Gürcistan’da iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi’nin adayı, eski milli futbolcu ve milletvekili Mikheil Kavelashvili, Gürcistan’ın yeni cumhurbaşkanı oldu. Muhalefet partileri, 26 Ekim’de yapılan parlamento seçimlerinin sonuçlarını tanımadıkları için aday göstermedi. Mevcut Cumhurbaşkanı Salome Zourabichvili, seçimleri tanımadığını ve makamını terk etmeyeceğini açıkladı. Gürcistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Mikheil Kavelashvili, 1997-1999 yıllarında Machester City forması giydi. 300 üyeli seçim kurulu üyelerinden 225’i cumhurbaşkanı seçiminde oy kullanırken, 224 seçmen tek aday olan Mikheil Kavelaşvili’nin lehinde oy verdi.
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: ” Dengeli ekonomik büyüme ve refah artışı sağlamak”
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat Ticaret Bakanlığı konferans salonunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile düzenlediği basın toplantısında, Kasım ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği vizyon kapsamında yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmayı, cari açığı sürdürülebilir şekilde azaltmayı hedeflediklerini aktaran Bolat, bu doğrultuda dengeli ekonomik büyüme ve refah artışı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Bolat, ihracattaki artış ve ithalattaki düşüşün bir taraftan ekonomik büyümeye katkı verdiğini, diğer taraftan makro-finansal riskleri azaltarak enflasyonun düşürülmesi sürecini başarıyla desteklediğini bildirdi.
Bu yılın 11 ayında mal ve hizmetler ihracatında artış ve ithalatta azalış olduğuna işaret eden Bolat, böylece dış ticaret ve cari işlemler açığının hızla azaltılması başarısına zorlu dünya ekonomik şartlar altında ulaştıklarını belirtti.
Bolat, zorlu küresel konjonktüre rağmen Türkiye’nin kararlılıkla uyguladığı ekonomik programın olumlu sonuçlarını almaya devam ettiğini söyledi.
“Genel ve 11 aylık toplamda mal ihracatımızdaki artış süreci devam etmektedir”
Bu yılın 9 ayında milli gelirin yüzde 3,2 büyüme kaydettiğini belirten Bolat, “Buradan çıkan sonuç şudur: Tam 17 çeyrektir, yani 4 yıldan fazla bir süredir kesintisiz büyüme kaydetme başarımız vardır.” dedi.
Bolat, kasım ayı dış ticaret verilerine ilişkin de bilgi vererek, “Kasımda ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 oranında sınırlı bir azalışla 22,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Geçen yıl 23 milyar dolarlık yüksek baz etkisi olan ihracat rakamına göre sınırlı bir azalış söz konusudur. Genel ve 11 aylık toplamda mal ihracatımızdaki artış süreci devam etmektedir.” diye konuştu.
İhracattaki sınırlı azalışın nedenlerini de değerlendiren Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birincisi, enerji ürünleri ve altın ihracatındaki düşüş. Eylül, ekim ve kasım aylarında brent ve ham petrol fiyatlarının geçen yılki ortalamaların oldukça altında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yıl kasımda brent petrol ortalaması 73 dolardı, geçen yıl 83 dolardı. Aşağı yukarı yüzde 13’lük düşüş söz konusu. Bu, ithalatımız için iyi çünkü biz petrol ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 85’ini ithalat yoluyla karşılayan bir ülkeyiz ancak aynı zamanda petrol işleyerek satan bir ülkeyiz. Bu noktada petrol fiyatının düşmesi bizim enerji ihracatımızın da son 3 aydır azalmasını beraberinde getirdi. Türkiye’nin ikinci büyük rafinerisinin yaklaşık 2,5 ay bakımda olması da bu 3 ayda yaklaşık 500 milyon dolar bir kayıp verdi.”
Bolat, altın ihracatındaki dalgalanmalar ile avro ve dolar paritesindeki gerilemelerin de ihracat üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğunu söyledi.
“Yılın 11 ayında ithalatımız yüzde 6,4 azalışla 311,7 milyar dolara geriledi”
Kasımda ithalatın yüzde 2,4’lük sınırlı bir artışla 29,6 milyar dolar olduğunu bildiren Bolat, bunun da altın, enerji ve demir-çelik ürünleri ithalatından kaynaklandığını aktardı. Bolat, ocak-kasım döneminde ihracat rakamlarına ilişkin olarak ise şunları kaydetti:
“Bu yılın 11 ayında mal ihracatımız yüzde 2,5 artışla 238,5 milyar dolar oldu, mal ihracatında net 5,8 milyar dolar artış sağlandı. Ocak-kasım döneminde ithalatımız yüzde 6,4 azalışla 311,7 milyar dolara geriledi, 21,2 milyar dolar azaldı. İşte ihracattaki artış, ithalattaki azalışla dış ticaret sektörü olarak Türkiye’nin yüzde 3,2’lik 9 aylık büyüme oranına net 2,2 puan katkı yapmış olduk.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, son bir yılda mal ithalatının 24,8 milyar dolar gerilediğini belirterek, “Bunun anlamı, dış ticaret açığımız son bir yılda yaklaşık 30,6 azaldı ve 79,3 milyar dolara geriledi.” dedi.
