Perşembe, Aralık 18, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 36

Limonlu su içmenin faydaları

0

Prof. Dr. Canan Karatay limonlu su içmenin faydaları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Her gün aç karnına sabahları bir bardak limonlu su içmenin faydaları vardır. Limonlu su içmek bağırsakların aktif olarak çalışmasına yardım eder ve sindirimi kolaylaştırır. Düzenli olarak tüketildiği zaman yağ yakar. Sabahları aç karnına içildiği zaman ödemler idrar yoluyla atılır. Metabolizmayı hızlandırır ve yağlardan kurtulmaya sebep olur. Limonlu suyun faydaları hakkında bilgi vermek gerekirse, limonlu su tüketiminin birçok sağlık faydası olduğu bilinmektedir.
Limonlu su, özellikle yaz aylarında serinletici bir içecek olarak tercih edilir. Ancak, bu lezzetli içecek sadece tadıyla değil, sağlık açısından da birçok fayda sağlar. İşte limonlu suyun faydaları hakkında bilmeniz gerekenler.
1. Bağışıklık sistemi güçlendirir
Limonlu su, C vitamini açısından zengin bir içecektir. C vitamini, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Güçlü bir bağışıklık sistemi, hastalıklardan korunmanın en önemli yoludur.
2. Sindirimi kolaylaştırır
Limonlu su, sindirim sistemi için faydalı bir içecektir. Limonun doğal asitleri, midedeki sindirim enzimlerinin çalışmasını destekler ve yiyeceklerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olur.
3. Toksinleri atar
Limonlu su, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Limonun doğal asitleri, karaciğerin daha iyi çalışmasını sağlar ve böylece vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
4. Hidrasyonu sağlar
Limonlu su, vücudun ihtiyaç duyduğu sıvıyı sağlar. Özellikle yaz aylarında, vücut sıcaklığı artar ve terleme yoluyla sıvı kaybı yaşanır. Limonlu su, bu kaybı telafi etmek için ideal bir içecektir.
5. Cilt sağlığına katkıda bulunur
Limonlu su, cilt sağlığına da faydalıdır. C vitamini, cildin daha sağlıklı ve genç görünmesine yardımcı olur. Ayrıca, limonun doğal asitleri ciltteki yağlanmayı azaltır ve akne oluşumunu engeller.
Sonuç olarak, limonlu su sağlıklı bir içecek seçeneğidir. Ancak, herhangi bir sağlık sorunu ya da ilaç kullanımı varsa doktorunuza danışmanız önerilir. Ayrıca, limonlu suyu hazırlarken mümkünse organik limon kullanmanız tavsiye edilir.”

Amasya

0

Gürcistan- Haşuri

0

Türk Jeolog-Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür: “İstanbul depreminde 2,5 milyon insan risk altında”

0

Türk Jeolog, Deprem Bilimci, Sedimantoloji-Deniz Jeolojisi Uzmanı ve Akademisyen. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Havza Analizi ve depremsellik konusunda araştırmaları ile tanınan Prof. Dr. Naci Görür “İstanbul’da 7,2 ila 7,6 arasında beklenen depremle” ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;
Zemin ve bina iyiyse sağ çıkarsınız
“6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremin o bölgedeki depremleri tetikleyebilecek. Yerel ve Merkezi Yönetimlere yalvardık. Sahada uygulamak lazımdır. Beklenen İstanbul depremi ile ilgili yaklaşık 2,5 milyonun risk altındadır. Zemin ve bina iyiyse sağ çıkarsınız. Deprem kültürü önemlidir. Bir kentin, yönetim ve yönetim sistemi, halk, altyapı, yapı stoğu, çevre ve ekosistem, ekonomiden oluşmaktadır.
İstanbul’da beklenen deprem 7,2 ila 7,6 arasında değişiyor
İstanbul’da beklenen deprem 7,2 ila 7,6 arasında değişiyor. O kesin. Bilimsel çalışmalar bunu gösteriyor. Bu deprem olursa 6 Şubat’taki depremden daha büyük zarar verir. Sokak başında iki ev yıkılırsa orayı unutun. Ne yardım götürebilirsin ne de kurtarabilirsiniz. 600 bin konut yani siz isterseniz her konutta 4 kişi düşünün daire gibi düşünün. 4 kişiden 2,5 milyon insan ölümle burun buruna kalır. Vereceğimiz can kaybı inanılmaz boyutta olur.


