Ana Sayfa DÜNYA İklim krizinin Silahlı Kuvvetlere olan etkisi-Kriz çarpanı

İklim krizinin Silahlı Kuvvetlere olan etkisi-Kriz çarpanı

0

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg (NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg 1990’da Norveç’te Çevre Bakan Yardımcısı olarak ilk siyasi görevinin ardından, İki kez Norveç Başbakanlığı yaptı, aynı zamanda 2013/2014’de BM İklim Değişikliği Özel Elçisi 97’de Kyoto Protokolü’nün çerçevesi olan ve daha sonra 2015’ten Paris anlaşması üzerinde anlaşılan Rio Konferansı’nı hazırladı.) Güney Florida Üniversitesi (USF) öğrencileri ile birlikte yaptığı bir konuşmada; Golfo Alexopoulos’ un İklim değişikliği küresel güvenliği nasıl etkiler? Bu durum ülkeler ve uluslararası ilişkiler arasındaki ilişkiyi nasıl etkiler? Şeklindeki sorusuna şöyle cevap vermiştir.
İklim değişikliğinin güvenlik açısından son derece önemli, aynı zamanda bir kriz çarpanı olduğunu ifade ederek; daha aşırı hava koşulları, küresel ısınma, yükselen deniz seviyelerinin insanları yer değiştirmeye zorlayacağını, su ve kıt kaynaklarla ilgili rekabeti artıracağını ve krizi daha da kötüleştirmenin yanında iklim değişikliğinin güvenlik açısından da önemli olduğunu NATO’nun bu konuda üç önemli görevinin bulunduğunu söylemiştir.
Bunlardan birincisinin, iklim değişikliği ve krizinin, askeri alanda da değerlendirmesi ve analiz edilmesinin önemli taşıdığı, İkinci olarak, iklim değişikliğine uyum söz konusu olduğunda NATO’nun önemli rolü’nün bulunduğunu belirterek, NATO ordusunun doğada faaliyet gösterdiğini, deniz seviyesi yükseldiğinde deniz üsleri ve altyapılarının da yükseltiden olumsuz etkileneceğini belirtmiş, son olarak, ordunun sera gazlarının azaltılmasına nasıl katkıda bulunabileceğine de dikkat çekerek, burada en önemlisin her kesimin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olması gerektiğinin altını çizerek küresel ısınmanın etkisini azaltmanın tek yolunun emisyonları azaltmak olduğunu söylemiştir.
Kısmen küresel ısınma, iklim değişikliğinin bir kriz çarpanı olduğunu, aşırı hava şartları ve iklim değişikliğinin daha fazla göç hareketini de beraberinde getireceğini bu yüzden NATO,nun iklim değişikliğinin güvenlik etkilerini en iyi bilgiye sahip, konuyu en iyi anlayan kurum olması gerektiğini vurgulayarak, doğru kararları almanın önkoşulunun sorunu doğru anlamaktan geçtiğini söylemiştir.
İklim değişikliği ve güvenlik arasındaki genel ilişki konusunda bir tutum, değişen iklimden kaynaklanan sorunlar ile ilgili olarak insan güvenliği ele alınmalıdır. Özellikle en savunmasız ve daha yoksul toplumlar için bireysel zararlar olan yiyecek, su ve göç, dalgalarının neden olduğu daha geniş güvenlik etkileri gözden geçirilmelidir. Bunlar, her durumda olmasa da, Ortadoğu’da görüldüğü gibi yerel gerginliklerin şiddet ve çatışmalara dönüşmesine neden olabileceği düşünülmelidir.
Bu durumda iklim değişikliği yeni bir düşman demektir. Bu düşmanın bayrağı, bir lideri, savaşçıları veya bir manifestosu yoktur. Ama bu düşman insanları öldürüyor, toplumları istikrarsızlaştırmak için dünya çapında faaliyet gösteriyor ve giderek gücü artıyor. Bu nedenle iklim değişikliği genellikle ‘risk arttırıcı’, ‘kırılganlık arttırıcı’ ve hatta çatışmaların ‘katalizörü’ olarak tanımlanıyor. Gerçekleşmesi olası bir risk olduğu için nükleer savaşa karşı hazırlandık, ama iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerine karşıda hazırlanmamız gerekiyor. Klasik bir düşmanla silahlı kuvvetler savaşır, fakat ülkedeki her bir kurum da düşmanın faaliyetlerinin sonuçlarına karşı hazırlanır. İklim değişikliği konusunda ise durum benzerdir. Diplomatlar, iş insanları, çevreciler ve diğer herkes iklim değişikliğiyle mücadele etmelidir.
Bu arada askerî kuvvetler de iklim değişikliğinin güvenlikle ilgili sonuçlarına karşı hazırlanmalıdır.
Askerî uzmanlar giderek bu konudaki endişelerini daha çok dile getirmekteler. İklim Değişikliği Konusunda Küresel Askerî Danışma Konseyi (GMACCC) muvazzaf ve emekli subaylar ve bağlı kurumların küresel ağıdır. On yıldan fazla bir süredir bu Konsey iklim değişikliğinin güvenlikle ilgili potansiyel etkileri konusunda uyarılarda bulunmuştur.