Kasımda yıllıklandırılmış ihracatın geçen yılın aynı döneminde yüzde 2,3 arttığını bildiren Bolat, son bir yılda mal ihracatında 5,9 milyar dolarlık net artış sağlandığını söyledi.
Bolat, kasım ayı itibarıyla mal ithalatının yüzde 6,8 azalışla 340,8 milyar dolar olduğunu aktararak, “Böylece son bir yılda mal ithalatımız 24,8 milyar dolar geriledi. Bunun anlamı, dış ticaret açığımız son bir yılda yaklaşık 30,6 azaldı ve 79,3 milyar dolara geriledi.” diye konuştu.
Hedeflerinin bu yıl bu açığı 80 milyar doların altında tutmak olduğuna işaret eden Bolat, kasım ayı itibariyle son bir yılda ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 76,7’ye yükseldiğini söyledi.
“Otomotiv, demir-çelik, demir dışı metaller ve kimyevi madde ihracatında ciddi artışlar var”
Bolat, ocak-kasım döneminde ihracatta en fazla artış ve azalış gösteren sektörler hakkında da bilgi verdi. Otomotiv sektörünün 2,3 milyar dolar artışla ilk sırada yer aldığını belirten Bolat, bu sektörü 1,1 milyar dolar artışla çelik, 719 milyon dolarla fındık ve mamulleri, 511 milyon dolarla elektrik ve elektronik ve 500 milyon dolarla kimyevi maddelerin takip ettiğini bildirdi. Bolat, ocak-kasım dönemi ihracatında en fazla azalış gösteren 5 sektörün, 719 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 638 milyon dolarla zeytin ve zeytinyağı, 558 milyon dolarla mücevher ve altın, 187 milyon dolarla çimento, cam ve seramik ve 137 milyon dolarla deri mamulleri olduğunu ifade etti.
İthalatı en fazla azalan sektörün 10 milyar dolarla altın-mücevher olduğunu aktaran Bolat, bu sektörü, hububat, otomotiv, elektrik ve elektronik, makine ve aksamlarının takip ettiğini söyledi.
Bolat, 11 ayda ithalatı en çok artış gösteren sektörün 855 milyon dolarla savunma ve havacılık sanayi olduğunu, bu sektörü 639 milyon dolar artışla hazır giyim ve konfeksiyon, 181 milyon dolarla deri ve deri mamulleri, 135 milyon dolarla iklimlendirme sanayi ve 129 milyon dolarla diğer sanayi ürünlerinin izlediğini belirtti.
Otomotiv, demir-çelik, demir dışı metaller ve kimyevi madde ihracatında ciddi artışların olduğunu anlatan Bolat, ihracatı geçen yıla göre azalan tekstilde kasım ayında artış olduğunu, konfeksiyon sektörü ihracatının da kasım ayında yüzde 8 artığını bildirdi.
Bolat, konfeksiyon sanayi, tekstil ve demir-çelik sektörlerinde canlanma olduğunu söyledi.
Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği’ne (AB) yapılan ihracatın ocak-kasım döneminde yüzde 4 artığını aktaran Bolat, birliğe yapılan ihracatta 100 milyar dolara yaklaşıldığını anlattı.
Bolat, aynı dönemde AB’den yapılan ithalatın yüzde 9,6 azaldığına işaret ederek, ocak-kasım döneminde en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülkenin Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olduğunu belirtti.
İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine yapılan ihracatın 11 ayda yüzde 6,2 artarak 63,2 milyar dolara çıktığını ifade eden Bolat, “Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,3 artışla 14,2 milyar dolar, AB üyesi olmayan Balkan ülkelerine 17,5 artışla 4,9 milyar dolar ihracat yaptık.” dedi.
“İhracatın en çok azaldığı ülke 3,5 milyar dolarla İsrail oldu”
Bolat, 11 ayda ihracatta en çok artış gösteren ülkelerin sırasıyla, 2,5 milyar dolarla İngiltere, 1,3 milyar dolarla Suudi Arabistan, 1,3 milyar dolarla ABD, 843 milyon dolarla Hollanda ve 803 milyon dolarla da Mısır olduğunu söyledi.
İhracatın en çok azaldığı ülkelerin ise 3,5 milyar dolarla İsrail, 2,1 milyar dolarla Rusya, 632 milyon dolarla Almanya olduğunu aktaran Bolat, bu ülkeleri sırasıyla 569 milyon dolarla İsviçre ve 466 milyon dolarla Libya’nın izlediğini belirtti.
Bolat, ithalatında en çok düşüş gösteren ülkenin 9,1 milyar dolarla İsviçre olduğunu ifade etti.
“Ekimde cari işlemlerde fazla vereceğiz”
Hizmetler ihracatının 2002’de sadece 14 milyar dolar olduğunu bildiren Bolat, geçen yıl sonunda hizmetler ihracatının 106 milyar dolarla rekor kırdığını anımsattı.