Doğu’dan Güney’de Balıkesir, Çanakkale, Yalova’ya kadar etkilenir
Deprem Marmara Denizi içinde olacak. İstanbul içinde fay kırılacak diye bir şey yok. Biz İstanbul dediğimiz zaman İstanbul’da olmaz bir farklılık koyuyor ya öyle bir şey yok. Marmara’da 160 km uzunluğundaki bir fay uzunluğudur. Beklediğimiz deprem öncelikle Kumburgaz Fayı’nda olacak İstanbul’da beklenen deprem 7,2 ila 7,6 arasında değişiyor. Depremin büyüklüğüne, zemine, yapı stoğuna kadar etkilenecek alan genişliği değişir. Doğu’dan Güney’de Balıkesir, Çanakkale, Yalova’ya kadar etkilenir. Depremin olduğu yerden uzaklığınız, bulunduğunuz zemin ne kadar sağlam gibi etkenlerle depremin şiddetini daha az hissedebilirsiniz. Siz kıyıya yakınsınız, zemininiz iyiyse, statiği ile projesi birbirine uyumlu ise çok büyük ihtimalle o binadan sağ çıkarsınız. O bina hasar almaz demiyorum. Lakin sahibini sağ olarak çıkartır. Biz hiçbir bina çatlamaz demiyoruz.
Hazırlıklar yapıldı. Lakin bunlar yeterli değil
24 yılda İstanbul depreme hazır hale gelebilirdi. Lakin bugünkü halinde İstanbul depreme hazır değil. Hiçbir şey yapılmadı diyemeyiz. İlk başlarda Acil Afet Yönetim Merkezi kuruldu. Belediyeler ona göre çalıştı. Her mahalleye konteyner konuldu. İstanbul Valiliği, hastane ve okulları elden geçirdi. Viyadükler, yollar, köprüler yapıldı. Bir takım tatbikatlar yapıldı. AFAD planlar programlar yaptı. Hazırlıklar yapıldı. Lakin bunlar yeterli değil. Bu yapılanların çoğu ya afete yönelik ya da masa başında kalıyor. 16 milyonun oturduğu konutlar depreme hazırlanmadı. Vatandaşlar kendi evlerini depreme hazırlamadı. Bunlar vatandaşın kabahati değil. Devlet gözetim denetim ve sorumluluğu altında yapmalı. Vatandaş ve Yerel Yönetim ile Merkezi Yönetim kol kola verir ve çalışırsa yapılabilir. Ne yapmamız gerekenler belli. Bir kent, yönetim ve yönetim sistemi, halk, altyapı, yapı stoğu, çevre ve eko sistem, ekonomiden oluşur.
Hükümet ile belediye kolkola olmadan bu iş başarılamaz
Altyapı dediğim yol , köprü, viyadük, kanalizasyon çalışması, içme suyu şebekesi. Doğu Anadolu’daki depremde 10 kentin ne hale düştüğünü gördük. Bütün İstanbul’un altyapısını deprem dirençli yapmamız, kontrol etmemiz lazım. Bugün yerel yönetim altyapı işi ile uğraşıyor. Belediyenin belli bir bütçesi var. Hükümet ile belediye kolkola olmadan bu iş başarılamaz. Sadece belediye veya sadece hükümet ile olmaz.”

Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi

0

Türkiye Cumhuriyeti, 11 yıl evvel formülünü değiştirip fırına verdiği “Dış Politikası”sının ve “Sanayi Güçlendirme Strateji”sinin meyvelerini hızlı bir şekilde almaya başladı. Sanayi ve üretimi güçlendikçe de dış politikasındaki güçlenme aynı paralelde devam etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Vilnius’ta gerçekleştirilen NATO toplantısında İsveç’in üyeliği ile ilgili açıklaması ve taleplerinin ABD-Türkiye ilişkilerine yeni bir yön vermesi, AB-Türkiye müzakerelerinin tekrardan başlamasını tetikledi. Buna ilaveten 24 Temmuz tarihinde Kıbrıs müzakerelerinin başlaması ile ilgili yaptığı açıklama, geçmişe kıyasla Türkiye’nin çok farklı bir dış politika stratejisi uyguladığını ortaya koydu. Dik, kendine güvenen, gücünden emin, verdiği taviz değerinde, daha fazla taviz almaya yönelik ve edilgenlikten uzak “baskın” bir strateji uyguluyor artık Türkiye. Hiç korkmadan ve çekinmeden…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Temmuz tarihinde Kıbrıs müzakerelerinin başlaması ile ilgili yaptığı açıklamasının özünü teşkil eden “Kıbrıs Adası’nın kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz. Bu konudaki samimiyetimizi Annan Planı dahil, şimdiye kadarki tüm süreçlerde gösterdik, gerekirse yine gösteririz. Ancak, bunun için karşımızdakilerin de dayatmalarda ısrar etmek yerine sahadaki durumu kabullenmesi gerektiği açıktır.” sözlerini çok iyi anlamak ve değerlendirmek gerekiyor.
Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim şartlarımızı kabul ederseniz, eşit ve egemen, uluslararası tanınmış iki devletli çözümü kabul ederseniz, Annan Planında gösterdiğimiz samimiyetin benzerini bu yeni süreçte de gösterir, hakça bir çözüm için masaya otururuz” diyor aslında. Tabi bunu anlamak için art niyetli olmamak ve Kıbrıs sorununun çözüm tarihçesini çok iyi bilmek gerek. Aksi olunca, birçok siyasinin yaptığı gibi akıl yolu yerine duygularına kapılıp farklı bir yola girmeleri ve sonucunda da “yanlış anlama ve değerlendirme” çukuruna düşmeleri mümkün. Ki bilindiği üzere dış politika, duyguların değil akılcı yolun kazandığı bir strateji harekatı.
Türkiye’nin, İsveç’in NATO’ya katılımı ile ilgili masaya koyduğu bir dizi koşul sonrasında ABD’nin baskısı ile Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin AB’ye katılımı ile ilgili müzakerelerinin tekrardan başlaması ve uyum sürecinin gözden geçirilmesi konusunda yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin yeni dış politikasının ne denli yaptırım gücü içerdiğinin en güzel örneği. Türkiye, İsveç’in NATO’ya katılımı sürecini, sadece kendinin tasarladığı anahtarlarla, kilitli iki kapının açılmasına bağladı dahiyane bir strateji ile. Kilitli olan ikinci kapı TBMM.
Bu kapıyı açmanın koşulları içinde; ABD’nin F-16’ların yeni yazılımlarının Türkiye’ye verilmesi ve F-35 programından Türkiye’nin çıkarılması kararının gözden geçirilmesi var, AB’nin, Türkiye-AB Katılım müzakerelerini başlatması ve Gümrük Birliği ile Vize muafiyetini gözden geçirmesi var, Kıbrıs Müzakerelerinin başlaması için eşit ve egemen, uluslararası tanınmış iki devletli çözüm mantığının kabul edilmesi var.
Dolayısıyla top Türkiye’nin elinden çıkmış, ABD, NATO ve AB’nin kucağına düşmüş durumda. Son günlerde okuduklarıma göre Batı dünyasındaki genel kanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye-AB Müzakerelerinin başlayabilmesi, Kıbrıs Müzakerelerinin önünün açılabilmesi ve İsveç’in NATO’ya katılımına Türkiye’nin “ONAY” verebilmesi için AB’yi ve endirekt olarak ABD’yi fena halde köşeye sıkıştırdığı şeklinde.
Bunları ben söylemiyorum. ABD’nin ve AB’nin önde gelen düşünce kuruluşlarının siyasi strateji yazarları söylüyor ve yazıyor.

