Pazar, Aralık 21, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 195

Düzce Valisi Ali İhsan Su

0

Haber: İlker ÇAKAN

 Hatay-İskenderun Kaymakamı olarak görev yaparken; 04.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun 2/8/2013 tarih ve  2013/5197 karar sayılı valiler kararnamesi ile Düzce Valiliğine atanan Vali Ali İhsan Su 25.06.1959 yılında Konya’da doğdu. Üniversite öncesi eğitimini Konya’da tamamlamıştır. İ.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1985 yılında mezun olup, master eğitimini bitirdikten sonra 1988 yılında İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı sınavını kazanarak Mülki İdare Amirliği mesleğine girmiştir. Bitlis-Ahlat İlçesi Kaymakam Vekilliği yapan Ali İhsan SU, 76. dönem Kaymakamlık kursunu bitirerek, kurucu kaymakam olarak Ankara-Evren İlçesi Kaymakamlığına atanmıştır. Evren İlçesinin İlk Kaymakamı olarak İlçe kuruluşunu tamamlamıştır.

  Daha sonra Diyarbakır-Çermik İlçesi Kaymakamlığı, Hakkâri İli Vali Yardımcılığı, Afyon-Çay İlçesi Kaymakamlığı, Bilecik-Söğüt İlçesi Kaymakamlığı, Samsun-Terme İlçesi Kaymakamlığı görevlerinde bulunmuştur. İçişleri Bakanlığının 2010 yılı Mülki İdare Amirleri Atama  Kararnamesi ile İskenderun Kaymakamlığına atandı.

  1989 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından 1 yıllık süre ile İngiltere’ye mesleki inceleme ve staj programı için gönderilen Ali İhsan Su, Valilik düzeyinde birçok takdir ve teşekkür belgesi almış olup, ayrıca çalıştığı İl ve İlçenin sivil toplum kuruluşlarından da çeşitli ödüller almıştır.1985 yılında bitirdiği Siyasal Bilgiler Fakültesinin ardından İ.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsünde Kamu Yönetimi dalında master yapmış ve Kamu Yönetimi Uzmanı unvanı almıştır.

  İçişleri Bakanlığının düzenlemiş olduğu AB Fonları, Afet Yönetimi, İnsan Hakları, Sınır Mevzuatı, Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma, Yerel Yönetim Reformları, Yönetim ve Denetim v.b. konularda hizmet içi eğitim kurslarına katılmış ve başarı ile tamamlamıştır.

Başbakanlık-Terörle Mücadele Genel Müdürü Kemal Cirit Artvin Valisi

0
Haber: İlker ÇAKAN                                         
  Bakanlar Kurulu’nun 2/8/2013 tarih ve 2013/5197 karar sayılı valiler kararnamesi ile Artvin Valiliğine atanan Başbakanlık-Terörle Mücadele Genel Müdürü Kemal Cirit; Batman’da Vali Yardımcısı görevini sürdürdüğü dönemde, okul çağına gelmiş ancak çeşitli nedenlerden dolayı okula gönderilmeyen kızların aileleri ile tek tek görüşerek ailelerin ikna edilerek kız çocuklarının okula kazandırılması yönünde yaptığı çalışmalarıyla tanındı. Özellikle de Cirit, Hasankeyf Antik Kentinin ulusal ve uluslararası alanda tanınması amacıyla yaptığı organizasyonlarla bölgede beğeni topladı.
  Hasankeyf’in tanıtımında gösterdiği performans nedeniyle de Discover Turkey tarafından Türkiye Sevdalıları Onur ödülü kazandı. Bilişim teknolojileri ile gündemi takip ederek daha önce çalıştığı Batman da bilgi okur yazarlığı konusunda da gayret gösterirken, aynı zamanda bir hobisi haline dönüştürdüğü bu çabasını kendisine ait web sayfası açarak(www.derbentweb.com) doğduğu toprakların tanıtımını ve sorunlarını kamuoyuna taşıyarak kendisi de zaman zaman köşe yazarlığı yaparak gündemi yorumladı. Batman daki görevi esnasında Afyonlu kamu görevlilerini bir araya getirerek gurbetteki hemşehrilerine verdiği destek ve Bayat’a bağlı Derbent Köyüne valilik sivil toplum kuruluşları ve köylülerle bir anasınıfının açılmasını sağlamıştır.
  Batman’da 2 yıl vali yardımcılığından sonra 4 yılı aşkın süredir de Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın danışmanlığını yapan aslen Derbentli olan Kemal Cirit, Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’ne atandı. Batman’da özellikle eğitime katkı konusunda projeler gerçekleştiren Cirit, Hasankeyf’in dünya kamuoyunda tanınmasında büyük rol oynadı. Cirit, Başbakanlık’ta da Müsteşar Efkan Ala ile birlikte önemli projelere imza attı. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’nde; iç güvenlik, dış güvenlik ve terörle mücadeleyi ilgilendiren konularda inceleme, araştırma ve toplantılar yapma, yaptırma, bunları değerlendirme ve tekliflerde bulunma; sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilanına esas olan konularda bilgileri derleme, değerlendirme ve bu hususlarda koordinasyonu sağlama, Terörle Mücadele Yük sek Kurulu’nun sekretarya görevi gibi görevleri üstlendi.    
 
                                                 
                                                   Artvin Valisi Kemal Cirit
 
  Artvin Valisi Kemal Cirit 25.10.1970 yılında Afyon – Emirdağ ilçesinde doğdu. İlkokulu köyünde, orta öğrenimini Isparta Gönen Öğretmen Lisesinde tamamladı. 1987 yılında İ.Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümüne girdi. Mezuniyetini müteakip aynı üniversite, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde yüksek lisans çalışmalarına devam etti. 1994 yılında Kaymakam Adayı olarak Tekirdağ Valiliği’nde göreve başladı. 1996 yılında İngiltere-Bournemouth şehrinde 8 ay süreyle kurs gördü. Dönüşünde Ordu-İkizce Kaymakam Vekilliği, asaleten sırasıyla Konya-Tuzlukçu, Yunak ve Diyarbakır-Dicle Kaymakamlığı yaptı. Batman Vali Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra 2005 Kasım Ayında Yalova Vali Yardımcılığı görevine getirildi. Evli ve bir çocuk babasıdır.

