Pazar, Aralık 28, 2025
tr
Ana Sayfa Blog Sayfa 132

Gümrük kapılarının güvenliği

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci gümrük kapılarının güvenliği ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyeledi; “2016 yılının sonundan itibaren uygulamaya soktuğumuz yeni teknolojilerle birlikte aynı zamanda sınırlardaki güvenlik arttıkça kaçakçılık girişimlerin azaldığını görüyoruz. 1987 yakalama gerçekleştirildi. 2017 yılında 7 ton 100 kilo uyuşturucu ele geçirilmiş. Sigara kaçakçılığında takip sistemini inşallah belli başlı limanlarımızda hayata geçireceğiz.”

Batumda 19 Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı çoşkusu

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Türkiye Batum Başkonsolosluğunca düzenlenen program çerçevesinde Batum Türk Okulunda çoşkuyla kutlandı. Törende günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Başkonsolos Yasin Temizkan yaptı. Törende okul öğrencileri hazırladıkları kültürel aktiviteleri düzenlenen programda sundular ve programı izleyenlerin takdirini kazandılar.

Batum 2017 Uluslararası Turizm Fuarı

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyetinin başkenti Batum’da Sheraton Hotelde Uluslararası Turizm Fuarı açıldı. Fuarın açılışına; Acara Özerk Cumhuriyeti Yüksek Şura Başkanı Davit Gabaidze, Türkiye Batum Başkonsolosu Yasin Temizkan, Azerbaycan Batum Başkonsolosu Reşad İsmailo, İran Başkonsolosu Hossein Mashadi, Batum Ukrayna Başkonsolosu, Acara Özerk Cumhuriyeti Turizm İdaresi Başkanı Sulkhan Glonti, Bakü Büyükelçiliği- Kültür ve Tanıtma Müşaviri Dr. İrfan Çiftçi ve standa katılan fuar yetkilileri katıldı.Fuarda turizmle ilgili yaklaşık 50 standa açıldı. Fuar üç gün açık kaldı. Fuarda; Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Artvin Valiliği, THY, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’de(TURSAB) stand açtı. Fuarı çok sayıda ziyaretçi gezdi.
 
          
 
          
 
          
 
        
 
          
 
          
 
          
 
          
 
          
 
          
 
          
 
          

Çılgın Sedat, Down Sendromlu gençleri evinde ağırladı

0
Haber: İlker ÇAKAN
  Engelli bireylerin hayatına renk katmak için çalışmalarını sürdüren Samyeli Engelsiz Yaşam ve Yarını Aydınlat ekibi Çılgın Sedat’ın oğlu Siraç’ı evinde ziyaret etti. Down sendromlu Osman ve Yunus’un da katıldığı ev ziyareti renkli görüntülere sahne oldu. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Samyeli Engelsiz Yaşam Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Demir, ” Uzun süredir değerli sanatçı kardeşimiz Çılgın Sedat’ı ziyarette bulunmak istiyorduk. Kısmet bu güneymiş. Özel çocuklar bizim en kıymetli değerlerimiz. Serebral Palsi hastası Siraç’ta onlardan biri. Down Sendromlu çocuklarımızla birlikte bu ziyareti yapmak bizi fazlasıyla mutlu etti. O saf sevgiyi iliklerimize kadar hissettik.”dedi.
Oğlum bana insanlığı, merhameti öğretiyor”
  Serebral Palsi hastalığına sahip çocuğu olduğunu belirten Çılgın Sedat, “Oturamıyor, yürüyemiyor, konuşamıyor ama gözleriyle bana her şeyi anlatıyor. Bana insanlığı, merhameti, adamlığı ve belki de yaşama bir kez daha bağlanmayı öğrettiği için oğlum Siraç’a sonra bütün engelli kardeşlerimin teşekkür ediyorum. Bize gerçek hayatı öğreten Sıraç’tır.” dedi.Bu ziyaretten son derece mutlu olduğunu belirten Çılgın Sedat, “Çocuklarımızın birlikte gülümsemeye ihtiyaçı var. Bu yüzden bu ziyaret çok anlamlı.” dedi. Keyifli gün karşılıklı oynanan Zeybek havalarıyla son buldu.
 
