaycan’ın batı kısımları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ermenistan üzerinden, Zengezur Bölgesi’nden geçecek kara ve demir yolu hatlarıyla birleştirecek olan Zengezur Koridoru’nda mevcut durum ve yapılması planlanan çalışmalarla ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.
Bakan Uraloğlu, “Zengezur Koridoru, ilerleyen zamanlarda Güney Kafkasya’da ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi konusunda yeni imkanlar sağlayacak. Zengezur Koridoru’nun işlerlik kazanmasıyla beraber, orta koridorun demiryolu ve karayolu yük taşıma kapasitesi artacak, bu da Pekin’den Londra’ya uzanan Doğu-Batı ticaretinin artışına olumlu katkı sağlayacaktır. Orta koridorun etkinliğinin artmasıyla hem Azerbaycan ile Hazar Denizi üzerinde geliştirilebilecek projeler hem de Nahçıvan ve Rusya ile ulaşım ve enerji alanında sağlanabilecek iş birlikleri ile ülkemizin bölgedeki stratejik konumunun önemi artacaktır” dedi.
Bakan Uraloğlu, hattın Ermenistan sınırına kadar olan kısmının inşaatının devam ettiğini, Horadiz’den Nahçıvan’ın Ordubad iline uzanan 166 kilometrelik yeni demiryolu inşaa edileceğini ve hattın Ermenistan kısmının Zengezur Bölgesi’nden geçecek olan 43 kilometrelik bölümünün inşaatı için Azerbaycan ile Rusya arasında görüşmeler yapılacağını açıkladı.
Bakan Uraloğlu ayrıca bu bağlamda demiryolu hattıyla paralel olarak karayolu hatlarının da devreye girmesinin söz konusu olduğunu kaydetti.
Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni ulaşım bağlantısı sağlayacak olan Kars-Nahçıvan Demiryolu Projesi kapsamında; Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni ulaşım bağlantısı sağlanacağına dikkat çeken Bakan Uraloğlu:
“Ordubad’dan Nahçıvan’ın kuzeyinde bulunan Velidağ istasyonuna kadar olan 158 kilometrelik hat kapsamlı olarak tamir edilecek. Ayrıca hat, Velidağ’dan Ermenistan sınırına kadar 14 kilometre uzatılacak. Bu sayede Kars-Tiflis-Bakü üzerinden Gürcistan’a bağlanan yapıya alternatif olarak Kars- Dilucu üzerinden Nahcivan’a bağlanarak koridora erişmek mümkün olabilecek” diye konuştu.

Çok daha avantajlı ve daha az maliyetli
Çin’in Kuşak Yol Projesi’nin Orta Koridoru’nda bulunan bu hat, toplamda 4.256 kilometrelik demiryolunu ve 508 kilometrelik deniz yolunu kapsamakta ve Türkiye’yi de içine almakta. Çin mallarının Orta koridor üzerinden Batıya taşınması, Kuzey koridoruna (20 gün) ve güney koridoruna (14 gün) kıyasla daha kısa zaman (12 gün) ve Kuzey koridorda karayolları ve demiryollarının daha yüksek standartlarda olması açısından daha konforlu olmasından dolayı çok daha avantajlı ve daha az maliyetli olması planlanmakta.
Türkiye’nin bir parçası olduğu Kuzey koridorunun yanı sıra stratejik önemdeki Zengezur Koridoru’nda yer almasının en önemli kazancı, yeni ve hızlı demiryolu hatlarına sahip olmanın yanı sıra transit geçişten ekonomik anlamda avantajlar sağlamakta.
Bölgesel ticarete olumlu yansıyacak
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Zengezur Koridoru’nun Orta Asya, Hazar Bölgesi, Azerbaycan ve Ermenistan’ı Türkiye’ye bağlayan sosyo-ekonomik, jeopolitik ve jeo-stratejik özelliklere sahip olması ve koridorun, Rusya, Azerbaycan, Türkiye ve Ermenistan arasındaki demiryolu ağını genişletmesinin bölgesel ticarete olumlu yansıyacağının altını çizdi. Zengezur Koridoru’nun önemiyle ilgili bilgi veren Bakan Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Koridor, ilerleyen zamanlarda Güney Kafkasya’da ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi konusunda yeni imkanlar sağlayacak. Zengezur koridorunun işlerlik kazanmasıyla beraber, orta koridorun demiryolu ve karayolu yük taşıma kapasitesi artacak, bu da Pekin’den Londra’ya uzanan Doğu-Batı ticaretinin artışına olumlu katkı sağlayacaktır. Orta koridorun etkinliğinin artmasıyla hem Azerbaycan ile Hazar Denizi üzerinde geliştirilebilecek projeler hem de Nahçıvan ve Rusya ile ulaşım ve enerji alanında sağlanabilecek iş birlikleri ile ülkemizin bölgedeki stratejik konumunun önemi artacaktır. Ayrıca bölgede oluşacak yük hareketliliğinin ülkemizin Kafkasya sınırındaki illerinin ekonomik olarak güçlenmesinde ve bilhassa lojistik sektörüne yönelik istihdam sayılarının artışına olumlu etkileri olabileceği planlanmaktadır.”