Gürcistan Başbakanı Bidzina Ivanishvili Nobel Barış ödülüne aday

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Gürcistan Başbakanı Bidzina Ivanishvili’nin Nobel Barış Ödülüne adaylığı onaylandı. Norveç Nobel Komitesi Bidzina Ivanishvili için yapılan adaylık başvurusunun incelendiğini ve kabul edildiğini duyurdu. Gürcistan Başbakanı Bidzina Ivanishvili, Ocak ayında Kanada’da faaliyet gösteren Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa Araştırma Enstitüsü Başkanı Roman Fin tarafından ödüle aday gösterilmişti. Nobel Barış  Ödülü sahibinin 11 Ekim 2013’te açıklanacağı ve Nobel Barış Ödülü için bu yıl 259 aday adına başvuru yapıldığı belirtildi.  

Sedef hastalığı

0
  Sedef hastalığı pek çoğumuzun ailesinden ve yakınlarından bildiği ama aslında hakkında pek bilgi sahibi olmadığı bir rahatsızlıktır. Sedef ,deride oluşan kırmızı veya pembe renkli hafif kabarık lezyonlardır ve zamanla bu lezyonların üzerinde gümüş renkli kepek şeklinde kabuklar oluşur.Hastalık adını işte bu gümüş rengi kabuklardan alır.Lezyonlar genellikle birden fazladır ve büyüklükleri değişmektedir.Sedef özellikle dirseklerde,saçlı deride,dizlerde,gövdede,el ve ayaklarda görülebilir.Hatta bazı hastalarda tırnaklarda da görülme olasılığı vardır.
  Sedef hastalığının nedeni henüz tam bilinmemekle beraber, kişinin genetik yatkınlığının ve bağışıklık sisteminin hastalığın oluşumunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Stres, bazı ilaçlar,iklim ve çeşitli enfeksiyonlar ise hastalığı tetikleyici rol oynamaktadır.Birçok kişi sedefin lezyonlara veya döküntülere temas ile bulaşabileceğinin düşünmektedir fakat bilinenin aksine sedef bulaşıcı bir hastalık değildir.
  Sedef hastalığının genellikle kesin bir tedavisi yoktur. Yapılan tedaviler oluşan lezyonları azaltma veya tamamen geçirmek içindir,fakat bu rahatsızlığın tekrarlamayacağı anlamına gelmemektedir.Ayrıca sedef hastalarının psikolojik destek almasıda tedavide önemli bir yer tutmaktadır.Lezyonların tedavisinde hastalığın şiddetine göre merhemler,nemlendirici kremler,ışık tedavisi,ağızdan alınan tabletler kullanılmaktadır. Bazı durumlarda hastaların doktor tavsiyesine göre beslenmesi ve vücutlarını düzenli olarak evde kendileri muayene etmeli ve herhangi bir kızarıklık veya ufak bir lezyon gördüklerinde doktorları ile mutlaka temasa geçmelidirler. Sedef eğer düzenli olarak takip edilirse kontrol altına alınması kolaylaşan bir hastalıktır.
  Mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle…      
 

KKTC’de Milletvekilliği erken genel seçimi yapıldı

0

Haber: İlker ÇAKAN
  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan Milletvekilliği Erken Genel Seçimi kesin olmayan resmi sonuçları açıklandı. Yüksek Seçim Kurulu, partilerin oy oranlarını ve çıkaracağı milletvekili sayılarını açıklarken, kazanan milletvekillerinin isimlerinin belirlenmesi için çalışmalarını sürdürüyor.
  Büyük bir olgunluk içerisinde yapılan seçimin sonuçlarına göre, Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) 21, Ulusal Birlik Partisi (UBP) 14, Demokrat Parti-Ulusal Güçler (DP-UG) 12, Toplumcu Demokrasi partisi (TDP) ise 3 milletvekili ile Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilme hakkını elde etti.
  CTP-BG, yüzde 38.37 oy oranı ile 21 milletvekili çıkararak seçimi birinci sırada tamamlayan parti oldu. 172 bin 803 seçmenin oy hakkı bulunduğu seçimde, sandığa 120 bin 287 kişi gitti. Buna göre seçime katılım oranı %  69.61 oldu.
Oy oranları ve milletvekili sayıları
 Seçim pusulasına göre partilerin ülke genelinde aldıkları oy oranı ve milletvekili sayıları şu şekilde belirlendi:
  CTP-BG % 38.37, 21 milletvekili..
  DP-UG % 23.11, 12 milletvekili..
  BKP TVG % 3.21..
  TDP % 7.43, 3 milletvekili
  UBP %  27.30,14 milletvekili

 
 

Ramazanda beslenme

0

  Oniki ayın sultanı Ramazan… Gelsin pideler, gitsin tatlılar… Tabi ki gelsin gitsin de, ne kadar, nasıl? Hele de günlerin uzun mu uzun olduğu bu sıcak yaz günlerinde susuzluğa acep ne çare? Bu işin üstesinden, açlıktan susuzluktan oluşabilecek şeker düşüklüğü, sıvı ve mineral kaybı olmadan, ayılmadan bayılmadan, baş ağrısı çekmeden nasıl gelebiliriz?

  “Ne acıktım, ne susadım 17 saat boyunca, oh ne rahat” gibi bir sonuç elde etmek tabi ki zor. Bu zorluğu sıfıra indiremeyiz belki ama bu süreci akılcı bir beslenmeyle epey rahatlatabiliriz.