Bolat, bu yıl söz konusu ihracatta 110 milyar dolarlık hedef belirlendiğine dikkati çekerek, “Ödemeler dengesi eylül itibarıyla açıklandı. 9 ayda hizmetler ihracatımız yüzde 7,4 artış göstererek 86,4 milyar dolara yükseldi. Bakanlığımızın hesaplamalarına göre tahminimiz, ocak-kasım döneminde hizmetler ihracatımız yaklaşık yüzde 7 artışla 104,6 milyar dolara ulaşacak. Yıllıklandırılmış bazda eylülde 112 milyar dolar ihracatımız vardı, kasım itibarıyla bunun 112,8 milyar dolara yükseleceğini tahmin ediyoruz.” diye konuştu.
Cari işlemler açığındaki azalışa işaret eden Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mayıs 2023’te 55,6 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari işlemler açığımız 46 milyar dolar azalmış ve son 33 ayın en düşük seviyesi olan 9,7 milyar dolara gerilemiştir. Bakanlığımız tahminlerimize göre ekim ayında da cari işlemlerde fazla vereceğiz. Böylece 5 ay üst üste cari işlemlerde fazla vermiş olacağız. Kasım ayı tahminimize göre yıllıklandırılmış cari işlemler açığını 9-9,5 milyar dolar aralığında görebilme ümidimiz var.”
“Önümüzdeki yılda da yeni programlar, ihracat teşvikleri açıklayacağız”
Bolat, ihracatçılara ilave destek ve kaynak noktasında Hazine ve Maliye Bakanlığı ile çalışmalar yürüttüklerini bildirerek, şunları kaydetti:
“Merkez Bankasının yoğun çalışma ve gayretleriyle gelecek yılın başlarında finans maliyetinin düşürülmesi konusunda size olumlu bir haber verme gayreti içerisindeyiz. Diğer desteklerimiz de devam ediyor. İhracatı Geliştirme AŞ kefaleti 88 milyar liraya ulaştı. Eximbankın verdiği krediler ve ihracat sigorta garantisi 50 milyar dolar ulaşacak. Hazine Maliye Bakanlığımız kurumlar vergisinde 5 puan indirim uyguluyor. Biz yeşil dönüşüme uyum için Responsible/Sorumluluk Desteği’ni başlattık. Firma başına 10 milyon liraya kadar 5 yıl için bu desteği hibe olarak vereceğiz. Önümüzdeki yılda da yeni programlar, ihracat teşvikleri açıklayacağız. Dünyada jeopolitik sıkıntıların, savaşların olduğu, ekonomik büyümenin durgunluktan çıkamadığı, uluslararası ticaretteki aşırı korumacı uygulamaların had safhaya ulaştığı bu ortamda, Türkiye’nin mal ve hizmet ihracatçılarıyla gösterdikleri başarıdan dolayı iftihar ediyoruz. Bakanlık olarak Türkiye Yüzyılı’nı ‘Ticaretin Yüzyılı’ yapmak, dış ticaret açığını azaltarak ekonomik büyümeye katkı sunmak, daha fazla büyüme ve istihdam sağlamak için var gücümüzle çalışacağız.”
Ticaret Bakanlığı’nın; döner, iskender, hamburger’de gramaj bilgisi denetimleri
Ticaret Bakanlığı; döner, iskender, hamburger’de gramaj bilgisi denetimlerine başladı.Ticaret Bakanlığı’nın konuya ilişkin yazılı açıklaması şöyledir;
“Perakende olarak satışa sunulan mal ve hizmetlere ait fiyat etiketleri, tarife ve fiyat listelerine ilişkin hususlar 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ve Fiyat Etiketi Yönetmeliği ile düzenlenmektedir. Temel amacı “perakende olarak satışa sunulan mal ve hizmetlerin etiket, tarife ve fiyat listelerinin şekli, içeriği, kullanılması ile indirimli satışlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek” olan Yönetmelik, tüketicilerin “ekonomik çıkarlarının korunması” ve “doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirilmesi” açısından önem arz etmektedir.
Yiyecek ve içecek hizmeti faaliyeti gösteren işletmeler arasında en fazla işletmeye sahip ve tüketici tarafından en fazla tercih edilen ürünlerin başında döner, iskender ve hamburger ürünleri yer alıyor. Tüketiciye sunulan söz konusu ürünlerin gerek hızlı servis edilmesi gerekse ekonomik olmaları nedeniyle ülke genelinde yaygın olarak tercih ediliyor.
Son dönemlerde lokanta ve büfe zincirleri gibi işletmelerce, geleneksel satış yöntemi olarak, ağırlığı ölçülerek satışa sunulması gereken dönerin, “döner sandviç, ekmek arası döner, dürüm döner, servis döner vb” isimler altında farklı fiyatlarla, iskender ve hamburger ürünlerinin ise farklı porsiyonlarda satışa sunulduğu ancak gramaj bilgisine yer verilmemesi nedeniyle fiyat karşılaştırmasının yapılamadığı ve tüketicinin eksik bilgilendirildiği anlaşılmaktadır.
