Hüseyin Seyrek…
Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde kalabalık bir ailenin en küçük çocuğuydu Hüseyin
Bu yazıya konu olmasına sebep ise başı mor yazmalı kadınların hastane kapısında Kürtçe olarak yaktıkları ağıtlardı Ağıtlarda neler denildiğini anlayamıyorum ama “Ah Hüseyin, Vah Hüseyin” kısımları, acının ortak dili olsa gerek
Evet Hiç kimseler fark etmedi Hüseyin’i Yoksul bir ailenin çocuğuydu, yoksulluklarını da çocukluğunu da kimseler fark etmedi
“Çocuk İşçiliğine Hayır!” diyen lakırtılara, projelere aldırmayın siz, Hüseyin’in çöplükten topladıklarını satarak ailesine destek olmaya çalıştığını kimseler fark etmedi Hey şey gözümüzün önünde oluyordu ama biz fark etmiyorduk, önemsemiyorduk Öyle ya, hayat dediğin şey zordur zaten ”Hayat, sarp, dolambaçlı ve dikenli bir yoldur” öyle der ya, çok bilenlerimiz
Hüseyin 13 yaşındaydı Karakaşlı, kara gözlü bir oğlancıktı Hüseyin
Kalabalık bir ailenin en küçük çocuğuydu Yoksuldu, etrafında ne varsa yoksuldu Neye ihtiyacı varsa “kıt”tı Ama o aldırmadı yoksulluğa O, küçücük yüreğini hep temiz tuttu O, küçücük yaşında helal yoldan kazanmanın yolunu tuttu Hayatın sarp ve dolambaçlı bir yol olduğuna dair beylik söylemlere aldırdığı da yoktu Hüseyin’in, o, yüreğine ve bileğine güveniyordu
Yoktu, yoksuldu, kimseler bilmedi, kimseler fark etmedi Hüseyin’i Fark edilmeden ama dünya çilesinin farkında olarak yaşadı Hüseyin
Hani çöplükler vardır, yanından yöresinden geçerken göynü bulanır insanın İşte Hüseyin ekmeğini o çöplükten çıkartıyordu Abisiyle beraber her gün geliyordu çöplüğe ve hurda niyetine ne bulursa biriktiriyor ve birkaç liraya satıp evin geçimine katkıda bulunuyordu
On üç yaşındaydı Hüseyin ve ekmek davasına tırnaklıyordu çöpleri O,çöplerin arasında, bir zaman sonra, o çöplerden biri haline geliyordu ve kimseler fark etmiyordu
Tenekelerle yığılı bir çukuru fark edince hiç düşünmeden girdi çukurun içine Bir sürü teneke demek daha çok para demekti zati Tenekenin, demirin hurdası daha makbuldür, hem ağır basar hem de kâğıttan, plastikten daha iyi para ederdi Kimseler fark etmedi o tenekeleri ve Hüseyin’in o çukura girdiğini Bir buldozer de çöpleri istifliyordu aynı zamanda Ve buldozer geldi, Hüseyin’in bulunduğu çukurun üzerini çöplerle kapattı Kimselerin fark etmediği Hüseyin’i buldozer şoförü de fark etmemişti Kimselerin fark etmediği ve çöplükteki çöplerden biri haline gelen Hüseyin’in hikâyesinin üzeri çöplerle örtüldü
Hüseyin’i kimseler fark etmedi Öldü Hüseyin ve ana haber bültenlerine konu oldu, Hüseyin ölünce fark edildi
Ve şimdi kulaklarımızda Kürtçe bir ağıt Ah Hüseyin!…Vah Hüseyin!..