  Her şeyden önce bir insanın günlük ihtiyacı olan 2 litre suyu iftar ve sahur arasında tüketmeye gayret göstermeliyiz. O kısa sürede belki saf su olarak bu miktarı tüketemesek de ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, ıhlamur, adaçayı vb. içeceklerle sıvı alımımızı desteklemeliyiz. Sizlerin de öngöreceği gibi iftarda bir anda tabaklar dolusu yemek yemek, sahurda hiçbir şey yememek, sahur ve iftar arasını ara öğünsüz geçirmek oldukça sağlıksız beslenme biçimleri. İftarda yapılan en büyük hata kısa süre içerisinde tek öğünlük değil de 2-3 porsiyon yemek yemek. Birden vücuda, mideye, kalbe bu kadar yüklenmek her bedenin kaldıramayacağı sıkıntılar doğurabilir. Tabi o sıcacık küncülü Ramazan pidelerinin tadına bakmadan olmaz, ama oturup yarım pide, bir pide değil de 1-2 dilim yememiz en doğrusu. Yapılan diğer bir hata tatlımızı yemeğin arkasından sonra hemen yememiz. O zengin iftar menümüzün hemen ardından yemek yerine 1,5- 2 saat sonra ara öğün olarak 1 porsiyon tatlı yemek çok isabetli olacaktır. Ara öğünlerde sütlü tatlılar, meyve, hoşaf gibi besinler tüketilebilir.

  Yapılan hatalardan bir diğeri de; sahurda hiçbir şey yememek. Tek öğünle bir günü geçirmek demek vücudun ihtiyacı olan enerjiyi bulamaması demek aslında. Uzun süreli açlık; halsizlik, yorgunluk, uyku hali, bağışıklık sisteminin zayıflamasının yanı sıra kilo kaybına da sebep olacaktır.  Sahurda çok yağlı, çok tuzlu, aşırı baharatlı ağır yemekler tüketmek de doğru değil elbette. Bu şekilde yiyerek susuzluktan ne yaparız, o saatler nasıl geçer bilmiyorum artık. Ne yememek, ne çok yemek bir çözüm değil derdimize. Çorba, zeytinyağlı sebze yemeği, yoğurt, süt, haşlanmış yumurta, peynir, domates vb. tüketmek çok daha uygun seçenekler olacak ve açlıkla olan mücadelemizde bizi tok tutacaktır.

  Kısacası her zaman olduğu gibi Ramazanda da sağlıklı ve dengeli beslenmek işin özü. Ne pidesiz, ne tatlısız kalalım az az hepsinin tadına bakalım…Hayırlı Ramazanlar, sağlıklı iftarlar dilerim… 

Eğitim ve gelişmişlik

0

  Klasik bir söylemdir  “herşeyin başı eğitim, eğitim şart” sözleri. Günümüzde dijital teknolojinin sınırlarının nerelere uzanacağını kestirmek oldukça güç görünmektedir. Gelişmişlik ve ekonomik bağımsızlığın kol kola gittiği aşikardır. Amerikan Merkez Bankası Başkanının yaptığı ilk açıklama dünya ekonomisini olumsuz yönde etkilerken ikinci açıklaması ise olumlu yönde etkilemiştir. Bu tür açıklamaları birde Çin ve Rusya yaparsa bu yönde etkiler görülebilir. Bunların dışında kaç ülke sayabiliriz.

  Avrupa birliği bile 2008’den beri devam eden krizi atlamadı uzun bir dönemde krizin atlatılamayacağı görülmektedir. Etrafımız ise ya ekonomik yönden kriz geçiren ülkeler ya da ateş çemberi içerisinde olan ülkelerle çevrili durumdadır. Birde Suriye konusundan sonra Mısır olayında da yalnız kaldık. O halde yapmamız gereken her şeyi iyice gözden geçirip eğitim ve gelişmişliğimizi nasıl arttırabiliriz, enerjimizi kendi ülkemizin insanlarının refahını arttırmak için neler yapabilirizin üzerinde yoğunlaşmak olmalıdır.

  Dost sandığımız, yanımızda olduğunu varsaydığımız Müslüman ülkeler ve batılı ülkeler Suriye ve Mısır konusunda nasıl davrandılar? Kendi yararları neyi gerektiriyorsa öyle, bizde öyle yapmalıyız bana kalırsa. Mısırdaki darbeden sonra darbecilere milyar dolar destek sağlayan Arabistan ve Katar, Suriye’den ülkemize gelen mülteciler için sadece ve sadece insanı yardım amaçlı ne kadar katkıda bulundular bilen var mı? İnsanların birbirlerini öldürmek için harcadığı para ve enerji insanlığın yararına kullanılsa idi insanlar geleceğine daha umutla bakarlardı. Bu nedenle eğitim için atılan her adım kıymetlidir ve değeri iyi bilinmelidir. 

 

Bölgenin gelişen ilçesi Erbaa

0

  Erbaa İlçesi Orta Karadeniz bölgesinde Tokat iline bağlı olup, Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek Yeşilırmak (İris) adını aldığını yerde bereketli topraklar üzerinde kurulmuş şirin bir ilçemizdir. İlçe toprakları, kısmen Tozanlı çayı olmak üzere özellikle Kelkit Irmağı boyundaki bir ova ile bunu çevreleyen dağlık yerleri içine alan 1111 kilometrekarelik yüzölçüme sahiptir.

  Kuzeyden Samsun’un Çarşamba ilçesi ile Ordu ilinin Akkuş ilçesi, batıdan Amasya’nın Taşova ilçesi, doğudan Tokat’ın Niksar ilçesi, güneyden Tokat merkez ve güneybatıdan Turhal ilçesi ile çevrilidir. ilçenin üzerinde bulunduğu ovanın kuzeyinde; Canik dağı içerisinde değerlendirilen Karınca dağı, güneyinde Sakarat ve Boğalı dağları, doğu ve batısında da bu dağların uzantıları yer almaktadır.

