Cumartesi, Aralık 6, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 324

TURKUAZ Hareketi Lideri Ali Müfit Gürtuna’dan engelillere destek

0

Haber: İlker ÇAKAN                                                               

   TURKUAZ Hareketi Lideri Ali Müfit Gürtuna, Yeni Hayatın Rengi ve Işığın Sesi Dergisinin düzenlediği ” Haydi onların umudu olalım” programında engelli bir vatandaşa akülü engelli arabası verdi. Akülü arabasını TURKUAZ Lideri Ali Müfit Gürtana’dan alan engelli vatandaşın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Haydi, onların umudu olalım programına katılan vatandaşların TURKUAZ Hareketi Lideri Ali Müfit Gürtuna’ya yoğun sevgi ve ilgi gösterdikleri gözlendi.

 
                           
                                           TURKUAZ Hareketi Lideri
                               Ali Müfit Gürtuna’dan engellilere destek

Azerbaycan’da tarım ve özelleştirme

0

    İdari yapılanma konusunda her zaman ve her ülke için ideal olabilecek bir modelden söz etmek imkânsızdır. Ülkelerin idari yapılanlarını, ekonomik ve coğrafi yapıları gelenekleri, stratejik durumları gibi unsurlar belirlemektedir. Ancak, Batı Avrupa ülkelerinde birbirinden bağımsız olmakla birlikte eş zamanlı olarak başlayan ve birbirlerine benzerlik gösteren reformlara bakıldığında idari reformların en azından belli bir temel üzerinde yürütüldüğü ifade edilebilir. Bu reformlarda genellikle yerel yönetimlerin güçlendirildiği, ülkelerin merkezi birimlerinden yerel yönetimlere doğru görev ve kaynak aktarımının yapıldığı, yerel yönetimlere belli konularda özerklikler verildiği, halkın katılımını arttırıcı uygulamaların geliştirildiği görülmektedir. Azerbaycan’da son yıllarda Kamu Yönetimi ile ilgili reform tartışmaları gündemin baş maddesi haline gelmiştir. İdari yapılanmamızın değiştirilmesi konusunda genel bir mutabakat vardır. İnsanlarımız bazı reformlar yapıldığı takdirde, kamu hizmetlerinin daha iyi yerine getirileceğine ve sıkıntıların giderileceğine inanmaktadırlar. Reform için gerekli olan yeterli kamuoyu desteği mevcuttur.

    Siyasal sistemleri ne olursa olsun bütün ülkeler, yönetim sistemleri içerisinde yerel yönetimlere yer vermektedirler. Ancak her ülkede yerel yönetimlerin gücü, yetkileri, görev alanları ve yapıları farklılıklar arz etmektedir. Ülke yönetim sisteminin bütünlüğü içerisinde yer alan yerel yönetimler yerel halka kamu hizmeti sunan, organları halk tarafından seçilen özerk kamu tüzel kişilikleridir. Federal, üniter bütün ülkelerde yerel yönetimlerin gücü ve etkinliği ile, demokrasinin yerleşikliği doğru orantılıdır. Hatta yerel yönetimlerin gücü ile ülkenin iktisadi gelişmişliği de çoğu zaman doğru orantılıdır. Kısaca yerel yönetim ve yerel demokrasi ile iktisadı kalkınma ve demokratikleşme arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Hatta aksine iddialara rağmen, yerel yönetimler ülke bütünlüğünün sağlanmasında da önemli işlevler görmektedirler.

    Çünkü kendi kendini yöneten halk, yönetim ve katılma ile kendini geliştirmekte, milli bütünlüğe entegre olmaktadır. Azerbaycan, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış yeni bir devlettir. Önce Çarlık Rusya’sı ardından da Sovyetler Birliğinin bünyesinde yer almıştır. Bugünkü idari yapı Sovyetler Birliğinden miras kalmıştır. Yapılan yeni düzenlemelere rağmen eski sistemin ağırlığı devam etmektedir. Yöneticilerin büyük bir bölümü eski sistemde de bu görevleri yerine getiren insanlardır. İdari yapıda yapılan ve yapılması planlanan bütün reformlar yönetici ve bürokratların aktif ya da pasif direnişi ile karşılaşmakta ve yavaş ilerlemektedir. Bu da bürokrasinin dünyanın her yerinde yaşanan değişimlere karşı bir direnci olarak algılanabilir. Yeni yetişen genç yöneticilere görev verilmemesi de bürokrasinin bu tutumundan kaynaklanmaktadır.