            

Hani Soykırım yapmıştık…Unutursak yazıklar olsun…

0
  Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü.
  Bu askerlerden bir kısmı da Mısır’ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan
  Seydibeşir Usare Kampı’na hapsedildi.
  Kampın tam adı, ‘Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı’ idi.
  Bu kampta, 1918’de Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen’in 48.
  Alayı’na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
  12 Haziran 1920’ye kadar iki yıl boyunca
  Her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar.
  İnsanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi…
  Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların
  Yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle,
  Kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı haline gelmişlerdi.
  Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle
  Ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu.
  Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin
  Yeniden karşılarına çıkabilecekleri,
  Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
  Çözüm toplu katliamdı…
  Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle,
  Süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu.
  Ancak; suya normalin çok üzerinde ‘krizol’ maddesi katılmıştı..
  Mehmetçik, suya daha ayağını soktuğunda,
  Aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu.
  Ancak, İngiliz askerleri, dipçik darbeleri ile
  Askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.
  Mehmetçikler, bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler.
  Ancak, bu kez İngilizler havaya (başlarının üzerine) ateş etmeye başladı.
  Askerlerimiz, ölmemek için, çömelerek başlarını suya soktular.
  Ancak, başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı…
  Dışarı çıkanların halini gören
  Sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi.
  15 000 (15 bin) askerimiz kör oldu.
  Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM.’ de görüşüldü.
  Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek,
  Mısır’da esirlerin krizol banyosuna sokularak,
  15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini,
  Bunun fail olan İngiliz doktor, Garnizon Komutanı ve
  Askerlerin cezalandırılması için,
  TBMM’ nin teşebbüse geçmesini istediler.
  Ancak, yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı.
  Ağır sorunlarla uğraşan TBMM’ de
  Bu hesap sorma işi unutuldu gitti.
  Ama onlar unutmuyorlar…
  Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp,
  Dünya kamuoyuna Sunuyorlar.
  En üzücü olanı da malum birilerinin,
  Bu karalama kampanyalarına çanak tutması…
  Kalınız sağlıcakla…!!!

Birazda gülelim..Kaçan deliler…

0
  Olay gerçektir. Elazığ’da geçer. 1960’lı yıllar! Elazığ Akıl hastahanesinden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar. Toplam 423 deli kaçmıştır. Mülki makamlar panikler, başhekime koşup “Doktor bey ne yapalım?” diye sorarlar…
  O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastahanenin başhekimidir. Mutemet Bey : “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der…
  Doktor önde birkaç personeli arkasında kara trencilik oynayarak bütün Elazığ’ı “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar. Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. Lokomotif, yani başhekim Mutemet bey yönünü hastahane’ye çevirince tüm kaçan deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar…
  Sorun çözüldüğü için mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp hastahaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
  Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; Hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir…!!!
  Haydi aynaya bakma zamanı;
  Hepimizin içinde birazcık var mı ne?
  Kalınız sağlıcakla…!!!