İl Emniyet Müdürleri atama kararnamesi

0

Cumhurbaşkanlığının 2023-355 sayılı kararı gereği ekli listede yer alan Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin hizalarında belirtilen görevlere atanmasına ilişkin kararı 2 Ağustos 2023 tarih ve 32267 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Bu atama kararına göre; Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanı Mahmut Çorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Samsun İl Emniyet Müdürü Dr. Ömer Urhal Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Polis Başmüfettişi Selami Yıldız Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Polis Başmüfettişi Caner Tayfur Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Afyonkarahisar, Ağrı, Ankara, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bolu, Bursa, Çorum, Denizli, Edirne, Erzurum, Gümüşhane, Isparta, İzmir, Kırıkkale, Kırklareli, Muğla, Muş, Ordu, Şanlıurfa, Tunceli, Uşak İl Emniyet Müdürleri Emniyet Genel Müdürlüğü emrine atandı. İstihrabat Başkanı Dr. Sabit Akın Zaimoğlu Bursa İl Emniyet Müdürü, Terörle Mücadele Daire Başkanı Hasan Yiğit Balıkesir İl Emniyet Müdürü olarak atandı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Şengün ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu Emniyet Genel Müdürlüğü emrine atandı. Yeni il emniyet müdürleri kararnamesi ile 52 ilin il emniyet müdürü değişti.

Üniversitelere yeni rektör atamaları

0

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 20 üniversiteye yeni rektör atandı. Yapılan rektör atamaları şöyledir;
Adıyaman Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mehmet Kelleş
Aksaray Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Alpay Arıbaş
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mehmet Naci Bostancı
Amasya Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu
Giresun Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Yılmaz Can
Hitit Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ali Osman Öztürk
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar
Karabük Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Fatih Kırışık
Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil
Koç Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Metin Sitti
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Rana Kibar
Ordu Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Orhan Baş
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Kemalettin Aydın
Sinop Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Şakir Taşdemir
Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mehmet Saltan
Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörlüğü’neyse Prof. Dr. Evren Yaşar atandı.

Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi

0

Cumhurbaşkanlığının 20 üniversiteye yeni rektör ataması kararnamesi ile Amasya Üniversitesi Rektörlüğüne; Ses ve Kanun Sanatçısı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Türk Tasavvuf Müziği Koro Şefi, Marmara İlahiyat Fakültesi mezunu, Marmara Üniversitesi Türk Din Musikisi Ana Bilim Dalı Araştırma görevlisi, Bestekar Prof. Dr.Ahmet Hakkı Turabi atandı. Daha önce Amasya Üniversitesi Rektörlüğünü Prof. Dr. Süleyman Elmacı yürütüyordu. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi’nin kısa biyografisi şöyledir;
Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi 1969 Gümüşhacıköy-Amasya doğumlu olup, 1992 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu ve aynı yıl Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Müzik eğitimini fakültedeki müzik derslerinin yanı sıra İleri Türk Musikisi Konservatuarı ve özel hocalardan aldı. 1993- 1994 yıllarında Ürdün Üniversitesi’nde Arapça eğitimi aldı ve Arap Müziği üzerinde çalışmalar yaptı. 1996’da “el-Kindî’nin Mûsikî Risâleleri” isimli tezle yüksek lisans; 2002’de “İbn Sînâ’nın Kitâbü’ş-Şifâ’sında Mûsikî” (İbn Sînâ Mûsikî, Litera Yayıncılık, İstanbul 2004) isimli tezle doktora; 2006’da “Gevrekzâde Hâfız Hasan Efendi ve Musiki Risalesi” (Rağbet Yayınları, İstanbul 2005) isimli çalışmasıyla doçentlik derecesi aldı.
“Sivâsî İlâhiler” (Sivas, 2010) ve “Niyâzî İlâhiler” (Malatya, 2011) isimli araştırmaları yayımlandı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde maddeleri bulunan araştırmacının, ilk dönem İslâm dünyasındaki müzik faaliyetleriyle ilgili yayınları mevcuttur. Kendi bestelerinden oluşan ilahileri seslendirdiği “Turabi İlahiler” (İstanbul 2011) isimli albümü vardır. Ses ve kanun sanatçısı olarak yurtiçi ve yurtdışında birçok icralara katılmıştır. Aynı zamanda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Türk Tasavvuf Müziği Korosu’nun şefi olarak topluluğun icralarını yönetmekteydi

error: Content is protected !!