    Bu çalışmanın amacı; Bağımsız Azerbaycan  Cumhuriyeti’ndeki siyasal, yönetsel ve ekonomik gelişmelerle birlikte devlet yapılanması, kamu yönetimi ve yerel yönetimler sistemini bir bütünlük içinde ele alarak federatif bir devlet yapısından Milli devlet yapısına geçme sürecinde sorunları dile getirmek, bunun için de Azerbaycan’da devlet yapısının, belediyeleri ve yeniden düzenleme, tarım ve özelleştirme çalışmalarını incelemektir.  

    Devletlerin özelleştirme uygulamalarına gitmelerinin temelinde nüfusun ve ihtiyaçların hızla artması ancak kaynakların kıt olması ya da o oranda artmaması yatıyor diyebiliriz. Gerçi bu ifade iktisat politikası içinde hemen hemen her konunun özünü oluşturmaktadır. Ancak ekonomik tıkanmalar, kaynak tahsisinde etkinsizlik, politik baskıların artması, devletin asli görevlerine yetmemeye başlaması, kamunun ekonomideki payının artması ile ekonomik etkinlik ve verimliliğin azalması, v.b. sebepler kaynakların çoğunu kullanan devletin başarılı olamadığı sonucunu doğurmuştur. Bu doğrultuda kaynakları daha etkin ve verimli kullanmada başarılı olduğu ispatlanan özel kesime kamusal mal ve hizmetlerin üretiminin devredilmesi ile hem kaynaklar etkin kullanılmış olacağı hem de ekonominin daha iyi işleyeceği düşünülmektedir. 1970’li yılların sonunda İngiltere’de ortaya çıkıp, 1980’li yılların başında ABD’de ve daha sonra da birçok ülkede uygulamaya giren özelleştirme çalışmalarına 1983 ten itibaren Türkiye’de katılmış, amaçları, hedefleri, yasal düzenlemeleri ve uygulamaları bakımından birçok değişikliğe uğrayarak, 2005 yılına kadar istenen düzey ve başarıyı yakalayamamıştır.

    Bağımsızlık sonrası Azerbaycan, özelleştirme uygulamalarında büyük bir atılım yapmış olsa da bugüne kadar uygulanması gereken “Özelleştirme ilkelerine” tam olarak uyulmamış, istihdam azalmalarına karşı önlem alınamamış, iş kaybı tazminatları ödenememiş, hedeflenen özelleştirme yöntemlerinden halka arz geri planda kalarak blok satışlara ağırlık verilmiş, stratejik konularda devletin sahip olacağı “İmtiyazlı hisse” oluşturulamamıştır. Belki bunlardan daha önemlisi özelleştirme konusunda siyasi tercihler etkili olmuş, toplumun oldukça geniş kesimini doğrudan ilgilendirmesine rağmen, kamu vicdanında özelleştirme kabul görmemiş daha doğrusu en geniş toplum kesimlerinin desteğinin alınması gerekirken bu uzlaşma sağlanamamıştır.

    Tarım Azerbaycan ekonomisinin petrolden sonra ikinci önemli sektörüdür ve nüfusun yaklaşık %40’ından fazlası tarım sektöründe istihdam edilmektedir. SSCB döneminde, merkezi planlama stratejileri çerçevesinde, Azerbaycan bir tarım ülkesi olarak varlığını sürdürmüştür. 1993 yılında Dağlık Karabağ ile birlikte topraklarının %20’sini kaybeden ülkenin sebze, meyve ve üzüm yetiştirmeye elverişli tarımsal alanları da elden çıkmış ve bu ürünlerin üretiminde büyük ölçüde düşüş meydana gelmiştir. Tarım alanlarının Ermenistan’ın eline geçmesi ile birlikte sebze üretimi yarıya inmiş, üzüm üretimi ve şarap ihracatı önemli ölçüde azalmıştır. 117 üzüm işleme fabrikasından çoğu üretim dışı hale gelmiştir.

