Ana Sayfa GENEL Gurbette eskiyen bayramlar

Gurbette eskiyen bayramlar

0

  Bir ay boyunca Allah rızası için oruç tuttuktan sonra, ibadetlerimizi yapmış olmanın huzuru içerisinde Ramazan Bayramını kutluyoruz. Bayramlar; dostluk ve kardeşlik duygularının daha çok paylaşıldığı, küskünlerin barıştığı, eş, dost akraba ziyaretlerinin gerçekleştiği, milletimiz ve tüm Müslümanlar için müstesna günlerdendir. Ramazan Bayramının öncelikle, Ülkemize, Müslümanlara ve tüm insanlık âlemine barış, dostluk, bereket getirmesini temenni ediyorum.

  Gurbette geçirdiğim her bayram sabahı şu düşünceler aklıma gelir; çocukluğumda, bizim evde bayram günleri bir gün önceden başlardı. Bir gün önceden hazırlanır, Kırıkhan’a dedemlere giderdik. Minibüste elbiselerimiz buruşacak diye annem bizlere yeni elbiseleri giydirmezdi. Heyecanla sabah namazını beklerdik. Sabah namazına giderken güzel elbiseler giyilirdi. Sabah namazına çoluk çocuk gider, camiye doluşurduk. Ah hutbeler yok mu? Çocukça ama bir an önce bitsin diye kapıya bakardım. Cami çıkışında bayramlaşırdık. Eve geldiğimizde sabah kahvaltısı bizi beklerdi.  Ardından, mezarlık ziyaretleri yapılırdı. Babam, bizim oralarda bayram sabahları yollarda satılan murt çalıları vardır, onlardan alırdı. Akraba mezarlarının üzerlerine onları birer, ikişer diker ve sulardık. Yasin, okunurdu mezarların başında. Mistik bir hava oluşurdu. Babamın, en çok annesinin mezarı başında gözleri dolardı. Mezarlık ziyaretinden sonra bayramlaşmalar, harçlıklar, el öpmeler derken akşamın nasıl olduğunu bilemezdik.

  Şimdi ben 9 yıldır bayramları gurbette geçiriyorum. Düşünüyorum da babam kadar da olamadım, tam 9 yıldır bayramlarda babamın mezarını ziyaret edemedim. Bayramlarda sıla_i rahim kısmet olmadı. Gurbette geçirdiğim her bayram sabahı bu düşünceler aklıma gelir. Bir burukluk yaşarım.

  Birçoğumuz şimdi , “Nerede o eski bayramlar” diyoruz. Belki buna sebep zamandır, ya da yaşamın ta kendisidir. Biz mi değiştik? Yoksa bayramlar mı? Tabii değişen biziz, bayramlar değil. Değişen isteklerimiz, beklentilerimiz ve tabii ki hayat görüşümüz… Birde bizim kuşak, çoğu bayramdan bayrama yeni kıyafetler alırdı. O kadar harçlığı bayramlarda bir arada görürdük. Öteki bayrama kadar anlatırdık. Şu kadar harçlık topladım, lunaparka gittik, şu akrabaları ziyarete gittik, diye. Şimdi öyle mi? Kıyafetler eskimeden yenisi alınıyor. Harçlık keza öylesine….

  Ama yine de her çocuk için bayram aynıdır, aynı güzelliktedir. Bayramlar; O’nun için seker toplamak, harçlık almak, yeni kıyafetlerin alınmasıdır. Şuanın çocuğu olan kişi yarın büyüdüğünde o da aynı büyüklerimiz gibi bizler gibi hey gidi eski bayramlar diyecekler,  bayramlar eskimez sadece bizler büyürüz..

  Ama ne olursa olsun bayramlarımız yaşantımızda hep oldular ve ebediyen bundan sonrada hep olacaklardır.

  Çocuklarımıza kültürümüzü öğretelim, onlara milli ve dini bayramların anlamını, önemini ve bayramlarda neler yapılması gerektiğini çok iyi öğretmeliyiz. Nesilden nesile kültür aktarımı ancak böyle olur. Çünkü geleneklerin, göreneklerin yazılı kuralı yoktur. Bu her millette böyledir. Unutmayalım ki, onlar yarının büyüğü olacak bizim yaşadıklarımızı yaşayacaklardır. Bugün bizim unuttuklarımızı, onlar yarın hatırlamayacaklardır. Bugün kaybettiğimiz değerleri onlarda yarın kaybedeceklerdir. Gün geçtikçe değişen bizler mi yoksa bayramlar mı diye sorup duracağız, hep aynı cevabı vereceğiz değişen bizleriz, bizleriz…

HENÜZ YORUM YOK

YORUM YAP

Please enter your comment!
Please enter your name here

error: Content is protected !!