  Osmanlı arşivlerinde bulunan tarihi vesikalara göre, daha 18. Yüzyılın başlarından itibaren Kaza-i Erbaa’ dan söz edilmektedir. Ancak sözü edilen Kaza-i Erbaa, Sonusa, Karayaka, Taşabat ve Erek adlı dört nahiyenin meydana getirdiği bir idari yapılanmadır. Bu dört nahiyeden biri olan Erek nahiyesinin zamanla büyüyerek gelişmesi, diğer nahiyelerin yanında kendisine müstesna bir yer kazandırmıştır. Nitekim Erek nahiyesi zamanın devlet idaresinde 1872 yılında Amasya sancağına bağlı bir kaza (ilçe) olarak teşkilatlandırılmış, daha önce nahiyenin genel adı olan Erbaa adı da yeni kazanın-ilçenin adı olmuştur. Böylece 1872 yılında tesis bulunan Erbaa Kaymakamlığı, 1892 yılında Tokat’a bağlanmıştır.

  Erbaa, yerleşim yeri olarak çok eski tarihe sahiptir. Çevrede yapılan kazılardan, kalıntılardan ve tarihi bilgilerden Kelkit Havzası ve yöresinin Hititlerin yerleşim alanı olduğu tespit edilmiştir. Hititler ve Frigler Kelkit havzası boyunca MÖ. 2000-600 yıllarında irili ufaklı birçok yerleşim alanı kurmuşlardır.

 Erbaa’da sanayi kolu toprak ve tekstildir. Bugüne kadar istihdamda lokomotif görev yapmakta olan tuğla ve kiremit sanayi, son yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik duruma paralel olarak daralma göstermiştir. Mevcut 36 tuğla ve kiremit fabrikalarından 19 adeti şu an faal durumdadır. Kapasiteleri % 30 – % 40 civarındadır. Son yıllarda istihdam alanı olarak 1997 yılında kurulan Organize Sanayi Bölgesi önem kazanmakta olup, bugün itibariyle bünyesinde 6 tekstil, bir ambalaj fabrikası, 1 çelik eşya fabrikası ve 1 ekmek fabrikası olmak üzere 9 adet fabrika bulunmaktadır. Organize Sanayi Bölgesinde yaklaşık olarak 1.215 işçi istihdam etmektedir. Bunların dışında şehrin muhtelif yerlerinde tekstil alanında faaliyet gösteren fabrika ve atölyelerin sayısı da 12’dir ve yaklaşık 3.000 işçi çalışmaktadır. Bunların yanında ilçemizde orman ürünlerine dayalı 10 adet parke fabrikası, 3 kireç sanayi ve 3 adet de un fabrikası mevcuttur. İlçe genelinde ise toplam fabrika sayısı 56’dır.

Balkanlar’ın siyasal yapısı

0

  Tarihi belgeler ve kaynak eserler incelendiğinde asırlar önce veya 1912-1913 yıllar en hareketli dönemler olduğu bilinir. Osmanlı Devleti ile Balkan devletleri arasında yapılmış olan savaşlar ve Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki geri kalan topraklarını yitirmesidir.

Bu savaşlar nedeniyle Osmanlı Devleti bir zamanlar egemenliği altındaki topraklar üzerinde kurulmuş birkaç bağımsız devletlerle savaşmış ve yenilgiye uğramış olduğu bir gerçek olup tarihlerde yer alır.

  1878’de imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlılar önemli ölçüde Balkanlar’ın dışında bırakılmış, ellerinde yalnızca Makedonya, Trakya, Tesalya ve Arnavutluk kalmıştı. Berlin Antlaşması umulanın tersine bu topraklar üzerindeki paylaşıma son vermedi. Bulgaristan ve Sırbistan’ın durmak bilmeyen genişleme çabaları, Yunanistan’ın Makedonya’dan toprak istemleri ve Rusya’nın Balkan Slavları’nı kışkırtma çalışmaları bölgede gerilimi devamlığı görülür.

  Bu sırada Rusya’nın Balkanlar’da artan gücünü kırmak amacıyla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i topraklarına katması bir dönüm noktası olur. Balkanlar’daki etkinliğinin engellenmek istendiğini gören  Rusya, Balkan ülkelerini birleştirme çabaları hızlanır. Ruslar devamlı olarak yeni oyunlar hazırlarlar.

  Önce Sırbistan-Bulgaristan, ardından Bulgaristan-Yunanistan, Karadağ-Bulgaristan ve Karadağ-Sırbistan arasında sözde dayanışma antlaşmaları yapıldığı duyulur. Böylece Balkan devletleri aralarında Osmanlı’ya karşı birlik oluşur. Bulgaristan ile Sırbistan’ın imzaladıkları antlaşmanın gizli ekinde iki ülke koşullar uygun olursa Osmanlıya saldırmayı ve Makedonya’yı aralarında uygun şekilde paylaşmayı kararlaştırırlar.

  1912 ilkbaharında siyasi gelişmeler olurken Osmanlı, Trablusgarp’a saldıran İtalyanlar’la savaşmakta. Ülke içinde siyasi çekişme iyice kızışmış olup subaylar arasındaki siyasal görüş ayrılıkları emir komuta zincirini olumsuz bir biçimde etkilemiştir.

  Mayıs 1912’de Arnavutlar bağımsızlık istemiyle ayaklandı. Bir yandan Trablusgarp Savaşı’nın öte yandan içi çekişmelerin güçsüz düşürdüğü Osmanlı ayaklanmayı bastırmak için gerektiği gibi davranamadığı kayıtlarda yer alır. I. Balkan Savaşı bu ortamda 8 Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne savaş açmasıyla başlar. Bu savaşın duyurmasıyla diğer devletler de Karadağ örneğini izledi. Rusların Balkan Devletlerini kışkırtmasına Avrupa pek ses çıkartmadı. 

Birinci Balkan Savaşı :

  Osmanlı savaşa olumsuz koşullar altında başladı. Komutanlar arasında var olan anlaşmazlık ordunun gücünü zayıflatmaktaydı. Orduda geri hizmetler aksadığı için araç-gereç ve yiyecek sağlanamıyordu. Ayrıca Genelkurmay savaş tehlikesi belirdiği halde önlem almadığı gibi mevcut askerlerin bir bölümünü terhis etmişti. Osmanlının komuta kademesi birbirinden  kopuktur.

