Ana Sayfa KÖŞE YAZISI İstanbul’un fethi ve MKE’nin savunma sanayindeki rolü “1976-1982 tarihi hamlesinde Milli...

İstanbul’un fethi ve MKE’nin savunma sanayindeki rolü “1976-1982 tarihi hamlesinde Milli Harp Sanayimiz”(4)

0

Birinci Kısım (1923-1950)
Bu kısma umumiyetle ‘’ tek partili devre ‘’ de denebilir. Bu devrede, yeni devleti kurma gayretleri arasında ele alınan işlerden biri de iktisadi kalkınma meselesi olmuştur. Ancak, sermayenin ve teknik elemanların azlığı sebebi ile 27 yıllık bu devrede birkaç tesisten başka sanayileşme sahasında kayda değer büyük faaliyetlere rastlamak mümkün değildir.
İkinci Kısım ( 1950-1960)
Bu kısma ‘’ çok partili devre ‘’ de denebilir. Bu devrede liberal ve enerjik bir iktisadi politika uygulanmıştır. Devletçe alınan dış yardımlar daha ziyade alt yapı ve zirai gelişmeye yönelmiştir; Bunlardan elde edilen neticeler bütün sanayi faaliyetlerinin geliştirilmesinde müessir olmuştur. Özel sektörün kredi ihtiyaçlarını karşılamak üzere mevcut bütün imkanlardan faydalanılmış; Beynelmilel Kalkınma Bankası’nın da desteği ile ‘’Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’’ kurulmuştur.
Bu devrenin, İktisad ve Sanayi dallarına ait mühim faaliyetleri şunlardır;
a. Azot Sanayii ve Petrol rafineleri kurulmuş
b. Tekstil, çimento, şeker sanayileri memleket ihtiyacını karşılayacak seviyeye getirilmiştir.
c. Et kom binaları kurulmuştur.
ç. Devlet teşebbüslerinin hemen hepsinde önemli istihsal artışları görülmüştür.
d. Özel sektörün sanayi sahasındaki teşebbüs arzusu bariz bir hal almıştır.
e. Özel sektör sanayiinin gelişme hızı artmış ve flokuma sanayiinde devlet sektörü ile boy ölçüşür hale gelmiştir.
f. Umumi yatırımlar içerisinde özel sektör yatırımlarının payı %50 nin üstüne çıkmıştır.
g. Müstakbel yatırımlara zemin hazırlayan termik ve hidrolik santraller, barajlar, karayolları, limanlar gibi alt yapı yatırımları kesafet kazanmıştır.
On yıl süren bu devrede, bilhassa özel sektörde büyük gelişmeler görülmüştür. Sanayide meydana gelen inkişafa muvazi olarak, manevi sahada bazı gelişmeler görülmüş ve manevi-maddi kalkınmanın gene birlikte tezahür etmeye başladığı müşahede edilmiştir.
Üçüncü Kısım ( 1960-1976 )
Bu devreye ‘’planlı devreye giriş’’ de denilebilir. Planlı kalkınma faaliyetleri 1961 Anayasa’sının meriyete girmesiyle başlamış ve kalkınma planlarının yapılması Devlet’e vazife olarak verilmiştir. Bunun neticesi olarak Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuş; kalkınma planları yapılmış ve Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963 yılından başlayarak tatbikata konulmuştur.
Planların tatbiki sırasında sanayide bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu devrenin bir diğer hususiyeti de Avrupa Ekonomik Topluluğu ile münasebetler kurulmasıdır. Buna göre, imalat sanayiinin bir kısmı Oniki yıl içinde, bir kısmı ise Yirmiiki yıl içerisinde Ortak Pazar rekabetine açılmış olacaktır. Ortak Pazar memleketlerinin gelişmiş sanayileri karşısında sanayimizi koruyabilmek için yurdumuzun sanayi yönünden, tam olarak kalkınmasının ve bilhassa geri kalmış Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin en kısa zamanda geliştirilmesinin zarureti ortaya çıkmış ve sanayileşmede hamle yapılması maksadıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda 1975 yılında hummalı bir faaliyet başlamıştır.
7 nci DEVRE (1976 ve Sonrası )
Üçüncü Yaygın ve Büyük Sanayileşme Hamlesi, Bu devre, 1975 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında girişilen sanayileşme hamlesi çalışmalarının ikmal edilip, keyfiyetin Başbakanlıkça efkar-ı umumiyeye ilan edildiği 26.7.1976 tarihinde başlamıştır.
Uzun yıllar boyunca, iktisadi bünyemizde görülen en büyük sıkıntı, dış ödemeler dengesinin sağlanamamasındandır. Döviz giderlerine nispetle daha yüksek döviz gelirlerini sağlayacak plan ve projeleri tahakkuk ettirmedikçe bu dar boğazı aşmak imkansızdı. Dış Ticaret açığını ngiderilmesi gayesiyle ithalatın tahdidi veya devalüasyon yapılması doğru olmadığı gibi, özlenen büyük Türkiye’ye götüren çıkar yol da değildir.
Çünkü Türkiye’nin dış ödeme dengesizliğinin temelinde yatan ana sebep, bünyevi, iktisadi dengesizlik ve sınai geriliktir. Bünyevi sebeplerden neş’et eden bir dar boğazı, mali metotlarla gidermek çok güçtür.
İşte bu gaye ile 1975 yılından beri Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda hummalı bir sanayileşme planlaması üzerinde çalışılmış ve bu çalışmalarda bilhassa Türkiye’nin teknoloji ve ilim açığının en kısa zamanda kapatılmasına müteveccih bir strateji ve politikanın gerçekleştirilmesine azami derecede hassasiyet gösterilmiştir. Mezkur gayenin tahakkuku için titizlikle hazırlanan plan ve projeler hulasa olarak 29.7.1976 tarihinde basına açıklanarak, personel istihdamını ve yurt içi gelirini artıracak, fenni ve iktisadi yönlerden dışa bağımlılığını giderecek ‘’ Büyük Kalkınma Hamlesi’’nin ‘’Teknolojik İnkılab’ın ‘’ ilk müjdesi verilmiştir.
Bu büyük kalkınma hamlesinde, Türkiye Ağır Sanayii kurarken bunun en önemli ve en şerefli bir büyük bölümü, Makine ve Kimya Endüstri Kurumuna düşmektedir. Bilindiği gibi Makine ve Kimya Endüstri Kurumu tarihi bir müessesemizdir. Sultan Fatih İstanbul’u fethederken kurmuştur. Tarihte ilk defa seri halinde topları icad ederek ve en ileri askeri teşkilatı kurarak göreve başlayan bu kuruluşasırlar boyu “Tophane-i Hümayun” adıyla kahraman ordumuzun silah ve vasıtalarını imal etmiştir. İstiklal harbimiz esnasında da Ordumuzun silahlarını ve mühimmatını ikmal etmeyedevam etmiş olan “Tophane-i Hümayun” un adı 1950 yılında M.K.E Kurumuna çevrilmiştir.
(Devamı gelecek yazımda….)

HENÜZ YORUM YOK

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!