Ekim 2009’da yayımlanan ilk müşterek bildirisinde Konsey; “İklim değişikliğinin yaratacağı çatışma ve istikrarsızlıkları zamanında görüp anlamamak ve bu konuda çeşitli önleyici ve uyarlanmaya yönelik eylemlere yatırım yapmamak ulusların istikrarsızlığa sürüklenmesi, insanların güçlük çekmesi, kalkınmanın gecikmesi ve gereken askerȋ kuvvetlerin sağlanamaması açısından bize çok pahalıya mal olacaktır.” tavsiyesini yapmıştır.
Gelecekte tarihçiler gezegenimizin güvenlik sorunlarına hazırlanmakta neden bu kadar geciktiğimizi açıklamakta zorlanabilirler. İklim değişikliğinin boyutları o kadar büyük, riskler o kadar karmaşık ve işin içinde o kadar çok oyuncu var ki bu kadar çok yönlü bir riskle bugüne kadar hiç karşılaşmadığımızı söylemek doğru olur.
Değişen iklimin uluslararası, bölgesel, ulusal, çevresel ve insan güvenliği üzerindeki etkisine yanıt vermek, toplumun tamamı açısından yaklaşım gerektirir.
İklim güvenliği farkındalığının daha da yükseltilmesine yardımcı olmak ve savunma topluluğunun istikrar ve barışa yönelik riskleri, iklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyonunda sivil-asker işbirliğinin rolünü ve iklim değişikliğinin askeri personel üzerindeki etkilerini ele almada devlet ve devlet dışı aktörlerin rolünü vurgulamaya yardımcı olmak için görüşmeler yapılmıştır.
Arazi Operasyonları
Personel:
– Genellikle yalnızca belirli enlemlere ve aşırı sıcaklıklara göre donatılır,
– Çok uzun veya, çok sık olmamak kaydıyla Bu limitler esnetilebilir
– Giderek artan aşırı koşullar, personel için zorluklar yaratacaktır
Teçhizat:
– Aşırı koşullar, ekipmanın daha hızlı “aşınmasına ve yıpranmasına” neden olur
– Mühendislik çalışmaları aşırı iklim koşullarından etkilenebilir.
Lojistik Kabiliyet:
– Operasyonel ikmal yolları sel nedeniyle engellenebilir, kar/buz ve fırtınalar. Ayrıca, insani acil durumlar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan istikrarsızlık lojistik kapasiteyi etkileyebilir .
İklim değişikliği, askeri personelin geleneksel çalışmalarını etkileyebilir:
İşin doğası değişebilir (doğal afetlere müdahale, su ve gıda malzemeleri gibi kritik altyapının dağıtımı ve korunması vb.)
Çalışmanın koşulları değişebilir (aşırı sıcak, hastalıkların yayılması vb.)
Çatışmaların doğası değişebilir (küreselleşmiş, yerinden edilme ve göç akışlarının etkisi, kara, su ve diğer kaynaklar üzerindeki çatışmalar vb.)
Askerlerin ekipmanları değişebilir. (enerji üreten ve gerektiren giyilebilir cihazlar vb.)
Başarılı iklim politikalarına ulaşmak için çok boyutlu bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Yaklaşımlar özel sektörlerde ve toplumda politikacıların etkili liderliğiyle sistem değişikliği yönünde olmalıdır. Teknolojik yenilikler ve bilginin değişime ulaşmadaki rolü göz önünde bulundurulmalıdır.
Bilginin değişim için kullanılabilirliğinin farkındalığı için seferberlik, iletişim ve ikna ediciliğinin önemini üzerinde durulmalıdır. Her bireyin iklim değişikliği, tarihi, mevcut durumu ve potansiyel çözümleri hakkında bilgilendirilmesinin üzerinde durulmalıdır.

Kaynaklar:
– NATO – Görüş: NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Güney Florida Üniversitesi (USF) öğrencileriyle ”NATO’nun Geleceği” konulu konuşma, 25-Mar.-2021
-NATO – Görüş: NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Merkezi (CISAC) Payne Seçkin Öğretim Görevlisi Rose Gottemoeller arasındaki konuşma, Stanford Üniversitesi, 09-Mar.-2021
-Alexander Verbeek, NATO DERGİSİ – Gezegenin Güvenliği: iklim değişikliğinin güvenlik üzerindeki etkileri
– İklim Güvenliği Nexus: Orduya Etkileri – BDCD (brusselsdialogue.net)Yarbay, Rene Heise, Atmosfer Fizikçisi, Bölüm Başkanı, Jeo Destek – Uçuş Sistemleri, Hava Operasyonları Komutanlığı – Geoinformasyon Merkezi, Alman Hava Kuvvetleri / Eski Bölüm Başkanı, METOC SPOPS, Müttefik Komuta Operasyonu, SHAPE
-İklim Güvenliği Nexus: Orduya Etkileri – BDCD (brusselsdialogue.net)
-@Alex_Verbeek; @Planetary_Sec; @ArtForOurPlanet

HENÜZ YORUM YOK

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!