   Balkan Devletleri karşısında Osmanlılar hemen hemen tüm cephelerde yenilgiye uğradılar. Edirne-Kırklareli arasında saldırıya geçen Bulgar kuvvetleri Osmanlı ordusunu bozguna  uğratarak Çatalca’ya kadar ilerler. Sırplar ile Yunanlılar Makedonya’yı işgal eder. Osmanlı düşman kuşatmalarına direnen Yanya, İşkodra ve Edirne dışında tüm Batı  Trakya’dan  çekilmek zorunda kalır.  28 Kasım 1912’de Arnavutluk bağımsızlığını ilan eder. Bu duruma göre Osmanlı Balkanlar’daki  varlığı sona erdi. Bu son  durum Osmanlıların gerileme dönemine rastlar.

  Çatalca önlerine kadar gelen Bulgarlar daha ileri gidemeyeceklerini anlayınca Osmanlı Devleti ile 3 Aralık 1912’de ateşkes imzalanır.  Ortaya çıkan bu yeni durum karşısında büyük devletler Balkan Yarımadası’nda yeni sınırları belirlemek üzere 17 Aralık 1912’de Londra’da bir konferans toplanır. Burada Osmanlı Devleti Edirne de içide olmak üzere Midye-Enez çizgisinin batısındaki yerleri Bulgaristan’a; Selanik, Güney Makedonya ve Girit’i Yunanistan’a; Silistre’yi Romanya’ya verecek, Arnavutluk’un bağımsızlığını tanıyacak… 1912-1913 Balkanların en hareketli dönemi olur.

İkinci Balkan Savaşı :

  Osmanlı’nın geride bıraktıkları toprakların paylaşılması Balkan Devletleri arasında çok gerginlik yaratır. Özellikle Makedonya konusunda çıkan anlaşmazlık gerginliği büyütür.

  29-30 Haziran 1913 tarihinde gece yarısı Bulgaristan’ın Sırbistan ve Yunanistan’a  birden saldırmasıyla II. Balkan Savaşı başlamış olur. Romanya ve Karadağ da Bulgaristan’a karşı savaşa girince Bulgarlar çok güç durumda  kalırlar. Bundan yararlanan Osmanlı Devleti orduları Mitye-Enez çizgisini aşarak Kırklareli ve Edirne’yi geri alır. Buna rağmen Osmanlı çok küçüldü.

   II. Balkan Savaşı önce Balkan devletlerinin kendi aralarında imzaladıkları 10 Ağustos 1913 tarihinde Bükreş Antlaşması daha sonra Osmanlı Devleti ile 29 Eylül 1913 tarihinde imzaladıkları İstanbul Antlaşması ile sona erdi. Bu antlaşmaya göre, Dimetoka Türk sınırları içinde kalmak üzere, Meriç Irmağı Türk- Bulgar sınırı olarak tespit edildi. Ayrıca Bulgaristan sınırları içinde kalan Türkler’e dört yıl içinde Osmanlı Devleti sınırları içine göç etme hakkı tanındı. Bulgaristan’da kalan Türkler ise din ve mezhep özgürlüğüne sözde sahip olacaklardı. Ama Bulgaristan da kalan Türkler devamlı baskı gördü.

  Geçmişte meydana gelen olaylar olumlu veya olumsuz olarak konusuna göre etkileri zaman zaman da günümüzde görülmektedir.  Bugünkü Balkan Devletlerini daha iyi tanımak için Balkanların siyasal yapısı konusunda ön bilgimiz olması yapacağımız geziye renk katacağı gibi Balkanların yakın tarihinin anlaşılmasına temel oluşturacaktır.

İnternet kullanımının aile bireyleri üzerindeki etkileri

0

  Araştırma, Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Reşat Kasap’ın danışmanlığında, araştırmacı olarak Burcu Akyar, Şeyma Ateşman ve Derya Mızrak ile birlikte yapılmıştır.

  İnterneti, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağı olarak tanımlamak mümkündür. İnternet, insanların her geçen gün gittikçe artan “üretilen bilgiyi saklama/paylaşma ve ona kolayca ulaşma” istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmektedir. İnternet teknolojisinde meydana gelen değişim ve gelişmeler internet ve bilgisayar teknolojisinin popülerliğini arttırmakta ve her geçen gün daha fazla kullanılır bir teknoloji olmasını sağlamaktadır. Gelişen dünyada internetin temel ortaya çıkış amacı iletişimi arttırmak ve bilgi paylaşımını kolaylaştırarak, insanların olanaklarını artırmaktı. Ancak internetin tahmin edilenden de hızlı yaygınlaşması patolojik kullanıma bağlı sorunları da ortaya çıkartmaya başlamıştır.

  İnternet bağımlılığı, patolojik internet kullanımı, aşırı internet kullanımı ya da uygun olmayan internet kullanımı; genel olarak internetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hali ve saldırganlık olması ve kişinin iş, sosyal ve ailevi hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir.

  Bu çalışmada amaç, internet kullanımının evlilik uyumunu etkileyip etkilemediği konusunda bilgi sahibi olabilmek, kişilerin sosyalleşmesi ve evlenmesinde ne denli etkili olduğu ayrıca araştırmaya katılan kişilerin varsa çocukları üzerinden internet kullanımının ebeveyn ile çocukları arasındaki ilişkide değişime neden olup olmadığını ve çocuklarının internet kullanım alışkanlıklarını tespit etmek, davranış ve sosyal yaşamı üzerinde etkili olup olmadığının değerlendirilmesidir.

  Araştırma için üç farklı gelir düzeyini dikkate alacak şekilde 500 birey üzerinde bir saha araştırması gerçekleştirilecektir. Araştırmada, internet kullanım sıklığı bakımından 18 – 54 yaş aralığındaki bireylerin aktif kullanıcılar olduğu düşünülmektedir. Araştırmanın aile üzerindeki etkisi bakımından 18 – 54 yaş aralığında bekar, evli, boşanmış veya dul bireyler ve varsa çocuklarına ilişkin bilgiler ebeveynleri aracılığıyla anket yoluyla yüz yüze görüşme ile elde edilmiştir.