Gürcistan seyahatinde ilaç yasağı

0
  Gürcistan Hükümeti tarafından uyuşturucu madde ile mücadele kapsamında yapılan son düzenleme ile Gürcistan’a seyahat eden kişilerin düzenleme de belirtilen ilaçlar ile geçişi yasaklanmış olup, aksi halde cezai yaptırım uygulanmaktadır.
  Gürcistan’a seya hat edecek olan kişilerin zorunlu olmadığı takdirde beraberlerinde ilaç taşımamaları, zorunlu olduğu takdirde, reçetenin, doktor raporunun ve reçeteyi yazan doktorun sicil numarasını ve yetkisini gösteren resmi bir belgenin apostil tasdikli tercümesini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.
  Şahısların kişisel ihtiyaçları için Gürcistan’a ithal edilecek veya Gürcistan’dan ihraç edilecek farmasötik ürünler eğer “22 Ocak 2004′ tarihinde Gürcistan Sağlık Bakanlığı’nca onaylanan narkotik ilaçlar, psikotrop maddeler, prekürsörler ve psikoaktif madde içeren farmasötik ürünler listesinde” yer alıyorsa;
  -Şahsın ülkede kalma gününe bağlı olarak yapılan günlük doz hesaplaması sonucu kullanılacak miktar kadar ilacın bulundurulmasına izin verilir.
  -Şahıs Gürcistan vatandaşı ise tedavi süresine göre hesaplama yapılır.
  -Hastaların bu ilaçları başka şahıslara vermesi yasaklanmıştır.
  Diğer bilgiler:
  Clophelin (göz damlası ve ampul), Clorpromazine, Cyclodol (trihexyphenidyl hydrochloride), Propanidide, Thioridazine; Ephedrine/ Norephedrine/ Pseudoephedrine içeren kombine preparatlar ve ayrıca 1961 Sözleşmesi listelerinde öngörülmeyen uyuşturucu maddeler içeren kombine preparatlar, özel tıbbi belgeler gerektirmektedir.
  İstenilen belgeler:
  1-Geçerli reçete (Doktor reçetesinin İngilizceye çevrilmiş ve çıkış ülkesi yetkili otoritesi tarafından onaylanmış bir kopyası),
  2-İkamet edilen ülkenin sağlık otoritesi tarafından onaylanmış doktor raporu,
  3-Doktor raporu ve reçetenin doğruluğunu teyit eden çıkış ülkesi yetkili otoritesi tarafından düzenlenen, yetkili otoritenin adı, adresi, ilgili kişisi, telefon numarası ve varış ülkesini belirten belge. Gerçek kişinin adı, cinsiyeti, yaşı; teşhis, kontrole tabi maddelerin ticari ve uluslararası isimleri, dozaj formları, birim miktarları (tablet, ampul, vb.) uygulama yöntemi ve tedavi süresinin doktor reçetesinde bulunmaması halinde bu bilgiler söz konusu belgede belirtilmelidir.
Ayrıca; 15 Mart 2014 tarihi itibariyle yeni düzenlemeye gidilerek içerisinde uyuşturucu ve psikotrop madde ihtiva eden ve kombine halde olan soğuk algınlığı, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar da yasaklı ilaçlar kapsamına dahil edilmiştir.
  Diğer taraftan uyuşturucu, psikotrop ve kontrole tabi ürün tanımlamaları ve sınıflandırmaları dışında olan ve Gürcistan’a şahsi tedavi amacıyla yolcu beraberinde getirilecek ilaçlar için ise aşağıda belirtilen koşullar gereklidir:
  a- Şahsın kişisel ihtiyaçları için, ilaç etkisine bağlı olarak, şahsın sorumluluğunda 10 standart paketten fazla olmaması gerekir.(Ancak herhangi bir sorunla karşılaşılmaması adına beraberinde mutlaka ilaç getirmesi gereken vatandaşlarımızın kontrole tabi olmayan ilaçlar için de reçetelerinin, doktor raporlarının, doktorun mesleki ehliyetini belgeleyen bir belgenin Apostilli İngilizce ya da Gürcüce tercümesinin beraberlerinde bulundurmaları gerekmektedir.)
  b-Eğer şahsın herhangi bir sebepten dolayı kalma süresi boyunca söz konusu farmasötik ürüne 10 paketten fazla ihtiyacı olacak ise, günlük doza bağlı olarak kalma süresince kullanılacak miktar için hesaplama yapılarak uygun medikal doküman hazırlanmalıdır.
  c-Gürcistan vatandaşı olan bir şahsın 10 kutudan fazla farmasötik ürüne ihtiyacı olması durumunda, günlük doza bağlı olarak tedavi süresince kullanılacak miktar için hesaplama yapılarak uygun medikal doküman hazırlanır ve ithalatı yapılabilir.
  Bununla birlikte, Gürcistan’a posta yoluyla ithal edilecek veya ihraç edilecek farmasötik ürünler aşağıdaki durumlarda imha edilir ya da alıkonulabilir;
  1-Primer ambalajın olmaması halinde,
  2-Primer ambalajın sağlam olmaması halinde,
  3-Eğer dış ambalajından farmasötik ürünün adı ve içerdiği etkin madde saptanamıyorsa.
  Gürcistan-Acara Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Batum’da faaliyetlerine devam eden  Batumi Turkish Law and Consulting Office ilaç yasağından bireylerin mağdur olmamaları için öncelikle önleyici hukuk bazında vatandaşlarımızı bilgilendirmektedir. Yasaklanan ilaçlar ile geçişler de adli işlem yapılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini bünyesinde bulunan Gürcü ve Türk avukatların ortak çalışmaları ile gidermektedir.
  Sonuç olarak Gürcistan’a seyahatiniz sırasında zorunlu bir durumunuz olmadığı sürece ağrı kesici dahil hiç bir ilacı yanınızda götürmeyin. Cezai yaptırımlar sıkı bir şekilde takip edilmekte ve uygulanmaktadır.
  Gürcistan ile ilgili bilgi paylaşımımız devam edecektir, bizden yazmamızı istediğiniz konuları, görüş ve önerilerinizi nfo@batumiturkishlawoffice.com veya http://www.batumiturkishlawlawoffice.com/ adreslerine yazabilirsiniz.
  Saygılarımla…