Ticari teamül ile yerleşmiş satış usulü olarak, ağırlığı ölçülerek ve farklı gramajlarda satılan döner ürünü ile iskender ürünü ve yaygın olarak tercih edilen hamburger ürünü özelinde tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması, doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirilmesi ile tüketici mağduriyetlerinin önüne geçilmesini amacı ile; sektörde bu alanda faaliyet gösteren işletmelerin tarife ve fiyat listelerinde ürünlerin ayırıcı özelliği olarak gramaj bilgilerine yer verilmesi gerektiği hususunda sektörü temsil eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu bilgilendirilmiştir.
Ayrıca, 81 Ticaret İl Müdürlüğü tarafından yiyecek içecek hizmeti sunan işletmeler nezdinde yaygın ve yoğun denetimler yapılmaya devam edilerek işletmelerimizin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmamaları açısından, belirtilen hususlara dikkat etmelerinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir
Gürcistan-Acara “Gandagana” Festivali
Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyeti Başkenti Batum’da Avrupa Meyanında 22-23 Kasım tarihleri arasında “Gandagana” Festivali düzenlenecektir. İki gün boyunca Acara köylerinin varlığı ve yaşamı misafirlerin önünde canlandırılacaktır.
Erdoğan Hristodulidis görüşmesi
Evvelki hafta Macaristan’ın Budapeşte şehrinde düzenlenen Avrupa Politik Topluluğu Zirvesinde,Güney Kıbrıs’ın lideri Nikos Hristodulidis’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü iddiaları Kıbrıs Rum ve Yunanistan gazetelerinde geniş yer aldı.
Rum basınına göre, çok samimi havada geçtiği söylenen görüşmeye Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da eşlik etmiş.
Yine Kıbrıs Rum basınında yer alan haberlerin içeriğinde “Kıbrıs Dönem Başkanlığı fotoğraflarında da görülebileceği gibi, Hristodulidis’in oturduğu yerde karşısında Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Mitsotakis, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve görüşmenin tercümanı yer alıyor” cümlesi kullanılıyor.
Duyan da, okuyan da, yayımlanan fotoğrafa bakan da zannedecek ki Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kıbrıs’ın lideri Nikos Hristodulidis’i muhatap almış, karşılıklı kahve içiyor ve görüşüyor. Esasen işin aslı öyle değil.
Nikos Hristodulidis de dahil olmak üzere Güney Kıbrıs liderlerinin tümü, Kıbrıs sorunun sorumlusu Rum lider Makarios’un 1 Ocak 1964 sabahı 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını iptal ettiğini açıklamasından sonra neredeyse 60 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları ile mütekabiliyet esasına göre -diplomasi dilinde eşit konumda- görüşmek için canlarını yediler, araya aracılar soktular, ABD, AB ve İngiltere liderleri bile araya girdi ama resmi olarak Türk diplomasisi tarafından Cumhurbaşkanı olarak eşit düzeyde kabul edilmedikleri için hiç görüşemediler.
Güney Kıbrıs liderlerinin resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile mütekabiliyet esasına göre son görüşmesi 1962 tarihinde oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios, 22 Kasım 1962 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’ye resmi ziyarette bulunmuş, Türkiye’de Parlamenter sistem olduğu için mütekabiliyet esasına göre Başbakan İsmet İnönü tarafından kabul edilmişti.
Bu tarihten sonra hiçbir Güney Kıbrıs lideri, parlamenter sistemin yürürlükte olduğu dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanları, Başkanlık sisteminin yürürlükte olduğu dönemlerde de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları tarafından resmi veya gayrı resmi olarak kabul edilmediler.
Budapeşte’deki toplantıya katılan diplomat dostlarımdan gelen haberler biraz farklı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yanında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve çevirmen ile birlikte Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile birlikte sohbet ederlerken, üçüncü bir kişi Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’e sohbete katılmasının bir sorun olmayacağını ve hatta iyi olacağını söyleyince Miçotakis yanına Rum lider Hristodulidis’i çağırır ve birlikte gruba yaklaşarak boş kalan yerlere otururlar. Zaten fotoğraf dili de aynı mesajı doğruluyor. Rum lider, saat yönündeki oturuşlara göre, en uçtadır ve en son oturan kişidir. Resmi davet de söz konusu değildir.
Bu grubun davet misafiri olmasına rağmen Rum liderin sanki planlı bir görüşme varmış gibi bunu kendi hanesine yazdırma girişimi beyhude çaba ve Rumların klasik algı operasyonlarından biridir.