  Araştırmanın analiz aşamasında ikili karşılaştırmalar kullanılarak bağımsızlık için ki-kare testleri kullanılmış ve kurulmuş olunan hipotezler için aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir. İstatistiksel olarak elde edilen bu sonuçlar ilgilenen uzmanların bilgilerine sunulmaktadır.

•Cinsiyet ile ortalama internet kullanım süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin oransal olarak kadın bireylere göre daha yoğun internet kullandıkları tespit edilmiştir.

•Cinsiyet ile bireylerin yabancı dillerini geliştirmek amaçlı internette chat/sohbet yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin oransal olarak kadın bireylere göre bu amaçla daha yoğun bir şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireyin cinsiyeti ile kendini yalnız hissettiği için internette chat yapması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan kadın bireylerin oransal olarak erkek bireylere göre bu amaçla daha yoğun bir şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin yaşı ile internet kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı ve negatif yönlü bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre bireylerin yaşları arttıkça internet kullanımlarının azaldığı tespit edilmiştir.

•Bireylerin yaşları ile günde ortalama internet kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan 25–34 ve 35–44 yaş aralığındaki bireylerin daha yoğun olarak internet kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile internet kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin internet kullanım oranları çoktan aza doğru sırasıyla bekâr, boşanmış, evli, dul olarak tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile günlük ortalama internet kullanım süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin günlük ortalama internet kullanım oranları çoktan aza doğru sırasıyla boşanmış, bekâr, evli, dul olarak tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile yabancı dillerini geliştirmek amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin yabancı dillerini geliştirmek amaçlı internette chat yapma oranları çoktan aza doğru sırasıyla boşanmış, bekâr, dul, evli olarak tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile karşı cinsten arkadaş edinmek amaçlı internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin karşı cinsten arkadaş edinmek amaçlı internette chat yapma oranları çoktan aza doğru sırasıyla boşanmış, dul, bekâr ve evli olarak tespit edilmiştir.

•Bireylerin eğitim durumları ile internet kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan doktora, yüksek lisans, lisans ve lise mezunu olan bireylerin internet kullanımlarının okur- yazar olmayan, okuryazar, ilkokul ve ilköğretim/ortaokul mezunlarına göre daha yoğun olduğu tespit edilmiştir.

•Bireylerin eğitim durumları ile günlük ortalama internet kullanım süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. . Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin eğitim düzeyleri arttıkça internet kullanım sürelerinin de orantılı olarak arttığı gözlenmiştir.

•Bireylerin eğitim durumları ile günlük ortalama internet kullanımları bakımından internet bağımlısı olduklarını düşünmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerden lisans mezunu olanların, diğer eğitim düzeylerinden mezun olan bireylere göre yüksek bir oranda bu düşünceye katıldıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin eğitim durumları ile karşı cinsten arkadaş edinmek için internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı ve ters yönlü bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin eğitim düzeyleri düştükçe interneti bu amaçla kullanma eğilimlerinin arttığı tespit edilmiştir.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile internet kullanımı için aylık ortalama harcadıkları para miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile günde ortalama internet kullanım süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireyler in ikamet ettikleri ilçelere göre günde ortalama internet kullan süreleri arasında oransal olarak ciddi bir farklılık olmadığı gözlenmiştir.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile karşı cinsten arkadaş edinmek amaçlı internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamalı bir ilişki vardır.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile kendilerini yalnız hissettiklerini düşündüklerinden dolayı internet chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile ilgilendikleri konularda kendilerini geliştirmek için internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

•Bireylerin internet kullanımları ile internet için aylık ortalama harcadıkları para miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin internet kullanım oranları arttıkça internet için ödedikleri ücretlerin arttığı tespit edilmiştir.

•Bireylerin internet kullanım süreleri ile internet bağımlısı olduklarını düşünmeleri arasında istatistiksel anlamlı ve aynı yönlü bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerin internet kullanım oranları arttıkça internet bağımlısı olduklarını düşünmeleri de aynı oranda artmıştır.

•Bireylerin internet kullanımları ile yabancı dillerini geliştirmek amaçlı internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bireylerin internet kullanım süreleri arttıkça bu amaçla interneti kullanmalarının da orantılı olarak arttığı gözlenmiştir.

•Bireylerin internet kullanımları ile karşı cinsten arkadaş edinmek amaçlı internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına gör İnternet kullanımları çok az, ara sıra ve çoğunlukla olan bireylerin karşı cinsten arkadaş edinmek amaçlı interneti daha yoğun bir şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile yeni insanlarla tanışıp sosyalleşmek için herhangi bir internet sitesine üye olmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullananların çoktan aza sıralanışı(medeni durumlarına göre) boşanmış, dul, bekâr ve evli olduğu tespit edilmiştir.

•Bireylerin İkamet ettikleri ilçeler ile yeni insanlarla tanışıp sosyalleşmek için herhangi bir internet sitesine üye olmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

•Bireylerin yaşları ile Facebook üyeliğinin bulunması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre, 18–44 yaş arası bireylerin, 44 ve üstü yaşa sahip olanlara göre Facebook üyeliğinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

•Bireylerin yaşları ile Twitter üyeliğinin bulunmasının arasında istatistiksel olarak anlamlı ve ters yönlü bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bireylerin yaşları arttıkça Twitter üyeliğinin bulunma oranı azalmaktadır.

•Bireylerin yaşları ile Google Pus üyeliğinin bulunmasının arasında istatistiksel olarak anlamlı ve ters yönlü bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bireylerin yaşları arttıkça Google Plus üyeliğinin bulunma oranı azalmaktadır.