Madalya için değil, milletim için savaştım

0
  İpsiz Recep ya da halkın “Emice” diye hitap ettiği kahraman, 1862 yılında Rize’de doğmuştur. Cesareti, gözü pekliği ve ataklığı sayesinde “İpsiz” lakabını alır. İpsiz Recep genç yaşında çalışmak için İstanbul’a gider. İstiklal Harbi başlayınca Recep 15 arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan ayrılıp Kefken Adası’na gelir. Arkadaşları ile birlikte dinlendikleri bir zamanda Fransız olduğu anlaşılan bir geminin kendilerine doğru geldiğini farkeder. 15 arkadaşı ile birlikte gemiyi çevirip teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehrine kadar getirip zamanın Karasu Bucak mmüdürüne teslim ederler. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep Karasu’da karargâh kurup Ankara ile irtibat sağlar.
  Ankara Hükümeti kendisine Milis Kuvvetleri Komutanlığı olarak Yüzbaşı rütbesini verir. İpsiz Recep arkadaşlarıyla beraber Karasu ve civarının savunmasını ele alır. Müslüman halka zulmeden Rum çetelerine karşı Kuva-yi Milliye saflarında başarıyla karşı koymuştur. İpsiz Recep dürüstlüğü ve mertliği sayesinde, etrafın takdirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halkın sevgisini kazanmıştır.
  İstiklal savaşında iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla saldıran, İpsiz Recep ve mahiyetindekiler amansız bir mücadele ile Yunan kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine meydan bırakmamıştır. Vatan ve millet aşkıyla kıyasıya mücadele etmiştir. Kendisine mükafât olarak verilen arazinin büyük kısmını topraksız halka dağıtır ve ona layık görülen istiklal madalyasına karşın “Ben madalya için değil milletim için savaştım” demiştir. Savaş sonunda ise “Vazifesini yapmış bir insanın” huzuruyla, silahını duvara asarak köşesine çekilir. Vasiyeti üzerine Karasu şehir mezarlığına defnedilir.
  Bugünkü bağımsızlığımızı İpsiz Recep gibi bu toprakların bağımsızlığı için yola düşmüş insanlara borçluyuz. Rizeli milli kahramanımız, Milis Yüzbaşı İpsiz Recep’in vefatının 89. yıl dönümünü rahmet ve minnetle anıyor, bütün şehitlerimize ve kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. 
  Tüm varlıklarını ortaya koyarak mücadele eden ve ruhumuza ahenk veren bu kahramanlarımızın torunları olmaktan sonuna kadar kıvanç ve gurur duyuyoruz.