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Öme Bolat: “TÜFE son 15 ayın en düşük seviyesine geldi”
Para ve döviz piyasalarında sağlanan güçlü istikrar
Hükümetimizin uyguladığı ekonomi programıyla birçok makroekonomik göstergede sağlanan iyileşmenin devam ettiğini bildiren Ticaret Bakanı Prof. Dr. Öme Bolat şunları söyledi; “Para ve döviz piyasalarında sağlanan güçlü istikrarın yanında, ekonomik büyüme, istihdam artışı, dış ticaret açığında azalma ile cari işlemler dengesinde iyileşme, Merkez Bankamızın rezervlerindeki güçlü artış, kredi derecelendirme kuruluşlarının ikişer defa not artırımı, CDS primlerinin hızla düşmesi, yıllık enflasyon oranında son beş aydır sağlanan hızlı gerileme gibi birçok makro göstergelerde olumlu gelişmeler kaydedilmiştir.”
TÜFE son 15 ayın en düşük seviyesi
Ticaret Bakanı Bolat, bu yılın mayıs ayında yüzde 75,5 ile zirveyi gören yıllık Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE), son beş aydır gerileyerek ekimde yüzde 48,58’e düştüğünün altını çizerek, TÜFE’nin son 15 ayın en düşük seviyesine geldiğini ve iki aydır üst üste politika faiz oranının altında kaldığını vurguladı. Bakan Ömer Bolat, ekimde TÜFE’nin aylık yüzde 2,88, yıllık yüzde 48,58 artış gösterdiğine dikkati çekerek, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’nin (Yİ-ÜFE) de aylık yüzde 1,29, yıllık yüzde 32,24 yükseldiğini belirtti.
Yoğun bir şekilde sürdürdüğümüz piyasa denetimleri
Bakan Ömer Bolat, şunları kaydetti:”Ticaret Bakanlığımızın uyguladığı dış ticaret politikası tedbirleriyle azalan dış ticaret açığı ve iyileşen cari işlemler dengesi, aynı zamanda ekonomik büyüme ve istihdam artışına da katkı sağlamaktadır. Diğer yandan, Ticaret Bakanlığımız, yoğun bir şekilde sürdürdüğü piyasa denetimleri, sektörel düzenlemelerle dezenflasyon sürecine de destek olmaktadır. Ekonomi programımızın olumlu sonuçlar verdiğini ve makroekonomik göstergelerde gözlenen iyileşmeyi, ülkemizin kredi notunu peş peşe artıran uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da teyit etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde uyguladığımız programa katkı sağlayan Cumhurbaşkanı Yardımcımıza ve tüm bakanlarımıza, ilgili kuruluşlarımıza, ve fedakar halkımıza teşekkür edi
‘SİYO ile gelen kültür’ belgeselinin Ankara galası
‘SİYO ile Gelen Kültür’ Belgeselinin galası Ankara’da gerçekleşti. Düzenlenen gala ile ilgili olarak bu belgeseli hazırlayan TRT Program ve Belgesel Yönetmenlerinden Ayhan Özvatan ‘SİYO ile Gelen Kültür’ belgeselinin galası ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“12 Eylül Askeri Darbesi’nin 1982 yılında kapattığı Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’ne (TODAİE) bağlı 1974 yılında kurulan Sevk ve İdare Yüksek Okulu (SİYO) mezunlarının okulun kuruluşunun 50’inci yılına ilişkin düzenlediği “SİYO ile Gelen Kültür” belgeselinin galası dün gerçekleşti.
Yaklaşık 200 kadar okul mezunu ve çok sayıda Ankaralı sanat severlerin katıldığı belgeselin gösterimi Ankara Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşti. Belgeselin gösterimi sırasında duygu dolu anlar yaşandı.
Yüzlerce SİYO’lunun hayatına ve kariyerine bir bakış sunan bu belgesel, onların arşiv, fotoğraf , video kayıtları ve anılarından süzüp getirdiklerini aktarıyor seyirciye.
Belgeselin metin yazarı ve yönetmeni TRT’de uzun yıllar kameramanlık ve yönetmenlik yapan Ayhan Özvatan belgesel gösterimi öncesi yaptığı konuşmada, geçmişin anılarıyla dolu elli yıllık bir dostluğun, birlik ve beraberliğin hikayesiniSiyo Ailesi ve sanatseverlerle paylaşmak için toplandıklarını söyledi. Ayhan Özvatan belgeselin yapım amacının oluşturulan Siyo kültürünün yeni nesil tarafından yakından bilinmesini sağlamak olduğunu vurguladı.
SİYO yıllarının sadece bilgi edinilen dönemler olmadığını, aynı zamanda hayata dair önemli derslerin alındığı, dostlukların kurulduğu ve kültürlerin paylaşılarak “SİYO Kültürünün” oluşturulduğu dönemler olduğunu dile getirdi. Özvatan şöyle devam etti: “İzleyeceğimiz ‘SİYO ile Gelen Kültür’ belgeseli SİYO ailesinin ortak eseridir. Çünkü, SİYO da edindiğimiz kültür eskiden olduğu gibi bugün de hayatımıza ışık tutmaya, hayatımıza kaynak olmaya devam ediyor. Bundan sonra da hayatımızın her döneminde ışık tutacağına tüm kalbimle inanıyorum.”