    İklimi tarımsal üretime oldukça elverişli olan Azerbaycan’ın başlıca tarım ürünleri pamuk, tütün, çay, zeytin, sebze ve meyvedir. Ham ipek üretimi ve buna bağlı olarak dut ağacı tarımı da oldukça yaygındır. İyi kalitede zeytin üretilmesine rağmen zeytinyağı ve sabun üretimi Ermenistan’da gerçekleştirilmektedir. Azerbaycan, “Rus Havyarı” olarak bilinen, dünya siyah havyar üretiminin %80’ini gerçekleştirmekte ve büyük bölümünü ihraç etmektedir.

    SSCB’nin dağılması ile birlikte, Sovhozlar (devlet çiftlikleri) ve Kolhozlar (kollektif çiftlikler) kendiliğinden çözülmeye başlamıştır. Makroekonomik ve politik istikrarın sağlanması ile hükümet tarımsal alanda reform çalışmalarına hız vermiştir. 1995 yılında uygulamaya konulan Tarım Reformu Yasası ve toprak reformuna yönelik hukuki düzenlemelerin (Toprak Kanunu, Mülkiyet Hakkında Kanun, Köylü İşletmelerinin Kurulması Hakkında Kanun, Sahipkarlık Hakkında Kanun v.b.) yapılması ile birlikte, Sovhoz ve Kolhozların sayısı azalırken, aile çiftliklerinin sayısı artmaya başlamıştır.     Pamuk üretiminde geçmişten beri önemli bir yere sahip olan ülkede üretim, büyük kısmı Rusya ve Özbekistan’dan gelen nitrojen gübre ve biçme makineleri gibi girdilerin eksikliği ve bunların yedek parça fiyatlarındaki artışlar nedeniyle düşmüştür.

     Pamuk üretimindeki düşüş devam etmektedir. Önemli ölçüde pamuk üretilmesine rağmen, pamuk işleme tesisleri az sayıdadır. Aynı sorun tütün ve çay için de geçerlidir. Azerbaycan tarım ve hayvancılık sektöründe önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, SSCB döneminden kaynaklanan yapısal nedenlerle kendi kendine yetemez duruma gelmiştir (http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=1180&l=1).

    Azerbaycan’da reform için gerekli olan yeterli kamuoyu desteği mevcuttur. Tüm bu engellerin aşılmasının zor olmadığını belirtmek istiyorum. Bunun için, sadece siyasal iktidarın ve bürokratların kararlılığı yeter.

 

 

Amasya polisinin yangın söndürme başarısı

0
Haber: İlker ÇAKAN                                                                                                

   Amasya il merkezinde, Kaleiçi mevikiinde Kral kaya mezarları giriş yolu üzerinde bulunan, kuruyan otlarla dolu alanda geçtiğimiz günlerde çıkan yangında; Amasya İtfaiye Müdürlüğü elamanlarının yangın yerine gelinceye bu alanda görev yapan polislerin bir vatandaşın bir işyeri çeşmesinden atınla su hortumu ile  burada çıkan yangını çevreye zarar vermeden söndürmeleri  vegösterdikleri gayret Amasya halkının takdirini topladı.