Şehitler ölmez vatan bölünmez…Bir yiğit geçti bu fani dünyadan…

0
  Hanke diye yazdığı şiirle gönüllerimizde kor oldu.
  Pusuya düştüğünde şehitler tepesindeki yerini alabilmek için olduğu
  yerin vurulmasını emretti yiğit komutanımız…
  Yüce Rabbim bu ülkenin sana ihtiyacı var dedi ve sağ Salim çıktı. Çıyanlar arasından…
  Teröre tam öldürücü darbe vurulurken…!!!
  Bir helikopter kazasında beraberinde yine kahramanlık destanları yazmış yiğitler ve
  Türkiye’nin ilk kadın albayı nene hatunu, Senem Ayşe’si daha nice adını sayamadığımız
  yiğit Anadolu kadını şehidimiz Songül Yakut…
  Şehitler tepesindeki yerlerini almamışlardır.
  Şehitler olmez vatan bölünmez…!!!
  Şehit komutanımızın son günü;
  Aydoğan Paşa’nın yakın koruması son sabahı anlatıyor…
  “O sabah erkenden kalktı, beraber Şırnak şehitliğine gittik…
  Her şehit mezarını tek tek ziyaret etti…
  Kabir taşlarını okşadı, resimlerle konuştu…
  Bir sehit babası gibiydi, bana doğru gelirken göz yaşlarını sildiğine şahit oldum…
  Tümene geldik, odasına girdi beni çağırdı…
  Elinde 20 zarf vardı, cebinden bir deste para çıkardı, 20 zarfa eşit miktarda bölüştürdü,
  “Evladım dedi bana, bu zarfları durumu iyi olmayan askerler arasında paylaştırın,
  ama sakın benim gönderdiğimi söylemeyin…
  Aydoğan paşa eşi bulunmaz merhametli yufka yürekli bir paşaydı…
  Ben komutanımı değil, babamı kaybettim ruhu şad olsun”