Türkiye’ye bir de uzaktan bakın
Geçen hafta sonu İstanbul’da, sessiz sedasız, medyaya çok yansımayan uluslararası nitelikte bir toplantı yapıldı.
Toplantının ana konusu ve teması, bölgesel ve küresel konular ve sorunlardı. Hem bölgede barışın sağlanması ve istikrarın devam etmesi, hem de bunu kimin başaracağı masaya yatırıldı bu toplantıda.
Ukrayna-Rusya savaşı, bölgenin farklı yerlerinde gerilimin artıyor olması, dünyada gıda sıkıntısının baş göstermesi, dünyamızın çoklu bir sistem krizi yaşıyor olması ve batı dünyasında ekonomik sıkıntıların hayata geçmek için kıpırdanmaya başlaması İstanbul’da bölgesel istişare toplantısının yapılmasını zorunlu hale getirdi.
“Niye Sofya değil, Atina değil, Belgrad değil, Beyrut değil, başka bir başkent veya şehir değil de İstanbul? Niye bu toplantıya BM ve AB’den üst düzey yetkililer ile Avrupa’nın beş büyük ülkesinden (Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İspanya, İtalya) üst düzey diplomatları katıldı” gibi sorular bu toplantının özünü oluşturuyor.
ABD bu toplantıya katılmadı mı?
Hiç kambersiz düğün mü olur. Elbette içerdeydi. Adı listede yoktu ama kendi toplantıda gölge olarak vardı. Ki, ABD’nin Rusya ile gerilimin yanı sıra Çin ile de ayrışma içine girdiği bu dönemde, böylesi toplantıları kaçırması veya da toplantı tutanaklarını okumakla yetinmesi hayal olurdu.
Niye Türkiye sorusunu cevaplayalım; Bana göre bu toplantı, Türkiye’nin bölgesel önemi ile gücünün yanısıra, dünya siyaseti içindeki birçok ülkenin gıpta ile izlediği yükselişini, söz sahipliğini ve vazgeçilmezliğini ortaya koymakta.
Türkiye’nin son on yılda izlediği akılcı dış politikaları, sağlam duruşu, oluşturduğu askeri gücü, savunma sanayinde millileşmesi ve batı dünyasına teknolojik bağımlılığını neredeyse sıfıra yakın bir düzeye indirmesi, kendisini öne çıkardı.
Türkiye’nin Orta Doğu’da, bir tarafta Suudi Arabistan, BAE ve Mısır, diğer tarafta İsrail ile ilişkilerinde- başlattığı normalleşme politikası, süreç içinde de Balkanlar’dan başlayıp Kafkasya üzerinden Orta Asya’ya ulaşan, Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz’i kapsayan, Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar uzanan bölge içinde siyasi, ekonomik ve askeri gücü ile tartışmasız bölgesel bir güç haline gelmesini sağladı. Rusya-Ukrayna Anlaşmazlığı sürecinde uyguladığı düzeyli politika, birçok ülkenin aç kalmasını önlediği “Tahıl Koridoru” konusundaki başarısı Türkiye’nin küresel siyasi dengeler içindeki yerini yükseltti ve sağlamlaştırdı.
Artık bu coğrafyada Türkiye’nin “olmaz” dediği hiç bir şey olmuyor, “bitti” demeden de bitmiyor.
Böylesi kritik bir dönemde, bölgesel ve küresel konularda “ne yapılması gerektiği”nin İstanbul’da tartışılması ve konuşulması hiç te tesadüf değil.
Sanırım bazı şeyleri daha iyi görebilmek için uzaktan bakmak gerekiyor. Bizim Kıbrıs’tan gördüğümüz resim, güçlü ve her geçen gün gücünü daha da artıran bir Türkiye. Görüldüğü üzere “Türkiye Yüzyılı” söylemi bir slogandan ibaret değil.
Bir ihmalin öyküsü
Olay, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ile diğer Adli Mahkeme duruşmalarının birlikte yürütüldüğü bir Adliye Sarayında meydana gelir.