 
               
                   Yangın büyümek üzere               Polis Memuru yangını söndürüyor
 

A Bayanlar Voleybol Milli Takımımızın grup birinciliği sevinci

0
 Haber: İlker ÇAKAN
    Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi Avrupa’da bu yıl ilk defa yapılan bin organizasyon. Bu ligde iki grup olup, biz B grubundayız. Grubumuzda; Fransa, İngiltere, Romanya olmak üzere 4 takım vardır. Grubumuzda son maçımızı Pazar günü Romanya ile oynadık. Amasya-Suluova Mahmut Demir Spor Salonunda oynanan Türkiye- Romanya maçında A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız, Romanya Bayanlar Voleybol Takımını 3–1((20–25, 25–16, 25–18, 25-19))yenerek grup birincisi oldu. Bayan Voleybol Milli Takımımız şu oyunculardan oluşmaktadır;

    Gülden(2)xx, Seray(4)xx, Polen(6)xxxx, Duygu(7)xx,  Neriman(13)xx, Eda(14)xxxx, Meryem(15)xx, Özge(18)xx, Melis(20)xx, Neşve(21)xxxx, Büşra(22)xxx, Asuman(23)xx. Romanya Bayan  Voleybol Milli Takımı ise şu oyunculardan oluştu. Gavrilescu(1)xx, Pristavu(3)xxx, Zaharia(7)xxx, Anghel(9)xx, Albu((11)xxx, Onyejekwe(12)xx, Muresan((17)xxx, Mıclea(18)xx, Iosef(19)xx, Trica(20)xx, Radu(24)xx, Salaoru(25)xxx.

 
            
                 Türkiye- Romanya maçında A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız
 
            

                      Türkiye-Romanya Avrupa A Bayanlar Voleybol B Grubu maçı
 
             
                       Türkiye-Romanya Avrupa A Bayanlar Voleybol B Grubu maçı
 
            
               Türkiye-Romanya Avrupa A Bayanlar Voleybol B Grubu birinciliği maçı
 
                
             Romanya Voleybol Milli                    Romanya A Voleybol Milli Takımı
             Takım Oyuncusu
            Miclea-Grigoruta Sabina(18)
 
         
         Türkiye-Romanya Avrupa A Bayanlar Voleybol B Grubu maçını izleyen seyirciler
 
        
           Romanya A Bayanlar Voleybol Milli Takımının yenilgi  sonucu üzüntülü durumları
 
         
         Voleybol Fed. Başk. Erol Ünal Karabıyık’ın Voleybol Bayanlar Milli Takımını tebriki
 
        
                   A Bayanlar Voleybol Milli Takımmızın Romanya galibiyeti sonucu sevinçleri
 
 
 
 

 

Romanya maçında Neşve’nin başarısı

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Avrupa Bayanlar Voleybol grubunda Amasya-Suluova Mahmut Demir Kapalı Salonunda Pazar günü  A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız Romanya Voleybol Milli Takımı ile oynadığı son grup maçında Romanya’yı 3–1 yenerek grubu lider olarak bitirdi. Bu maçın kazanılmasında dört set boyunca üstün performans ve gayret gösteren Eczacıbaşı Voleybol Takımında oynayan 1.88 cm boyundaki milli file bekçimiz Neşve Büyükbayram’ın büyük katkısı oldu 

 
                                

                                    A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız

                                      Oyuncusu Neşve Büyükbayram(21)

 
                                                 
                                                Neşve Büyükbayram(21)
 
                           
                                  A Bayanlar Voleybol Milli Takımımız

                        Oyuncusu Neşve Büyükbayram’ın(ortada) mücadelesi

 

TRT İzmir Radyosu TSM Sanatçısı Yahya Geylan: Müziğin bir gönülden gelmesi, birde ticareti vardır

0

Haber-Röportaj: İlker ÇAKAN

    TRT İzmir Radyosu Türk Sanat Müziği Sanatçısı Yahya Geylan, kişiliği ve sempatik tavırlarıyla halkımızın takdirini kazanmış ses sanatçılarımızdan birisidir. Türk Sanat Müziğinin sevilen ses sanatçısı Canan Sezgin Geylan’la evli olan Bestakar-Şair  TRT İzmir Ses Sanatçısı Yahya Geylan,  Türk Sanat Müziği ve sanatçı konulu yaptığım röportajda şunları söyledi;