•Bireylerin medeni durum ile Twitter üyeliği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre Twitter üyeliği olan bireylerin medeni durumlarına göre oransal olarak çoktan aza doğru sıralanışı boşanmış, bekâr, dul ve evli şeklindedir.

•Bireylerin cinsiyeti ile interneti yeni insanlarla tanışmak ve sosyalleşmek amaçlı kullanmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin kadın bireylere göre bu amaçla daha fazla kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin Medeni durumları ile interneti yeni insanlarla tanışmak ve sosyalleşmek amaçlı kullanmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullanmadıklarını belirten bireylerin oranı çoktan aza göre oransal olarak evli, bekâr, dul ve boşanmış şeklindedir.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile interneti yeni insanlarla tanışmak ve sosyalleşmek amaçlı kullanmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile internette chat yapmayı yeni insanlarla tanışmak için kullanmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin, kadın bireylere göre bu amaçla daha fazla kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile internette flört amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin, kadın bireylere göre bu amaçla daha fazla kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile internetten tanışıp evlenme amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin, kadın bireylere göre bu amaçla daha fazla kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile internette karşı cins ile kısa süreli ilişki yaşamak amaçlı Chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin, kadın bireylere göre bu amaçla daha fazla kullandıkları tespit edilmiştir.

•Bireylerin yaşları ile flört amaçlı chat yapmak arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerden 18–44 yaş aralığında olanların, 45 ve üstü olan bireylere göre interneti bu amaçla oransal olarak daha fazla kullandığı tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile yeni insanlarla tanışmak amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullanan bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, bekâr, dul ve evli şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile sosyal çevrelerini genişletmek amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullanan bireylerin(medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, bekâr, dul ve evli şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile flört amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullanan bireylerin(medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, bekâr, dul ve evli şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile evlenme amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullanan bireylerin(medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, bekâr ve dul şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile karşı cins ile kısa süreli ilişki amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullanan bireylerin(medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak dul ve bekâr şeklindedir.

•Bireylerin eğitim düzeyleri ve eşleri ile tanışma şekilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerden bireylerin eğitim durumu arttıkça, eşleri ile flört ederek tanışma oranlarının da arttığı tespit edilmiştir.

•Bireylerin eğitim düzeyleri ve eşleri ile evlenme şekilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan bireylerden bireylerin eğitim durumu arttıkça, eşleri ile görücü usulü evlenme oranlarının da azaldığı tespit edilmiştir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile gerçek hayatta sosyalleşmek yerine sanal ortamda sosyalleştiklerinde kendilerini daha mutlu hissetmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre ankete katılan erkek bireylerin interneti bu amaçla kullandıklarında bayan bireylere göre kendilerini daha mutlu hissettikleri tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile gerçek hayatta sosyalleşmek yerine sanal ortamda sosyalleştiklerinde kendilerini daha mutlu hissetmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre interneti bu amaçla kullandığında kendilerini daha mutlu hissettiğini belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, bekâr ve dul şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile internette kendilerini isim, yaş, medeni durum, fiziki görünüm, kişisel bilgiler gibi konularda olduğundan farklı göstermesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katıldığını belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, bekâr ve evli şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile internet kullanımının yeni insanlarla tanışmak için kolaylık sağlaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katıldığını belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak boşanmış, dul, bekâr ve evli şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile internet üzerinden tanışıp flört etme veya evlenme gibi konulara sıcak bakmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katıldığını belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı oransal olarak bekâr, evli, boşanmış ve dul şeklindedir.

•Bireylerin cinsiyeti ile internet üzerinden tanışılan insanlarla ileri düzeyde ilişki kurmak amacıyla buluşma düşüncesine katılmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katılan erkek bireylerin bayan bireylere göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

•Bireylerin medeni durumları ile internet üzerinden tanışılan insanlarla ileri düzeyde ilişki kurmak amacıyla buluşma düşüncesine katılmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katılan bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı bekâr, evli, boşanmış ve dul şeklindedir.

•Bireylerin Medeni durumları ile internet kullanımı için ayırdığı sürenin eşine ayırdığı zamanı etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katılmadığını belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı evli, bekâr, dul ve boşanmış şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile internet kullanımlarının eşleriyle olan ilişkisini olumlu yönde etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katılmadığını belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı dul, bekâr, evli ve boşanmış şeklindedir.

•Bireylerin medeni durumları ile internet kullanımlarının eşleriyle olan ilişkisini olumsuz yönde etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Analiz sonuçlarına göre bu ifadeye katıldığını belirten bireylerin (medeni durumlarına göre) çoktan aza sıralanışı evli, bekâr, dul ve boşanmış şeklindedir.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile bireylerin çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkileri olumlu etkilemesi arasında istatistiksel olarak bir ilişki yoktur.

•Bireylerin evlerinde bilgisayar bulunmasının, bireyin çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkileri olumlu etkilemesi arasında istatistiksel olarak bir ilişki yoktur.

•Bireylerin internet kullanımları ile çocuklarının internet kullanımlarının, aile içi ilişkilerini olumlu yönde etkilemesi arasında istatistiksel olarak bir ilişki yoktur.

•Bireylerin günlük ortalama internet kullanım süreleri ile çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkileri olumlu etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin eğitim durumları ile çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkileri olumsuz etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkilerini olumsuz etkilemesi arasında istatistiksel olarak bir ilişki yoktur.