Gürcistan İş Sözleşmeleri

0
  “Yasaları yalnızca yargıçlar biliyorsa, o ülkede hukuk yok demektir.”
                                                                                         Herbert Hower
  Yasaların uygulanması, onların yapılmasından daha zordur. Bundan dolayı günümüz hukuk sistemlerinde, uygulama bazında ortaya birtakım sorunların çıkması kaçınılmazdır.İnsan kaynaklarının karşılaştığı sorunların başında iş hukuku alanında artan sorunlar ve eksiklikler göze çarpmaktadır. Çalışan sorunlarını yakından takip eden insan kaynakları ekibi, gelişen mevzuat ve uygulama hakkında yeteri kadar bilgilendirilmediklerinde, oluşacak pek çok sıkıntı için endişe duyulmaktadır. Bize düşen ise bu endişeleri minimum seviyeye indirmek olacaktır.
  Kanunların ilk ve temel amacı bireylerin mutlak haklarını korumak ve düzenlemektir. Mamafih iş sözleşmeleri,gerek çalışan işçi ve personele gerekse işverene çesitli kolaylıklar ve yasal haklar sağlamaktadır. Bu yasal sınırlar çerçevesinde, iş akti yerine getirilirken dikkat edilmesi gereken unsurların yanında hem işveren , hem de işçi bir takım yükümlülükleri üstlenmekle mükelleftir.
  Gürcistan hukuk sistemine göre ticari hayatı doğrudan etkileyen iş kanununu bilmek büyük önem taşımaktadır. Türk hukuk sistemi ile benzer noktalar çoğunlukla olsa da elbette ayrışan hususlar da bulunmaktadır. Gürcistan hukuk sistemi içerisinde işci işveren ilişkilerine oldukça önem verilmiş olup aralarında çıkan ihtilaflar bakımından iş sözleşmeleri içinde yer alan detaylar ciddi önem arz etmektedir.
  Peki iş sözleşmesi yapılırken nelere dikkat etmeliyiz?
  Öncelikle, eksiksiz bir işçi özlük dosyası hazırlamayı hedefleyen işveren;
  1-Mutlaka işçisi ile sözleşme yapmalı
  2-İşçinin;
  a) İkamet bilgilerini
  b) İletişim bilgilerini
  c) Kimlik bilgilerini
  d) Sağlık raporunu
  e) Sabıka kaydını
  f) Eğitim durumunu gösteren belgeleri
  g) Özgeçmişini
  h) Referanslarını
  i) Maaşların ödeneceği banka hesap numaralarını
  Yukarıda yazılan bu belgeleri toplamalı ve toplanan belgeleri işçi özlük dosyasında saklamalıdır.
  İşçi ise; iş sözleşmesinin kurulması ile birlikte, işverene bağımlı olarak çalışmakla mükellef duruma gelmiştir. Bilindiği üzere, iş sözleşmelerini diğer sözleşmelerden ayıran en temel özellik, bağımlılık unsurudur ve böylece işçi artık işverene bağımlı çalışmak zorundadır.
  Peki iş şözlesmesi türleri nelerdir?
   İş sözleşmeşi yapılırken, ne tür sözleşmelerin var olduğu Gürcistan İş Kanunu’nda şu şekilde belirtilmiştir:
  1) Sürekli ve süreksiz iş sözleşmesi:
İş sözleşmesi kuracağımız personel ile, işin niteliği bakımından en çok 30 iş günü süren işler süreksiz, daha uzun süren işlere sürekli iş sözleşmesi kurmalıyız.
  2) Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi:
Başlangıcı ve bitimi belli olan akitlere belirli süreli, başlangıcı belli bitimi belli olmayan akitlere belirsiz süreli iş sözleşmesi denir. İşin başlangıç ve bitiş tarihleri belirlenemiyor ise 0 işveren ile işçi arasında belirsiz süreli iş sözleşmeleri kurulmalıdır.
  3)Yazılı ve yazısız iş sözleşmeleri:
İş sözleşmesi eğer 3 aydan fazla süre ile yapılıyorsa Gürcistan iş kanuna göre mutlaka yazılı olarak yapılmalı.
  Gürcistan’da iş yapan Türk firmaların uygulama açısından sıklıkla yaşadığı sorunlardan birisi bu tür sözleşmelerin detaylı ve hukuki güvence altında hazırlanması konusudur. Bu konu da mutlaka uzman kişiler marifeti ile bu sözleşmelerin hazırlanması ve uygulanış aşamasında ki pratik yansımaların takibi gerekmektedir. Batum Acara bölgesinde faaliyet gösteren firmalar açısından Batumi Turkish Law and Consulting Office bu tür çalışmaları eksiksiz ve tamamen Gürcistan hukuk sistemine uygun bir şekilde sürdürmektedir.
  İş sözleşmeleri yapılırken, kendi içinde önemli hususları barındırmaktadır. Bunun için yapılacak olan iş sözleşmesinin genel, kısa ve zayıf içerikli olmasından kaçınılmalıdır çünkü hazırlanacak olan herbir sözleşmede tarafların ve işin unsurlarına göre sözleşme şartlarının özele indirgenerek belirlenmesi ve detaylandırılması sözleşme sonrası düşülecek olan hukuki ihtilafların çözümü için kolaylık sağlayacaktır.
  Bu yazımda Gürcistan İş Kanunu ve evrensel hukuk kurallarından yola çıkarak “İş sözleşmeleri” hakkında sadece birkaç unsura değindim. Sonra ki yazılarımda diğer başlıkları açıklamaya devam edeceğim.
error: Content is protected !!