Ana Sayfa GENEL Petrolün laneti

Petrolün laneti

0

  Arap Baharı, Kuzey Afrika ve Ortadoğu Arap ülkelerinde (Tunus, Mısır, Yemen, Suriye, Libya) gerçekleşen ayaklanmalara , devrimlere ve işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü, usulsuzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sorun sonucunda önce Tunus’da Muhammed Bouzazi’nin kendini yakmasıyla başlamış olan olaylara  verilen ad. Aslında Türkçe’de Arap devrimlerine Arap Baharı denme nedeni, İngilizce’de Arabian Spring denmesinden kaynaklanıyor

  Petrole sahip olan ülkelerin başına gelmeyen kalmadığı, bir türlü iç istikrarlarının olmadığı, dış etkilere her daim açık oldukları söylenegelir. Ancak kimse vahşi sonuçlarını televizyonlarından iğrenerek seyretmemiştir herhalde. Kaddafi’nin kendi vatandaşları, ben sizin babanızım dediği halkı tarafından linç edilişi tarihi dönüm noktalarından biri olmaya aday görünüyor. Batıda bu tür operasyonları zimmî olarak destekleyen halklar bile bundan sonra neye destek olduklarını, neye sebep olduklarını sorgulayacaklardır muhtemelen. Arap Baharı olarak adlandırılan bu garip halk hareketlerinin gelmiş olduğu nokta, başlangıcındaki şüpheleri ve anormallikleri kat kat aşmış bir hale gelmiş bulunuyor. Libya’da yaşanan bu hazin sonucu ne bir zafer sayabilmek ne de demokratik bir düzenin işareti görmek mümkün değil. Libya’da devlet otoritesi kurabilmek ve buna saygı duyabilecek bir halk yaratmak oldukça zor görünüyor. Umulur ki biz yanılırız ve Libya halkı yakın zamanda huzur bulur.

  Arap baharının ilginç ve sorgulanmaya değer bir yanına dikkat çekmek gerekiyor. Afrika’nın ve Ortadoğu’nun kuzeyini kavuran isyan ve halk hareketi dalgası güneye inmekte başarısız kalmış görünüyor. Arap ülkeleri içinde en demokratik sayılabilecek Mısır’da bir devir kapanıp yeni bir dönem başlarken monarşik yönetimlerde yaprak bile kımıldamıyor. Arap coğrafyasının geleceğinde demokrasilerin değil monarşilerin hâkim olacağını beklemek yanlış olmayabilir. Öyleyse Kuzey Afrika’nın karizmatik liderlerine ve yönetimlerine ne oldu da bir trajediye kurban gittiler. Arap baharı rüzgârının hedefi Arap coğrafyasının marjinal güçlerinin törpülenmesi ve yeni kurulacak düzene daha itaatkâr yönetimler ve daha homojen bir yapı oluşturmak olabilir mi? Başından beri yaşananların Arap halklarının demokrasi özleminden başlayan hareketler olduğu varsayılırsa, bu kaos ortamında monarşik rejimlerin de tarih olması beklenirdi.

  Mevcut gerçekliğin bundan oldukça farklı olması işin içinde kamuoyu tarafından öngörülemeyen ve anlaşılamayan farklı boyutların ve hesapların olduğu şeklinde yorumlanabilir. Özet bir tahlille, yaşanan gelişmelerin bölgesel dinamiklerden çok emperyal bir düzenlemenin sonuçları olduğu söylenebilir. Devrilen liderlerin güçlerini halklarından almadıkları, bundan sonrakilerinde güçlü liderler çıkarmakta ve güçlü devletler kurmada sorunlar yaşabilecekleri söylenebilir.

  Türkiye’nin de özellikle Libya trajedisinden çıkaracağı dersler vardır. Kontrol edemediğiniz süreçlerde paydaş olmanız sizi ortaya çıkan sonuçlardan da sorumlu tutar. Sonuçlarını kabullenemeyeceğiniz, tasvip etmeyeceğiniz gelişmelerde en azından kendi kaynaklarınızın kullanılmasına müsaade etmemeniz gerekir. Ne kadar kötü bir idareci olsa da insanlar yargılanmayı, hukuka göre cezalandırılmayı en azından insan olmak gereği hak ederler.

  Türk toplumunun ekranlarından seyrettikleri trajik sonu sanırız kabullenmekte zorlanmıştır. Ancak uluslar arası düzen Kaddafi döneminin kapanmasına karar vermiştir. Yakalanan çocuklarının dahi yaşamasına müsaade edilmemesi, eski rejimin kazara geri dönmesinin ilelebet önlenmesine yöneliktir. Petrolün zenginliği üzerine kurulu bir rejim gücünü sağladığı petrolün geleceğinin hesapları yüzünden başka bir deyişle onun laneti yüzünden tarih sahnesinden silinmiş görünüyor.

HENÜZ YORUM YOK

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!