Özvatan ayrıca, çalışmaları 10 ay süren SİYO ile Gelen Kültür Belgeseli’nde Aşina Ölmezoğlu, Binnaz Bektaşoğlu, Nagehan Karaca, Semra Akın, Ali Bahadır Minibaş, Ali Terzi ve Cihat Aydemir, Engin Bayramoğlu, Fevzi Saçak, İsmail Yenice, Oral Koçak, Yaşar Yabasun’un önemli desteklerinin olduğunu kaydetti.
Gala dolayısıyla belgesele müzikleri ile destek verenler de ödüllendirildi. Bu kapsamda kemençe virtüözü Derya Türkan belgesele ‘Soundplaces’ isimli albümü belgesele hediye etmiştir. Kendisi yurt dışında ve programlı bir konseri olduğu için ödül törenine katılamamıştır. Ödülünü, kendisi de bir Sİyolu ve aynı zamanda teyzesi olan Ayşegül Özvatan’a SİYO’da öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ömer Bozkurt verdi.
Yine İsveç’te yaşayan Türk Duduk sanatçısı Canberk Ulaş’ta belgesele 7 özgün duduk temalı eseri hediye etmesinden dolayı ödüllendirildi.Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası şefi Kemal Günüç de ödüllendirildi. Günüç’ün ödülünü Çankaya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Dr. Ethem Torunoğlu verdi.
Programın görüntü yönetmeni Emin Aydoğan’a ödülünü Siyo Ailesinden Yaşar Yabasunsundu. Belgeselin kurgusu Yusuf Şen tarafından gerçekleştirildi. Ödülü TRTAnkara Televizyonu program ve belgesel yönetmenlerinden Muhammet Şimşek tarafından verildi.
Programa Garaj Sahne’de oynanan Gül Pembe adlı oyunuyla destek veren Dr. Gonca Özkan’ın ödülünü Çayyolu Eğitim Kültür Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nursel Gündüz verdi.
Belgeselin yönetmenliğini ve metin yazarlığını üstlenen Ayhan Özvatan’ın ödülü ise Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) başkanı Veli Sarıtoprak tarafından verildi.”
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat: “Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihracatı”
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. Ekim ayında Cumhuriyet Bayramı’nın iş günü olan hafta arasına, geçen sene ise hafta sonuna denk geldiğini anımsatan Bolat, bu negatif takvim etkisine rağmen ihracatta artış yaşandığına dikkati çekti.
“Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” diyen Bolat, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışı ihracatçılarımız başardı. Ekim ayında altın ve enerji hariç ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,6 oranında artışla 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece ekim ayında aylık bazda Cumhuriyet tarihimizin en yüksek altın ve enerji hariç ihracat rekoru kırılmıştır. Böylece son 15 ayın 10’unda ayın Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdık. 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldi. Böylece bu yılın 10 ayında 6,7 milyar dolar mal ihracatımızı artırdık.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “”Ekonomimizde de güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz. 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” dedi. Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Konuşmasına TUSAŞ’taki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bolat, saldırıda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. TUSAŞ’ın savunma sanayisinde çok önemli başarılar elde ettiğine işaret eden Bolat, savunma ve havacılık sanayisinin 90 bini aşan istihdamı ve 12 milyar dolarlık yıllık üretimi,185 farklı ülkeye 5,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren büyüklüğü ile Türkiye için çok önemli itibar ve saygınlık kazandırdığını söyledi. Bolat, bu yıl da savunma sanayisinde en az 6,5 milyar dolarlık ihracat beklediklerini dile getirerek, 2002’de yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik, kendine yeterlilik oranının, 2023’te yüzde 80’in üzerine çıktığını aktardı.
Dış ticaret açığındaki düşüş
Dış ticaret açığındaki düşüşün, makroekonomik istikrara ve ekonomik büyümeye pozitif katkı verdiğinin altını çizen Bolat, şunları kaydetti: “Bu yılın ilk 8-9 ayında olduğu gibi, ekim ayında da dış ticaretimizdeki dengelenmenin devam ettiğini görmek bizleri memnun ediyor. Bu başarı, küresel ekonomi ve Avrupa Birliği’ndeki büyük durgunluğa rağmen başarılmıştır. Önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleri ile beraber ülkemiz ihraç ürünlerine olan talebin daha da artacağına inanıyoruz. Eylül-ekim ayında ihracatta başlayan yükseliş ivmesinin kasım-aralık aylarında da devam edeceğini ümit ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5’lik büyümenin 1,3 yüzde puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. Ekonomimizde güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz.”