 40’a yakın beste çalışması yaptım

     “1990 yılında Devlet konservatuarı şan bölümünü kazandım. Beş yılık öğrenim sırasında, 1992 yılında TRT’nin açmış olduğu ses sınavını kazandım. Eğitimim sırasında radyo ve TRT işini bir arada götürüyordum.2002 yılından bu tarafa TRT’de çalışıyorum. Beste ve söz yazarlığım var. Şiir yazıyorum. Şimdiye kadar 40’a yakın beste çalışması yaptım. Bir yıldır beste yarışmalarına katılıyorum. Geçen yıl Türk Sanat Müziği beste yarışmasında üçüncülük ödülü aldım. Aynı zamanda halk müziği de okuyorum.

TRT Sanatçılarının bel kuralları var

    Çünkü konservatuarda hepsinin eğitimini aldık. Sözü ve müziği bana ait olan “Şarkımızı söyleriz” televizyonlarda çok okundu. TRT Sanatçılarının bel kuralları var. Belli yasaklar var. Bu yasaklardan dolayı çok büyük kitlelere ses ulaşamıyor. Popüler olmada sıkıntı oluyor. İnşallah bunu da ileriki zamanlarda aşarız.

Nitelikli bir ses sanatçısının alt yapısının çok iyi olması gerekir

    Konservatuarda müzik eğitiminin en doğrusunu öğretiyorlar. Dünyanın kabul ettiği gerçek eğitim veriliyor. Allahın verdiği ses yapısı, sesin güzelliği çok önemlidir. Şarkı söylemek bir insanda en önemli özelliktir. Ses güzelliğinde, eğitim kısmını yanına koymayınca daha düzgün olmayan, çizgisi olmayan bir yere gidiyorsunuz. Yanlışlarla dolu oluyor. Yanlışlarla dolu olan bir şey ölmeye mahkûmdur. Nitelikli bir ses sanatçısının alt yapısının çok iyi olması gerekir.

 
                              
                              TRT Ses Sanatçıları  Canan Geylan-Yahya Geylan
 
Popüler olmak için varını, yoğunu sarf eden sanatçıda var

    Müziğin bir duygusal yönü vardır. Gönlünü vererek yol kaydetmek vardır. Diğer taraftan şan, şöhret uğruna her şeyi yapabilecek, hırsları ile bir yere geldikleri yol, çizgi vardır. Ben buna müziğin ticareti diyorum. Müziğin bir gönülden gelmesi, birde ticaret vardır. Bu nedenle tercih kişiye kalmıştır. Popüler olmak için varını, yoğunu sarf eden sanatçıda var. Çünkü herkes sanatçıdır. Sanatçı ayrımını bizim halkımız yapamıyor. Azerbaycan ve Rusya’nın müzik eğitimine çok özeniyorum. Çünkü bu ülkeler küçük yaşlarda her bireye müzik eğitimi veriyorlar. Müzik eğitimi verilince, her ailede bir piyano var. Her ailede bir enstrüman çalan büyükleri var. Bunları nesilden nesile aktarıyorlar.

Herkes şarkı söylüyor. Dinleyenden fazla, şarkı söyleyen var

    Aile nitelikli ve yetişmiş olunca, televizyona çıkan birini alkışlamayıp, lütfen aşağı inermisin diyorlar. Buradan aşağı inince kimse oraya kimse çıkamaz. Buradan utanma yetisi doğuyor. Bizde halk olarak eksiklik olan şu anda, utanma yetisini yitirmişiz. Sesi kötü çıkıyor, okuyor. Kendinde utanma duygusu hissetmiyor. Ben okuyamam, utanıyorum şeklini biz yitirdik. Herkes şarkı söylüyor. Dinleyenden fazla, şarkı söyleyen var. Eskiden şarkı söyleyen azdı, dinleyen çoktu. Şimdi şarkı söyleyen çok, dinleyen yok.