Adliye Polis Karakolu’nda karakol amiri olarak görev yapan başkomiser, görevlerinin hassasiyetini göz önünde bulundurarak Adliye çevre güvenliğinden giriş kapısında yapılan üst aramalarına, içerideki duruşma salonlarına girişte yapılan aramalar ile koridorlarda alınan tedbirlere kadar tüm görevlerini titizlikle yerine getirmeye çalışır. Personelini sık sık toplayıp alınan önlemleri gözden geçirerek eksikliklerin olup olmadığını araştırır ve personele daima müteyakkız bulunmalarını belirtir.
Olay günü ayrı ayrı köylerde bulunan iki aşiret arasında 15 yıl öncesine dayanan bir arazi anlaşmazlığından doğan ve zamanla kan davasına dönüşen bir husumet yüzünden aşiretlerden birisine mensup bağa-oğlun, müştereken diğer aşiretten bir kişiyi öldürmesiyle ilgili davanın son duruşması yapılacaktır. Öldürülen şahsın aşiretine bağlı kalabalık bir izleme gurubu davayı izleyebilmek için çok sıkı bir aramadan geçirilerek duruşma salonuna alınır. Duruşmanın karar aşamasında 10 dakika ara verilir. Bu esnada taraflar duruşma salonundan dışarı çıkartılır. Verilen ara bittiğinde taraflar içeriye ayrıca bir arama yapılmasına gerek duyulmadan alınır. İşte bu esnada daha sonra maktulün yeğeni olduğu anlaşılan ve önce duruşma salonuna girmeyen bir kişi, o karışıklıktan yararlanarak guruba katılır ve içeriye girer.
Karar okunduktan sonra taraflar salondan çıkartılırken bu kişi en sona kalarak içeriden kapıyı kapatır. Verilen cezanın az olduğunu söyleyerek silahını çeker, baba-oğulun üzerine doğrultur ve bir el ateş eder. O sırada duruşma salonuna 15-20 metre mesafede avukat arkadaşı ile konuşmakta olan Adliye Polis Karakolu’nun amiri, silah sesini duyar ve silahını çekerek salona doğru koşar. Kapı önüne geldiğinde içeriden ikinci bir silah sesi daha duyar. Maktulün aşiretine mensup tarafların engellemesine rağmen içeriye girer ve 6-7 metre önünde, arkası kendisine dönük vaziyette, elinde silahı olan birisinin sıraların arasında hasımlarını aradığını ve mahkeme görevlileri ve avukatların da masaları kendilerine siper ederek gizlendiklerini görür. Karakol amiri, bir el uyarı atışı yaptıktan sonra “Polis, teslim ol, silahını yere at” diye bağırır. Bağırdığı şahıs ise kendisine dönerek bir el ateş ettikten sonra tekrar hasımlarının bulunduğu tarafa döner ve silahını doğrultup tetiğe basar. Tetik düştüğü halde şahsın elindeki silahın patlamadığını gören karakol amiri, bu fırsattan yararlanarak ayaklarına doğru iki el ateş ettiği şahsı ayağından vurur. Vurulduğunun bile farkına varmayan şahıs, hasımlarına doğrulttuğu silahını hala ateşlemeye çalışmaktadır. Şahsın silahın ateş almadığını görerek cebinden yedek şarjörü çıkardığı sırada karakol amiri koşarak kendi silahını şahsın başına dayar ve bir eliyle de şahsın elindeki silahı almaya çalışır. Bunu gören Mahkeme Başkanı’nın “Yakalandı, yardım edin” diye bağırması üzerine, masaların altında siper alarak gizlenmiş Jandarma görevlileri ile Adliye Karakolu’nda görevli memurlar, amirin yanına gelerek şahsın etkisiz hale getirilmesine yardımcı olurlar. Karakol Amiri telsizle merkeze bilgi verir ve yaralı şahsı polis nezaretinde hastaneye gönderir.
Yapılan araştırma ile bu olayın, maktulün aşireti tarafından aslında bir yıl önceden planlandığı ancak alınan güvenlik önlemleri ve sıkı kontroller nedeniyle uygulamaya konulamadığı anlaşılır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Kıbrıs Türkü asla azınlık olmamıştır, olmayacaktır”
İlk yurt dışı ziyaretini KKTC’ye yapan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14.00 sıralarında Cumhurbaşkanlığı’na geldi. Askeri törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören birliğini selamlamasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile toplantıya geçti. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’na gelmeden önce Atatürk Anıtı’na çelenk koyup, anıt özel defterini imzaladı.
