Ana Sayfa GENEL Ortadoğu’nun yeni değişim halkaları Suriye ve İran

Ortadoğu’nun yeni değişim halkaları Suriye ve İran

0

  Bu gelişmelerin Suriye’de yaşanan gerginlik ve Türkiye’nin de siyaseten bu karmaşaya dâhil olduğu bir dönemde ortaya çıkması manidardır. Aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel olarak kendi sınırları dışında çeşitli faaliyetlerde bulunmasının başta Fransa’yı rahatsız ettiği ve mücadelede bir kırılma noktasına gelinmiş olduğu öne sürülebilir. İlk stratejik hamleyi Fransa’dan görmüş olduk. Bakalım Türkiye’nin karşı hamleleri neler olacak. Kanımızca bu mücadelede ciddi bir aksilik yaşanmaz ise uzun vadede Türkiye avantajlı durumdadır. Ancak, Ermeni tasarısını sürekli gündemde tutmanın ve gerginliği sürdürmenin Türkiye için olumsuz olacağı, bir nevi Fransa’nın politikasının reklâmcılığına soyunup konuya ilgisiz kişilerde bile olumsuz yönde bir farkındalık yaratabileceği düşünülmelidir.

  Suriye, Birinci Dünya Savaşının ardından bölge halkının İngiliz sömürgesini istemesine rağmen Fransız mandasına verilmişti. İkinci Dünya Savaşının ardından dünyada yaşanan sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanmaları sürecinde Fransa bölgeden ayrılmış ancak bağlarını koparmamaya çabalamıştır. Bu tarihsel bağ dolayısıyla Fransa’nın Suriye ve Lübnan ile ilgili konularda kendini öne çıkarması beklenen bir durumdur. Ancak yine tarihsel bağları itibarıyla İtalya’nın önem verdiği Libya’da Fransa’nın öne çıkması, Avrupa’nın petrol tedarikçisi olan Libya ile ilişkilerine yeni bir boyut kazandırmış görünmektedir. Acaba Libya petrolünü garantileyen AB’nin girdiği ekonomik darboğaz nedeniyle de Ortadoğu macerasını şimdilik rafa kaldırdığı söylenebilir mi? İran’a yapılabilecek petrol ambargosu ifadelerinin altında acaba bu gerekçe var mıdır? Nihayetinde Suriye’de yaşanacak değişimin Ortadoğu ülkelerinin iç dengelerinde de bir değişim etkisine sebep olabileceği, ancak bu değişimin bir dış askeri müdahaleden çok değişen güç dengelerine göre uzlaşıya dayalı olarak gerçekleşebileceği öngörülebilir. Basında yer alan Esad’ın uzlaşı arayışları bu öngörüyü destekler niteliktedir.
  İran’da yaşanan nükleer enerji krizinin veya nükleer güç olma mücadelesinin amaç olduğundan çok bir batı dünyası ile arasının açılmasında araç olma ihtimali vardır. Daha doğrusu İslam Devrimi ile batıdan uzaklaşan İran’ın uzak kalması için ve kendi başına var olması için bu tür enstrümanlara ihtiyacı her zaman bulunmaktadır. Önemli olan batının da uzaklaşmak için bu enstrümanlara cevap verip vermemesidir. Şu durumda iki tarafta uzaklaşmak yönünde iradeye sahiptirler. İran Avrupa’dan uzaklaşırken muhtemelen başka güçlerle yakınlığa gidecektir. Bu alternatiflerin Rusya veya Çin olması kuvvetli ihtimallerdir. Bu iki BM güvenlik konseyi üyesinin böyle bir ihtimal karşısında İran’ın batı’dan uzaklaştırılması politikalarına koşullu olarak desteklerken herhangi bir müdahaleye maruz kalmasına ise kesinlikle karşı olmaları beklenmelidir.    

HENÜZ YORUM YOK

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!