Ana Sayfa KÖŞE YAZISI Yerli Malı Haftası

Yerli Malı Haftası

1

Geçtiğimiz hafta geride bıraktık, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftasını. Çocukken bizlere öğretilen, büyüdükçe sahiplenmek den uzaklaştığımız, Yerli Malı Haftasını. Bizim çocukluğumuzun güzel değerleri vardı. Şimdiki nesil gibi çok rahat bir hayat yaşamadık ama sanıyorum çok daha mutluyduk. Çok daha farklı değer kavramlarımız vardı. Gelenek ve göreneklerimiz farklıydı dolaysı ile yaşam kültürümüz de farklıydı. İhtiyaçlarımızı yoktan var etmeyi öğrenmiştik.
Mesela kendi oyuncaklarımızı kendimiz yapardık. Elle tutulur gözle görülürdü oynadığımız nesneler. Yani sanal oyuncaklarla tanışmadık biz hiç. Doğal beslenir, doğal yaşardık. Yamalı giyinirdik ama moda olduğu için değil, yenisine yetecek paramız olmadığı için. Bu olanaksız yaşam koşulları bize doğru yol ve yöntemleri öğretti belki de!
İlkokulda okuduğumuz yıllarda Yerli Malı Haftası’nı kutlardık, okuduğumuz okulların sınıflarında. Okul sıralarımız; şimdiki beş yıldız otellerin, tatil köylerinin açık büfesine dönerdi yerli malı kutlaması yaptığımız gün. Ama tabi ki o gösterişli süslü püslü sağlıksız yiyecekler ile değil, tamamen bahçelerimizden topladığımız; Portakal, mandalina, elma, armut, ayva, kuru üzüm, kuru incir, kestane, fındık, ceviz, fıstık, kuru kayısı, patlamış mısır, ev yapımı pastalar ve yaprak sarmalar olurdu sıralarımızın üzerinde. Konsantre içecekler değil evde sıktığımız meyve sularını içerdik. Bütün sınıf hep birlikte türkü gibi sözcüklerimizi tekrarlardık hep bir ağızdan. “Yerli Malı Yurdun Malı, Her Türk O’nu Kullanmalı.”
Büyüdükçe detaylı bir şekilde öğrendiğime göre: Atatürk başkanlığında, bin dokuz yüz yirmi üç yılında İzmir İktisat Kongresi toplanır ve bu kongrede yerli malların üretilmesi ve kullanılması kararı alınır. Yerli Malı Haftası 1. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amacıyla kutlanmaya başlanmış. Bin dokuz yüz kırk altı yılından itibaren kutlanmaya başlanan Yerli Malı Haftası’nın adı, bin dokuz yüz seksen üç yılı itibariyle Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirilmiş.
Geçtiğimiz yıllarda; Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü sınıflarda hala kutlanıyor olması, yerli üretimin farkında lığı için doğru bir eğitim yöntemi. Çünkü ithal tükettiğimiz her ürüne ödediğimiz para cebimizden kaybettiğimiz paradır. Çünkü yerli üretime ödediğimiz para, arkadaşımıza ödünç verdiğimiz paradır. Arkadaşımıza ödünç verdiğimiz para elbet bir gün dolaylı yönden geri dönecektir. Oysaki kaybettiğimiz paranın geri dönüşü ise asla olmaz, olamaz. On iki Aralık ile on sekiz Aralık tarihi arasında okullarda kutlanan Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası’nın; günümüzde, içersinde bulunduğumuz Pandemi (Covit 19 ) nedeni ile kutlanıp kutlanamadığını tam olarak bilmiyorum.
Yıllar önceydi. Kızımın ilköğretimde okuduğu zamanlar. Bir gün akşam iş yerimden eve geldiğimde, evde olağan üstü bir hazırlık yapıldığını gördüm. Yaprak sarmalar, pastalar, börekler, kekler hazırlanıyor, bir taraftan da meyve sıkılıyor meyve suyu hazırlanıyordu. Nedenini sorduğumda; “Yarın okulda Yerli Malı Haftası kutlaması varmış.” Dediler.
Sabah kahvaltıdan sonra bir çanta yiyecek ve içecek ile yolcu ettik kızımı. Akşam eve döndüğümde, yemekten sonra sordum; “Kızım neler getirmiş arkadaşların bu gün okula?” Diye. Kızım, hepimizin bildiği atıştırmalık yiyecekleri saydıktan sonra, yine hepimizin bildiği yabancı üretim malı olan renkli gazlı içecekleri saymaya başladı, birkaç ithal çikolata ismi saydı. Peki, öğretmeniniz ne dedi bu duruma diye sordum; “Hiçbir şey demedi, o da bizimle beraber yedi içti.” Diye cevap verdi!
Bizim kuşağın ilkokulda kutladığı Yerli Malı Haftası’nı düşündükçe üzüldüm içinde bulunduğumuz duyarsızlığa. Biraz önce de bahsettiğim gibi bağlarımızdan, bahçelerimizden topladığımız yemişler, kuruyemişler ve annelerimizin el emeği yiyecekler ile kutladığımız Yerli Malı Haftaları nerede? Günümüzde çocukların çantalarına konan asitli ithal içecekler ve abur cubur yitecekler ile kutlanan Yerli Malı Haftaları’na. Şaka gibi ya da fıkra gibi diyebilirsiniz.
“Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı!” teması işlenmişti hafızalarımıza. Bizim kuşak hiçbir zaman, ithal renkli gazlı içeceklerle yerli malı haftası kutlamadı! Bizim kuşak ithal çikolatalarla da yerli malı haftası kutlamadı! Çünkü biz neyi kutladığımızı çok iyi biliyorduk. Daha doğrusu öğretmenlerimiz çok iyi biliyordu ki bizlre de öğretmişlerdi yerli malının ne demek olduğunu. Bu gün bile bakkallardan bir şey alırken ürünün üzerindeki ülke üretim kodunu okur, barkot numarası ülkemizinse o ürünü almaya özen gösteririm. Bu çocukluğumuzda öğrendiğimiz doğruları hayatımız boyunca uygulamaktır. O doğrulara sahip çıkmaktır.
Ne kadar acı! O dönemin öğretmenleri nerede? Bir kuşak sonrası ithal yiyecek ve içecekler ile yerli malı haftası kutlayan öğretmenler nerede? Neyi kutladığının farkında olmayan öğretmenler! Siz önce kendi kendinize öğrenin çünkü öğrenmenin yaşı yok. Yerli Malı Haftasının anlamını kavrayın, felsefesini öğrenin önce. Kendiniz özümseyin ki öğrencilerinize anlatabilesiniz.
“Eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır.” Sözünde de belirtildiği gibi, eğer özünüze kültür ve bilinç işlememişse siz istediğiniz kadar eğitim alın istediğiniz kadar diplomalarınız olsun hepsi hiçbir işe yaramaz.
Öğretmen, sadece çocuğa okuma yazma, coğrafya, tarih matematik öğreten değildir. Öğretmen çocuğu eğitendir, yarınlara bilgili ve bilinçli bir birey olarak hazırlayandır. Öğretmen gelecek toplumların temelini atandır. Öğretmen bir milletin rehberidir. Önderidir. Öğretmenin de kim olduğunu bilmesi en doğal görevi ve sorumluluğudur.

1 YORUM

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!