Ana Sayfa GENEL Durun gençler, bu cadde çıkmaz sokak

Durun gençler, bu cadde çıkmaz sokak

0

  Üstad Necip Fazıl Kısakürek, Destan şiirini 1947 yılında yazmış. Bugün yaşadığımız toplumsal olayları televizyon ekranlarından izlerken hep bu şiir aklıma gelir. Geçen haftalar içerisinde önce polislerin öğrencilere karşı orantısız güç kullanması, ardından öğrencilerin siyasetçilere yumurta atma eylemi ve birçok defa şahit olduğumuz çocukların, gençlerin polis panzerlerini Yüksekova’da taşlamaları, molotof kokteyli atmaları sahnelerini hepimiz televizyonlarımızın başında izledik. Üstad’ın Destan şiiri sanki dün kaleme alınmış gibi.  Şiirin yazılmasının üzerinden 63 sene geçmesine rağmen canlılığını bugün de koruyor.

  Bu eylemleri TV den izlediğimizde küçük çocuklar ve gençlerin eylemlerde kullanıldığını görüyoruz. Onlar, enerjilerini bu tür olumsuz eylemlerde tüketiyorlar. Ah! bir farkına varsalar! İnsanlar kalabalığın içine girdiler mi fark etmeden kalabalığın içinde yok oluyorlar. Düşünceleri slogan oluyor. Başkalarının fikirlerini sloganlaştırıp haykırmaya başlıyorlar. Ya kalabalık ile birlikte yürüyeceklerdir ya da ezileceklerdir. Kalabalıklara linç psikolojisini enjekte etmek de daha kolaydır. Kalabalıklar adeta linç grubu olmaya adaydır. En küçük kıvılcım kalabalığı toplumsal çatışmanın aktörü haline getirebilir. Kalabalıkların nerde duracağını bilmek güçtür. Ne yapacağını bilmek ve onları ikna etmek de zordur. Sözün bittiği, sloganın başladığı, eylemin başladığı yerde kaos vardır. Onun için konuşmak ve dinlemek lazım.

  TV’de Anayasa Profesörü İstanbul AKP milletvekili Burhan Kuzu’ yu seyrederken bunları düşündüm. Hem konuşma yapmaları için siyasetçileri çağıracaksın hem de konuşturmayacaksın. Bırakın herkes istediği gibi konuşsun. İnsanları susturmamak gerek. Düşünceler ifade edilmezse birbirimizi anlayamayız. Bugünkü sıkıntımızın temeli de bu değil mi? Şaşırtıcı olan Siyasal Bilgiler Fakültesine devam eden öğrencilerin dinlemeyi bilmemesi. Benim birde anlamadığım ve daha kötüsü ise on ya da yirmi kadar öğrenciye salondakilerin tepki göstermemesi. Alkışlayarak tepki gösterilebilirdi diye düşünüyorum.

  Geçen aylarda Mehmet Altan’ ın konuk olduğu Adapazarı AKM deki konferansa katıldım. Yakın zamanda öğrenci protesto eylemini orada gördüm. Büyükşehir belediyesi konuşmacı olarak Mehmet Altan’ı getirmişti. Mehmet Altan konuşmaya başlayınca salonun farklı yerlerine özellikle yerleştirilmiş gençler sloganlar atmaya başladılar. Salonda bir an sessizlik oldu. Mehmet Altan, bırakın 10 dk süre ile konuşsunlar dedi. Ama inanın 10 dakika konuşacak kelime dağarcığına sahip değillerdi. Çok üzüldüm. Sonra salonda bir alkış koptu, protestocularda dışarı çıkarıldı. Onlardan geriye ise işbirlikçiler yargılanacaksınız, AKP uşakları, gibi sloganlar aklımda kaldı.

  İnsanlar kalabalık içerisinde özgüvenlerini kaybederler. Sürü psikolojisi ile hareket etmeye başlarlar. Düşünemezler. Kalabalıklar hareketlenmeye görsün. Bu gücün önünde kimse duramaz. Artık söz bitmiştir. Slogan ve eylemler vardır. Önce yumurta sonra taş belki de silah! Bu millet bu filmi geçmişte yaşadı. 6-7 eylül olaylarından tutunda, Maraş olaylarına Sivas olaylarına kadar birçok acı tecrübe yaşadı. Geçmişte insanların birbirine karşı intikam alma duygusuyla hareket ettiklerini biliyoruz. Geçmişimizdeki bu olayların izlerini hala silmeye çalışıyoruz.
  Burada aydınlara büyük görevler düşmektedir. Gerektiğinde ezilme pahasına da olsa ortaya çıkıp yapılanın yanlış olduğunu ifade etmeleridir. 1200 lü yıllarda yaşayan Mevlana’nın verdiği vaazı kılık değiştirerek, Çöl Gülü adlı bir fahişe dinlemeye geliyor. Vaazı dinlerken cemaat fark ediyor. Çöl Gülü dışarı çıkıyor. Önce cami avlusunda sonra sokakta, camiden çıkanlar, kadının üzerine yürüyor. Her şeyin bitti dendiği anda Tebrizli Şems kalabalığın önüne gelerek kollarını açıyor ve Çöl Gülünü kalabalığın hışmından kurtarıyor. İşte aydın kesiminin ve siyasetçilerin olaylar karşısında Necip Fazıl’ın Destan şiirinde ifade ettiği  ” haykırsam kollarımı makas gibi açarak”  dizesine uygun tavır alması gerekir. Bu tür olaylar karşısında sürü psikolojisi ile aynı tepkiyi vermek bize bir şey kazandırmaz.

 

Destan

 

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,
……………………………………………,

 

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

…………………………………………..,

1947

                            Necip Fazıl Kısakürek

HENÜZ YORUM YOK

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!