Erdoğan’a ziyaretinde eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik eşlik ediyor. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ortak basın toplantısı düzenledi “Türkiye ile birlikte Kıbrıs sorununda yeni siyaseti sonuna kadar sürdürmenin azim ve karalılığı içindeyiz”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk ziyaretini KKTC’ye yapmasının anlamının büyük ve önemli olduğunu söyleyerek dünyaya, KKTC’ye sahip çıkacağı mesajını verdiğini belirtti.

Kıbrıs’ta çok acılar yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin araya nifak sokmaya çalışanlar ve KKTC’yi içeriden bölme çabasında olanlara yanıt niteliği taşıdığını kaydetti.
Egemen eşitlik ve eşit uluslararası temeldeki yeni siyaset ve vizyonu bütün dünyaya duyurmaya çalıştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, gelinen noktada Anavatan Türkiye’nin desteğiyle bu yeni siyaseti sonuna kadar sürdürmenin azim ve karalılığı içerisinde olduklarını söyledi.
Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz’de gelinen noktada Kıbrıs’ın öneminin arttığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; “Mavi Vatan emin ellerlerdir. Kıbrıs Türk halkı her zaman Anavatan Türkiye ile uyum içerisindedir. Aramızdaki kutsal bağlar daha da güçlendi” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, basın toplantısında yaptığı konuşmada, Anavatan Türkiye’nin KKTC’ye verdiği desteklerin devam edeceğini söyleyerek elektrik sorunu ile ilgili Türkiye’den kabloyla KKTC’ye elektrik sağlanacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesinde Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz konularının da görüşüldüğünü dile getiren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türkü’nün her zaman yapıcı ve olumlu bir tavır içerisinde olduğunu söyledi.
“Kıbrıs Türkü asla azınlık olmamıştır, olmayacaktır” diyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gerçekleri görmezden gelenlere, gerçeklerle yüzleşmesi tavsiyesinde bulundu.Türkiye’deki 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini, Türkiye demokrasisine yakışır bir şölen havasında tamamladıklarını vurgulayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Yüzde 86 gibi bir katılımla gerçekleşen bu seçim, dünyada istisna diyebileceğim bir demokrasi şöleniydi ve bu Türkiye’ye, Türk milletine yakışır bir şekilde gerçekleşmiş oldu” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı sıfatıyla beş sene daha Türkiye’ye hizmet etme görevini üstlendiğini ifade eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve başlamasının ardından ilk yurt dışı ziyaretini KKTC’ye yaparak geleneği devam ettirdiklerini söyledi. KKTC’den de Azerbaycan’a gideceğini dile getiren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da geleneklerinin bir diğer adımı olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın şahsında, 3 Haziran’da Göreve Başlama Töreni’ne, KKTC’den iştirak edenlere teşekkür eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan; Cumhurbaşkanı Tatar, eşi Sibel Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ve Başbakan Ünal Üstel’in törende yer almasının, kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de şahsına, eşine ve heyetine gösterilen hüsnükabulden dolayı KKTC makamlarına şükranlarını sundu.
“Kuzey Kıbrıs’ta elektrik kesintileri gibi bir sorun inşallah kalmayacak”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptığı görüşmelerde, gündemlerindeki bütün konuları ayrıntılarıyla ele aldıklarını dile getiren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’den kablo yoluyla Kuzey Kıbrıs’a elektrik naklinin sağlanmasının en önemli adımları olacağını kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Artık Kuzey Kıbrıs’ta elektrik kesintileri gibi bir sorun inşallah kalmayacaktır” dedi.
Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz’e ilişkin mevcut durumu da değerlendirdiklerini ifade eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs meselesinde, Türk tarafının her zaman yapıcı ve sonuç odaklı tutum benimsediğine vurgu yaptı.
“Kıbrıs Türkü asla azınlık olmamıştır, olmayacaktır”
Adanın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türklerinin haklı taleplerinin açık ve net olduğuna dikkat çeken Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkü asla azınlık olmamıştır, olmayacaktır. Bu gerçekleri görmezden gelenler, adanın tek egemeni olma hayalleriyle avunmayı sürdürüyor. Bu kesimlere artık saplantılarını bir kenara bırakmalarını ve adanın gerçekleriyle yüzleşmelerini, özellikle tavsiye ediyorum. Kıbrıs Türklerinin gayretlerine rağmen yarım asırdan fazla bir süre, Rum tarafının uzlaşmaz ve maksimalist yaklaşımları nedeniyle heba edildi. Kimsenin bir 50 sene daha kaybetmeye tahammülü yoktur.
Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi bizim için olmazsa olmazdır. Müzakere masasına geri dönülecekse bunun yolu, KKTC’nin tanınmasından geçmektedir. Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Cenevre’deki son gayriresmi toplantıda ortaya koyduğu, bizim de desteklediğimiz gerçekçi ve sonuç odaklı vizyon, esasen bundan ibarettir.”

“Türkiye’nin ve KKTC’nin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Tatar ile Kıbrıs meselesinin Doğu Akdeniz boyutunu da ele aldıklarını belirten Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Türkiye’nin ve KKTC’nin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile Kıbrıs Adası ve etrafındaki hidrokarbon kaynaklarının hakça paylaşımı için Kıbrıs Türk tarafının sunduğu somut önerilerin hâlâ masada olduğunu hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.
“Doğu Akdeniz’i ilgilendiren konularda bölgesel konferans düzenlenmesi yönünde yaptığım öneri de maalesef karşılık bulmadı. Atılan vizyoner adımlarımız karşılıksız bırakıldı” diyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen garantör ülke olarak diyaloğa her zaman öncelik verdiklerini vurguladı.
“Adada ve bölgedeki dengelerin hilafına, anlamsız silahlanma faaliyetlerine girişenler, bu teşebbüslerin getireceği riskleri iyice hesaplamalıdır” diye konuşan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Adadaki kardeşlerimizin huzur ve güvenliği, bizim huzur ve güvenliğimiz demektir. Anavatan olarak bütün imkân ve kabiliyetlerimizle KKTC’nin yanındayız. Samimi çözüm çabalarına desteğimizi sürdürürken, KKTC’ye yönelik katkılarımızı da devam ettireceğiz. Buradaki vatandaşlarımızın, Türkiye’deki vatandaşlarımızla eşit şartlarda kamudan sağlık hizmeti almasını sağlayacağız” diyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Derinya bölgesinde 1192 adet sosyal konutun inşasına yakında başlanacağı müjdesini verdi.
Çift yönlü elektrik iletim kablosunun imalat ve döşenmesinin de öncelikleri arasında olduğunu belirten Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşım alanında KKTC’de bugüne kadar toplam 630 km ana yol yaptıklarını, toplam 62 km uzunluğunda beş ayrı yol projesinin inşasının ise devam ettiğini ifade etti.
Türkiye’den getirilen suyu kısa süre içerisinde tarımsal sulama amacıyla üreticilerin istifadesine sunacaklarını kaydeden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lefkoşa’da 500 yataklı devlet hastanesinin ihalesine de yakında çıkacaklarını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna dair çalışmaların eşgüdümünü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yürüteceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar başta olmak üzere bütün Kıbrıs Türklerine misafirperverlikleri için teşekkür eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı süratle KKTC’ye göndereceğini ve yeni Ercan Havalimanı’nın eksiklerinin giderileceğini söyleyip; “İnşallah 20 Temmuz’da oraya inmeyi planlıyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
“Bu denizlerde barıştan başka çıkış yolu yoktur”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Ege’deki sorunların çözümüne ilişkin Türkiye’nin bir yol haritası olup olmadığı ve Ankara-Atina hattında bir masa kurulması halinde Türkiye’nin bu masaya oturması için bir ön şartı olup olmayacağı sorusuna yanıt veren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yol haritasının zaten belli olduğunu, bu yol haritasının barış üzerine endekslendiğini kaydetti. “Bu denizlerde barıştan başka çıkış yolu yoktur” diyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak barışı engellemek isteyenlerin olması halinde farklı projeleri uygulamak zorunda kalacaklarını belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Biz istiyoruz ki önümüze bu tür engeller çıkarılmasın ve Ege Denizi bir barış denizi olarak dünyaya mesajını versin” diye konuştu.
KKTC’de Emine Erdoğan’ın GİKA-KOOP ziyareti
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile birlikte Girişimci Kadınlar Kalkınma Kooperatifi (GİKA-KOOP) Eğitim, Üretim ve Satış Merkezini ziyaret ederek kooperatif bünyesindeki çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Ziyarette, Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği (GİKAD) Başkanı Dr İçim Çağıner Kavuklu tarafından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a GİKAD ve GİKA-KOOP hakkında bilgi verilirken, GİKA-KOOP’un ürettiği ürünler tanıtıldı.
Ziyarete Sibel Tatar ve Emine Erdoğan, GİKA-KOOP’un yürüttüğü çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, başarılar diledi. GİKA-KOOP ziyaretinin ardından Sibel Tatar, Emine Erdoğan ile baş başa yemek yedi.