İthalatta azalma trendi devam ediyor
Ekim ayında eylül ayında olduğu gibi altın ve enerji ihracatındaki aşağı yönlü seyrin devam ettiğini belirten Bolat, kasımdan sonra buradaki seyrin yeniden bu rakamların yukarı yönlü olmasını beklediklerini anlattı. Bakan Bolat, ithalatta azalma trendinin devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi: “Ekim ayı ithalatı yüzde 0,1 azalışla 29 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti, 43 milyon dolarlık bir gerileme var ama ihracatımız 800 milyon dolar artınca aylık dış ticaret açığımızdaki azalma devam ediyor. 2024 Ekim ayında, dış ticaret açığımız ise yıllık bazda yüzde 13 azalış ile 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 Ekim ayında 6,6 milyar dolarlık dış ticaret açığı kaydedilmişti. Son 15 ayın 12’sinde dış ticaret açığımızın azaldığını görüyoruz. 2024 Ekim’de, ihracatın ithalatı karşılama oranında 3 puanlık bir artışla yüzde 80,4’e yükselmiş bulunuyoruz. 10 aylık ithalatımız yüzde 7,2’lik azalışla 282 milyar dolara geriledi.” Bolat sözlerine şöyle devam etti:
“İlk 10 ayda mal ithalatında yaklaşık 22 milyar dolar tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Dış ticaret açığı, 2024 yılı ilk 10 ayında yüzde 30,4 azalışla 65,6 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. 2023 yılının ilk 10 ayında dış ticaret açığı 94,3 milyar dolar idi. Hedefimiz bu açığı 80 milyar dolatın altında tutabilmek. İhracatın ithalatı karşılama oranı 8 puana yakın artışla yüzde 69’dan yüzde 76,7’ye yükseldi. 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,1 artış ile 262,3 milyar dolar olmuştur. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekor rakamı konumundadır.”
Yıllıklandırılmış ithalatı 340 milyar dolara düşürdük
Bakan Bolat, yıllıklandırılmış ithalatta geçen yıl ekimde 367,2 milyar dolarlık ithalat bulunduğunu anımsatarak, şu an 340 milyar dolara düştüğünü söyledi. Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığının, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azalarak 77,7 milyar dolar olduğunu bildiren Bakan Bolat, 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 77,2 olduğunu dile getirdi.
Bolat, “Bu rakamlar döviz ihtiyacımızın azaldığı anlamına geliyor, döviz sorunun şu an için ortadan kalktığını gösteriyor. Merkez Bankamızın brüt ve net rezervlerinin hızla arttığını biliyoruz. Dün gece Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, son 1 yıl içinde yaklaşık bütün kredi derecelendirme kuruluşlarından 2’şer defa not artışı sağlanmış oldu. İnşallah 2 ay sonra buluştuğumuzda, 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
İhracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz
Hizmetler ticaretinin de parlayan bir sektör olduğuna dikkati çeken Bolat, geçen yılın 106 milyar hizmet ihracatı ile kapandığını anımsattı. Bolat, “Bu yıl için 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi belirlemiştik, bu rakamın ekim ayı ödemeler dengesi tablosu açıklandığında 97 milyar dolar ilk 10 ayda hizmet ihracatı bekliyoruz. Geçen yıl 56 milyar dolar fazla veren hizmetler dış ticaretinde ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Orada da hedefimizi aşacağız.” diye konuştu. Dış ticarette cari işlemler açığının azaldığını hatırlatan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bununla sevinmek yerine, ‘Tüketim malları ithalatı artıyor.’ deniyor. Bakıyoruz orada, altın ihracatı yapmak isteyenlerin, bir kısım mücevher şeklinde yarı mamul getirme yoluyla bir rakamda artış olduğunu görüyoruz. Bunu tüketim malları ithalatı artıyor şeklinde söyleyerek hepimizin başarısını gölgelemeye çalışmak beyhude. Bunun yanında ‘ekonomi yavaşladı da bunlar oldu’ deniyor ama ekonomi yavaşladı ama bir dengeleme, ayarlama süreci yaşanıyor. Dış ticaret açığı azaldı mı, döviz dengelendi, kur patlaması yok, Merkez Bankasının kasası dolu. Bunlarla sevinmek varken hep olumsuzluk arayanlara bunları söylüyorum.”
“Mesela cari işlemler açığı sorun olmaktan çıktı. 2024 yılı ocak-ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedildi.” yorumunu yapan Bolat, “Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığındaki iyileşmenin 2024 genelinde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılı ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AB’ye ocak-ekim döneminde 90,2 milyar ihracat yapıldığına dikkati çekerek, “Balkan ülkelerine 22 milyar dolar ihracatımız var. Bu yıl Bulgaristan’a ihracatımızda önemli bir artış var. Ocak- Ekim döneminde en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olmuştur. İngiltere’ye ihracatımıza 2,3 milyar dolar artış var, Suudi Arabistan’a ihracatımız hızla artıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ülke Türkiye olmuştur
Bolat sözlerini şöyle tamamladı: “Azalışlarda birinci sırada İsrail var. İlk dört ayın verileri ile yüzde 67 azalış gözüküyor ama 2 Mayıs’tan bu yana İsrail’le bir dolarlık ticaret yapılmadı. Ama Filistin tarafı ile Filistin devletine yönelik olarak, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının resmi olarak talep ettiği ürünlerde, ihracat iznini, varış yeri Filistin, alıcısı Filistinliler olmak kaydıyla, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde veriyoruz. Filistin’de yaşayan 6 milyon insanın, 7 Ekim’den önce ithalatının yüzde 25’ini Türkiye’den yaptığını düşündüğümüzde Filistin devletinin ekonomik, ticari taleplerine sessiz kalmıyoruz. Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ve tutunmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur.”