Yanlış yapıldığı zaman uyarılarda bulunacağız

    Halk beğenisini sunuyor. Halkın beğenisini sunarken, bilinçli müzik eğitimine ağırlık vermesi gerekir. İlkokuldan itibaren müzisyen olsun, olmasın, kültürel zenginliklerimiz, folklorumuz, güzel türkülerimiz ve şarkılarımız var. Bunları küçük yaşlarda kulaklarımıza doldursak, kendi bilincimiz olduğu zaman, büyük yaşlara geldiğimiz zaman her şeyi alkışlamayacağız. Yanlış yapıldığı zaman uyarılarda bulunacağız.

Televizyonlardaki yozlaşmış müzikle, kulaklara

sürekli, başka ezgiler dolduruluyor

    Halkın kalbinde; Türk halk müziği ve Türk sanat müziği ezgileri nesiller boyu devam ediyor. Bu konuda test yapılsa bu müzikler kanımızda geçiyor. Çocuklarımıza geçiyor. Ama buradaki tehlike kulaklarımız artık dolduruluyor. Televizyonlardaki yozlaşmış müzikle, kulaklara sürekli, başka ezgiler dolduruluyor. Aslında halkımızın müziğe müthiş bir özlemi vardır. Bu bir ticarettir. Ama biz bu ticaretin içinde olamıyoruz. Bu ticarete girmek başka bir şeydir.”

   

     

  

 

Ünlü Şair ve Bestekar Sami Derintuna: Bir aşk gerçek… Birde ölüm… kitabı

0

Haber: İlker ÇAKAN

     Ünlü bestekâr ve şair Sami Derintuna 1942 Eskişehir doğumlu olup, genç yaşta birçok dergi gazetelerde şiirleri yayınlandı. Bugüne kadar beşbinden fazla şiire imza koyan ünlü Şair ve bestekâr 2009 yılında yayınladığı “Bir aşk gerçek… Birde ölüm… Gerisi hep yalan gülüm” kitabından önce yedi şiir kitabı yayınlandı. 120 bestenin altına imzasını koyan Sami Derintuna’nın 21 bestesi TRT repertuarlarına girmiştir.

 
                                        
                                     Ünlü Şair ve Bestekar Sami Derintuna
                                         5.Altın Elma Beste Ödülünü aldı
 
    Binin üzerinde şiiri kendi ve başka besteciler tarafından bestelenmiştir. 250’ye yakın bestesi ise halen TRT repertuarlarındadır. Bu besteler arasında yirmiden fazla ödül almıştır. “Yorgunum, Ben senin üstüne gül koklar mıyım, Bir aşk gerçek birde ölüm, Acaba aşık mıyım, Yalanmış, Vay canına” adlı şarkıları en tanınmış eserlerindendir.Sami Derintuna’nın daha önce çıkan şiir kitapları ise şunlardır; Şiir bahçemde bir ölüm, Sahi o yılları yaşadık mı biz,  İki gözüm iki çeşme, Ne mutlu Türk’üm ben, Yorgunum, Bu vatan hepimizin, Şehitler ölmez, vatan bölünmez, Bir aşk gerçek, birde ölüm. Şair ve Bestekâr Sami Derintuna’nın “Bir aşk gerçek, birde ölüm” şiiri şöyledir;

 

                        Bir aşk gerçek… Birde ölüm…

 

                        Korkma sakın gözlerimden,

                        Sevda dolu sözlerimden,

                        Sen vur beni can evimden,

                        Bir aşk gerçek,bir de ölüm,

                        Gerisi hep yalan gülüm…

 

                         Derdin varsa artık unut,

                         Gözündeki yaşı kurut,

                         Tut elimi hadi gel tut,

                         Bir aşk gerçek, birde ölüm,

                         Gerisi hep yalan gülüm…

 