•Bireylerin evlerinde bilgisayar bulunması ile çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkileri olumsuz etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin internet kullanması ile çocuğunun internet kullanımının aile içi ilişkileri olumsuz etkilemesi arasında istatistiksel olarak bir ilişki yoktur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile bireyin internet kullanımının eşiyle olan ilişkisini bitirme durumuna getirmesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile bireyin internet kullanımının eşiyle olan ilişkisini tartışma durumuna getirmesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile bireyin internet kullanımının eşiyle olan ilişkisini olumsuz yönde etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile bireyin internet kullanımının eşiyle olan ilişkisini olumlu yönde etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile bireyin internet kullanımı için ayırdığı sürenin eşine ayırdığı süreyi etkilemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin eğitim düzeyleri ile İslami evlilik sitelerine üye olmaya sıcak bakmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin eğitim düzeyleri ile evlilik sitelerine üye olmaya sıcak bakmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile evlilik sitelerine üye olmaya sıcak bakmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin yaşları ile internet üzerinden tanışıp flört etme gibi konulara sıcak bakmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile internet üzerinden tanışıp flört etme veya evlenme gibi konulara sıcak bakmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin eğitim düzeyleri ile gerçek hayatta sosyalleşmek yerine sanal ortamda sosyalleşip mutlu olmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin eşleriyle evlenme şekilleri ve ikamet ettikleri ilçeler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ve bireylerin eşleri ile tanışma şekilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin cinsiyetleri ile bireylerin internet kullanımlarının arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin cinsiyetleri ile internette arkadaş edinmek amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin yaşları ile günlük ortalama internet kullanım süresi bakımından bağımlı olduğunu düşünmesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.

•Bireylerin medeni halleri ile yabancı dilini geliştirmek amaçlı internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin yaşları ile internette karşı cinsten arkadaş edinmek amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin eğitim durumları ile yabancı dillerini geliştirmek amaçlı internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin eğitim durumları ile kendilerini yalnız hissettikleri için internette chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin eğitim durumları ile ilgilendikleri konuda kendini geliştirmek amaçlı chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile internet kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

•Bireylerin ikamet ettikleri ilçeler ile bireylerin yabancı dilini geliştirmek amaçlı internette Chat yapmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktur.

KAYNAKÇA

BARAN, Aylin Görgün ve Kuloğlu, Ceyda. (2001). İnternet Cafelerdeki İnternet Kullanımı ve Sanal Sosyal İlişkiler: Ankara Örneği. Bilişim Toplumuna Giderken Psikoloji, Sosyoloji ve Hukukta Etkiler Sempozyumunda Sunulan Bildiri. Ankara, 23–24 Mart.

BİNARK, Mutlu : “Çalışma Yaşamında Bilgisayar Toplumsal Cinsiyete Bağlı Kullanımı ve Cinsiyetçiliğin İşlemesi: Emeği İkincilleştiren Kadınlar ve Cinsiyet Kör Kadınlar”, İletişim, 2001/10/Yaz, (G.Ü İletişim Fakültesi Basımevi, Ankara, 2001).163.

DERYAKULU, Deniz ve EŞGİ Necmi, (2001). İnternet Kafe’lerin Ortam Ve Kullanıcı Profili Eğitim Araştırmaları. Ekim. 52–60.

EKİNCİ, Armağan. (2002). Aziz Antonius’un Baştan Çıkarılması: Bir Kötü Alışkanlık Olarak İnternet, Cogito Dergisi, Kış Sayısı 30 Aralık 227–237.

GÜRÇAY, Cemile ve KÜMBÜL, Burcu. (2001). İnternet’in Sosyal ve Psikolojik Etkileri: İnternet Sosyal İzolasyon Yaratan Bir Bağımlılık mı? Bilişim Toplumuna Giderken Psikoloji, Sosyoloji ve Hukukta Etkiler Sempozyumunda Sunulan Bildiri. Ankara. 23–24 Mart.

http://www.teknolojioku.com/forum/Konu-Sosyal-payla%C5%9F%C4%B1m-sitelerinin-insanlar-%C3%BCzerinde-etkisi-5207.html

http://www.sanalda1numara.net/sosyal-konular/117642-aile-kavrami-ve-toplumdaki-yeri.html

İnternet Nedir? (2001) http://info.fedu.metu.edu.tr/~gulbahar/ (Erişim Tarihi 15.03.2001)

İnternet Üst Kurulu, (2002). “Gençlerin İnternet Kullanımı” Ulaştırma Bakanlığı Çalıştay Raporu 10 Haziran 2002.

MARTIN Janet Moraha , “Women and Girls Last: Females and Internet”, International Conference: 25–27 1998, ( Bristol, UK).

 http://www.sosig.ac.uk/iriss/papers/paper55.htm(03.09.2001).

MESCH, G. S. (2003). The family and the internet: The Israeli case. Social Science Quarterly, 84(4).

MONTGOMERY, K.(2000). Youth and Digital Media: A policy research agenda. Journal of Adolescent Health (27), 61–68.

ŞENDAĞ, S. ve ODABAŞI, H. F. (2006). İnternet ve çocuk: Etik bunun neresinde? 6. Uluslararası Eğitim Teknolojileri Konferansı Bildiri Kitapçığı (1508–1515). Gazimağusa, KKTC, 19–21 Nisan.

TANILIR, Mehmet Niyazi. (2003). “Türkiye İnterneti 10 Yaşında” İnternet Çağı: Yeni Bir Medeniyete-Siberia’ya Doğru mu ?

TAŞKIN, Mesut. (2002) İnternet ve Ergenler: İnternet Kullanan Ergenlerin Psiko-Sosyal Özellikleri ve İnternetin Gençler Üzerindeki Etkileri Selçuk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

ÜNVER Berna, Yoğun İnternet Kullanımı ve Evlilik Uyumu Arasındaki İlişki (Yayınlanmamış Araştırma Önerisi, 2010).

T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Yayınları: İnternet Kullanımı ve Aile Araştırması, Genel Yayın No: 133, 2008,12.

VAN Rompaey V:ROE K.; Struys K. (2002). “Children’s influence on internet Access at home. Adoption and use in the family context”.

YARDIMCI B. , ERDOĞAN E. , GÜNDÜR Y. , ARSLANOĞLU S. , Evlilikte Bireylerin Eş Seçiminde Aradığı Kriterler. GÜ, Fen Fakültesi, İstatistik Bölümü, Ankara, 2008.

error: Content is protected !!