Su savaşları başladı
7 Ekim 2023 günü sabah 06.30’da başlayan saldırılar İsrail’in Orta Doğu’da varlığını sürdürme ve hayallerini hayata geçirme yönündebir dönüm noktası oluşturdu. Ama o işin bahanesi. İsrail’in tüm hesaplarını Arz-ı Mev’ud’a göre yaptığını bilirsek, fırsat kolladığını da biliyoruz demektir.
1948 yılında İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Mısır’ın öncülüğünde oluşturulan Arap Birleşik Ordusunun İsrail’e saldırması ile başlayan ilk savaşın devamı olarak 1952’de, 1967’de ve 1973’de yaşanan savaşlarda, Mısır, Irak, Suriye, Libya ve Ürdün birliklerinden oluşan Birleşik Arap Orduları İsrail topraklarına hiç ayak basamamışlar, tam tersine toprak kaybı yaşamışlardı.
İlk kez 7 Ekim 2023 saldırısında, İsrail’in terör örgütü sınıfına koyduğu, düşman saydığı ve tehdit olarak gördüğü Hamas üyeleri İsrail topraklarına girmiş oldu.
BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan ABD ve bir asır önce 1916 yılında Fransa ile imzaladığı SycesPicot anlaşması ile Osmanlı Devletini parçalayarak Orta Doğu’nun bu günkü sınırlarını çizen, petrol yataklarını da yarattıkları yapay devletlerle kendi kontrolleri altına alan İngiltere, İsrail’in Orta Doğudaki varlığını pekiştirmek için Hamas’ın bu saldırısını Uluslararası Hukuka uygun bir fırsata dönüştürmek yoluna gittiler.
İsrail, BM Güvenlik Konseyi üyeleri olan ABD, İngiltere ve Fransa’nın da desteği ile Birleşmiş Milletler Kuruluş Antlaşmasının 51. Maddesi içeriğince “silahlı saldırı gerçekleştikten sonra meşru müdafaa hakkını oluşturan yasal yetkiyi” kullanacağını açıklayarak, karşı saldırılarını bu içeriğine sokarak, yasallaştırdı. Bu kapsam içinde hareket ederek de Gazze de orantısız güç kullanma yoluna giderek 27 Ekim 2023’de kara harekatını başlattı. Tüm yerleşim yerlerine, yok etmek hedefli planlı ve düzenli saldırılar düzenledi.
Saldırılarda iki milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı, Gazze’deki binaların yaklaşık yüzde 60’ı harabeye döndü, su, elektrik, kanalizasyon, iletişim, yol ve diğer insan yaşamını kolaylaştıran altyapı tümü ile yok oldu, resmi olarak 42 bin, yıkıntıların içinde kalan ve halen ulaşılamayanlarla birlikte yüz binden fazla insan hayatını kaybetti.
Yerel halkın Gazze’deki varoluşu sonlanırken, Hamas’ın Gazze’deki varlığı ve gücü yok oldu.
İsrail, Gazze toprakları içinde yaşayan yerel halk ile Hamas’ın varlığını sıfırladıktan sonra gözünü komşu ülkelerden başlamak üzere Orta Doğu’ya dikti. Belli ki Orta Doğu, aynen 1916’da yapıldığı gibi yeniden yapılandırılacak, yeni sınırlar çizilecek ve Atlantik ittifakının kolayca uzaktan yöneteceği yeni yapay devletler oluşturulacak.
Şimdi önemli olan bundan sonra bölgedeki varlığını ve güvenliğini sağlam temellere oturtmak için neler yapacağı. Ki İsrail’in ilk hedefinin, insanın yaşamı için olmazsa olmaz olan ‘su’yun bölgedeki kaynaklarını ele geçirmek ve kendi kontrolü altına almak olacağını tahmin etmek zor değil. Suriye sınırları içinde yer alan Golan tepelerini 1967’deki Yom Kippur savaşında ele geçirmesi ile su sıkıntısını biraz olsun azaltan İsrail, şimdi gözünü 1948’de çizilen ama gerçekleştirilemeyen İsrail Haritasında yer alan Litani nehrine ve bu nehri besleyen su havzalarına dikti.
Yani İsrail’in Lübnan’a saldırısındaki önceliği Hizbullah ile savaşmak değil, Litani Nehrini ve bu nehri besleyen su havzalarını ele geçirmek. Litani nehrini ve su havzasını ele geçirdikten sonra aynen Gazze’de yaptığı gibi, Lübnan’ın güneyini yaşanmaz hale getirerek, bölge halkını baskı altına alacak, Hizbullah’ın Lübnan kanadını da etkisiz hale getirecek.
Anlayacağınız “su savaşları başlayacak” efsanesi hayata geçiyor. Uzun vadeli hesapların insanı olan Yahudiler bunun hesabını da yapmış belli ki…