                         Acık olsun gönül kapın,

                         Aşık olmak senin hakkın,

                         Sevilmekten korkma sakın,

                         Bir aşk gerçek, bir de ölüm,

                         Gerisi hep yalan gülüm…

Amasya 5.altın elma beste yarışması

0

Haber: İlker ÇAKAN

    Amasya’da her yıl düzenlenen ve bu yıl beşincisi yapılan ve TRT ‘nin canlı olarak yayınladığı, TRT’nin ünlü sunucu Mustafa Yolaşan’ın sunuculuğu yaptığı 5. Altın Elma Türk Sanat Müziği este yarışması yapıldı. Jüri üyeliklerini; Mustafa Sağyaşar, Mehmet Oğul, Ali Şenozan Bilge Özgen, Necip Gülses, Kutlu Payaslı, Turhan Taşan, Özgen Gürbüz, Hüsamettin Olgun gibi ünlü bestekar ve sanatçılar yaptı. Jüri Başkanlığını ise Amasya Valisi M. Celalettin Lekesiz yaptı. Yarışmaya giren eserleri TRT Türk Sanat Müziği Sanatçıları; Bekir Ünlü Ataer, Çiğdem Gürdal, Esra İçöz, Canan Sezgin Geylan, Yahya Geylan seslendirdiler.

    Yarışma Sonunda, birinciliği; beste Ali Uygun ve söz Hüseyin Soysal’a ait TRT Sanatçısı Canan Sezgin Geylan’ın seslendirdiği “Gel dostum sevgiden sakın ayrılma”, ikinciliği; beste ve söz yazarı Sami Derintuna’ya ait ve TRT Sanatçısı Çiğdem Gürdal’ın seslendirdiği “Hasretinden bir gün olsun gülmedim” bestesi, üçüncülüğü; beste Engin Çır, söz Dr. Hüseyin Balkancı ve TRT Sanatçısı Esra İçöz’ün seslendirdiği “O benim zavallı kalbim” bestesi kazandı. Ayrıca programa konuk sanatçı olarak katılan Türk Sanat müziğinin ünlü sesi Emel Sayın bir demet şarkı okudu. Yarışma sonunda Amasya Valiliği tarafından yarışmaya katılan sanatçı, eser sahiplerine ve jüri üyelerine altın elma plaketleri verildi.

 
         
      TRT Ses Sanatçıları Canan Sezgin Geylan-         TRT’nin Ünlü Sunucusu
       Esra İçöz 5.altın elma ödüllerini alırken           Mustafa Yolaşan ödülünü alırken
 
              
          5. Altın Elma Beste Yarşması protokolü          Ünlü Bestekar Sami Derintuna
                                                                                  15.P. Eğt. Tugay Komutanı
                                                                              Tuğg. Mustafa Canatan’dan
                                                                             5. Altın Elma Beste ödülünü alırken
 
                     
                    5.Altın Elma Beste Yarışmasında ödül alan sanatçı ve bestekarlar
 
                     
 
                       Ünlü Bestakarlar Dr. Hüsamettin Olgun-Necip Gülses
 

Kıraç konserine yoğun ilgi

0

Haber: İlker ÇAKAN

     TBMM Başkanlığının organize ettiği ve TBMM’ce milli mücadele döneminde adı geçen beş ilde düzenlenen Türk Müziğinin ünlü sanatçıları Kıraç ve Sevcan Orhan konserinin sonuncusu Amasya 12 Haziran Stadyumunda düzenlendi. Konseri yaklaşık 7.000 kişi izledi. Sevcan Orhan ve Kıraç birbirinden güzel türkü ve şarkılarıyla Amasyalıları coşturdu.

 
                                         
                                          Türk Müziğinin Ünlü Sanatçısı Kıraç
 

Amasya Lokman Hekim Engelliler İlköğretim Okulu Folklor Ekibi

0

Haber: İlker ÇAKAN

   Amasya Lokman Hekim Engelliler İlköğretim Okulu Folklor Ekibi oynadığı Amasya yöresi folklor oyunuyla herkesin beğenisini toplamaya devam ediyor. Amasya Lokman Hekim Engelliler İlköğretim Okulu Folklor Ekibinin folklor yarışmalarında çeşitli dereceler aldığı öğrenildi.

error: Content is protected !!